SAĞLIK - 12 Eylül 2022 Pazartesi 11:35

'Bağışıklığı güçlü tutmanın en önemli yolu yeterli ve dengeli beslenmekten geçiyor'

A
A
A
'Bağışıklığı güçlü tutmanın en önemli yolu yeterli ve dengeli beslenmekten geçiyor'

Doç. Dr. Erdal Dilekçi, “Mevsim geçişleri özellikle salgın hastalıklar açısından birer virajdır. Bu nedenle vücudun bağışıklığını güçlendirmek ve güçlü tutmak büyük önem taşır'' dedi.

Medicana Çamlıca Hastanesi FTR Uzmanı - Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Ünitesi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Erdal Dilekçi, mevsim geçişlerinde bağışıklığı güçlü tutmanın yolları hakkında açıklamalarda bulundu. Mevsim geçişlerinde bağışıklık sistemini güçlü tutmak için dengeli ve mevsiminde beslenme, düzenli hareket, kaliteli uyku gibi rutinlerin önemini vurgulayan Medicana Çamlıca Hastanesi FTR Uzmanı - Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Ünitesi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Erdal Dilekçi, “Mevsim geçişleri özellikle salgın hastalıklar açısından birer virajdır. Bu nedenle vücudun bağışıklığını güçlendirmek ve güçlü tutmak büyük önem taşır. Sonbaharın gelişi ve önümüzdeki günlerde havaların soğuyacak olması kış hastalıklarını da artıracak. Bağışıklığı güçlü tutmanın en önemli yolu yeterli ve dengeli beslenmekten geçiyor. Bununla birlikte uzman hekim kontrolünde ve önerisiyle yapılacak ozon terapi, yüksek doz C vitamini, glutatyon gibi takviyeler de hastalıklara karşı kalkan oluşturmamıza yarar sağlıyor” dedi.

Bağışıklık dendiğinde aslında en önemli destekleyicimizin ozon olduğunu belirten Doç. Dr. Dilekçi, “Ozon, üç oksijen atomundan (O3) oluşan renksiz bir gazdır. Tıbbi açıdan ozon tedavisi 100 yılı aşkın kullanılmaktadır. Ozon tedavisi, bir hastalığı veya yarayı tedavi etmek için vücudunuza ozon gazı verme sürecini ifade etmektedir. Bağışıklık sistemini uyararak vücutta olan bir sorunu ortadan kaldırmak için kullanılabilmektedir. Ozonun vücut sıvılarına temas etmesiyle ortaya çıkan reaksiyonlar vücutta kırmızı kan hücrelerini artırmakta, bu da oksijen oranını yükseltmektedir. Ozon tedavisinin vücutta bozulmuş olan sağlıksız süreçleri olumlu etkilediği bilinmektedir. Oksitleme özelliğinin yüksek olması sayesinde mikroorganizmaları ve toksinleri yok ederek günümüzde sterilizasyon ve filtreleme işlemlerinde kullanılan ozon gazından tamamlayıcı tedavi yöntemi olarak da faydalanılmaktadır. Ozonun bakteri, virüs, mantar, maya, protozoa gibi olumsuz etkenleri temizlediği bilinir” şeklinde konuştu.

Doç. Dr. Dilekçi, ozon tedavisi hakkında şöyle konuştu:

Ozonun etki mekanizması

''Ozon güçlü okside edici özelliğinden dolayı zararlı mikroorganizmaları öldürmenin yanı sıra vücutta zamanla biriken toksinleri de (yaşlanma, enfeksiyon, ilaç kullanımı, gıda katkı maddeleri, temizlik ve kozmetik ürünleri vb.) nötralize eder. Kronik hastalıkların tedavisinde etkilidir.

Ozon tedavisi nasıl uygulanır?

Ozon tedavisinin sıklığı ve dozu; hastalığın seyri, ek hastalıkların varlığı, hastanın yaşı ve durumu gibi farklı parametreler göz önünde bulundurularak belirlenmektedir. Ozon tedavisi ‘kişiye özel’ düzenlenmelidir. Ozon tedavisi bakanlık tarafından özel eğitim sonrasında sertifikalandırılan hekimler tarafından yapılmalıdır.

Ozon Tedavisi Kimlere Uygulanabilir?

Ozon tedavisi uygulanamayacak hasta grubu çok kısıtlıdır. Glikoz 6 fosfat dehidrogenaz enzim eksikliği ya da favizmde; lösemi ve hemofili gibi hastalıklarda; ozon alerjisi bulunanlarda; yeni kalp krizi geçirenlerde; hamilelerde; kontrol edilemeyen hipertiroidide; kardiyovasküler hastalıklarda ozon tedavisi uygulanmamaktadır. Bu hastaların dışında uygun olan hastalara doktor kontrolünde ozon terapisi uygundur.

Ozon tedavisi hangi hastalıklarda kullanılır?

Ozon tedavisi birçok hastalığın tedavisinde doza bağlı olarak etki gösteren bir tedavi şeklidir. Bu tedavi özellikle bağışıklık sistemini etkileyen hastalıkların tedavilerinde etkili olmaktadır. Hücre yenilenmesini hızlandırmak, dokuların oksijenlenmesini sağlamak, bağışıklık sistemini regüle etmek, kolesterol ve kan şekerini düzenlemek, oksijen azlığını gidermek gibi pek çok görev üstlenen ozon farklı hastalıklar için tedavi sunmaktadır. Bağışıklık sistemini güçlendirmek, tüm ağrılı kas iskelet hastalıkları, bel ve boyun fıtığı, menisküs yaralanmaları, Fibromiyalji/Kas Romatizması, kronik yorgunluk, romatizmal Hastalıklar (Romatoid Artrit, Ankilozan Spondilit vb.), Psöriazis/sedef hastalığı gibi cilt hastalıklarında, migren, Alzheimer, Demans ve Parkinson gibi nörolojik hastalıklar, Multipl Skleroz, anti-aging/Gençlik aşısı, kronik yaralar/diyabetik ayak, yumuşak doku enfeksiyonları, dolaşım sistemi bozuklukları, hipertansiyon, diyabet ve komplikasyonlarında, kanser, periodontit ve diş hastalıkları, iskemik hastalıklar, Covid-19 enfeksiyonundan korunma, tedavisi ve Post-Covid sendromunda, bakteri, virüs ve mantar enfeksiyonları, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıkları, behçet hastalığı gibi otoimmun hastalıklar, göz hastalıkları, AIDS ozon terapinin uygulandığı hastalıklar arasında sayılabilir.''

Yüksek doz C vitamini

Koronavirüs salgını ve havaların soğuması vitamin takviyelerine olan ilgiyi de artırdı. Damar içinden verilen glutatyon ve yüksek doz C vitaminin faydalarına dikkat çeken Doç. Dr. Dilekçi, “Hem bağışıklığı güçlendiriyor hem vücutta detoks etkisi yapıyor” dedi.

Doç. Dr. Dilekçi, bu tür takviyelerin doktor kontrolü dışında kullanılmaması konusunda ise uyardı. Pandeminin etkisiyle bağışıklık sistemini güçlü olmasının öneminin daha da anlaşıldığını ifade eden Doç. Dr. Dilekçi, glutatyon ve yüksek doz C vitamini takviyesi hakkında önemli bilgiler verdi.

Pandemiyle birlikte kulaktan dolma bilgilerle çok ciddi vitamin takviyeleri kullanıldığı uyarısında bulunan Doç. Dr. Dilekçi, “Öncelikle şunu söylememiz lazım hiç kimseye aynı vitamin aynı şekilde etki etmeyecektir. Kimin neye ihtiyacı varsa o bileşimde vitamin takviyesi verilebilir. İlla bütün yıl boyunca vitamin kullanacağız diye bir şey yok. Biz düzgün besleniyorsak, hareket ediyorsak bunlar bizim artımız olur. Ancak bağışıklığı güçlü tutmak için ihtiyaç dahilinde ara ara C vitamini almak bağışıklığa iyi gelir. C vitamini bizim bütün bağ dokusu, kaslar ve cilt için kullandığımız bir vitamin. O nedenle C vitamini takviyesi çok çok önemli. Ancak ağızdan alınan tabletlerde günlük 1 gramın üzerinde almak vücutta azalıyor. Bu nedenle özellikle ihtiyacı olanlara, damar yoluyla yüksek doz C vitamini takviyelerini öneriyoruz” ifadelerini kullandı.

“Glutatyon, hem organları hem de sistemleri hücresel düzeyden başlayarak yenileyen bir moleküldür”

Koronavirüs enfeksiyonuyla birlikte bağışıklığın gücüne vurgu yapan Doç. Dr. Dilekçi, “Glutatyon insan vücudunu her hücresinde özellikle hücre içerisindeki yapıların hareketini sağlayan bileşik. Bu toksinlerle ve yaşla birlikte vücutta azalıyor. Bunu özellikle bağışıklığı güçlendirmek için kullanıyoruz. Aynı zamanda karaciğere destek oluyor. Bu yapay bir madde değil vücutta olan ve gerçekten vücudumuzun her hücresinde olan bileşik. Yaşla, enfeksiyonlarla, doğru beslenilmediği zaman oluşan toksinlerle birlikte azalıyor. Bizim sağlıklı yaşam için gerekli olan şeyimiz bu toksinleri atmak. Glutatyon vücutta en önemli antioksidan, toksinleri atan mekanizmayı oluşturan bileşik. Biz bunun dışardan özellikle güvenilir formda doktor kontrolünde alındığı takdirde faydalarını görüyoruz. Hem bağışıklığı güçlendiriyor hem vücutta detoks etkisi yapıyor. Hem organları hem sistemleri hücresel düzeyden başlayarak yenileyen bir molekülden bahsediyoruz” diye konuştu.

İlgili tüm vitamin ve takviyelerin hekim kontrolünde kişiye özel değerlendirme sonrası uzman kontrolünde planlanmasının çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Dilekçi, “Hastanın gerçekten ihtiyacı olup olmadığına bakıyoruz. Kan tahlillerine bakıp muayenesini gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla bununla birlikte hastanın ihtiyacı varsa dozunu belirleyerek damar yolundan mutlaka hastane koşullarında C vitamini takviyesini yapıyoruz. Bu hastalarda mutlaka önemsediğim şey ise şu; kişinin beslenmesi ne düzeyde, uykusunu verimli şekilde alabiliyor mu? düzenli hareketi var mı? Biz buradan aşağı yukarı bu hastanın ne kadar ihtiyacı olduğunu gözlemliyor ve ona göre bir takviyede bulunuyoruz. Mevsim değişiklikleriyle birlikte bizim koruma kalkanımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Bu koruma kalkanını da güçlendirmemin farklı yolları var. Biz bu dönemde hastalara mutlaka damar yolundan C vitamini, glutatyon ile ozon tedavisi öneriyoruz. Bunları hastalara gerek görürsek damar yolundan gerek görürsek ağız yoluyla verebiliyoruz. Beslenmenin düzenlenmesi gerekiyorsa da onu düzenliyoruz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Eski Başkan Yılmaz’dan borç iddialarına yanıt CHP’li Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin ve şirketlerinin borcunu açıklamasının ardından AK Partili eski Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ilk açıklamasını yaptı. Yaklaşık 15,5 milyar TL olarak açıklanan borç hakkında Yücel Yılmaz, "Bu rakamlar konusunda anlaşabilmemiz mümkün değil. Burada ciddiye alınacak tek şey var. Sayıştay raporları. Toplam 3 milyar 500 milyon borç var” dedi. AK Parti Balıkesir İl Başkanlığında düzenlenen basın toplantısında konuşan eski başkan Yücel Yılmaz, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın tarafından açıklanan 15 milyar 428 milyon 985 bin 173 TL’lik borç tablosu hakkında konuştu. 15 milyarlık bir borcun olmadığını iddia eden Yücel Yılmaz, “Balıkesir’i hem Türkiye’de hem de dünyada gururla temsil ettik. Biz millete hizmet etme uğrunda yola çıkarken eleştirilmeyi de göze aldık. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, çok güçlü bir belediye. Şehri, bütçeyi, milletimizi ve şehrimizin imajını zedelediğimiz bir şey olduğunu düşünmüyoruz. Bir borç yükünden bahsediliyor. Bu rakamlar konusunda anlaşabilmemiz mümkün değil. Burada ciddiye alınacak tek şey var. Sayıştay raporları. Sayıştay’ın denetlediği raporda piyasa borçları 767 milyon 368 bin 747 lira. SGK prim borçları (yapılandırılmış) 14 milyon 494 bin 75 lira. Vergi dairelerine yapılandırılmış borç 28 milyon 512 bin 753 lira ve bankalara kredi borcu da 2 milyar 689 milyon 666 bin 416 lira olmak üzere toplam 3 milyar 500 milyon borç var. Ama iddia edildiği gibi 15,5 milyarlık borç yok” dedi. “Balıkesir’i Türkiye’ye rezil etmeyin” diyerek sözlerine devam eden Yücel Yılmaz, “Genel Merkezinizin talimatıyla hareket etmeyin. Fırıntaş vergi rekortmenliğinde 5. şirket. CHP’li milletvekilleri Serkan Sarı ve Ensar Aytekin, ‘Haklarımızı arayacağız’ dedi. Aramazsanız namertsiniz. 15,5 milyar liranın kayıp olduğunu iddia ediyorsanız tek tek açıklayın. Ben başkanken bir iş grubuyla, bir siyasi partiyle asla bu şehri gündeme kavgayla, gereksiz polemiklerle getirmedim. Bürokratlarımızın duruşuyla, hizmetlerimizle ve yaptığımız işlerle şehri ayakta tuttum. Korkuyorum Balıkesir’in huzuru bozulacak. Orada başka dışarda başka konuşan bir Belediye Başkanı olmaz. Balıkesir’in bütün şirketleri, alışverişleri, kasa giriş ve çıkışları denetime tabidir. Ailene yalan söylemezsiniz. İdare edeceksin. Biz kazansak bunu idare edecektik. Eğer bir yanlış görüyorlarsa savcılığa versinler. Bizim alnımız açık. Bu imzaları da biz atmadık. Şu anda orada olan memur arkadaşlarımız attı. Siyasetin çirkinleşmesine Balıkesir’de müsaade etmemek lazım. Balıkesir güzellikleriyle, coğrafyasıyla, peyniriyle anılsın. Bu tür çirkinlikler, iş bilmezlikle, mağduriyet edebiyatıyla anılmasın” ifadelerini kullandı.
Aksaray Can derdini unutup, yüz derdine düştü Aksaray’da kamyonetin kamyona arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında kamyonette sıkışan yaralı feryat ederken, kendisine müdahale eden sağlık görevlilerine “Yüzüm çok mu kötü?” diye sorup üzüntüsünü dile getirdi. Kaza, Aksaray Nevşehir karayolunun 2. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Nevşehir’den Aksaray istikametine seyreden Y.I. (42) idaresindeki 68 ACE 938 plakalı Fiat marka hafif ticari araç sağ ön tarafından, önünde seyreden F.Ç. (27) yönetimindeki 68 ABV 495 plakalı kamyonun kasasının sol tarafına arkadan çarptı. Çarpışmanın etkisiyle hafif ticari aracın önü hurdaya dönerken, sağ ön koltukta yolcu olarak bulunan C.Y.A. (28) araç içinde sıkıştı. Feryat eden yaralıya ilk müdahale diğer araç sürücülerinden geldi. Vatandaşlar yaralı sürücünün sıkışan bacağını kurtarmaya çalışırken, yaralı zaman zaman büyük acı yaşadı. Kaza ihbarı üzerine olay yerine polis, itfaiye, Ulusal Medikal Kurtarma (UMKE) ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ve UMKE ekipleri yaralıya ilk müdahaleyi kamyonet içinde yaptı. Damar yolu açılıp serum bağlanan yaralı kamyonet içinde zaman zaman feryat ederek yardım istedi. Sağlık ekipleri yaralının bilincinin açık kalması için sürekli olarak sohbet edip sorular sorarken, yaralı C.Y.A. bir ara acısını unutup sağlık ekiplerine, “Yüzüm çok mu kötü” diye sordu. Sağlık ekiplerinin yaralıya küçük bir çizik olduğunu söylemesine rağmen yaralı “Tüh” diyerek üzüntüsünü dile getirdi. Aksaray Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekiplerinin olay yerine gelmesiyle yaralı şahıs yarım saat süren kurtarma çalışması sonucu sıkıştığı yerden çıkartıldı. Araç içerisinden çıkartılan sürücü bu sırada kollarıyla aracın üzerinden tutunarak, “Beni biriniz kucağınıza alın” diye yardım istedi. Önce sedyeye ardından da ambulansa taşınan yaralı Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan yaralının sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Kamyon sürücüsü ve kamyonet sürücüsü ise ifadeleri alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Kazayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığınca tahkikat başlatıldı.