EKONOMİ - 17 Mart 2021 Çarşamba 15:42

Bakan Dönmez: 'Yaklaşımımız; İmkan Sağla, Yenilik Yap ve İletişim Kur'

A
A
A
Bakan Dönmez: 'Yaklaşımımız; İmkan Sağla, Yenilik Yap ve İletişim Kur'

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, kamu sektörünün ülkelerin ihtiyaç ve önceliklerine göre politika, mevzuat ve teşvikler oluşturarak yatırımcılar için sağlam, güvenilir ve öngörülebilir bir yatırım ortamının oluşturulmasından sorumlu olduğunu belirterek, “Bu bağlamda üç kısımdan oluşan yaklaşımımız; ‘İmkan Sağla (Enable), ‘Yenilik Yap (Innovate)’ ve ‘İletişim Kur’ (Communicate) kavramlarını içermektedir” dedi.

Mustafa Cenik - Yunus Özkan
ANKARA (İHA) - 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 7. Berlin Enerji Dönüşümü Diyaloğu Toplantısı’na video konferans yöntemiyle katıldı.

“Pandemide enerji arz güvenliği, ülkelerin enerji politikalarındaki öncelikli yerini sağlamlaştırmıştır”
Bakan Dönmez, Pandemi döneminde enerji arz güvenliği, ülkelerin enerji politikalarındaki öncelikli yerini sağlamlaştırdığını belirtti. Dönmez, arzı güvence altına almak, yatırımların sürekliliğini sağlamanın yanı sıra piyasaların istikrarını ve direncini korumak için de önemli bir araç olduğunu vurguladı. Dönmez, “Enerji dönüşümü politikalarının uygulanmasına böyle zamanlarda bile devam ediliyor olması oldukça cesaret vericidir. Enerji dönüşümü sadece yakıtların değil; kurumların, pazarların, piyasa oyuncularının ve tüketicilerin de dönüşümüdür. Bu yüzden her ne kadar basit gibi görünse de aslında karmaşık ve zorlu bir süreçtir. Ve bu geçişin yükü hükümetlerin omuzlarındadır” diye konuştu.

'3 kısımdan oluşan yaklaşımımız; ‘Olanak Sağla (Enable), ‘Yenilik Yap (Innovate)’ ve ‘İletişim Kur’ (Communicate) kavramlarını içermektedir'

Bakan Dönmez kamu sektörünün ülkelerin ihtiyaç ve önceliklerine göre politika, mevzuat ve teşvikler oluşturarak yatırımcılar için sağlam, güvenilir ve öngörülebilir bir yatırım ortamının oluşturulmasından sorumlu olduğuna dikkati çekerek, “Bu bağlamda üç kısımdan oluşan yaklaşımımız; ‘Olanak Sağla (Enable), ‘Yenilik Yap (Innovate)’ ve ‘İletişim Kur’ (Communicate) kavramlarını içermektedir. Birincisi ‘Olanak Sağla’dır. Şebeke, mevzuat ve sistem güvenliği, yenilenebilir enerjinin azami şekilde kullanımına olanak sağlamalıdır. Örneğin, Türkiye’de yenilenebilir enerji sistemsel olarak neredeyse sıfır kesinti yapılmaktadır. İkincisi, ‘Yenilik Yapmak’tır. Startupların payını artırmanın yanı sıra özel sektör katılımı, enerji dönüşümünü hızlandırmak için önemlidir. Süreç karmaşık olduğundan, daha sonuç-odaklı pilot projelere odaklanmak bir zorunluluk halini almaktadır. Türkiye olarak, gittikçe artış gösteren yenilenebilir enerjiden kaynaklanan depolama sorunlarını ortadan kaldırabilmek için tüm dağıtım bölgelerimizde pilot depolama projeleri finanse edeceğiz. Ve sonuncusu 'İletişim Kur'dur. Oyunu kuran ve yöneten olarak hükümetler ana politika çerçevesini STK'lar, finansal kurumlar ve özel sektör dâhil olmak üzere tüm paydaşlarla koordinasyon ve istişare içinde bulunarak oluşturur” şeklinde konuştu.

Bakan Dönmez ayrıca, farklı paydaşların katılımı olmadan dönüşüm projelerine ilişkin politikaların realize edilmesinin zor olacağını söyledi. Dönmez, bu durumun, kamu ve özel sektör arasında hem ulusal hem de uluslararası düzeyde iş birliği ve uyumun kurulmasını önemini ortaya koyduğunun altını çizdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Mıhlama için izdiham: Süleymanpaşa’da 1 tonluk lezzet seli Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde düzenlenen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali’nin ilk gününde yaklaşık 1 ton mıhlama kısa sürede tükenirken, etkinlik alanında zaman zaman izdiham yaşandı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Karadenizliler Derneği tarafından organize edilen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali, ilk gününden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında vatandaşlara yaklaşık 1 ton mıhlama ikram edilirken, lezzetten tatmak isteyenler erken saatlerden itibaren etkinlik alanına akın etti. Kazanlarda hazırlanan mıhlama karıştırılırken ortaya çıkan görüntüler adeta görsel şölene dönüştü. Mıhlama dağıtımı öncesinde oluşan uzun kuyruklar dikkat çekerken, dağıtımın başlamasıyla birlikte kalabalık zaman zaman kontrolden çıktı, yoğunluk üst seviyeye ulaştı. Oluşan kalabalık nedeniyle festival yetkilileri, hazırlanan mıhlamanın yetip yetmeyeceği konusunda endişe yaşadı. İzdiham havadan görüntülendi Mıhlama için oluşan metrelerce kuyruk ve kalabalık, dron ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde, etkinlik alanındaki yoğunluk net şekilde gözler önüne serildi. Festivalin ilk günü, yoğun katılım ve renkli görüntülerle hafızalara kazındı. "6 bin kişiye mıhlama dağıtacağız" Tekirdağ Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Akyüz, "Hamsi ve Mıhlama festivalimizin bugün ikinci günündeyiz. Arkamda görüyorsunuz izdiham oluştu. Bu daha ikinci gün mıhlama dağıtımı. Sağ olsun Süleymanpaşalılar bizlere tevazu gösteriyorlar. Bizi çok memnun ettiler ve çok kalabalık oldu. Mıhlama yetecek mi yetmeyecek mi bunun endişesi içerisindeyiz. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. 6 bin kişilik mıhlama hazırladık, 6 bin kişiye ücretsiz mıhlama dağıtacağız. Yarın da 10 bin kişiye ücretsiz hamsi dağıtacağız" dedi.
Ankara Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."