POLİTİKA - 18 Nisan 2017 Salı 11:01

Bahçeli’den YSK'ya flaş çağrı

A
A
A
Bahçeli’den YSK'ya flaş çağrı

MHP Lideri Devlet Bahçeli, MHP'lilerin 'evet' oyu vermediği yolundaki iddialara sert yanıt verdi. Bahçeli, YSK'ya çağrı yaparak "YSK bir çalışma yapmalıdır. Eğer imkan varsa, Evet ve Hayır oyu veren vatandaşlarımızın hangi partiye oy verdiği anlaşılmalıdır"dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. “16 Nisan’da destan yazan Türk milletiyle iftihar ediyorum” diyerek sözlerine başlayan Bahçeli, “Mensubiyetiyle gurur duyduğumuz egemenliğin yegane sahibi milletimize en derin şükranlarımı sunuyorum. 

16 Nisan’a gelesiye kadar üstün bir gayret ve inanmış bir ruhla çalışan, azı çok yapmak için çırpınan, kısıtlı imkanlarla boğuşan dava arkadaşlarımıza, tüm parti teşkilatlarımıza, elbette siz muhterem milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Sandıktan ‘evet’ tercihinin çıkması için yoğun emek ve mesai harcayan Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın Başbakana, Adalet ve Kalkınma Partisine gönül vermiş kardeşlerime teşekkürlerimi iletiyorum. Özellikle belirtmek durumundayım ki, 16 Nisan’ın kazanan veya kaybedenleri bellidir ve ortadadır. Kazanan Türk milletidir. Kazanan demokratik seçimini yaparak hayır veya evet diyen tüm vatandaşlarımızdır. Kazanan Türkiye’dir. Kazançlı çıkan bayraktır, devlettir, vatandır, milli namus ve haysiyettir.

Kaybedenler kulübü ise oldukça karışık, kalabalık ve karmaşıktır. 16 Nisan’da; FETÖ yerle bir olmuştur. ‘Evet çıkarsa bittik’ diye feveran eden PKK hapı yutmuş, sonu görünmüştür. PYD-YPG kaybetmiş, HDP dağılmış, DHKP-C darbeyi yemiştir. CHP ise yine baltayı taşa vurmuştur. Müzmin muhalifler, MHP’nin çevresinde dolaşıp itibarsızlaştırmak için hazırlık yapan, fırsat kollayan, hava koklayan siyasi miskinler, fikri mefluç hale gelen aymazlar birden bire buharlaşmışlar, eriyip gitmişlerdir. Bunlar uzunca bir süre vızır vızır dolaştılar, her ipte cambazlığa özendiler, çalı dibi yokladılar, ne var ki yoklama kaçağı olduklarını gizleyemediler, 16 Nisan’da da yok olmaktan kurtulamadılar. Bir ara bıyık altından gülenler, şeytanla bile aynı kareye girecek kadar gözlerini hırs bürüyenler 16 Nisan’da silinip gittiler. Hele hele Türk düşmanlığında kuyruğa giren haçlı artıkları var ya, onlar hepten, tümden duvara tosladılar, kesinlikle bozguna uğradılar” diye konuştu.

“Bir kaşık suda fırtına koparıp 16 Nisan’ı hazmedemeyenler bir defa iyi niyetten mahrum olan karanlık çevrelerdir”

16 Nisan’ın, 80 milyon Türk vatandaşının demokrasi zaferi olduğunu vurgulayan Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

“16 Nisan milli bir uyanıştır. Bunu görmek, bunu bilmek, bunu kabullenmek ahlaken mecburiyettir. Bu zaferi gölgelemeye, lekelemeye, yıpratmaya kalkışanlar ise mahşeri vicdanda ebediyen mahkum olacaklardır. Hatırlarsanız 18 maddeden ibaret Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifinin TBMM’deki ilk tur oylaması 9 Ocak 2017’den 15 Ocak 2017’ye kadar sürmüştür. İkinci tur ise 18 Ocak 2017-21 Ocak 2017 tarihleri arasında yapılmıştı. Sayın Cumhurbaşkanı TBMM’de kabul edilen anayasa değişikliklerini 10 Şubat 2017’de onaylamış ve hitamında anayasa değişiklikleri milletimizin onayına sunulmak üzere 11 Şubat 2017’de Resmi Gazete’de yayımlanmıştı.

Nihayetinde Türk milleti 16 Nisan günü sandık başına giderek anayasa değişikliklerine olur vermiş ve bu bahsi açılmamak üzere kapatmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi milli iradeden onay almıştır. Fiili açmazdan kaynaklanan sistem tartışmaları tedavülden kalkmıştır. 16 Nisan’da seçim yapılmamış, partiler oylanmamış, şahıslar değerlendirmeye tabi tutulmamıştır. Yalnızca anayasa değişiklikleriyle ilgili milletimizin görüşüne müracaat edilmiştir. Yapılan sadece planlanan halk oylamasının icrasıdır. Gerçekleşen anayasa değişikliğiyle ilgili demokratik sürecin ikmalidir. Bir kaşık suda fırtına koparıp 16 Nisan’ı hazmedemeyenler bir defa iyi niyetten mahrum olan karanlık çevrelerdir.”

Kesin olmayan sonuçlara göre, 16 Nisan günü 25 milyon 167 bin 67 vatandaşın ‘evet’, 23 milyon 777 bin 115 vatandaşın da ‘hayır’ oyu kullandığını belirten Bahçeli, “Aradaki fark 1 milyon 389 bin 952 ile evet lehinedir. Bu demokratik tabloya saygı ve riayet gerekirken kriz tetikçileri hemen harekete geçmişlerdir. Öncelikle vurgulamak lazımdır ki, halk oylamasında yüzde 50 artı bire ulaşan tercih meşrudur, hukukidir, herkes tarafından bağlayıcı olmak durumundadır” ifadelerini kullandı.

“Halk oylamasına gölge düşürmek için bildik ve tanıdık simalar kargaşaya yatırımla meşguldür”

Yerli ve yabancı odakların 16 Nisan’ı karalamak için son kozlarını oynadığına dikkat çeken Bahçeli, “Huzur, emniyet ve sükunet içinde yapılan halk oylamasına gölge düşürmek için bildik ve tanıdık simalar kargaşaya yatırımla meşguldür. Ayvaz kasap hep bir hesap, bunların hal-i pür meali aynen budur. Ama 16 Nisan’da bizzat ve bilfiil millet tarafından fitnelerinde boğulduklarından, kurdukları tuzaklara takıldıklarından haberleri yoktur. Çünkü şuurları kapanmış, akılları kararmış, basiretleri bağlanmıştır. 16 Nisan akşamı, sandıkların açılıp sonuçların gelmesiyle beraber bir kısım köksüz, kimliksiz, kişiliksiz gazeteci ve uzman yorumcu kılıklı provokatör, MHP’yi hedef almaya başlamışlardır. Bunlar adeta sandık sandık hangi partiden oy geldiğini anlatmaya soyunmuşlardır. O tarihi akşamda, utanmasalar, fren tutmasalar 81 ilde kurulan 167 bin 140 sandığa hangi partiden oy geldiğini ifadeye kalkacaklardı.

Öyle ipten kazıktan boşanmışlardı ki, 48 milyon 904 bin 182 geçerli oyun tek tek dökümünü yapacaklardı. Allah’tan bu kadarını göze alamadılar, bu kadar alçalmayı başaramadılar. Yine de bulanık suda balık avlamak için küflü oltalarını salladılar. Henüz sandık sonuçları tam belli olmadan MHP’yi suçlama yarışına girdiler. Partimize gönül veren kardeşlerimizin yüzde 80’nin oy vermediğini ahlaksızca uydurdular. Bunu söylerken keyiflendiler, canlandılar, ellerini ovuşturdular. Ülke haritasına baktılar, bölge bölge, şehir şehir bizden gelen veya kaçan oyları üstün zekalarıyla yorumlamaya başladılar. Zillet ve rezaletle anılacak bu şahsiyetsizler evet tercihinde bulunan vatandaşlarımızın hangi partiden, hangi görüşten olduğunu nereden ve nasıl çıkardılar? Her şey iyi güzel de, Milliyetçi Hareket Partisi üzerinde spekülasyon yapacak cüret ve yetkiyi nereden aldılar? Milli irade evet deyince rüzgarla sallanan kavağa dönen, ardından da kadavraya dönüşen MHP hasımları nereye varmak, bize ne söylemek istiyorlar?” dedi.

“Bizde taban yoktur, dava arkadaşlarımız vardır”

16 Nisan halk oylamasının ardından Milliyet Gazetesinde yer alan bir köşe yazısına değinen Bahçeli, “Milliyet Gazetesinde köşesi bulunan bir ezik ve çürük söyle yazmış: ‘Referandumun kaybedeni MHP. Erzurum hariç, MHP’nin güçlü olduğu bütün illerde hayır oyu çıktı. MHP’nin genel merkezi evet dedi. MHP tabanının yüzde 80’i hayır oyu verdi. MHP’yi zor günler bekliyor.’ Abacıyı anladık, kebeciyi de anladık, tamam da ara yerde sen necisin bre ahlaksız, bre kemiksiz? Tabanımızın yüzde 80’i hayır demiş. Çünkü canı öyle çekiyor. Çünkü böyle olsun diliyor. Bizde taban yoktur, dava arkadaşlarımız vardır diyoruz, kafa var almıyor, sanırsınız bidon.

Bir başkası çıkmış; ‘bundan sonra bölünmüş, farklılaşmış, parçalanmış bir MHP olacak’ diye yazıyor. Bu ve benzeri gazetecilerin ya zekaları kurumuş ya zihinleri bulanmış ya da iradeleri körleşmiştir. MHP’li kardeşlerimin ne kadar oy verdiği, nasıl tercihte bulunduğu konusunda bu zatların elinde bizim bilmediğimiz sihirli bir ölçü aleti mi vardır? Açık çağrımdır; Yüksek Seçim Kurulu acilen bir çalışma yapmalıdır. Eğer imkan varsa, evet ya da hayır tercihlerinin hangi partilere ait olduğunu ölçen bir mekanizma bulunuyorsa, kurulan tüm sandıklarda tercihi 'evet' olan MHP’li seçmenlerin sayısı ortaya çıkarılmalıdır. Oy mu kaybettik, oy mu kazandık; belli olmalıdır. 1 Kasım 2015 Milletvekili Genel Seçimine göre AKP-MHP toplamda yüzde 10,5 oy kaybetmiş. Dillerdeki bayağı ve çarpık hikaye budur. Bu bahaneyle MHP’ye hücum edilmektedir. FETÖ’yü hesaba katan yoktur. Halen aktif halde bulunan kripto damarı gören yoktur. Türkiye’nin diriliş ve toparlanışına katlanamayanları hesap eden hiç yoktur. Pensilvanyalı hainle kimin hatıra fotoğrafı varsa, kimler bir zamanlar diz dize, yanak yanağa ise şimdilerde MHP’ye en çok saldıran alçaklar onlardır.

Bunların cinsiyeti erkek veya kadın olabilir. Görünüşleri, bugünlerdeki maskeleri de kimseyi aldatmamalıdır. Hala lehine çalıştıkları yer bellidir. Hala aidiyetleri belirgindir. Bu kokuşmuşların hala gözleri Pensilvanya’da, ederleri de bir dolardır. Milliyetçi Hareket Partisi’ne kara çalmaya, altını oymaya, sırtını yere getirmeye ne Tezkan soy isimli densizin ne de aynı kümede toplaşan bereketsizlerin asla gücü yetmeyecektir. Bunlar evet kararının sandıktan çıkmasından dolayı çılgına dönmüşlerdir. Bunlar hükümet etme sisteminin meşru yollardan değiştirilmesinden dolayı kudurmuşlar, kuyruklarını kıstırmışlar, kalan son nefesleriyle de MHP’yi taşa tutmuşlardır.

Ne var ki attıkları taşlar ters tepecek, kafalarına inecektir. Kazdıkları kuyuya yine kendileri düşecektir. İftira ve ithamlarında çırpına çırpına perişan olacaklardır. Milliyetçi Hareket Partisi 16 Nisan’da üstlendiği milli sorumluluğu vakarla yerine getirmiştir. Aziz dava arkadaşlarımın büyük bir çoğunluğu Türkiye için evet demiştir. FETÖ için hayır diyenler bunu anlayamaz. PKK için hayır sırasına giren hainler bunu kavrayamaz. Sicilli Türk düşmanları, kalemlerini mürekkep yerine zehire batıran yeminli Türkiye karşıtları bunu ömürleri boyunca göremez. Bu korkak ve işbirlikçilerin rahatsızlıkları, büyüyen milli birlik duygusu, kökleşen siyasi uzlaşma duruş ve şuurudur. Tavsiyem rahatsız olmaya devam etsinler. Çünkü tedavisi olmayan, onmaz bir hasetlik ve müfterilik hastalığıyla eninde sonunda rezil rüsva olmaktan kurtulamayacaklardır. İplerini tutan efendileri de aynı akıbete eninde sonunda mahkum ve mecbur kalacaklardır” açıklamasını yaptı.

“Milletimiz siyasi Nevruz gününü ilan etmiştir”

“Kabul etseler de, etmeseler de 16 Nisan’da milletimiz damgayı vurmuş, evet demiştir” diyerek sözlerini sürdüren Bahçeli, “Böylelikle siyasi Nevruz gününü ilan etmiştir. Fiili durum bitti mi? Bitti. Sistem değişti mi? Değişti. Maksat hasıl oldu mu? Oldu. O halde mesele bitmiş, düğüm çözülmüş, ülkemizin önü açılmıştır. Önemle ifade etmeliyim ki, 16 Nisan’da kusur arayanlar, kendi hallerine yanmalı, boş konuşmaya, samanlıkta olmayan iğne arama işine son vermelidirler. Güveler elbiseyi nasıl kemiriyorsa kıskançlık da bu fesat ve hayır kumpanyasında toplananları yiyip bitirecektir. Türk milleti kararını vermiş, işi bitirmiş, ipi göğüslemiş, geleceğinin rotasını çizmiş, defteri kapatmıştır. Bu hepimiz için gururla anılacak, onurla hatırlanacak bir demokrasi dersidir. Bu dersi kıranlar, bu dersten çakanlar ise yok hükmündedir, hiç de olmayacaklardır” diye konuştu.

“Gün Türkiye için el ele verme günüdür”

16 Nisan’dan sonra yeni sistemin bütün kurum ve kurallarıyla işlerlik kazanmasının 3 Kasım 2019 yapılacak seçimlerden sonra olacağını vurgulayan Bahçeli, hemen devreye girecek 3 maddeyle ilgili ise şunları söyledi:

“Hakimler ve Savcılar Kurulu yeni baştan teşkil edilecektir. Cumhurbaşkanının parti üyeliği ise muhtemelen gündeme gelecektir. Kaldı ki bunların gerçekleşmesi için 2019 yılı beklenmeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi önümüzdeki yeni dönemde TBMM’de üzerine düşen her görevi eksiksiz yapacaktır. Yeni hükümet etme sisteminin temellerini oluşturacak uyum yasalarının çıkması hususunda sorumluluğumuzu samimiyetle yerine getireceğiz. Türkiye’nin bekası için siyasi uzlaşma hukukuna ilkelerimiz ve ülkülerimiz çerçevesinde bağlı kalacağız. Bundan sonra omuzlarımızdaki yük daha da ağırlaşacaktır. Türkiye’nin yoğunlaşan iç ve dış sorunlarının göğüslenmesinde gerekirse elimizi taşın altına koymaktan kaçınmayacağız, çekinmeyeceğiz, gecikmeyeceğiz. Yeter ki Türk milleti belini doğrultsun. Yeter ki gelecek planlanmasının ortak ruh ve mutabakat içinde yapılmasının şartları doğsun ve oluşsun. Siyasi cepheleşmeleri bitirmeliyiz. Yapay anlaşmazlıkları çözmeliyiz. Karşımızda mevzilenen yedi düvele karşı aynı şuur ve hedefle tepki göstermeli, bir ve beraber olmalıyız. Ayrılıkta hayır yoktur. Çatışmada sonuç yoktur. Kavganın sonu yoktur. Gün Türkiye için el ele verme günüdür.”

“Bu evetler namusumuza emanettir”

Bahçeli, 16 Nisan halk oylamasının, siyasi partilere ayrı ayrı mesaj verdiğini belirterek, "Biz bu anlamlı mesajı yorumluyor, çıkardığımız sonuçlar çerçevesinde hareket etmeye hazır ve kararlı olduğumuzu bu vesileyle beyan ve ilan ediyoruz. Uzlaşmadan kaçmak Türkiye’ye kötülüktür. Kucaklaşmaktan sakınmak Türk milletine haksızlıktır. Bir olalım, zalimlere birlikte direnelim. Güçlü olalım, Türkiye’yi yıkmak isteyenlerin oyunlarını teker teker bozalım. Unutmayalım ki biz Türk milletiyiz. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin yılmaz bekçileri, Türk vatanının ebedi sahipleriyiz. Demiştik ya; ‘Bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmez. Devlet için evet, millet için evet, Cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet, Türkiye için evet.’ Bu evetler sonuna kadar, sonsuza kadar bizimledir, namusumuza emanettir” açıklamasında bulundu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri MHP’li Özdemir: "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisinde" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde Türkiye Büyük Milleti’nde (TBMM) aldığı sözde, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, TBMM’de yapılan Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde söz aldı. Özdemir görüşmelerde yaptığı konuşmada, "İnsanlık sanayi devriminin ardından girdiği ve yüksek hızla devam eden ilerleme sürecine 1940’lı yıllardan sonra uzaya ve başka gezegenlere erişim, böylelikle de rekabetin yeni koşullarına uzanan süreçle başlamıştır. Bu çabalar bilgisayar teknolojisinin ve uzaktan haberleşme imkânlarının getirdiği diğer koşullarla istihbarat çalışmalarını ve faaliyetlerini de derinden etkilemiştir. Belirsizliğin, düzensizliğin ve meydan okumaların fazlalaştığı mevcut zaman diliminde ise yeni bir kırılmayla daha karşı karşıyayız. Haber kaynakları ve bunların güvenilirlik derecesi her ne kadar fazla, hatta çoğu da açık alanlardan temin edilse bile analiz ve işleme yeteneği açısından teknolojinin getirdiği yüksek kazanımlar, devletlerarası verilen mücadelede fark oluşturmaktadır. Bu sebeple Milli İstihbarat Teşkilatının başta kuantum teknolojisi olmak üzere ileri nesil yapay zekâ ekosistemine sahip olması elzem hale gelmiştir. Karar alma süreçlerinde son derece değerli katkıları olan milli şuura sahip inanmış kadroların sergilediği üstün gayretler kadar, teknoloji ile doğru yöntemlerle harmanlanmış bir çalışma sistematiğinin, muadil istihbarat kuruluşlarıyla kıyaslandığında kendi kurumlarımızı farklı ve üstün kılmasını sağlamak gerekir. Allah, vatan, namus; yani Kur’an, bayrak ve silah üzerine edilen şerefli yeminlerin tutulması için sergilenen üstün gayretlerle verilen emeklerin hedefe tam manasıyla ulaşması için teknolojiden azami ölçüde istifade edilmelidir. Bu durum espiyonaj faaliyetleri kadar kontraespiyonaj alanında da Türk mührünün vurulması mecburiyetini doğurur. Son dönemlerde ülkemize karşı yürütülen bazı casusluk faaliyetlerinde şimdiye kadar alışılagelmedik metotların kullanıldığının anlaşılması da bizi buna mecbur kılmaktadır. Malum ve meşum yapılanmaların mensubu bulunduğu ülkelerin durumuyla, bilhassa savunma sanayimizle alakalı yürüttükleri anlaşılan uğraşları dikkate alındığında, resmi yahut özel tüm savunma sanayi kuruluşlarımızın hem fiziki hem de veri güvenliklerinin tesis edilebilmesi için ayrı bir politika geliştirilmesinin de gelinen aşamada elzem olduğu anlaşılmaktadır" dedi. "Bölgesinde lider Türkiye" Türkiye’nin, Cumhur İttifakı’nın dirayetli duruşu ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği istikrarlı yapıyla bölgesinde lider, küresel seviyede de giderek, daha da fazla söz sahibi olmayı başardığını dile getiren Özdemir, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir. Terörsüz Türkiye’nin hayata geçmesiyle beraber ülkemizin küresel bir güç olması istikametinde kararlılıkla ilerleyişinde İletişim Başkanlığımızın da sorumluluğu oldukça fazladır. Zira aynı anda beş lobi, küresel seviyede ülkemize karşı hem kamuoylarını hem de diğer ülkelerin karar alma mekanizmalarını etkileyebilmek için aktif bir faaliyet yürütmektedir. Rum, Ermeni, Siyonist ve Hindu lobilerine ilave olarak İslamofobik yapılanmalar doğrudan Türkiye’yi kötüleyecek, uluslararası itibarımıza saldıran, aziz milletimiz arasında kin ve nefret tohumları ekmek üzere FETÖ ile de işbirliği yapmak suretiyle uğraş vermektedir. Bu şartlarda gerek bölgesel ve uluslararası politikalarımız, gerekse küresel barış ve istikrarın tesisi için sürdürdüğümüz gayretlerimizin sağlıklı mekanizmalarla doğru biçimde anlatılması önemlidir. Sosyal medyanın psikolojik harekâtlar ve beşinci kol faaliyetleri için de ana mecralar haline geldiği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Dünya ile beraber ülkemiz de belirsizliklerle dolu ve öngörülemez bir iklimde artık her an tetikte ve teyakkuzda olunmalıdır. İletişim Başkanlığımız da bu anlamda yedi gün, yirmi dört saat uyanık ve şuurlu olmak durumundadır. Bu çabalarda kamu yayıncısı olarak önemli bir sorumluluğu yerine getiren TRT’nin de faaliyetlerini başarılı bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Türk milletinin gür sesini ve Türkiye’nin tezlerini küresel seviyeye ulaştırmada etkili bir yayıncılık anlayışı sürdüren TRT’nin milli değerlerimizden olduğu unutulmamalı, kurumsal niteliğinin yıpratılmaması için herkes gereken hassasiyeti göstermelidir" ifadelerini kullandı.