DÜNYA - 28 Temmuz 2023 Cuma 18:24 | Son Güncelleme : 11 Ağustos 2023 Cuma 15:50

Bakan Fidan: “Avrupa'da her şey kitap yakmayla başladı”

A
A
A
Bakan Fidan: “Avrupa'da her şey kitap yakmayla başladı”

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Avrupa'da her şey kitap yakmayla başladı. Bu kitaplar da bugün olduğu gibi devlet gözetiminde yakıldı” dedi. Bakan Fidan, İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin soruyu yanıtlayarak, “Ekim’deki meclisin açılmasıyla beraber hep beraber sürecin nasıl evirildiğini göreceğiz” ifadesini kullandı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı Peter Szijjarto'nun daveti üzerine geldiği Macaristan'da temaslarını sürdürüyor. Bakan Fidan Szijjarto ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Görüşmede işbirliğinin her alanda geliştirilmesine yönelik adımların ele alındığını kaydeden Bakan Fidan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin geçtiğimiz yıl 3,5 milyar dolara ulaştığını hedefin ise 6 milyar dolar olduğunu söyledi. Ekonomik ilişkilerin kapsamlı bir şekilde ele alındığını aktaran Bakan Fidan, Ekonomi ve Ticaret Ortak Komitesi’nin ilk toplantısının Türkiye’de gerçekleştirileceğini sözlerine ekledi. Enerji, ulaştırma, eğitim turizm alanındaki gelişmelerin ele alma fırsatı olduğunu kaydeden Fidan, Ukrayna’daki savaşın yanı sıra bölgesel konuların gündemde olduğunu sözlerine ekledi. Bakan Fidan’ın Macaristan’ın Türkiye’nin AB üyeliği konusunda da desteğinin devam edeceğine inandığını kaydettiği konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Bu salgını mümkün olan en şiddetli şekilde kınıyoruz"

Bakan Fidan, “Kur'an-ı Kerim yakma hadiseleriyle alakalı olarak bu konuda daha önce vermiş olduğumuz cevaplar var. Bu salgını mümkün olan en şiddetli şekilde kınıyoruz. Bu konuda uluslararası aktörlerle İslam ülkeleriyle ve ev sahibi olan bazı ülkelerle ciddi görüşmeler içerisindeyiz. Bu arada girişimlerimiz neticesinde daha önce olmayan gelişme de bu meyanda vuku buldu. Bunları hatırlatmak gerekirse, özellikle 12 Temmuz'da Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Kur'an-ı Kerim'e saldırıları dini nefret olarak tanımladı. Bu ilk defa olan bir konu. Daha sonra 25 Temmuz'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kutsal kitaplara yönelik her türlü şiddet eyleminin uluslararası hukukun ihlali gören karar kabul edildi. Türkiye olarak biz de bu karara ortak sunucu olduk” ifadelerini kullandı.

“Salgın haline dönüşen Kur'an-ı Kerim'i hakaret içeren eylemlerini protesto edici birtakım kararlar alacağına inanıyorum”

31 Temmuz'da İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanlarının Toplantısı olduğunu hatırlatan Bakan Fidan, “Bu toplantıya yönelik İslam ülkeleriyle aramızda yaptığımız toplantılarda, görüşmelerde neler, ne türden kararlar alınacağına ilişkin görüş alışveriş devam etmekte. Ama 31 Temmuz'da İslam dünyasının özellikle salgın haline dönüşen Kur'an-ı Kerim'i hakaret içeren eylemlerini protesto edici birtakım kararlar alacağına inanıyorum. Bu İslam dünyası için de bir ilk olacak. Aksi takdirde yani Avrupalı müttefiklerimizin belli konulardaki hassasiyetlerinin yeterince artacağına inanmıyoruz. Çok yakın tarihe baktığımız zaman alınacak çok dersler var. Avrupa'da her şey kitap yakmayla başladı. Bu kitaplar da bugün olduğu gibi devlet gözetiminde yakıldı. Kitapların yakınının sonrası toplama kampları, toplama kamplarının sonrasının ne olduğunu da biliyoruz. Şimdi de devlet gözetiminde kutsal kitaplara hakaret edilmesinin ve bunu fikir özgürlüğü etrafında tanımlanmasını doğru olmadığını düşünüyoruz. Bunun ortaya çıkaracağı stratejik sosyal ve diğer gelişmelerin de yeterince anlaşılmadığını düşünüyoruz. Bu konuda Avrupalı siyasetçilerin ve devlet adamlarının da yeni yeni bir farkındalık geliştirmeye başlaması gerektiğini de inanıyoruz ve bu konuda farkındalıkların olduğunu da görüyoruz ama bunu kendi pratiklerine ve politika yapımına nasıl yansıtırlar onu göreceğiz. Fakat bundan bağımsız olarak bizim kutsal değerlerin aşağılanmasına tahammül etmemiz mümkün değil. Buna olan tepkimizi en güçlü şekilde uluslararası platformlarda göstermeye devam edeceğiz. Bu konuda uluslararası dayanışmayı ve iş birliğini arttırmaya yönelik çalışmalarımıza da devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Bakan Fidan, İsveç’in NATO’ya katılmasına ilişkin soruyu şu şekilde yanıtladı:

“Bu konuda tabii Macaristan'la bir koordinasyon içerisinde hareket etmekteyiz. Kendilerine de bu konudan dolayı çok teşekkür ediyorum. Yoğun bir temas trafiğimiz var. Madrid Zirvesi’nde bu konu gündeme gelmişti. Türkiye olarak biz Finlandiya ve İsveç arasında ilkeli yaklaşımımızdan dolayı bir tabii ki fark gözettik. Bizim için özellikle NATO'ya üye olacak ülkelerin terörle mücadelede ve NATO'nun güvenlik paradigmasını kendi sistemlerine uyarlayabilecek ölçüde olmaları önemliydi. Terörle mücadele konusunda Finlandiya'nın ortaya koyduğu tavır bizim için tatmin edici olduğundan Nisan 2022’de üyelikleri konusunda bir sıkıntı kalmadı. İsveç'le çalışmalarımız devam etti. Biliyorsunuz bir ortak komite kuruldu. Bu komite İsveç'te Türkiye'nin endişelerini gidermeye ilişkin çalışmaları yaptı. Bunun neticesinde 5 toplantı oldu. Bu toplantı neticesinde bir takım kararlar alındı. İsveç en son Haziran ayı başında kendi anayasasında ve yasalarında tadilata giderek terörizmin tanımını ve terörizmle ilişkini adli mücadele kurallarını yeniden bir gözden geçirdi ki Türkiye'nin isteklerine daha ciddi tepki reaksiyon gösterebilsin diye. Fakat bu değişiklikler çok yeni yapıldığı için yani belli adımların pratikte atılması biraz zaman alacak gibi duruyor. Hali hazırda atılmış bazı adımlar var. Diğer adımların atılmasını da bekliyoruz.”

Vilnius Zirvesi’ne de değinen Bakan Fidan, “Vilnius Zirvesi’nden önce hem NATO üyesi ülkeler hem Avrupa Birliği'ne mensup ülkeler Türkiye'yle yoğun bir temas trafiği içerisine girdiler. Vilnius Zirvesi’nde İsveç'in NATO üyeliğinin Türkiye tarafından kabul edilmesi yönünde ciddi bir lobi faaliyetinde bulundular. Bunun ittifak için ne kadar önemli olduğu vurgusuna çok ciddi değindiler. Sayın Cumhurbaşkanımız şöyle bir stratejik politika girişiminde bulundu. İsveç'le Türkiye arasında seyreden görüşmelerin seyrini sadece İsveç ve Türkiye arasında olmaktan çıkartıp yeni bir stratejik seviyeye evirdi. Orada da özellikle NATO'nun NATO müttefiklerinin ve Avrupa Birliği'nin madem Avrupa güvenliğine bu kadar önem veriyorlar, burada Türkiye'nin haklı endişelerini ve taleplerini de aynı perspektifte, aynı şekilde gündeme almaları gerektiği konusunda güçlü bir vurgu yapıldı. Burada şöyle bir tespitimiz var. Avrupa Birliği güvenlik mimarisiyle NATO güvenlik mimarisi artan bir şekilde örtüşmekte. Özellikle Avrupa Birliği üyesi ülkelerin NATO ile bu iş birliğinin artması, Avrupa Birliği üyesi olmayan ama NATO üyesi olan ülkelerin ileride ne türden bir güvenlik yapısıyla baş başa kalacağına ilişkin soru işaretleri ortaya çıkartmakta. Sayın Cumhurbaşkanımız bu soru işaretini çok açık bir şekilde ortaya koydu ve beraberinde esas itibariyle NATO ittifakı için diğer önemli bir konu olan madem NATO üyesi ülkeler güçlü olarak topyekun bir NATO gücü ortaya koyuyoruz, önemli bir NATO üyesi olan Türkiye'nin yaptırımlarla maruz kalmamasının altını çizdi. Bizce İsveç NATO Genel Sekreteri ve Türkiye arasındaki toplantıda liderler arasında toplantıda ortaya çıkan önemli konulardan biri de buydu. Aynı şekilde Cumhurbaşkanımız Avrupa Birliği konusunda da Türkiye'nin görüşlerini dile getirdi. Yine İsveç'in NATO üyeliği çerçevesinde Avrupa Birliği NATO üyelikleri ve Avrupa Birliği güvenlik mimarisi NATO Güvenlik Mimarisi bütün bunların hepsinin topluca tartışılması gerektiği ve Türkiye'nin de buradaki görüşlerinin, endişelerinin ve ihtiyaçlarının dikkate alınması gerektiği ve giderilmesi gerektiği konusundaki vurgularımız yapıldı. Taleplerimiz iletildi. bunlar çok kapsamlı ve ciddi bir şekilde Vilnius Zirvesi’nde tartışıldı. Neticesinde bir bildiri çıktı. Burada Türkiye'nin talepleri kayda geçmiş oldu. Özellikle terörle mücadelede YPG'nin ve FETÖ'nün hiçbir şekilde desteklememesi gerektiği konusu tekrar gündeme alındı. PKK'yla savaşın devam etmesi konusundaki vurgu yapıldı. Türkiye'ye yönelik yaptırımların kaldırılmasına yönelik vurgu. Özellikle Avrupa Birliği konusunda bunun detayları var. Gümrük Birliği, vize konuları gibi. O konularda da gerekli konular kayıt altına alındı. Çok geniş çerçeveli bir müzakere ortaya kondu. Bu görüşme neticesinde ortaya bir yol haritası çıktı. Ekim’de meclis açılacak. Cumhurbaşkanımız da defaatle ifade etti. Nihai hükmü meclisimiz verecek. Ekim’deki meclisin açılmasıyla beraber hep beraber sürecin nasıl evirildiğini göreceğiz” açıklamasını yaptı.

Kenan Kayrak - Mehmet Masum Er

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Boğazından bıçaklanan kadının saldırıya uğradığı anlar kamerada Ankara’nın Sincan ilçesinde bir kadının ölümüne sebep olan bıçaklı saldırı an be an güvenlik kamerasına yansıdı.Sincan’da dün akşam saatlerinde meydana gelen olayda S.K. (34) isimli şahıs, bilinmeyen bir nedenden dolayı kavga ettiği Edanur K.’yi (28) boğazından ve vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan Edanur K., hastanedeki tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Saldırgan S.K. ise polis ekiplerince kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Dün yaşanan olay ise çevredeki güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde S.K.’nin Edanur K.’ye saldırdığı anlar an be an kaydedildi.“Sadece sevgiye ihtiyacı olan bir kızdı”Öte yandan, Edanur K.’nin arkadaşı olan Kader Düzgün, olayın ardından açıklamalarda bulundu. Düzgün, Edanur’un psikolojik sıkıntıları olabilir fakat hiçbir insan bu şekilde öldürülmeyi hak etmiyor. Cinayete kurban giden birçok kadınlarımız, çocuklarımız var. lütfen kadınlarımıza ve çocuklarımıza sahip çıkalım. Edanur daha 27 yalındaydı. Arkadaşları tarafından sevilen, sayılan bir kızdı. Ailesi paramparça durumda, eşi de aynı şekilde. Tabi ki hepimiz hata yapabiliyoruz. Hepimizin psikolojik olarak sorunlarımız var. Kendisi de aynı şekilde psikolojik destek de alıyordu. Sadece sevgiye ihtiyacı olan bir kızdı” açıklamasında bulundu.
Karabük Geleceğin Baristaları ve Kahve Tutkunları KBÜ’de “Temel Barista Eğitimi” Aldı Karabük Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (KABÜSEM) bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi akademisyenleri tarafından kahve sektöründe kariyer yapmayı hedefleyenler ve kahve severler için “Temel Barista Eğitimi” verildi. KABÜSEM bünyesinde Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz tarafından kahveye ilgi duyan her bireye alanında önemli bir başlangıç yapmak amacıyla 17 kişiye “Temel Barista Eğitimi” verildi. Kursiyerler, kahve sanatları ve endüstri: yetiştirme, işleme, kavurma ve sunum, makine ekipman eğitimi, temel barista hijyen kuralları, espresso alım tekniklerini kavrama, aspresso bazlı sıcak kahveler yapım ve sunum teknikleri, espresso bazlı soğuk kahveler yapım ve sunum teknikleri, 3. nesil kahve yapım ve sunum teknikleri, latte art teknikleri ve uygulamaları, milkshake, smoothie ve kokteyl grubu içeceklerin yapım ve sunum teknikleri, yöresel kahvelerin yapım ve sunum teknikleri ile gıda güvenliği ve hijyen eğitim gibi konularda toplamda 38 saat eğitim aldı. Karabük Üniversitesi bünyesinde KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın destekleriyle kurulan atölyede Safranbolu Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi İrfan Yurt ile beraber barista eğiticiliği yaptıklarını ifade eden Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yılmaz, geçekleşen eğitim süreci ile ilgili konuştu. Yılmaz, “Burada birinci nesil, ikinci nesil ve üçüncü nesil olmak üzere kahvelerimiz var. Bunları tek tek bizzat kursiyerlerimize gösteriyoruz, yapıyoruz, yaptırıyoruz” dedi. Yılmaz, bütün kursiyerlere ilgi gösterdiklerini dile getirerek, “Espresso makinesinde yeni olarak öğüttüğümüz kahveyi temperlemesinden, espressonu nasıl alınacağına kadar bütün aşamaları tek tek göstererek kursiyerlerimize öğretiyoruz. Aynı zamanda da ‘Süt nasıl köpürtülür, kreması nasıl alınır, latte kreması, cappuccino kreması nasıl olur?’ Bunların hepsini tek tek detaylı bir şekilde izah ediyoruz” diye konuştu. 17 kursiyerin eğitim aldığını ve taleplerin her geçen gün arttığını, farklı alanlardan ve bölümlerden kursiyerlerin olduğunu, kahveye ilgi duyan, kahve kültürünü benimsemiş herkesin ilgi ve talepte bulunduğunu söyleyen Yılmaz, “Bu kursta kahve üzerine kahve hazırlama noktasında birçok deneyimi elde ediyorlar. e-Devlet’ten taranan sertifikalarımız var. Üniversite bünyesinde bunları biz veriyoruz. Bu sertifikayla kafelerde barista olarak çok rahat bir şekilde kursiyerlerimiz çalışabiliyorlar, iş bulabiliyorlar. Şu anda kahve yeni bir trend, ciddi bir eğilim var bu alanda. Öğrenci nüfusunun yoğun olduğu yerlerde birçok kafe mevcut. İnsanlar buralara gidip zaman geçiriyorlar. Dolayısıyla bu yoğun olan kafelerde kursiyerlerimiz de çok rahat iş bulabilme imkanına sahip oluyorlar. Kalifiyeli eleman yetiştiriyoruz. Bütün kahvelerimizi her şeyi tek tek gösteriyoruz, yaptırıyoruz. Dolayısıyla onlar da deneyim kazanmak kaydıyla çok rahat bir şekilde iyi bir barista olabiliyorlar” dedi. Safranbolu Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 2. sınıf öğrencisi Fatma Güler, 38 saatlik bir eğitim aldıklarını ifade ederek, “Burada her çeşit kahve türünü öğrendik. Sıcakları, soğukları, frozenları, meyvelileri, smoothieleri hepsini öğrendik. Kahveleri çok seviyorum. Hepsinin nasıl yapıldığını öğrenmek istedim. Böylelikle hocalarımızın sayesinde bir eğitime tabi tutuldum. Kahvelerin aslında zor bir şekilde yapılmadığını, kolay bir şekilde olduğunu ama el becerisi gerektirdiğini görmüş oldum. Aslında biz tüm öğrenciler için bu, avantaj oldu. Çünkü baristalık ilerideki mesleklerin başında geliyor. Herkes artık kahve içmeye başladı ve ileride büyük bir alanı kaplayacağını düşünüyorum. Bu yüzden iş imkânının daha fazla olduğunu, bu alanda ilerlemek isteyen kişilere öncülük ettiğini, hocalarımızın sayesinde büyük bir şekilde bize katkıda bulunduklarını düşünüyorum. O yüzden ileride iş hayatında önemli yere sahip olacağını düşünüyorum” diye konuştu. (YE-
Erzurum Çığlık: “EİT 2025 Erzurum’a çok şeyler katacak” Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü olarak atanan Muharrem Çığlık, 2025 Turizm Başkentliği süresince yürütülecek proje ve faaliyetlerle ilgili açıklamalar yaptı. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 4. Turizm Bakanları Toplantısı’nda "2025 EİT Turizm Başkenti" olarak ilan edilen Erzurum’da kollar sıvandı. Erzurum’un 2025 EİT Turizm Başkenti seçilmesi ve diğer turizm hareketliliklerini değerlendirmek üzere oluşturulan çalışma geçtiğimiz aylarda başlatılmıştı. EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, turizm sektörünün dünya genelinde sağladığı istihdam ve ulaştığı hacim ile dünyadaki en aktif sektörlerden biri olduğu dile getirerek, “Orta ve uzun vadede şehrimizde turizm sektörünün ekonomik büyümeyi yönlendirmesi ve iş imkânları oluşturması bakımından öncü sektörlerden olması beklenmektedir.” dedi. “Turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi önemli” 2025 Erzurum Turizm başkenti süreci şehrin turizmi çeşitlendirme hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen alt yapı, çevre, tanıtım ve yatırım faaliyetlerine önemli ölçüde katkı sağlayacağını dile getiren Çığlık, “Erzurum, coğrafi konumu itibariyle doğal güzellikleri, yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasına bağlı olarak tarihi ve kültürel zenginlikleri, zengin bitki örtüsü, gastronomisi, insanımızın sıcakkanlılığı ve misafirperverliği gibi birçok artısıyla ulusal ve uluslararası turizminde rekabet üstünlüğü sağlayacak potansiyele ve avantajlara sahiptir. İhtiyaç ve beklentilerin hızla değiştiği turizm sektöründe, potansiyelin avantaja dönüştürebilmesi, Erzurum gibi birçok turistik ürün çeşidini bünyesinde barındıran ve halen daha bakir sayılabilecek turizm bölgelerinde turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesine bağlıdır.” şeklinde konuştu. “Şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimiz korunacak” Erzurum’un; tarihi geçmişi ve bulunduğu konum itibari ile olarak Türkiye’nin en zengin gastronomi, tarihi ve ticari geçiş güzergâhında bulunması sebebi ile sahip olduğunu anlatan EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti Koordinatörü Muharrem Çığlık, şöyle konuştu, “Zenginliklerin farkında olduklarını hatırlatan ve şehrimizle özdeşleşmiş ürünlerimizin korunarak ileriki dönemlere aktarılabilmesi için çalışmalarımızı ve planlamalarımızı bu doğrultuda yapmaya çalışıyoruz. 2025 Erzurum Turizm Başkenti hedefleri ve turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi doğrultusunda EİT 2025 Erzurum Turizm Başkenti ana komisyonu tarafından; EİT 2025 İstişare Kurulu , EİT 2025 Danışma Kurulu ve EİT 2025 Alt Komisyon Kurulu oluşturulmuştur. EİT 2025 Alt Komisyon grubu süreç içerisinde gerçekleştirdiği istişare ve değerlendirme toplantıları ile 2025 yılı içerisinde düzenlenmesi planlanan etkinlik ve organizasyonların takvimini oluşturmaya çalışmıştır.” Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) nedir Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, 1985 yılında İran, Pakistan ve Türkiye tarafından kurulan uluslararası bir kuruluş olup üye sayısı Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Afganistan’ın da katılımı ile 10’a ulaştı. Teşkilatın amacı üye ülkelerin kalkınmalarına katkıda bulunmak, EİT Bölgesi içindeki ticari engelleri kaldırarak bölge içi ticareti geliştirmek ve EİT bölgesinin küresel pazarlarla bütünleşmesini teşvik etmek suretiyle üye ülkeler arasındaki kültürel ve tarihi bağları güçlendirmek olarak ifade ediliyor. Bu bakımdan EİT, Türkiye’yi Orta Asya Cumhuriyetleri ve Güney Asya ülkeleri ile bir araya getiren önemli bir platform niteliği taşıyor. (MEK-NK)
İstanbul sigortaladım.com’dan yeni sigorta ürünü sigortaladım.com, yeni ürünü Aracıma Garanti Sigortası’nın başladığını duyurdu. Sigorta, araçların en önemli aksamların da oluşabilecek arızaları güvence altına alıyor. Dijital sigorta platformu sigortaladım.com, yeni ürünü Aracıma Garanti Sigortası’nın başladığını duyurdu. Garantisi biten tüm araçlara yapılabilen sigorta, araçların en önemli aksamların da oluşabilecek arızaları güvence altına alıyor. Yeni ürün, sigortanın yürürlükte olduğu süre içinde araçta meydana gelen arıza sonucu; aracın doğru şekilde çalışmasını sağlamak için sigorta kapsamına giren parçaların onarılması ve gerektiği durumlarda değiştirilmesi sebebiyle oluşan masrafları kapsıyor. Sigorta ile araçları motor, manuel/otomatik şanzıman, aks, aktarma grubu, direksiyon, fren aksamı, yakıt sistemi, elektrik, konfor elektrik, soğutma sistemi, klima sistemi, egzoz grubu veya güvenlik sistemlerinde oluşabilecek mekanik ve elektrik arızalarını teminat altına alıyor. Verilen bilgiye göre; araç sahipleri, Aracıma Garanti Sigortası poliçesi satın aldıklarında, poliçe kapsamındaki D-Ekspert’den ücretsiz full ekspertiz hizmeti alıp, garanti sigortasını aktif hale getirebiliyorlar. Poliçe şartlarından tam olarak faydalanabilmek için 1 ay içerisinde ücretsiz ekspertizin yaptırılması zorunlu olan sigortadan 8 yaşını ve 160 bin km’yi geçmemiş araçlar faydalanabiliyor. Bu ürünle poliçe sahipleri, yılda 2 kez ve olay başına 2 bin TL’ye kadar araç çekici hizmetinden de yararlanarak arızalı araçlarını en yakın yetkili servise çektirebiliyorlar. Ayrıca arızanın 10 iş günü içerisinde giderilememesi halinde, poliçe kapsamında sigorta şirketi tarafından ikame araç da temin ediliyor. Aynı zamanda bu ürünü satın alanlara özel 1.000 TL’lik ücretsiz yakıt çeki de hediye ediliyor. Poliçe ücretleri araç modeline, markasına, kilometresine ve motor hacmine göre değişiklik gösterirken satın alındıktan sonra 12 ay veya 20 bin km süresince geçerli olacak. Sigorta, yalnızca otomobiller için değil, hafif ticari ve suv’lar için de geçerli olacak. sigortaladım.com’un Genel Müdür Yardımcısı Orçun Kızıltepe, “Sıfır araçların yüksek maliyetleri sebebiyle ikinci el araçlarımızın değeri daha da artmaya devam ediyor. Pazardaki ticaretin yoğunluğu, kimi zaman istenmeyen olaylara da yol açabiliyor. İkinci el araçlarda ortaya çıkabilecek mağduriyetleri engellemek ve yaşanan olumsuz durumları sonlandırmak öncelikli hedefimiz. Bu nedenle tüm araç sahiplerinin, özellikle aracının garantisi biten kullanıcıların, Aracıma Garanti Sigortası’nı yaptırarak araçlarını güvence altına almalarını öneriyor ve önemsiyoruz. sigortaladım.com olarak gelişmiş teknolojimiz ve altyapımız ile müşterilerimize güncel, doğru ve avantajlı sigorta seçenekleri sunuyoruz. Kullanıcılarımız, sunduğumuz teklifler arasından ihtiyaçlarına en uygun poliçeyi tercih ederek daha güvenli bir sürüş sağlayabilirler” dedi.
Zonguldak Taksi durağında dehşet anları kamerada Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde evinin geçimini sağlamak için taksi şoförlüğü yapan oğlunun durakta darp edildiğini öğrenen anne şikayetçi oldu. Darp anı ise güvenlik kamerasına yansıdı. İddiaya göre, Karadeniz Ereğli ilçesinde taksi şoförlüğü yaparak geçimini sağlamaya çalışan 19 yaşındaki Özay Kızıl, aynı durakta taksicilik yaptığı öğrenilen T.Y. ve M.A.’nin şiddetiyle karşılaştı. Daha önce geçirdiği motosiklet kazası sebebiyle iki kez beyin ameliyatı geçiren Kızıl, durağın güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerinde bir tartışma sonrası darp edildi. Evini geçindirmek için çalışan oğlunun şiddete maruz kaldığını kendisine ulaştırılan güvenlik kamerası görüntüleriyle öğrenen anne Özlem Ak, 2 kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulundu. Yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlatan anne Ak, “Oğlum eve alın teriyle ekmek getiriyor sanıyorduk meğerse kan teriyle getiriyormuş” dedi. Oğlu Özay Kızıl’ın saldırganlardan korktuğunu söyleyen anne Ak, “Görüntüler elime geldi. Daha önce de çocuğuma üç kez yapılmış aynı kişiler tarafından, benim çocuğum korkuyor. Neyle tehdit ediliyor bilmiyorum. Ben yardım istiyorum. Çocuklarıma hem annelik hem babalık yaptım. Çocuğum küçüklüğünden beri çalışıp bize bakıyor. İki kız kardeşi var. Ben bir yerde çalışmıyorum. Çocuğumun getirdiği parayla geçiniyoruz. Çocuğum alın teri getiriyor derken kan teri getiriyormuş. Neden yani bu, bütün annelere, bütün büyüklere sesleniyorum. Bana yardımcı olun. Çocuğum neden dayak yiyor” diye gözyaşı döktü. Oğlu Özay Kızıl ile görüştüğünde “Konuyu kapat anne” dediğini söyleyen Ak, “Çocuğum korkuyor. Üç aydır çocuğumu tanıyamıyorum. Savcılığa gittik şikayetçi olduk. Ben çocuğumun hayatından endişeliyim. İki yıl önce motosiklet kazası geçirdi. İki kere beyin ameliyatı oldu. Ameliyatlı olduğu halde çalışmaya çalışıyor. Bu dayağın sebebi ne? Benim çocuğum ne yapmış da dayak yiyor. Ben görüntüleri izledikçe içim parçalandı. Anne olarak ne yapacağımı bilmiyorum” dedi. Olay sonrası taksi durağının başkanını aradığını söyleyen anne Özlem Ak, “Durak başkanını aradım. Olay üç gün önce olmuş. Daha hiçbir şey yapmamış. Pazar günü toplantıyı beklediğini ve ceza keseceğini söyledi. Ben de durak başkanına ‘Bu ceza beni tatmin etmez. Bu olayın sebebini öğrenmek istiyorum. Neden benim çocuğum sürekli bunlar tarafından darp ediliyor. Çocuğuma ne yaptırmak istiyorlar. İstedikleri ne, bunu öğrenmek istiyorum’ dedim. Çocuğumu darp edenlerden birinin telefonunu aldım. Kendisini aradım. Çocuğumu neden darp ettiklerini sorup, beyin ameliyatı geçirdiğini hatırlattım. Bana ‘Sen bu konuyu kapat. Sonu iyi olmaz’ deyip kardeşinin de avukat olduğunu söyledi. Ben gariban biriyim ben uğraşamam diye düşündüler. Kardeşi avukat olan önüne geleni darp mı etsin” ifadelerine yer verdi.