SAĞLIK - 09 Ekim 2015 Cuma 16:51

Aziz Sancar’ın buluşu tıp dünyasını heyecanlandırdı

A
A
A
Aziz Sancar’ın buluşu tıp dünyasını heyecanlandırdı

Nobel Kimya ödülüne layık görülen Prof. Dr. Aziz Sancar’ın "DNA onarımı" adını verdiği buluşu, tıp dünyasını heyecanlandırdı.

Dr. Sancar’a Nobel getiren buluşun sırları hakkında bilgi veren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Uzmanı Tıbbi Onkolog Prof. Dr. Taner Demirer, buluş sayesinde özellikle kanser hastalığının tedavisi noktasında ışık olması beklendiğini kaydetti. Dünya tıbbı alanında Sancar’ın buluşunun büyük bir başarı olduğunu ifade eden Demirer, “Hücrelerin içerisinde DNA var. Normalde insan vücudunda hücreler çoğalıyor. DNA kendisini yeniliyor ve çoğalıyor. Normalde DNA bu çoğalmalardan hasar alabiliyor ve kendini tamir edebiliyor. Bazı insanlarda bu tamir mekanizmalarında bozukluk olabiliyor. Tamir mekanizmalarında doğuştan kalıtsal bozukluklar oluyor. Bu bozuklukları tamir etmede sıkıntısı olan hastalara çevresel faktörler devreye girmeye başladığı zaman güneş ışınları, ultraviyole ışınları, toksit maddeler veya sigara, alkol gibi devreye giren çevresel faktörler hastalığın ortaya çıkmasına neden oluyor” diye konuştu.

"TIPTA ÖNEMLİ BİR ADIM"

Sancar’ın buluşunun DNA’nın tamir mekanizmalarındaki bozuklukları ortaya koyacağını kaydeden Demirer, “Kalıtsal bozukluklar önem arz ediyor. Kalıtsal olarak DNA’nın kendisini kopyalamasında kalıtsal bozukluklar mevcut. Bu kalıtsal bozukluğu mevcut olanlarda çoğalma aşamasında kolon kanseri gelişiyor. Tamir mekanizmalarının ortaya konması mekanizmanın aydınlatılması bize neyi sağlayacak? İleride bu mekanizmalar tanımlandıkça bunlara uygun ilaçların geliştirilmesi, tamir mekanizmalarının düzeltilmesi, tamirdeki hatanın ortadan kaldırılmasına sağlayacak. Önümüzdeki 20-30 yıllık vadede buna uygun ilaçların geliştirilmesi bu kanserlerin ortaya çıkmasını engelleyecek. Kanserin oranını ciddi şekilde azaltacak. Önemli bir adım tıpta. Özellikle bu tür ilerlemelerle tıpta öyle bir aşamaya geleceğiz ki 50 yıl sonra kemoterapi uygulamaları ortadan kalkacak. Gen tedavileri devreye girecek. Öyle bir zamana geleceğiz ki kanser artık dünyada tehlike olma riskini gittikçe azaltacak. İlaçların yerini yeni tedavi yöntemi alacak. Özellikle DNA tamir mekanizmaları kalıtsal olarak bazı ailelerde bozuk. Bunun teşhis edilmesi mekanizmaların bilinmesi bu aile bireylerinde bozuk mekanizmalara yönelik ilaçların geliştirilmesi ve kullanılması sağlanacak. Dolayısıyla deri, kolon kanserlerinin oranı azalacak” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.