POLİTİKA - 15 Temmuz 2017 Cumartesi 15:51

Bahçeli'den kritik uyarı! Aklımızı başımıza almazsak...

A
A
A
Bahçeli'den kritik uyarı! Aklımızı başımıza almazsak...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz Özel Oturumunda yaptığı konuşmada, ''Aklımızı başımıza almazsak, milli birlik ruhunu kaybedip birbirimize düşersek ya bizi bu vatandan söküp atacaklar ya da bizi gömüp üzerimizden aşacaklardır. Hesap budur, emel budur'' dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), FETÖ mensubu teröristlerin darbe girişiminin yıl dönümünde “15 Temmuz Özel Oturumu” ile açıldı. TBMM Başkanı İsmail Kahraman başkanlığında açılan özel oturumda konuşan MHP Genel Başkanı Bahçeli, 15 Temmuz’da kahramanca direnen, kanlarının son damlasına kadar mücadele eden ve işgalcilerin karşısına dikilen şehit ve gazilere şükranlarını sundu. Türk milletinin tarih boyunca nice badire ve belaları alt etmeyi başardığını kaydeden Bahçeli, “Var olmanın bir bedeli vardır ve bu gerçek milli vicdan tarafından bilinmektedir. Üzerinde yaşadığımız çetin ve zorlu coğrafyada yaşamanın herhalde ağır sonuçları olacaktır. Türk milletinin hedefte olması, kutlu varlığı üzerinde oyunlar oynanması tesadüfi görülmemelidir. Böylesi bir husumet ve ihanet kuşatması yeni değildir. Aklımızı başımıza almazsak, milli birlik ruhunu kaybedip birbirimize düşersek ya bizi bu vatandan söküp atacaklar ya da bizi gömüp üzerimizden aşacaklardır. Hesap budur, emel budur” diye konuştu.

15 Temmuz’un bir darbe teşebbüsü olduğunu kaydeden Bahçeli, “Taktikçileri, kuryeleri, planlayıcıları, taşeronları, sahadaki tetikçileri belli olan iblisane bir işgal denemesidir. 15 Temmuz FETÖ kalkışmasına kontrollü darbe demek aklın inkarı, vicdanın itlafı, yalın gerçeklerin imhasıdır. Buna da hiç kimsenin hakkı olmayacaktır. 15 Temmuz’da çatısı altında olmaktan onur duyduğumuz TBMM defalarca bombalanmış, kurşun yağmuruna tutulmuştur. Askeri kamuflaj içine saklanmış dar bir kadro, bir avuç yılan milletimize ateş saçmış, milli kurum ve kuruluşlara acımasızca saldırmıştır. Tarih sayfalarını karıştırdığınızda örneğine neredeyse hiç rastlanmayacak alçaklıklar, akla hayale sığmayan şiddet dolu saldırılar 15 Temmuz gecesinde yaşanmıştır. Milli mücadelede kovalanan Türk düşmanları aradan geçen 94 yıl sonra bellerini doğrultup devşirdikleri Pensilvanyalı teröristlerle Türkiye’yi önce teslim, daha sonra da tepeden tırnağa tasfiye etmeye kalkışmışlardır. 15 Temmuz tarihi bir hesaplaşma, tarifsiz bir ihanettir. Bir yanda Türkiye, diğer yanda yedi düvel. Bir yanda Türk milleti, diğer yanda terör örgütleri ve arkalarındaki efendileri vardır ve taraflar çok nettir. FETÖ, Türkiye’ye kastetmek için eline geçirdiği tüm imkanları kullanmıştır. Milletimizin alın teri ile aldığı helikopterler, uçaklar kanunsuz şekilde uçurulmuş; tanklar, silahlar 80 milyona doğrultulmuştur” ifadelerini kullandı.

FETÖ işgal girişimi ile ilgili milli mutabakatın varlığının şart olduğunu vurgulayan Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

“15 Temmuz’un üzerinden bir yıl geçmesine rağmen bu konuda kutuplaşma ve kısır kavgaların yaşanması istiklalimiz açısından acı verici bir kayıptır. Düşman bellidir, kanlı teröristler belirgindir. Açtıkları nifak çukuru, kazdıkları fitne kuyusu gözler önündedir. O halde 15 Temmuz FETÖ darbe kakışması üzerinde niçin hemfikir olamıyoruz? Niye hakkın, hakikatin ve halkın etrafında tek nefes olamıyoruz? 15 Temmuz Türkiye’ye suikast iken, milletimizi yıkmaya yönelik bir cinayet olduğu besbelli iken, var olan görüş farklılıklarını neye yormalıyız? FETÖ asırlardır devam edegelen Anadolu’nun istila komplosunun bu çağdaki adıdır. FETÖ, Müslüman Türk milletine düşman olan, batıl ve lanetli çevrelerin küresel ölüm makinesini içimizde ve bölgemizde devamlı çalıştıran Haçlı zihniyetinin su katılmamış bir barbarlığıdır. Eğer biz irkilip kendimize gelmezsek, milli akıl ve şuurda buluşamazsak bu barbarlık son olmayacaktır. Eğer iç barış ve huzur ortamını birlikte temin etmezsek yeni saldırılar önümüzdedir. FETÖ’yü üzerimize salan, milli bünyemize ve devletimize saldırtan şarlatanlar soysuzlar ve insanlık katilleri sadece bir partiye, bir şahsa değil hepimizi, milletimizin tamamını hedef seçmişlerdir. Bunu görmek ve bilmek lazımdır. Bugün Batılı devletlerin acıklı ve aciz durumları, hala 15 Temmuz ile ilgili ikircikli, iki yüzlü tavırları tehlikenin geçmediğinin somut delilidir. Dost bildiklerimiz arkamızda hançerle dolaşmaktadır. Küresel ve bölgesel stratejik denklemleri aleyhimize kurmak için harıl harıl faaliyette bulunanlar Türkiye’ye pranga vurmak için hazır ve nazır beklemektedir. FETÖ, PKK, PYD, YPG, IŞİD, DHKP-C silahlandırılıp kiralanmışlar, kanlı tezgahlarını vatan topraklarında açmışlardır. Bu terör örgütleri kanalıyla şark meselesi sürdürülmektedir.”

“ABD insanlığa çoktan afişe olmuş”

“15 Temmuz’a mevzi bakmak yerine stratejik yaklaşmak, tehlikeleri kaynağında okuyup oyunu odağında bozmak milli namusun bizlere yüklediği tarihi bir görevdir” diyen Bahçeli, “Bu görevden kaçamayız. Çünkü gidecek başka yerimiz yoktur. Altında toplanacağımız başka ay yıldızlı bayrağımız da yoktur. Ne yapacaksak burada birlikte yapacak ve birlikte başaracağız. Türkiye Cumhuriyeti’nin omurgası milli kimliktir, egemenlik ve irade ebediyen Türk milletine aittir. Bunu kabullenmek, zorluk çıkartanlara ‘Ne mutlu Türküm’ diyerek cevap verecek ve göğüs gereceğiz. Bu omurga kırılır, milli kimlik kaybolursa bu sınırlar içerisinde devletimizin bugün ki haliyle yaşamak imkansızlaşacaktır. Adaletse istenen yollarda değil milli vicdanın ta kendisinde bulacağız. Düşman çokmuş, biz onlardan daha çoğuz, daha diriyiz bunu göstermeliyiz. Kumpas kuruyorlarmış alayı birden üzerimize geliyorlarmış varsın olsun yeter ki saflarımızı sıkı tutalım, öleceksek de adam gibi, kahraman gibi ama tam bağımsız bir şekilde ölelim. Mağduriyet varsa giderelim ama devlete ve millete kıyanları asla affetmeyelim. Ahlaksızca, arsızca üzerlerine İngilizce ‘kahraman’ yazılı tsihrt giyen Pensilvanya uşaklarını güldürmeyelim, dağınık ve atıl hale düşmeyelim. ABD afiş astırmıyormuş. Onlar insanlığa çoktan afişe olmuşlar. Bırakalım kendi tuzaklarında boğulsunlar. TSK içine yuvalanmış bir kısım darbeci hainle Mehmetçiği mutlaka ayırt etmek gerekmektedir. Şehitlerin hepsi ayrım gözetmeksizin eşittir. Her biri bizim için mukaddes, muhteşem bir vatan mücadelesinin elleri öpülesi neferleridir” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

İlker Turak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.