EKONOMİ - 04 Kasım 2021 Perşembe 19:39

Bakan Elvan'dan asgari ücret açıklaması

A
A
A
Bakan Elvan'dan asgari ücret açıklaması

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, ''Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en hassas olduğu hususlardan bir tanesi de vatandaşlarımızın enflasyona ezdirilmemesidir. İlgili bakanlıklarımızla güçlü bir iş birliği içinde çalışıyoruz. Asgari ücret başta olmak üzere bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğiz'' dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen Türkiye 2023 Zirvesi ve Para Sohbetleri etkinliğine katıldı. Etkinlikte açıklamalarda bulunan Bakan Elvan, ''Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en hassas olduğu hususlardan bir tanesi de vatandaşlarımızın enflasyona ezdirilmemesidir. İlgili bakanlıklarımızla güçlü bir iş birliği içinde çalışıyoruz. Asgari ücret başta olmak üzere bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğiz. Borçlanma konusunda da son derece temkinli bir yaklaşım izledik. Bütçe disiplininde gösterdiğimiz hassasiyet, hazinenin finansman ihtiyacını da azalttı. 2021 yılında 618 milyar lira borçlanma öngörmüştük. 155 milyar lira daha az borçlanma ile yılı kapatacağız. Aşağı yukarı 463 milyar lira ile yılı kapatmış olacağız'' dedi.

Salgın dönemine dair bilgiler veren Bakan Elvan, ''Salgın döneminde reel sektörün ayakta kalması ve istihdamda sürekliliğin sağlanması bizim açımızdan oldukça önemliydi. Uyguladığımız politikalar sayesinde geçtiğimiz seneyi iç talebin sürüklediği bir büyüme ile kapattık. Bu sene ise aşılamanın artması ve küresel canlanma bizi daha sağlam ve dengeli büyüme rotasına yönlendirdi. Yılın ilk yarısını yüzde 14,3’lük bir büyüme ile kapattık. Bu büyümenin yaklaşık yüzde 60’ını yurtiçi yatırımlar ve net dış talep oluşturdu. Bu sağlıklı bir büyüme demektir. Yılın 2’nci yarısına ilişkin öncü göstergeler, ılımlı bir yurtiçi talebe ve güçlü bir ihracata işaret ediyor. 2021 yılını yüzde 9’un üzerinde bir büyüme ile kapamayı öngörüyoruz. Çift haneli bir rakamla da kapatabileceğimizi düşünüyoruz. Bizim için büyümenin dengeli ve sürdürülebilir olması, istihdama olan katkısı ve gelir dağımı adaletini tesis edici nitelikte olması büyümenin seviyesinden çok daha önemli.

''Bu sene için öngördüğümüz yüzde 9’luk büyümeyi, milli gelire oran olarak yüzde 2’nin altında cari açıkla gerçekleştireceğiz''

Bakan Elvan, sözlerine şöyle devam etti: ''Geçmiş yıllardaki eğilime baktığımızda, büyüme ile cari açık arasında çok yakın ilişki olduğunun görüyoruz. Büyümenin yüksek olduğu dönemlerde cari açığımız yüksek, düşük olduğu dönemlerde ise cari açığımız düşük hatta kimi zaman fazla da veriyoruz. Bu döngüyü kırmak ve yapısal cari açığı azalmak üzere önemli adımlar attık, atmaya devam ediyoruz. Savunma sanayinde gösterdiğimiz başarıyı diğer alanlara da yaymanın gayreti içindeyiz. Bu sene için ön gördüğümüz yüzde 9’luk büyümeyi, milli gelire oran olarak yüzde 2’nin altında cari açıkla gerçekleştireceğiz. Yılı, geçmiş eğilimlerin aksine yüksek büyüme ve düşük cari açıkla kapatacağız.

''Hükümetimizin ihracatı destelemek amacıyla yüksek döviz kuru hedeflediğine ilişkin yorumlar doğru değil''

Uluslararası emtia ve enerji fiyatları aleyhimize işlese de bu başarılı performansta 4 faktör rol oynuyor. Birincisi yapısal cari açığı azaltıcı yatırımlara öncelik veriyoruz. İkincisi artan dış talebin etkisiyle güçlü bir ihracat performansı gösteriyoruz. Üçüncüsü altın ithalatına ilişkin aldığımız önlemler güçlü şekilde etkisini ortaya koydu. Dördüncüsü ise turizmde 2020 yılına kıyasla çok daha iyi bir performansa imza attık. Hükümetimizin ihracatı destelemek amacıyla yüksek döviz kuru hedeflediğine ilişkin yorumlarla karşılaşıyoruz. Bu yorum doğru değil. Türkiye, dalgalı kur rejimi uygulamaktadır. Kurun değeri de piyasada belirlenir.

''Bu yılı yüzde 3 buçuğun altında bütçe açığı ile kapatacağız''

Türkiye ekonomisi kamu maliyesi kaynaklı bir risk yaşamadı, yaşamayacaktır. Dünyada bütçe açıklarının çift haneleri, borçluluk seviyeleri ise üçlü haneli gördüğü bir ortamda biz, sağlam ve ihtiyatlı kamu maliyesi politikalarımızla pozitif olarak ayrıştık. 2021 yılı bütçemizde yüzde 4,3’lük bütçe açığı öngörmüştük. Bu yılı yüzde 3 buçuğun altında bütçe açığı ile kapatacağız''.

''Pandemi nedeniyle 2020’den bu yana sunulan destekler yıl sonunda toplam 734 milyar liraya ulaşacak''
Pandemi döneminde yapılan desteklere değinen Bakan Elvan, ''Pandemi nedeniyle 2020’den bu yana gerek bütçeden gerekse diğer kaynaklardan sunduğumuz destekler, yıl sonunda toplam 734 milyar liraya ulaşacak. Enflasyonla mücadelede vergi indirimleri ve fiyat ayarlamalarıyla 125 milyar liralık kamu gelirinden vazgeçtik. Maliye politikası kararlılığını çok net bir biçimde gösterdik. Bahsettiğim bu tutara doğalgaz ve elektrik alanında verdiğimiz destekler dahil değildir.

Türkiye net enerji ithalatçısı konumundadır. 2020 yılı sonu ve bu yılın başına göre brent petrol varil fiyatı yüzde 72, doğalgaz fiyatı da metreküp başına yüzde 349 arttı. Daha birkaç gün önce bu oran yüzde 400’ün üzerindeydi. Bunlara ek olarak maruz kaldığımız kuraklık neticesinde hidroelektrik santrallerinin toplam elektrik üretimindeki payı yüzde 30’dan yüzde 19’a düştü. Biz bu düşüşü doğalgazla yapılan elektrik üretimiyle telafi ettik. Dolayısıyla elektrik üretim maliyetlerimiz de önemli ölçüde arttı. Söz konusu maliyet artışlarını da vatandaşlarımıza en az düzeyde yansıtıp, maliyetin önemli bir bölümünü biz üstleniyoruz.

Şu anda ısınma amaçlı olarak yurtdışından 100 birime mal ettiğimiz doğalgazı 4’te 1’i fiyatına yani 25 birime vatandaşlarımıza satıyoruz. Elektriği ise üretim maliyetinin yüzde 50’si daha düşük bir fiyatla sunuyoruz. Tarım ürünleri tarafında da un fabrikalarını, yem üreticilerini, hayvan yetiştiriciliği ve besiciliğiyle uğraşan üreticilerimize 800 ila bin lira arasında ilave buğday, arpa ve mısır desteği veriyoruz'' şeklinde konuştu.

Asgari ücret konusuna dikkat çeken Bakan Elvan, ''Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en hassas olduğu hususlardan bir tanesi de vatandaşlarımızın enflasyona ezdirilmemesidir. İlgili bakanlıklarımızla güçlü bir iş birliği içinde çalışıyoruz. Asgari ücret başta olmak üzere bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğiz'' açıklamasında bulundu.

''2021 yılında 618 milyar lira borçlanma öngörmüştük, 155 milyar lira daha az borçlanma ile yılı kapatacağız''
Borçlanma konusunda da son derece temkinli bir yaklaşım izlediklerini belirten Bakan Elvan, ''Bütçe disiplininde gösterdiğimiz hassasiyet, hazinenin finansman ihtiyacını da azalttı. 2021 yılında 618 milyar lira borçlanma öngörmüştük. 155 milyar lira daha az borçlanma ile yılı kapatacağız. Aşağı-yukarı 463 milyar lira ile yılı kapatmış olacağız. AB tanımlı borç stokumuzun milli gelire oranını da düşürüyoruz. Borç stokumuzun düşük olması elbette başlı başına yeterli değildir. Borç stokumuzun yapısını da iyileştirmemiz gerekiyor. Bu amaçla iç piyasada döviz cinsi borçlanmayı bu yıl yarı yarıya düşürdük. Aynı zamanda iç borçlanmanın vadesini de önemli ölçüde uzattık. 2020 yılı içerisinde 29 aya kadar düşen iç borçlanmanın ortalama vadesini 56 aya kadar yükselttik.

''2022 yılında toplam 498 milyar lira tutarında borçlanmayı hedefliyoruz''

Önümüzdeki sene gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarının etkili olacağı bir yıl olacak. Yurtdışı piyasalarda oynaklığın arttığı bir döneme giriyoruz. Gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları da bu dönemde olumsuz etkilenebilir. Dolayısıyla 2022 Yılı Hazine Finansman Programı’nı bu gelişmeleri dikkate alarak ihtiyatlı bir yaklaşım içinde hazırladık. 2022 yılında toplam 498 milyar lira tutarında borçlanmayı hedefliyoruz. Piyasa koşullarına bağlı olmakla birlikte önümüzdeki yıl yurtiçinde döviz cinsi borçlanma yapmayı planlamıyoruz. Hazinemizin yeşil tahvil olarak da bilinen, sürdürülebilir tahvil ihraçlarına imkan verecek programlarımızı yakında tamamlamış olacağız'' dedi.

Yüksek enflasyonun dünyada da sorun olmaya başladığını aktaran Bakan Elvan, ''Yüksek enflasyon sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de önemli bir sorun olmaya başladı. Küresel tedarik zincirinde ve ara malı temininde yaşanan aksaklıklar, arz talep dengesizlikleri oluşturarak fiyatlara olumsuz yansıyor. Hızlı talep artışı da başta enerji olmak üzere küresel emtia fiyatlarını yukarı çekiyor, navlun ücretleri de bu artışlara eşlik ediyor. Dünya çapında yaşanan kuraklık, olumsuz iklim koşulları ve stoklama eğilimindeki artış, uluslararası gıda fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Maalesef bizde arz ve talep kaynaklı bu gelişmelerden etkilendik. Enflasyonla mücadelede 2020’nin son çeyreğinden itibaren para ve maliye politikalarında kritik adımlar attık. Ancak son iki aydır, küresel gelişmelerin de etkisiyle finansal piyasalarda dalgalanmalar yaşandı. Merkez Bankası kararı sonrasında piyasa faizlerinde, varlık fiyatlarında, döviz kurunda ve beklentilerde bir hareketliliğe şahit olduk. Burada hiçbir ilgili dinamiğin göz ardı edilemeyeceği kanaatindeyim. Çünkü tüm bu unsurlar entegre bir şekilde enflasyon görünümünü şekillendiriyor. Gerek küresel konjonktür gerekse yurtiçinde enflasyonun seyri temkinli olmayı gerektiriyor. Enflasyon, orta ve uzun vadede bir arz talep sorunudur. Bu bağlamda maliye politikalarımızı arz yönlü yapısal politikalarla ve verimlilik artışlarına yönelik tedbirlerle desteklemeye devam edeceğiz. Başta yenilenebilir enerji olmak üzere, enerji alanında atmakta olduğumuz yapısal adımlar, enerji faturamızı ve dolayısıyla maliyet geçişkenliğini sınırlıyor. Benzer adımları gıda enflasyonu için de titizlikle atıyoruz. Kurduğumuz erken uyarı sistemi ve uyguladığımız yapısal tedbirler sayesinde küresel düzeyde artan gıda enflasyonunun ülkemizdeki etkilerini proaktif bir biçimde sınırlamayı amaçlıyoruz'' ifadelerini kullandı.

''Kaynakların tahsisinde bankaların seçici ve odaklı bir yaklaşım içinde olması gerektiğin düşüyoruz''

Finansal sektördeki tüm paydaşlarla yakın bir ilişki içerisinde olduklarını vurgulayan Bakan Elvan, ''Kredi gelişmelerini düzenli bir şekilde takip ediyor. Kredi segmentlerindeki eğilimi yakından izliyoruz. Bankacılık sektörümüz güçlü sermaye yapısı ve aktif kalitesiyle sağlıklı bir yapı arz ediyor. Sektörün iki konuyu hassasiyetle değerlendirmesini istiyorum. Birincisi; kullandırılacak olan yeni kredilerin yatırım, üretim, istidam ve ihracata yönelik olmasını çok önemsiyoruz. Kaynakların tahsisinde bankaların seçici ve odaklı bir yaklaşım içinde olması gerektiğin düşüyoruz. Verilen kredilerin hangi amaçlarla kullanıldığını takibi de şart. İkincisi; bankacılık sektörümüz teminata dayalı geleneksel kredilendireme yaklaşımının ötesine geçmeli diye düşüyorum. Risk yönetimine dayalı finansman uygulamalarını yaygınlaştırmak gerekiyor. Bu yönde yaklaşım, KOBİ’lerin ve startup’ların yeterli finansal kaynağa ulaşmasında oldukça büyük önem taşıyor. Küresel ölçekte sorunların yaşandığı bir dönemde büyümede, kamu maliyesinde ve bankacılık sektöründe en iyi performans gösteren ülkelerden biriyiz'' diye konuştu.

Adem Gürer - Muhammed Fırat Aksoy
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İsmail Kartal: "Son maça kadar iddiamızı sürdürmeyi istiyoruz" Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Beşiktaş galibiyeti sonrası yaptığı açıklamada, "Önümüzdeki 4 maçı kazanıp son ana kadar şampiyonluk yarışının içinde olmayı, son maça kadar iddiamızı sürdürmeyi istiyoruz. İnancımızı yitirmedik" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Fenerbahçe, konuk ettiği Beşiktaş’ı 2-1 mağlup etti. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, sözlerine Avrupa şampiyonu olan milli boksörler Buse Naz Çakıroğlu ile Busenaz Sürmeneli’yi tebrik ederek başladı. Beşiktaş maçına çok iyi hazırlandıklarını belirten Kartal, "Beşiktaş maçına çok iyi hazırlandık. Oyunun başında çok tempolu, üretken oyunla 15 dakikada net pozisyonlara girdik. Rakibin atılması sonrası 30’da golü bulduk. Rakibin sahasına kapanması sonrasıyla üretkenliğimiz azaldı. 2. yarıya başlamadan oyuncularımla şunu konuştuk; Beşiktaş Kadıköy’de başarılı sonuçlar aldı bunun bilincinde olmamız gerektiğini konuştuk. 2. yarıda 2. golü bulduk, 3-4 de bulabilirdik. 2-1 maçı kazanmasını bildik, 3 puan aldık yolumuza devam ediyoruz. Maçın başından sonuna kadar desteğini esirgemeyen taraftarlarımıza teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "Rakibi analiz ettiğimizde Batshuayi’nin oynamasına karar verdik" Derbide Edin Dzeko yerine Michy Batshuayi’yi tercih etmesini anlatan sarı-lacivertlilerin teknik direktörü, "Maç maç önümüze bakıyoruz. Rakibi analiz ettiğimizde Batshuayi’nin oynamasına karar verdik. Elinden geleni yaptı güzel de gol attı. Her oyuncum birbirine saygı gösterdiği için maç maç bakıyoruz" şeklinde konuştu. "Son maça kadar iddiamızı sürdürmeyi istiyoruz" Lider Galatasaray ile olan şampiyonluk yarışı için yorumda bulunan İsmail Kartal, "Yüzdesel olarak değil önümüzdeki 4 maçı kazanıp son ana kadar şampiyonluk yarışının içinde olmayı, son maça kadar iddiamızı sürdürmeyi istiyoruz. İnancımızı yitirmedik" dedi. Kartal, müsabaka 1-0 iken kaleci Livakovic’in kritik kurtarışıyla ilgili gelen soruya ise, "Futbolda bunlar var, kırılma anı doğrudur. Takım bugün çok iyi reaksiyon verdi. Maç 1-1 de olsa maçı kazanacağımıza emindim" diye cevap verdi. "Ümidimizi yitirmediğimizi ortaya koyduk" Kartal, Sakatlanarak oyundan çıkan İsmail Yüksek’in durumu için, "İsmail Yüksek’in sakatlanmasına çok üzüldük. Durumu henüz net değil. Yarın MR sonucu sonrası ortaya çıkacak" dedi. Hafta içinde Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ile yaptıkları toplantıya da değinen İsmail Kartal, "Samandıra’da Fenerbahçe ailesi olarak yemek yedik, toplantı yaptık. Takımımızın son ana kadar ümidimizi yitirmediğini ortaya koyduk" açıklamasında bulundu. "Galatasaray maçını kazanacağımıza inanıyorum" RAMS Park’ta oynanacak Galatasaray derbisiyle ilgili gelen soruya ise sarı-lacivertlilerin teknik direktörü, "Bugün sürekli golü kovalayan, rakip ceza sahasında olan bir Fenerbahçe vardı. Bugün 2-1 kazandık ama çok daha farklı da kazanabilirdik. Rakibimizin sahasında oynayacağımız maçta o günkü şartlar, o günkü konsantrasyon önemli olacak. Oyuncularıma güveniyorum ve kazanacağımıza inanıyorum" şeklinde cevap verdi. Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, hakem kararları ve verilen kartlarla ilgili de, "Bize her maç çok kolay sarı kartlar çıkarıldı. Bunun sıkıntısını yaşadık. Sınırdaki oyuncularla sıkıntılar birikti. Son maçta hakemlerin daha kararlı kartlar gösterildiğini görebiliyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.
İstanbul Türkiye’de konser verecek olan Kızılordu Korosu’na protesto Çoğulcu Demokrasi Partisi, önümüzdeki günlerde Türkiye’de konserler verecek olan Kızılordu Korosu’nu protesto etti. Çeşitli pankart ve dövizlerin açıldığı eylemde konuşan partinin Genel Başkanı Faruk Arslandok, "Bu yas ve anma günlerine denk gelen tarihlerde, soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" dedi. Çoğulcu Demokrasi Partisi, Mayıs ayında Türkiye’de konserler verecek olan Rus Kızılordu Korosu’nu, Kırım Tatar ve Çerkez halklarının sürgün ve soykırım kurbanlarını andığı günlerde konser vereceği gerekçesiyle protesto eylemi düzenledi. Beyoğlu’nda düzenlenen eylemde ’Kanımızı içtiniz, hiç olmazsa yasımıza saygı gösterin’, ’Kafkasya ve Kırım Yas Tutarken Kızılordu Baykuşları Çatımızda Ötemez’ gibi yazıların olduğu dövizler ve pankartlar açılarak koro için tepki gösterildi. "Soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" Konuya ilişkin açıklama yapan Çoğulcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Faruk Arslandok, "Çerkes’ler ve Kırım tatarları Rus çarlığı tarafından anayurtları işgal edilmiş, Rus çarlığı ve Sovyet Rusya tarafından farklı zamanlarda soykırıma ve sürgüne uğratılmış iki halktır. Çerkes’ler Rus Çarlığı’nın anavatanlarını işgal girişimine karşı 101 yıl yurtlarını ve özgürlüklerini korumak için, bu orantısız güce karşı destansı bir özgürlük mücadelesi vermişlerdir. Bu mücadele sırasında Rus Çarlığı’nın devasa imparatorluk ordusu orantısız bir güçle, yurdunu ve özgürlüğünü savunan Çerkes halkına acımasız bir soykırım uygulamıştır. Bu yıl da, Çerkes’ler ve Kırım Tatarları, önceki yıllarda olduğu gibi Soykırım ve sürgün anmalarına hazırlanırken çok talihsiz bir gelişme gündeme gelmiştir. Rus Kızıl Ordu Korosu’nun tam da bu anma tarihlerine denk gelen bir organizasyonla, 14 - 25 Mayıs tarihleri arasında, ülkemizde bir dizi konser vereceği duyurulmuştur. Çerkes ve Kırım Tatarları için çok büyük anlamı olan bu yas ve anma günlerine denk gelen tarihlerde, soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" ifadelerini kullandı.
Mersin Volkan Demirel: "İstifa etmek istedim, etmem de gerekiyordu ama olmadı" Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel, Başakşehir mağlubiyeti sonrası yaptığı açıklamada, bütün sorumluluğun kendisine ait olduğunu belirterek, ""İstifa etmek istedim, etmem de gerekiyordu ama olmadı"" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Hatayspor, Mersin Stadyumun’da oynan karşılaşmada Başakşehirspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılama sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel, alınan sonuca rağmen oyuncularının hem bugünkü maçta hem de geçen haftaki Antalyaspor maçında ellerinden gelen mücadeleyi yaptıklarını vurguladı. Demirel, "Bu hafta pozisyona dahi girmeden iki farklı üstünlük kurdular. Son yaptığımız değişikliklerle Dadashov’un golü ve sonra yine hem maçın başındaki pozisyonlar hem de gollerden sonraki pozisyonlarda alabileceğimiz maçı ne yazık ki mağlup olarak yine hanemize sıfır puanla bir sonraki haftaya taşıyoruz" diye konuştu. "Bu takımı kuran benim, sorumluluk bana ait" Antalyaspor maçının da aynı şekilde, Antalyaspor’un herhangi bir pozisyonu olmadan yine iki şutla bittiğini kaydeden Demirel, "Bu hafta da aynı şekilde. Yani şunu demek istiyorum. Oyuncular ellerinden gelen mücadeleyi yapıyor. Biz genç bir takımız. Türkiye ligini bilmeyen oyunculardan kurulu bir takımız. Bunları neden söylüyorum? Son dakika 2-1, bütün herkes gitmiş. Orada bile pas yapmaları aslında ne kadar bu lige yabancı olduklarını ya da ne kadar genç olduklarını gösteriyor. Tecrübeli olmadıklarını gösteriyor. Bunu da söylüyorum hep. Bu takımı kuran benim, sorumluluk bana ait. Ama elimizden geldiği kadar bu sene sezon başından beri ettiğimiz bir çok mücadele var. Bu 4 maçta da saha içinde yine elimizden gelen mücadeleyi vermek istiyoruz, vereceğiz de. Kimsenin şüphesi olmasın. Ama sonucunda inşallah hakkımızda, tüm herkes için bunun altını çizerek söylüyorum. Tüm herkes için inşallah en hayırlısı olur. Ama biz elimizden geldiği kadar 4 hafta boyunca ligde kalmak için mücadele edeceğiz" ifadelerini kullandı. "Bu takım düşecekse, bütün sorumluluk bende" Volkan Demirel, ilk gol öncesi yaşanan pozisyondaki penaltı itirazıyla ilgili bir soruya ise şu şekilde yanıt verdi: "Bu da bizim tecrübesizliğimizi gösteriyor. Çünkü mesela evet penaltı pozisyonunda biz itiraz ediyoruz ama takım o ara yine bir durdu. Sonrasında atılan bir uzun top, indirilen top ya da şut attıklarından sonra direğe çarparak gol olan bir pozisyon. Yani aslında futbol detaylarda gizli. Ama tabii ki bunu kimseye anlatamıyorsunuz. Futbol biraz ülkemizde at gözlüğü ile izlendiği için herkes olan duruma veya olan skora göre, her şey sonuç odaklı olduğu için ülkemizde, o yüzden diğer detayları görmekten, düşünmekten, konuşmaktan çekiniyoruz. Ben yine söylüyorum. Ben bunların arkasına sığınmıyorum. Eğer bir pasta varsa ve bu takım düşecekse bütün sorumluluk bende. El kaldırıyorum. Ama bu takım düşmeyecekse, ligde kalacaksa da pasta ortada isteyen istediğini yiyebilir. Ne olduğunu, ne bittiğini biz biliyoruz, oyuncular biliyor, çalışanlar biliyor, personel biliyor. Evet, bu takım burayı hak etmiyor ama dediğim gibi tecrübesizliğimiz, gençliğimiz, yeni kurulmamız ve birçok engele rağmen mücadele etmemiz bizi ne yazık ki buralara getirdi." "İstifa etmek istedim, etmem de gerekiyordu ama olmadı" Mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Demirel, "Belki istifa eder misin, etmez misin, tribünler bağırıyor, haklılar, saygı duyuyorum. Yazıyorlar, haklılar saygı duyuyorum. Ama dediğim gibi bundan sonra, benden sonra buraya 4 maçlık birisi de gelse, belki istifa etmek istedim, etmem de gerekiyordu ama olmadı. Neden olmadığını da yeri gelince konuşuruz. Ama 4 hafta boyunca şimdi ben buradayken takımı bırakmak, tabii ki ’git derlerse’ yine giderim hiç başımın üstünde yerleri var. Hiç öyle bir derdim de yok ama 4 hafta boyunca burada nasıl bir sene bütün mücadeleleri biz verdiysek, bu ekiple çalışanlarla, futbolcularla nasıl bir mücadeleyi verdiysek, bundan sonra da 4 maç vereceğiz. Ondan sonra da oluyorsa olacak, olmuyorsa olmayacak. Oluyorsa da yine dimdik duracağım buraya çıkıp olmuyorsa da yine buraya dimdik çıkacağım. Çünkü bu çocuklar her şarta ve koşula rağmen mücadele ediyorlar. O yüzden saygıyla hak ediyorlar" şeklinde konuştu.
İstanbul Serdar Topraktepe: “Hakem takdir haklarını Fenerbahçe’den yana kullandı” Beşiktaş Yardımcı Antrenörü Serdar Topraktepe, hakem Volkan Bayarslan’ın takdir haklarını Fenerbahçe’den yana kullandığını söyledi. Topraktepe, Al-Musrati’nin gördüğü kırmızı kartın ise doğru olduğunu belirtti. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Beşiktaş, deplasmanda Fenerbahçe’ye 2-1 mağlup oldu. Beşiktaş Yardımcı Antrenörü Serdar Topraktepe, müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. “Oyuncularıma karakter koydukları için teşekkür ederim” Libyalı futbolcu Al-Musrati’nin 25. dakikada gördüğü kırmızı kartın oyun planlarını değiştirdiklerini dile getiren Topraktepe, “Fenerbahçe’nin bize baskılı başlayacağını biliyorduk. İlk 20 dakikada bunu tahmin ettik. Geçiş oyunlarıyla 20 dakikadan sonra öne taşıyacaktık oyunu ama Al Musrati’nin kırmızı kartı planlarımızı değiştirdi. Sonra mecburen farklı bir oyun oynadık ama 10 kişi olmamıza rağmen ikinci yarı kesinlikle oyunu bırakamayan, sonuna kadar mücadele eden bir takım izledik. Bu Beşiktaş’ın karakterinde var. Oyuncularıma karakter koydukları için teşekkür ederim” ifadelerini kullandı. “Semih kanatta oynamak istediğini söyledi” Serdar Topraktepe, Semih Kılıçsoy ile maçtan önce hangi pozisyonda görev alacağına ilişkin bir konuşma gerçekleştirdiğini belirterek, “Kanatta oynamak istediğini söyledi. ’Devre arasında Muleka ile isterseniz yer değiştirin’ dedim. Ama orada oynamak istiyorum dediği için değiştirmedim” şeklinde konuştu. “Hakem takdir haklarını Fenerbahçe’den yana kullandı” Müsabakanın hakemi Volkan Bayarslan’ın takdir haklarını ev sahibi ekipten yana kullandığını savunan siyah-beyazlı çalıştırıcı, “Futbolcularım maç boyunca çok iyi karakter koydu. İkili mücadelelerde çok iyiydik. Hakem 10 kişi kalmamıza rağmen takdir haklarının büyük bölümünü Fenerbahçe’de yana kulandı. En son geri atılan pasta Gedson kaleciyle çarpışıyor, Gedson’a faul veriliyor. Tam atağa çıkacakken durdurulan pozisyonlar var. Kırmızı kart kırmızı ama ikili mücadelelerde biraz daha takdir haklarını Fenerbahçe’den yana kullandığını düşünüyorum” diye konuştu. 47 yaşındaki antrenör, Avrupa kupasına gitmek istediklerini ve bu yüzden Türkiye Kupası’nı kazanmak zorunda olduklarını ancak ligi de iyi bir yerde bitirme adına kalan maçlara galibiyet için çıkacaklarını aktardı. Serdar Topraktepe, ayrıca gelecek sezon takımda görev alıp almayacağıyla ilgili yönetimle herhangi bir görüşme gerçekleştirmediğini, camianın içinden gelen biri olarak her göreve hazır olduğunu da sözlerine ekledi.