GÜNDEM - 07 Nisan 2021 Çarşamba 12:03

Bakan Dönmez: '2017-2020 döneminde enerji verimliliğine 4,8 milyar dolar yatırım yaptık'

A
A
A
Bakan Dönmez: '2017-2020 döneminde enerji verimliliğine 4,8 milyar dolar yatırım yaptık'

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 2017-2020 dönemi için enerji verimliliğine toplamda 4,8 milyar dolar yatırım yaptıklarını belirterek, “3,19 milyon ton eşdeğer petrol tasarrufuyla 1.2 milyar dolar tasarruf sağladık“ dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, video konferans ile Avrasya Kojenerasyon Toplantısı’na katıldı. Konuşmasında sürdürülebilir kalkınmanın ve dönüşümün önemli gereklerinden birinin de enerji verimliliğinin en üst seviyede başarılması olduğunu vurgulayan Bakan Dönmez, 2003-2018 yılları arasında enerji verimliliği uygulamaları sayesinde sektörün nihai enerji talebinde yıllık 170 bin ton tasarruf sağladıklarını belirtti. Enerji yoğunluğunun azalmasıyla yıllık 20 milyon ton eşdeğer petrol azaltımı gerçekleştiğine vurgu yapan Dönmez, bu azalışın anlamının Türkiye’nin dışa bağımlılığının azalması anlamına da geldiğinin altını çizdi. Bakan Dönmez, Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında 6 tematik başlık ve 55 eylemle birincil enerji tüketiminde yüzde 14’lük azaltım ve 66,6 milyon ton karbondioksit eşleniği emisyon azaltımını 2023’e kadar hedef olarak belirlediklerini aktardı.

“3,19 milyon ton eşdeğer petrol tasarrufuyla toplamda 1.2 milyar dolar tasarruf sağladık”

Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı hedefleri kapsamında çalışmalarına hızla devam ettiklerini belirten Dönmez, “2017-2020 dönemi için enerji verimliliğine toplamda 4,8 milyar dolar yatırım yaptık. Karşılığında 3,19 milyon ton eşdeğer petrol tasarrufuyla toplamda 1.2 milyar dolar tasarruf sağladık” dedi.
Pandemi sürecine rağmen hız kesmediklerini dile getiren Dönmez, “Geçtiğimiz yıl enerji verimliliğine toplamda 635 milyon dolar yatırım yaptık. 2020’de yaptığımız yatırımlarla 451 bin ton eşdeğer petrol tasarruf ettik. Bunun maddi karşılığıysa 158 milyon dolara denk geliyor” diye konuştu.

“Yıllık 173 milyon TL parasal tasarruf ve 90 bin ton eşdeğer petrol kaynak tasarruf sağladık"

Bakan Dönmez, enerji verimliliği projelerini teşvik amacıyla imalat sanayiine sağladıkları Verimli Artırıcı Projeler (VAP) destekleri kapsamında bugüne kadar tamamlanan ve devam eden toplam 307 milyon liralık 434 projeye 83 milyon TL’lik destek sağladıklarına dikkati çekerek, “Karşılığında yıllık 173 milyon TL parasal tasarruf ve 90 bin ton eşdeğer petrol kaynak tasarruf sağladık” ifadelerini kullandı.
Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği'yle ihtiyaçları karşılamak için kurulacak kojenerasyon santrallerine lisans alma ve şirket kurma muafiyeti sağladıklarını belirten Bakan Dönmez, “Günümüze kadar 204 tesis için başvuru aldık. Bunlardan 108’i bina, 79’u sanayi olmak üzere toplam 187’sine Kojenerasyon Tesisi Verim Belgesi verdik” dedi.

Söz konusu belgeleri verdikleri tesislerin toplam elektrik kurulu gücünün 560 MWe’ye ulaştığını belirten Bakan Dönmez, “Isıl kurulu gücü ise 524 MWt oldu. Bu tesislerle yıllık birincil enerji kaynağı tasarrufumuz yıllık 2,7 teravatsaat, diğer deyişle 230 bin 843 ton eşdeğer petroldür. Hâlihazırda bu tesisler sayesinde nihai enerji tüketimimizden yaklaşık binde 2 seviyesinde tasarruf edebiliyoruz. Ayrıca yapılan bu yatırımlarla yıllık 1 milyon ton karbon emisyonu azalımı da sağlayabiliyoruz” şeklinde konuştu.

Mustafa Cenik - Adem Aslan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Başkan Ünlü, “Tüm emekçilerimize gösterdikleri çaba için yürekten teşekkür ediyorum” 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle bir mesaj yayınlayan Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, “Tüm emekçilerimize gösterdikleri çaba için yürekten teşekkür ediyorum” dedi. Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı. 1 Mayıs’ın dünya işçi tarihi açısından çok önemli olduğunu ifade eden Başkan Ünlü, “Zor şartlara rağmen daha yaşanabilir bir dünya için alın teri döken tüm emekçilerin hak arayışlarının mücadelesini simgeleyen 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun” dedi. Başkan Acar Ünlü mesajında şu ifadeleri kullandı; “Marmaris için emek veren herkesin akıttığı terin, gösterdiği gayretin farkındayız. Rutin işlerinin yanı sıra yangın, sel ya da deprem gibi olağanüstü durumlarda da talimat beklemeden sahaya koşan, gece gündüz demeden çalışan işçilerimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Bizler Marmaris Belediyesi olarak büyük bir aileyiz, bir bütünüz. Hep birlikte Marmaris için çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Bu güzel topraklar için alın teri döken işçilerimizin emeklerinin karşılığını vermek için bizler de elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle tüm işçi ve emekçilerin haklı mücadelesini selamlıyor; daha yaşanabilir bir dünya için çaba gösteren tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum”
Ankara Merkez Bankası Başkanı Karahan: “Yılsonu enflasyon beklentilerinin halen tahminlerimizin üzerinde olduğunu görmekteyiz” Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan, 12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentilerinde eylül ayı itibarıyla başlayan iyileşmenin devam ettiğini belirterek, yılsonu enflasyon beklentilerinin halen tahminlerinin üzerinde olduğunu kaydetti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından 92’nci Hesap Dönemi Olağan Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantı gündemi Burada konuşan Dr. Fatih Karahan, 2023 yılının küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrettiği bir yıl olduğunu dile getirerek, “Özellikle ihracat yaptığımız ülkelerde kademeli olarak azalan büyüme oranları, 2023 yılında da gerilemesini sürdürmüştür. Küresel enflasyon ise bir önceki yılda ulaştığı yüksek seviyelere kıyasla belirgin şekilde gerilemekle birlikte, merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde kalmayı sürdürmüştür. Bu dönemde enflasyonun hedefin üzerinde seyrettiği ülkelerde parasal sıkılaştırma devam etmiştir” ifadelerini kullandı. Karahan, Türkiye’de 2023 yılının ilk yarısında iç talep kaynaklı güçlü seyreden iktisadi faaliyetin, yılın ikinci yarısında ivme kaybetmiş olmasına rağmen gücünü koruduğunu kaydetti. “Cari işlemler dengesi 2023 yılında 45,4 milyar ABD doları açık vermiştir” Merkez Başkanı Karahan, cari işlemler dengesinin 2023 yılında 45,4 milyar doları açık verdiğini vurgulayarak, “Cari işlemler açığına en yüksek negatif katkı enerji dengesinden gelmiştir. Altın ve enerji hariç dış ticaret dengesi ise güçlü iç talebin de etkisiyle cari dengeye negatif katkı verirken, hizmet kalemlerinin cari dengeye pozitif katkısı artarak sürmüştür” dedi. Karahan, Şubat ayında yaşanan depremlerin ve arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki baskıları artırdığına dikkati çekerek, vergi ayarlamaları, döviz kuru gelişmeleri, ücret artışları, hizmet enflasyonundaki katılık ve ham petrol fiyatlarının ani yükselişi sebebiyle 2023 yılında enflasyonun yüzde 64,8 olarak tamamlandığını kaydetti. “Güçlü bir parasal sıkılaştırma süreciyle politika faizini yüzde 50’ye çıkarttık” Geçtiğimiz haziran ayında dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için güçlü bir parasal sıkılaştırma süreciyle birlikte politika faizini yüzde 50’ye yükselttiklerine vurgu yapan Karahan, sözlerine şöyle devam etti: “Operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar verdik. Burada bir kez daha vurgulamak isterim ki, bu değişiklik, faiz oranlarının geldiği yüksek seviye göz önünde bulundurularak yapılan teknik bir düzeltmedir. Bir diğer ifade ile, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını temel politika faizi olarak kullanmaya devam edeceğiz.” “Enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşumuzu koruduğumuzun altını çizmek isterim” Karahan, mart ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin, devam eden zayıflamaya rağmen öngörülerinden yüksek gerçekleştiğini ifade ederek, “Tüketim malı ve altın ithalatındaki seyir cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret etti. Diğer taraftan, mart ayındaki politika adımlarımızın etkisiyle finansal şartlar önemli ölçüde sıkılaştı. Yaptığımız parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkilerini yakından izliyoruz. Bu doğrultuda, Nisan ayı toplantımızda parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizini sabit tutmakla birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşumuzu koruduğumuzun altını çizmek isterim” değerlendirmesinde bulundu. Parasal sıkılaşmanın da desteğiyle 12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentilerinde eylül ayı itibarıyla başlayan iyileşmenin devam ettiğini belirten Karahan, yılsonu enflasyon beklentilerinin ise halen tahminlerinin üzerinde olduğunu kaydetti. “Enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz” Aylık fiyat gelişmelerini yakından takip ettiklerini aktaran Karahan, “Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanıp, enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu. Enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşunu sıkılaştıracaklarını vurgulayan Karahan, “Para politikasındaki kararlı duruşumuzun; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceği ve dezenflasyonun 2024 yılının ikinci yarısında tesis edileceğini öngörmekteyiz” ifadelerine yer verdi. Merkez Bankası’nın temel amacı ve önceliğinin fiyat istikrarını sağlamak olduğunun altını çizen Karahan, “Para politikasını bu amaç doğrultusunda, enflasyonu önce tek haneli rakamlara, orta vadede ise yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal şartları sağlayacak şekilde belirlemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Ankara Eğitim-Bir-Sen’den Ankara’da öğrencisi tarafından bıçaklanan öğretmen için basın açıklaması Ankara’da bir araya gelen Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) üyeleri, Pursaklar’da bir lisede öğrencisi tarafından bıçaklanan müdür yardımcısı için basın açıklaması düzenledi. Saldırının meydana geldiği okulun önünde toplanan grup, eeğitimde şiddetin son bulmasını talep etti. Pursaklar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi müdür yardımcısı Sadettin Dinçer (55), öğrencisi R.U.’yu (17) okulda elektronik sigara ile yakalayarak ailesine haber verdi. Bunun üzerine öğretmenine kin besleyen R.U., pusu kurduğu Dinçer’i bacağından bıçakladı. Dinçer, hastanedeki tedavisinin ardından taburcu edilirken, saldırgan öğrenci ise yakalanarak gözaltına alındı. Son zamanlarda artan öğretmen şiddeti olaylarına dikkat çekmek isteyen Eğitim-Bir-Sen yetkilileri ise saldırının olduğu lise önünde bir araya gelerek duruma tepki gösterdi. Ellerinde pankartlarla birlikte slogan atan grup, hep bir ağızdan eğitimde şiddetin son bulmasını talep etti. Grup adına açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen Ankara 8 Numaralı Şube Başkanı Güngör Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: “Eğitim çalışanlarına yönelen şiddetin genel ve yaygın bir görünüm arz etmesi, psikolojik ve sosyolojik kökenleri olan toplumsal bir sorun hâline geldiğini göstermektedir. Şiddeti önleyecek önemli bir aktör olması gereken eğitimciler, maalesef şiddetin mağduru durumuna gelmiştir. Eğitimcinin itibarını artıracak, konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak tedbirleri almak zorundayız. Eğitimci, şiddete karşı yasal güvenceyle korunan, kendisi bizzat şiddeti önleyen; eğitim ise şiddeti ortadan kaldıran bir enstrüman olmalıdır. Mevcut düzenlemelerin caydırıcı olmadığı, bilakis şiddeti beslediği artık görülmelidir. Sorun üreten bir sistem çare olamaz. Yapılması gereken, medeniyet değerlerimizi merkeze alan bir kültür seferberliğine ve eğitim programına geçmektir. Şu da bilinmelidir ki bir tek sebebi ve kaynağı olmayan şiddet, ancak topyekûn bir duyarlılık ve bilinçle önlenebilir. Varlık ve medeniyet iddiamızı sürdürmek istiyorsak, bu seferberliği başlatmaya ve başarmaya mecburuz, yoksa pırıl pırıl olması gereken kalplerine attığımız karanlık kördüğümlerle hem çocuklarımıza şiddet uygulamış hem de onları şiddete yönlendirmiş olacağız. Eğitim merkezli düzenlemeler ciddi bir duyarlılık ve sorumlulukla yeniden tanzim edilmelidir. Öğretmenlik mesleğine itibar kazandırılmalı, eğitim çalışanlarımız saldırılara açık, korumasız, korunaksız, güvensiz bırakılmamalıdır. Çocuklarımızı, umudumuzu, geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz her bakımdan korunmalı, etkinleştirilmelidir. Bu kapsamda, değerler eğitimi, aileyi de içine alacak şekilde ve sosyal çevrenin öğrenci üzerindeki muhtemel negatif etkilerinden arındıracak kapsamda yeniden ele alınmalıdır.”