POLİTİKA - 29 Haziran 2016 Çarşamba 23:47

Bahçeli terörü lanetledi

A
A
A
Bahçeli terörü lanetledi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “İstanbul’da yapılan terör saldırısı insanlık suçudur. Aynı şekilde hiçbir vicdan sahibinin onay vermeyeceği bir katliam türüdür. Karşımızda hepimizi kahreden, yüreklerimizi kavuran devasa kayıp ve yıkım tablosu vardır. Terörü lanetliyorum” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Sakarya İl Teşkilatının düzenlediği iftar programına katıldı. Yaklaşık 2 bin partilinin katıldığı iftar programında konuşan MHP Lideri, terörü lanetleyerek, hükümetin politikalarını eleştirdi.

İftardan sonra yaptığı konuşmasında Türkiye’nin yasta olduğunu ifade eden Bahçeli, “Türk milleti ve Türkiye yastadır. Milli heyecanlar hasta bir iktidarın elinde tükenmektedir. Bu yıl ki Ramazan ayını karartmak, anlam ve ruhuna kara çalmak için günahkârlar mevzi almış, insan canından geçinen caniler sipere yatmıştır. Terörizmin dini, milliyeti, şerefi ve herhangi bir değeri olmadığı için Ramazan’da da durmamış, bu kutsal ayda da duraklamamıştır. Üzülerek belirtmek isterim ki, Türkiye kan revan içindedir. Ve genişleyen terör girdabı her gün biraz daha ülkemizi içine çekmektedir. Bu canilerde Allah korkusu yoktur. Allah inancından ise eser yoktur. Türkiye tüm terör örgütlerinin operasyon sahasına dönmüştür. Toplumsal huzur felç haldedir. İyimser beklentiler vurgun yemiş gibidir. Ve insanımız bezgin, kaygılı ve gelecekten ümitsizdir. İstikrar masallarının boyası hepten dökülmüş, yalancıların gerçek yüzü deşifre olmuş, foyası ortaya çıkmıştır” dedi.

“İSTANBUL’DA YAPILAN TERÖR SALDIRISI İNSANLIK SUÇUDUR”
Atatürk Havalimanında yapılan saldırının insanlık suçu olduğunu belirten Bahçeli, “Dün akşam İstanbul’da son yılların en ağır facialarından birisi yaşanmıştır. Yer, zaman ve hedef itibariyle düşündüğümüzde, terörizmin Türkiye’ye çok ağır darbe vurmayı planladığı güçlü bir ihtimaldir. Elinde silah, belinde bomba bulunan teröristler Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ni kan gölüne çevirmişlerdir. Dikkat ediniz, ülkemizin dış dünyaya açılan penceresi kırılmak, uluslararası seyahatlerin giriş-çıkış kapısı örtülmek istenmiştir. İstanbul’da yapılan terör saldırısı insanlık suçudur. Aynı şekilde hiçbir vicdan sahibinin onay vermeyeceği bir katliam türüdür. Karşımızda hepimizi kahreden, yüreklerimizi kavuran devasa kayıp ve yıkım tablosu vardır. Terörü lanetliyorum. Katillerin, kol kanat geren destekçilerinin tez elden belalarını bulmalarını niyaz ediyorum” diye konuştu.

“TÜRKİYE’NİN GÜVENLİK KİLİDİ KIRILMIŞ, EMNİYET DUVARLARI ÇÖKMÜŞTÜR”
Türkiye’nin sırat köprüsünde olduğunu belirten Bahçeli, “Kabul edelim, Türkiye sırat köprüsündedir. Ne huzurumuz, ne de güvencemiz kalmıştır. Türkiye’nin güvenlik kilidi kırılmıştır. Emniyet duvarları çökmüştür. Bekamız ağır hasarlıdır. Birlik ve dirliğimiz kriz geçirmektedir. Söz artık bitmiştir. Özellikle ileri sürülecek tüm bahanelerin üzeri kanla, kayıpla ve felaketle çizilmiştir. Türkiye artık karar aşamasındadır. Bizim daha fazla acıya, daha fazla gözyaşı ve menfur terör eylemlerine katlanmamız mümkün değildir. Teröre alışılmasını tavsiye edenler durdukları yeri netleştirmelidir: Türk milleti zorunlu olarak terörizmle mi yaşayacak? Yoksa terörizm bütün kirli argüman, tez, iddia, söylem, eylem, mali ve militan kaynağıyla birlikte imha mı edilecektir? İnsanlık tarihi bu zamana kadar kurtuluşun yalnızca iki türlü olduğunu göstermiştir. Ya bütün haklarınızı en son zerresine kadar korursunuz ki gerçek kurtuluş budur ya da varoluşunuza yön veren haklarınızdan vazgeçerek kurtulmayı denersiniz ki bunun adı da esarettir” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE BÜTÜN YÖN VE CEPHELERDEN SALDIRIYA UĞRAMAKTADIR”
Terörden kurtuluş için önce güçlü siyasi irade ve istek lazım olduğunu belirten Bahçeli, “Türk milleti terörden kurtuluş istemektedir. Eksik olan güçlü siyasi iradedir. Çünkü AK Parti’nin ne yaptığı, neyi hedeflediği, kiminle düşüp kalktığı belli değildir. İstanbul Atatürk Havalimanı’nda, adına ne derseniz deyin, bir terör örgütü saldırı planlayıp icra edebiliyorsa, sorun büyük ve korkunç boyutlardadır. Bombalanmadık yerimiz kalmamıştır. Hiçbir insanımızın can ve mal güvenliği yoktur. Türkiye bütün yön ve cephelerden saldırıya uğramaktadır. İstanbul ve Ankara terörün başlıca hedefleri olan iki büyük şehrimizdir” dedi.

“HÜKÜMET ÜLKE GERÇEKLERİNDEN KOPMUŞTUR”
Türkiye bir yandan IŞİD’in, diğer yandan ise PKK’nın hedefinde olduğunu ifade eden Bahçeli, “Cumhurbaşkanı kendi derdindedir. Hükümet ülke gerçeklerinden kopmuştur. Rusya’ya özürler dilenmekte, telefonlar edilmekte, Putinle temas kurmanın, İsrail’in peşinden koşmanın merakı devlet ricalini sarmıştır. Mısır’a zeytin dalı uzatılmakta, Suriye’ye sıcak mesajlar gönderilmektedir. Elbette bu olumlu atmosferin neyin karşılığı, hangi ödenecek bedellerin tezahürü olduğunu hiç kimse bilmemektedir. Dış politikadaki rota değişikliklerinden, keskin dönüşlerden rahatsız olanlar, hatta çıkarları zedelenenler maşaları vasıtasıyla mesaj veriyorlarmış. Söylenen bunlardır. Rusya’yla ilişkilerin normalleşmesi, İsraille bağların güçlenmesi birilerinde korku yaratmış. Alttan alta servis edilen propagandanın içinde bu ifadeler de vardır” diye konuştu.
Türkiye’nin yanlış politika ve kişisel siyasi çıkarlar uğruna savaş alanına çevrildiğini savunan Bahçeli, “Bugün ülkemiz, yanlış politika ve kişisel siyasi çıkarlar uğruna savaş alanına çevrilmiştir. İç ve dış politika çökmüştür. Türkiye zordadır. Egemenlik hakları darboğazdadır. Geleceğimiz sislidir. Fakat bu kötü gidişata teslim olacak, rıza gösterecek halimiz yoktur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, elbette demokratik ve haklı eleştirilerimizi yapacağız. Bundan yorulmayacağız. Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Hükümetten hesap soracağız. Fakat yine de milli meselelerde, ülkemizin geleceğini tehdit eden terör, bölücülük ve dış tehditler kapsamında; sahip olduğumuz sorumlu ve şuurlu tavrımızdan da ödün vermeyeceğiz. Çünkü biz Türkiye’nin safında, Sakarya’nın yanındayız. Çünkü biz Türk milletinin geleceği için her fedakarlığı yapmaktan çekinmeyecek Türk-İslam ülküsünün bayraktarı Milliyetçi Hareket’iz. Kalbimiz Türk ve Türkiye sevgisiyle çarpmaktadır. Vicdanımız millet vicdanıyla bir ve aynıdır. Biz ülküleri için nefsini çiğneyen, vatanın ve milletin mukaddes varlığı için her çileyi göze alan samimi ve inanmış dava insanlarıyız” ifadelerini kullandı.

“GÜN AKILLI, SABIRLI VE CESUR HAREKET ETME GÜNÜDÜR”
Türk milletinin yapay ayrımlara, sinsi çabalara, terör örgütlerinin provokasyon ve oyunlarına fırsat vermeyerek, beraberliğini sonsuza kadar sürdüreceğinin altını çizen Bahçeli, “Bunu başarmak; tarihe, aziz milletimize ve gelecek nesillere şeref ve namus borcumuzdur. Bu borcun ödeneceği gün artık gelmiştir. Gün akıllı, sabırlı ve cesur hareket etme günüdür. Gün kucaklaşma ve kaynaşma günüdür. Sakarya’nın gösterdiği kararlılık ve heyecan eminim ki, Türkiye’mizin geleceğe giden yol haritasında da dönüm noktası olacaktır. Türkiye bir kutup yıldızı gibi yükselerek, ışık bekleyen Türk Dünyasının ve İslam âleminin kurtuluş arayışında yol ve yön gösterecektir. Türkiye çaresiz değildir, çare Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Türkiye’yi onurlu bir geleceğe taşıyacak çelik irade Milliyetçi-Ülkücü Hareket’tir. Türkiye’nin milli birliğinin ve kardeşliğinin sigortası olan Milliyetçi Hareket, şimdi büyük bir vicdan huzuru ve gönül rahatlığı içinde geleceğe uzanacak, karşısına dikilen korkulukları birer birer devirecektir” dedi. 

BİLAL BİLİR

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.
Kastamonu Devlet desteği ile kuruldu: Kadınlar modern serada üretime başladı Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde Kaymakamlık tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle kurulan serada kadın kooperatiflerine üye kadınlar üretime başladı. Serada üretilen ürünler kadınların ekonomik kazanç elde etmelerini sağlayacak. Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde, İnebolu Kaymakamlığı ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) iş birliğinde yürütülen “Serada Üreten Kadınlar” projesinde desteklenen kadın kooperatiflerine üye kadınlar, serada ekim yaptı. İnebolu Kaymakamlığı tarafından ilçede kurulumu gerçekleştirilen seralarda günlerde çilek fidesi dikildi. Akabinde kadın kooperatiflerine üye kadınlar, topraklı alanda da domates, fasulye, biber ve salatalık fidesini toprakla buluşturdu. Yetiştirilecek ürünlerin satışından elde edilecek gelirle, kadınların ekonomik gelir elde etmesi sağlanacak. Aynı zamanda verilecek modern tarım eğitimleri ile ilçedeki çiftçilerin üretim kapasitesini artırması sağlanacak. İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu ile İlçe Tarım ve Orman Müdürü Hülya Karaaslan, serada fide dikimi yapan kadınları ziyaret etti. Ziyarette kadınlarla bir süre sohbet eden Kaymakam Baycar, İnebolu’da üretim yapmak isteyen her kadını eğiterek üretime kazandırmayı hedeflediklerini söyledi. "Tarıma elverişli arazinin az olması seraya olan rağbeti artırıyor" Proje çerçevesinde ilk aşamada yaklaşık 2 dönümlük bir seranın kurulduğunu söyleyen Kaymakam Baycar, “İnebolu, Kastamonu’da sera potansiyeli en fazla olan ilçemizdir. İnebolu, 650’ye yakın sera ile iştigal eden ve 115 bin metrekare sera alanımız buluyor. Kastamonu’nun tarıma elverişli arazisinin az olması seraya olan rağbeti artırıyor. Çünkü başka hububat noktasında herhangi bir tarım yapacak alan kıtlığımız var. Dolayısıyla da serada da ciddi bir verimlilik var. Vatandaşlarımızın geleneksel olarak böyle bir eğilimi var ve serada pazarlama sıkıntısı yaşanmıyor. Gerekse İnebolu’da köylü pazarında gerekse yerel marketlerde gerek ise İstanbul’daki İnebolu pazarında satışları çok kolay oluyor” dedi. "Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik" KUZKA’nın destekleriyle İnebolu’da sera kurulumunu tamamladıklarını söyleyen Kaymakam Baycar, “Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen İnebolu Seracılık Projemizin son aşamasına geldik. İnebolu’da kurduğumuz kadın kooperatiflerimizle birlikte topraklı kesimdeki üretimde bugün son aşamasını da gerçekleştirdik. Topraklı kesime biber, domates, salatalık ve fasulye ekimlerimizi yaptık. Kadın kooperatifindeki üyelerimizle birlikte bu ekimleri gerçekleştirdik. Bundan yaklaşık 2 hafta öncesinde de topraksız kesime çileklerimizi ekmiştik. Çileklerimiz şu anda çiçek açtılar. İnşallah iki veya üç hafta içerisinde artık çilek toplama aşamasına geleceğiz. Artık iki yılın burada emekleri bulunuyor. Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın ve Sayın Valimizin Özel İdare’den destekleriyle bu seranın kuruluşunu gerçekleştirdik. Bugünkü bütçe ile 67-70 milyon liraya yapacağımız bir tesis var. Buradaki amacımız modern tesis yöntemlerini kullanmak. Toprak analizi olmak üzere, modern sulama, gübreleme yöntemlerini İnebolulu çiftçilerimize rehberlik niteliğinde bir uygulama kazandırıp, uygulama tarım serası alanına dönüştürmek. Çiftçilerimize aynı zamanda eğitim de veriyoruz. Burada da pratik eğitimi de gerçekleştireceğiz. Tarım Müdürlüğümüzden ziraat mühendislerimiz yaklaşık 2 aydır teorik eğitimler veriyorlar. Uygulamalı seracılık eğitimini de başlatacağız” diye konuştu. "Kadınların ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz" "Tarım İnebolu" adı altında bir marka oluşturmak için çalışma başlattıklarını ifade eden Kaymakam Baycar, "Aynı zamanda Tarım İnebolu diye bir marka oluşturuyoruz. Pazarlama stratejilerini de belirleyip kadınların biraz daha ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz. Buradaki konteynerlerde paketleme makineleri de olacak. Bu şekilde hem İnebolu pazarında hem de İstanbul’daki köy pazarında satışını sağlayacağız. Kadın kooperatiflerimize ve ilçemize seramızın hayırlı olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.