POLİTİKA - 14 Ağustos 2018 Salı 16:35

Bakan Albayrak: 'Artık dolar güvenilirliğini yitirmiştir'

A
A
A
Bakan Albayrak: 'Artık dolar güvenilirliğini yitirmiştir'

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Herkes net bir şekilde görmektedir ki, artık dolar güvenilirliğini yitirmiştir. Tüm ülkeler bu güvensizlikten kendilerini korumak için, ticaretlerinde karşılıklı ya da ortak para kullanımını önemsemektir” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, SETA'nın düzenlediği "Kuruluşundan Bugüne AK Parti Sempozyumu"nda, "AK Parti Döneminde Türkiye'de Ekonomik Büyüme ve Kalkınma" konulu oturumun açılışında konuştu. Son 5 yıldır doğrudan terör örgütleriyle çok farklı siyasi ve uluslararası sınama ve saldırılara maruz kalan Türkiye’nin ilk defa geçtiğimiz günlerde küresel finansal sistemin en büyük oyuncusu tarafından doğrudan hedef alındığına dikkat çeken Albayrak, “Özellikle 10 Ağustos'ta doğrudan para birimimiz olan TL’ ye saldırı en üst düzeyden ilan edildi. Hamdolsun milletimiz bir kez daha kurumlarımız, bankacılık sektörü başta olmak üzere tüm özel sektör paydaşlarımız çok sağlam kararlı bir duruş ortaya koydular.

Bu zorlu süreçten geçerken ilk günden itibaren tüm paydaşlarla Çok yakın bir çalışma ve aksiyon planı oluşturduk. Merkez Bankamız ve BDDK piyasalardaki baskıyı azaltmak için gerekli tüm tedbirleri aldı. Bugün çok net söylemek istiyorum ki, serbest piyasa kuralları çerçevesinde kalarak gereken tüm piyasa araçlarını devreye sokarak adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Saldırılara karşı aksiyon adımlarımızı hayata geçirirken reel sektör ve bankalarımıza yönelik de bir dizi tedbir uygulamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Firmalarımızı daha da rahatlatmaya devam edeceğiz”

Albayrak, konuşmasına şöyle devam etti:

“Kurun en çok etkilendiği reel sektörün bankalarla kredilerinin yeniden yapılandırmalarına ilişkin çerçeve anlaşması bir noktaya geldi ve imzalandı. Böylece yapılandırmaları artık daha net bir şekilde yasal bir çerçeveye oturtmuş oluyoruz. Bankalar ve BDDK ile birlikte kur artışından etkilenen firmalarımızı tespit ederek kamununda taşın altına elini koyduğu büyük bir dönüşümle firmalarımızı daha da rahatlatmaya devam edeceğiz. Merkez Bankamız bankaları likidite konusunda rahatlatacak çok önemli bazı uygulamaları ve kararları hepinizin malumu dün sabah itibariyle geçirmeye başladı. Çok açık ve net belirtmek isterim ki, bankalarımızın ve özel sektörümüzün sonuna kadar yanındayız. Bu zorlu süreci aksiyon planımız çerçevesinde oldukça önemli bir iyileşme ve rahatlatma süreci ile tamamlayacağız. Türk bankacılık sektörü güçlüdür. Sermaye yeterlilik oranları dünyadaki birçok ülkenin aksine yasal sınırın oldukça üzerindedir.

Uluslararası standartların üzerinde bilanço yapısına sahip bankacılık sektörümüz yoluna çok daha güçlü bir şekilde devam etmektedir. Bu süreç bize bazı eksik olduğumuz alanları da gösterdi. Tüm paydaşlarla gerekli adımları atarak bankacılık sektörümüzü çok daha güçlü bir yapıya kavuşturacağımız bir sürece doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Burada bir parantezi de milletimize açmak istiyorum. Son 5 yıldır ülkemize karşı yapılan her türlü art niyetli girişim ve saldırıları feraseti ile doğru okuyan milletimiz bugün de bir kez daha devletinin yanında dimdik ayakta durmaktadır. Bu aziz milletin bir ferdi olmaktan tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi bir kez daha ne kadar gurur duysak azdır.”

“Türk Liramızı koruyacağız”

Özellikle döviz ve borçlanan firmalara yönelik riskleri azaltmak için ilk adımları attıklarını hatırlatan Bakan Albayrak, “ Döviz geliri olmayan KOBİ’lerimizin dövizle borçlanmalarının önüne geçtik. Aksiyon planımız çerçevesinde önümüzdeki dönemde firmaların döviz riskini azaltmaya yönelik gerekli düzenlemeleri de adım adım hayata geçireceğiz. Aynı zamanda ticaret ve iş hayatında tüm alışverişlerde kendi paramızla işlem yapılması için gereken adımların atılmasını da sağlayacağız. Türk Liramızı koruyacağız, Türk Lirası ile yürüyeceğiz ve önümüzdeki dönemde göreceksiniz ki çok net Türk Liramızın daha da güçleneceğini göreceğiz. Özellikle son iki haftadır ekonomimizdeki atakların arttığı süreçlere ve algı operasyonlarına rağmen piyasalarımızda ne panik ne de endişe havası oluşturabildiler. Bugün milletimizle birlikte tüm piyasa oyuncularının ortaya koyduğu fotoğraf, ülkemize ekonomimize duyulan güçlü güvenin göstergesidir. Birçok banka genel müdürlerimiz ki hafta sonu Cumartesi ve Pazar günü yakın bir istişare ve toplantı sürecini koordine ettik. Dün Adnan Bey'in bahsettiği bugün Ali Fuat Bey'in bahsettiği sektörümüzdeki diğer yöneticilerinde bahsettiği gibi çok güçlü bir uyum ve koordinasyonla çok başarılı güzel ve dik duruş sergileyen bir süreç çalışıyoruz. Birilerine rağmen banka mevduatlarından önemli bir çıkış olmaması, döviz alım satımlarında önemli bir durum seyredilmemesi aslında birilerinin yapmak istediği algı operasyonlarının vatandaşlarımız tarafından nasıl püskürtüldüğünü çok net bir şekilde ortaya koydu. Bu duruma rağmen güven ortamını zedelemeye toplumda karamsarlık oluşması için her yola başvuranlarla çok daha etkin bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

“Kendi çıkarları için istediğine yaptırım uygulamaya çalışılan anlayış yalnız kalmaya mahkum olacaktır”

Bugün başta Avrupa olmak üzere birçok ülkeden Türkiye'ye karşı gerçekleştirilen saldırıya karşı net tepkiler ortaya koyulduğuna değinen Albayrak, “Almanya Şansölyesi ve Ekonomi Bakanı Altmaier’in açıklamaları, İtalya Dışişleri Bakanı'nın açıklamaları yaşadığımız sürecin ne kadar haksız ve ne kadar art niyetli ve bırakın müttefikliği diplomasının hiçbir yönü ile bağdaşmadığını çok açık net gösteriyor. Özellikle Avrupa'dan yükselen tepkileri önemsiyoruz. Çünkü bu süreçte sağduyulu açıklamalar Türk milletinin Avrupa'ya olan güvenini de güçlendirecektir. Birçok muhatabımız da yaptığımız görüşmelerde aynı eleştirileri ortaya koydular. Böyle bir şey olmaz. Bugün bu ülke yarın başkası. Bu işi bir ekonomik ilişkiden siyasi platforma birileri çekiyorsa emin olun bugün bunun etkisinden daha fazlasını yarın birileri ödeyecek. Bölgesinde yaşananlara rağmen yatırımcıları için güvenli liman olan Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerini bu pozitif günden ve bunun ötesinde daha da ileriye dönük bir iş birliği içerisinde güçlendirmesi, dünyayı tehdit eden bu tip gerilimlere bozulmaya çalışılan ticari işbirliklerine ve küresel finans sistemini tehdit eden yaklaşımlara en güzel yanıt olacaktır. Sadece siyasi hedefleri ve kendi çıkarları için istediğine yaptırım uygulamaya çalışılan anlayış eninde sonunda yalnız kalmaya mahkum olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

“Artık dolar güvenilirliğini yitirmiştir”

Bakan Albayrak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ayrıca dünya şunu görmektedir ki, küresel finans piyasalarında bu şekilde saldırılara bu şekilde spekülasyonlara girişmek tüm ülkelerin ekonomileri için büyük bir potansiyel risktir. Yaptığımız görüşmelerde birçok ülke dolar üzerindeki bu hareketlerin kendileri için ne kadar tedirgin edici ne kadar tehdit edici bir durum ortaya koyduğunu birebir şifahen şahsıma dile getiriyorlar. Herkes net bir şekilde görmektedir ki, artık dolar güvenilirliğini yitirmiştir. Tüm ülkeler bu güvensizlikten kendilerini korumak için, ticaretlerinde karşılıklı ya da ortak para kullanımını önemsemektir. Aksi takdirde bir ülke ekonomisinin bu süreçte karşılaştığı zorluğu atlatamaması kelebek etkisi ile başta Avrupa olmak üzere tüm küresel ticareti derinden sarsacak bir potansiyele sahiptir. Burası çok önemli.

Bizde doların bu denli güven yitirdiği ve adeta bir politik cezalandırma aracına dönüştüğü dönemde uluslararası ticaretimizde Türk Lirasını koruyacak adımları daha da güçlü atmaya devam edeceğiz. Bu yaşanan süreçler özellikle Türkiye ekonomisinin finansal mimarisi açısından çok hayırlı neticelerde doğurmuştur. 2001 krizinin öğrettikleri Türkiye bankacılık ve finansal sistemini hangi noktaya taşıdıysa buradan altını çok net yazıyorum, Türkiye'nin bugün yaşadıkları dünyadaki küresel piyasadaki bazı ülkelerin bu ve benzeri krizlerle yaşadıkları bize önümüzdeki dönemde çok daha güçlü bir finansal mimari inşa etmemiz gerektiğini çok net ortaya koymaktadır. Yola çıkarken Türkiye'yi tüm sınamalardan etkilenmeyecek kadar güçlü bir ekonomi hedefini ortaya koyduk. Türkiye ekonomisi küresel finansal sistemden ve bütün bu küresel finansal yaşanan krizden bugüne kadar tüm güçlüklere rağmen büyümüş aynı zamanda vatandaşına da istihdam sağlamıştır. Sadece 2008 finansal krizinden bugüne kadar dünya tarihinin bilinen en büyük krizi olarak adlandırılan krizinden bugüne kadar sadece 7 milyondan fazla insana istihdam üretmiş bir Türkiye'den bahsediyoruz.”

“Enflasyonu ve cari açığı ne kadar azaltırsak ekonomimizi o kadar güçlendirmiş oluruz”

“Ekonomimizi daha da güçlendirmek enflasyon ve cari açık gibi zorluklarımıza karşı her türlü gerekli politikayı oluşturmak hükümetimizin, Bakanlığımızın en esaslı görevidir bu süreçten sonra” diyen Albayrak, “Mali disiplinden taviz vermeyeceğimiz ki bugüne kadar mali disiplini uyguladığı metodolojiyi örnek olarak gösterilen bir ülke olarak Türkiye çok başarılı bir şekilde ortaya koydu. Ama bugünden sonra çok daha güçlü bir üst lige çıkacağız diyoruz ya eğer bir üst lige çıkacaksanız , alt gelir grubu orta gelir grubu Türkiye buraya çıktı. Hedef bir üst ligse eğer üst gelir grubuysa eğer ki bundan hiçbir şüphemiz yok. Büyük güçlü Türkiye idealinin en temel dinamiği burası olacaksa eğer önümüzdeki dönemde tüm Türkiye’nin 81 milyon vatandaşı olduğu gibi tüm dünya görecek ki çok daha güçlü bir ekonomik sistem, bütçe disiplini uygulayan bir Türkiye olacak. orta ve uzun vadeli stratejilerimizi daha güçlü ekonomi ve daha rekabetçi Türkiye üzerine kurguladık. Türkiye büyük ve güçlü ekonomisi , stratejik konumu, dinamik özel sektörü ve genç nüfusuyla büyük bir atılımın arefesindedir. Önümüzdeki dönemde ekonomimizi dönüştürecek sonuç odaklı ve etkili reformlar politika çerçevemizin en önemli parçası olacaktır.

Bu konudaki çalışmalarımız bütün hızıyla devam ediyor. Biliyorsunuz ki enflasyonu ve cari açığı ne kadar azaltırsak ekonomimizi o kadar güçlendirmiş oluruz. 16 yıldır atılan adımlarla ekonomimizde yazdığımız başarı öyküsünü daha da ileriye taşımak için cari açıkla mücadelede iki ayaktan oluşan politikalar bütününü uygulamaya koyacağız. Cari açık meselesinde atacağımız her doğru adım bu ülkeye karşı girişimde, işte bu ve benzeri girişimleri yapanların ellerinden enstrümanlarını almamızı bize karşı yapılan bu operasyonların etkilerinin kırılmasını sağlayacak. Bunun birinci ayağını verimlilik oluşturuyor. Bireyden başlayarak aile, firmalar, STK’lar ve kamuyu kapsayacak şekilde tüm harcamalarımız da verimliliği ve verimlilik kültürü oturtmaya çalışacağız. İkinci ve en önemli ayağı dediğimiz geçtiğimiz hafta açıkladığımız üç artı bir yeni ekonomi yaklaşımımız da belirttiğimiz harcamalara ve yatırımlara getireceğimiz disiplin en önemli nokta ihtiva ediyor” açıklamasında bulundu.

“A'dan z'ye kadar her türlü hazırlığımızı yapacağız”

Artık yatırımları daha çok üreten Türkiye hedefine hizmet edip etmediğine göre önceliklendireceklerini vurgulayan Albayrak, “Yapılacak yatırım teknolojik ya da yüksek katma değerli üretim sağlıyor mu, ‘ihracatımızı arttırıyor mu, cari açığı düşürüyor mu?’ gibi soruların cevabına göre önceliklendirerek bakarak adım atacağız. Topyekun bir dayanışma ve güçlü bir stratejiyle daha çok üreten büyük ve güçlü Türkiye idealine hep birlikte kavuşacağız. Bu alanda ülkemizin potansiyelini çok iyi biliyoruz. Başta bilgi teknolojileri olmak üzere bugün dünya ekonomilerine yön veren alanlarda ciddi bir konsantrasyonla kısa sürede çok büyük kazanımlar elde edeceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. İlk günden beri beri başladığı ilk günden beri doğrudan 81 milyon vatandaşımızı ve o vatandaşımızın cebini hedef alan bu saldırı için ilk gün söylediğim gibi kazanacağız diyorum. Çünkü biz bu millete inanıyoruz. Özel sektörümüze inanıyoruz, gençlerimize inanıyoruz. Üç temel unsur olarak bakılan her yerde ifade ediyorum, kamu, birey, reel ve bankacılık sektörü. Türkiye kamu olarak sapasağlam. Dünyanın en düşük borçlu ülkelerinden bir tanesi. Şükürler olsun sıkıntımız yok. İki toplum millet vatandaş. Döviz riski yok. O 90’ların eski Türkiye'si birileri 2001’i bekliyordu ya öyle bir durum yok. dövize endeksli değil, riski TL. Eve giriyorsa TL ile araba alıyorsa TL ile bireyde de sıkıntı yok.

Şirketlerimiz ,bankacılık sektörümüz tüm bu dalgalara rağmen oluşturulan operasyonlara rağmen güçlü duruşunu devam ettiriyor. Tüm bu süreçle ilgili atacağımız daha güçlü adımlarla tıkır tıkır yoluna devam ediyor. Birilerinin sözde beklentisi gibi a'dan z'ye kadar her türlü hazırlığımızı yapacağız. Elini uzatana elimizi uzatıp sıkacağız, yumruğunu sıkana da yanağınızı dönmeyeceğiz. Bunu herkesin bilmesi lazım. Milletimizle 81 milyon tüm paydaşlarımızla özellikle milletimizin desteği başta olmak üzere tüm bu çerçevede rasyonel ve vizyoner stratejilerle çok yakın bir zamanda hedeflerimize ulaşacağız.Yeter ki biz millet olarak birliğimizi, beraberliğimizi kaybetmeyelim. Nihayetinde bu topraklarda farklı emeller için bugün üzerimize gelenlerin son umutlarını ortaya koyacağımız kenetlenmiş bir Türkiye fotoğrafıyla bütün bu süreçleri ellerinden alalım. Bunu yaptığımız sürece girdikleri her girişim bizim sakalımızı kesmek için kollarını kaybetmelerinden başka hiçbir şeyle neticelenmeyecek” ifadelerini kullandı.  

Pelin Üzek Kılıç - Seda Kahramantürk - Burak Altun


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.