POLİTİKA - 25 Temmuz 2015 Cumartesi 14:23

Bakan Eroğlu'ndan 'Yeşil Yol' açıklamsı

A
A
A
Bakan Eroğlu'ndan 'Yeşil Yol' açıklamsı

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, tartışmalara neden olan Yeşil Yol projesiyle ilgili, 'Yeşil yol projesine ben taraftarım. Ne kadar ağaç kesilirse ben 100 katını dikeceğim' dedi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, tartışmalara neden olan Yeşil Yol" projesiyle ilgili, “Yeşil yol projesine ben taraftarım. Ne kadar ağaç kesilirse ben 100 katını dikeceğim. Zaten bu yolun yüzde 80’ni ormandan geçmiyor. Şu ana kadar da bir ağaç kesilmiş değil" dedi.

Türkiye’nin çölleşme ile mücadele planını ve kamuoyunda tartışmaya yol açan Yeşil Yol projesi ile ilgili tartışmalara açıklık getiren Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Yeşil Yol Projesi'nde yüzde 80’inin ormandan geçmediğini ifade etti. Eroğlu, “Yeşil Yol projesine ben taraftarım. Ne kadar ağaç kesilirse ben 100 katını dikeceğim. Zaten bu yolun yüzde 80’i ormandan geçmiyor. Şu ana kadar da bir ağaç kesilmiş değil. Yol ve su olmazsa medeniyet olmaz. Doğu Karadeniz’de turizm öncelikli bir gelişime, ihtiyaç var” diye konuştu.
Dünyanın toplam orman alanının 4 milyar hektar olduğunu ve bu alanların toplam karasal alanın yüzde 31’ine tekabül ettiğini belirten Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, “Dünyada her yıl takriben 13 milyon hektar orman alanı kaybediliyor. Yaşanan çölleşme ve kuraklık bu 4 milyar hektar alanı ve 110 ülkede yaşayan 1,2 milyar nüfusu doğrudan tehdit ediyor” dedi.

"ORMAN VARLIĞI SON 12 YILDA 9 MİLYON DEKAR ARTTI"
Küresel ısınma, iklim değişikliği, çölleşme ve kuraklığın günümüzün en ciddi küresel problemleri olduğunu ifade eden Veysel Eroğlu, “Türkiye bulunduğu coğrafi konum itibarı ile bu durumdan en fazla etkilenecek ülkeler arasındadır. Orman varlığımızı son 12 yılda 9 milyon dekar artırdık. 2023 yılında ise ülke topraklarının yüzde 30’unun orman alanına dönüştürülmesini hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
Türkiye’de erozyonla taşınan toprak miktarının 1970 yılında yıllık 500 milyon ton iken, 2014 yılında bunun 168 milyon tona indirildiğini belirten Eroğlu, hedeflerinin bunu 2023 yılında yılda 130 milyon tona indirmek olduğunu söyledi.
Fidan üretimi konusunda da Türkiye’de başarılı işlere imza atıldığını kaydeden Bakan Eroğlu, “2002 yılına kadar ortalama 75 milyon adet fidan üretimi yapılırken, 2003-2014 yılları arasında ortalama 361 milyon adet fidan üretimi gerçekleştirdik. 2003-2014 yılları arasında toplam 4 milyar 341 milyon fidan üretimini sağladık” dedi.

EROZYONLA YÜRÜTÜLEN KAPSAMLI MÜCADELE
Erozyonla mücadele için yeni eylem planları hazırladıklarını ve uygulamaya koyduklarını da kaydeden Eroğlu, rakamlar vererek sürdürdüğü konuşmasına şu sözlerle devam etti: “2013-2017 arasında uygulanacak Erozyonla Mücadele Eylem Planı ile ülke genelinde 1 milyon 400 bin hektar alanda çalışma başlattık. İlk iki yılda hedefleri aşarak 580.221 hektar alanda çalıştık. Yine aynı dönemde uygulanan Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planı ile 227 sel havzasında 4 milyon 155 bin hektar alanın güvenliğini sağlayacak çalışma başlattık. 2013 ve 2014 yıllarında toplam 103 adet sel havzasında çalışma yaptık. Bu dönemde uygulanan başka bir eylem planı olan Baraj Havzaları Yeşil Kuşak Ağaçlandırma Eylem Planı ile de 400 adet baraj ve gölet havzasında çalışmaları başlattık. 2013 ve 2014 yıllarında 121 adet baraj ve göleti ağaçlandırdık. 2015-2017 arasında uygulayacağımız Nehir ve Dere Kenarı Ağaçlandırmaları Eylem Planı kapsamında da 2.911 km uzunluğunda dere ve nehir kenarının ağaçlandırılması yapılacak.”

ÜÇÜNCÜ HAVALİMANI VE YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ İÇİN FİDAN ÇALIŞMALARI
Üçüncü Havalimanı ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü için 5 kat fidan dikim çalışması yaptıklarını da aktaran Bakan Eroğlu, “Planlarda ekolojik köprüleri, su kaynaklarına zarar verilmemesini bizzat ben şart koştum. Bugüne kadar 869 hektar alan ağaçlandırıldı. 1 milyon 305.000 adet fidan dikildi. Ayrıca yanan alanların 1 metrekaresi dahi başka maksatla kullanılmamakta, en geç bir yıl içerisinde ağaçlandırılmaktadır” ifadelerini kullandı.

YEŞİL YOL PROJESİ
Düzenlenen basın toplantısında Doğu Karadeniz’de tartışmalara konu olan ‘Yeşil Yol’ projesi ile alakalı bir soruyu da yanıtlayan Bakan Eroğlu “Yeşil yol projesine ben taraftarım. Ne kadar ağaç kesilirse ben 100 katını dikeceğim. Zaten bu yolun yüzde 80’ni ormandan geçmiyor. Şu ana kadar da bir ağaç kesilmiş değil. Yol ve su olmazsa medeniyet olmaz. Doğu Karadeniz’de turizm öncelikli bir gelişime ihtiyaç var” dedi.

SADIK KAHRAMAN 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Depremde yaşadıklarını unutmak için sanata yöneldi Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde evi yıkılan ve çok sayıda akrabasını kaybeden 3 çocuk annesi Nazan Taştan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak seramik ustası oldu. Asrın felaketinden önce özel okulda ve kurs merkezinde öğretmenlik yapan Nazan Taştan Yapıcı, depremde evi yıkılınca ailesiyle Mersin’e yerleşti. Bir yıl Mersin’de yaşadıktan sonra tekrar memleketi Adıyaman’a dönen Yapıcı, öğretmenlik yerine seramik ve çini sanatına yöneldi. Depremin acılarını unutmak için başlarda terapi amaçlı başladığı seramik ve çini sanatında ustalaşan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak atölye kurdu. Kendi elleriyle yaptığı eserlere şekil veren ve bunları vitrin ve raflara dizerek satışını yapan Yapıcı, bir taraftan da başka kadınlara bu sanatı öğretmeye başladı. Çocuk ve eğitim üzerine kitap da yazan Nazan Taştan Yapıcı’nın hayatı depremden sonra değişti. Öğretmenliği bırakıp sanata yönlendiğini söylendiğini söyleyen Nazan Taştan Yapıcı, "Deprem sürecinde öğretmenlik mesleğini icra ediyordum. Depremden sonra hepimizin bir çıkış yolu araması gibi Mersin’e gittik. Bir yıl oraya yerleştik. Çocuklarım vardı. Sonra bir yıldan sonra memlekete dönmek zorunda kaldık. Sonra dönünce seramik sanatıyla, çini sanatıyla, öğretmenlik mesleği arasında gidip geldim. Hatta bir sürede devam ettim öğretmenliğe. Ancak sonrasında sanatın daha ağır bastığını gördüm. Çünkü belki depremden sonra yaşadığım tramvaydı, o acılarla o üzüntülerle inanılmaz derece ruhumu rehabilite ediyordu. Bana çok iyi geliyordu çini ve seramikle uğraşmak. Ve neden olmasın ki dedim? Başkaları da neden faydalanmasın? Başkaları da neden iyi gelmesin? Bana iyi geldiyse başkalarına da iyi gelebilir diye düşündüm. Bunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verdim. Hali hazırda zaten gerekli eğitimleri almıştım. Ondan sonra işyeri açma kararı aldım. Çevremdeki insanların desteğiyle beraber. Sonra işyerini açtıktan sonra böyle güzel bir konseptimiz oldu. İnsanlar gelip burada isterlerse çini ve seramik yapabiliyorlar. Yardım isterlerse yardımcıda olabiliyorum veya ürün satın alıp götürebiliyorlar. Bende hem gelenlere yardımcı oluyorum, hem ürün yapıp satışını yapıyorum" dedi. Zozan Tümüç isimli vatandaş, "Sanatıyla da buluşturduğu eserleri görmek, böyle tanımak, iç detayını öğrenmek böyle bana çok şey kattı açıkçası. Buraya geldikten sonra bir çalışma yaptım. Bir bardak boyama yaptım. Bir de kendimce bir sevgi tabağı hazırladım. Kendi el emeğimle. Kendisi bu süreçte bana yardımcı oldu. Açıkçası çok keyif aldım. Tekrar da gelip yapmayı istiyorum. Fırsat buldukça ilk geldiğim yer açıkçası burası" diye konuştu.