GÜNDEM - 20 Ocak 2021 Çarşamba 18:21

Bakan Karaismailoğlu'ndan Kanal İstanbul açıklaması!

A
A
A
Bakan Karaismailoğlu'ndan Kanal İstanbul açıklaması!

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kanal İstanbul projesine ilişkin, “En kısa zamanda işe başlamak için sabırsızlanıyoruz" dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut'u makamında kabul etti. Bu gayretlerin sonucunda, altyapıdan ulaşım faaliyetlerinin düzenlenmesine kadar emniyet, güvenlik, çevre ve sosyal konularda çağın gerektirdiği bir düzeyi yakaladıklarını dile getiren Bakan Karaismailoğlu, “Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade doğrultusunda AB ile eskisinden daha hızlı, verimli ve yapıcı bir işbirliğini hayata geçirmek için ulaştırma ve haberleşme sektörlerinde gerekli her türlü adımı atmaya hazır ve kararlıyız” dedi.

Demiryollarına, kombine taşımacılığa ve diğer alternatiflere yatırımlar devam ederken karayolu ile yük taşımacılığının önündeki engellerin de kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Bakan Karaismailoğlu, “Bu noktada yıllardır ticaretimizi ciddi şekilde etkileyen karayolu kotaları sorunu çıkmaktadır. Sorunun kalıcı olarak çözülmesine katkı yapmanızı bekliyoruz. Gümrük Birliğinin güncellenmesi çözüm sağlayabilecektir. Karayolu taşımalarının serbestleştirilmesine yönelik bir anlaşmayı müzakere etmeye de hazırız” diye konuştu.

Avrupa Birliği ile ilişkilerde esas beklentilerinin, ulaştırma faslının en kısa sürede müzakereye açılması ve işbirliğini üyelik müzakereleri çerçevesinde yürütmek olduğunu anlatan Bakan Karaismailoğlu, “Faslın askıda olduğu bu süreçte, işbirliğimizi destekleyici bir mekanizma olarak oluşturduğumuz Yüksek Düzeyli Ulaştırma Diyaloğu’nun devamından yanayız” şeklinde konuştu.

Kapsamlı Havacılık Anlaşması Müzakerelerinin yaptırım kararlarından etkilenen önemli bir iş birliği alanı olduğunu söyleyen Bakan Karaismailoğlu, "Beklentimiz, komisyonun yeni bir yaklaşım ve anlayış geliştirmesi ve bu doğrultuda her iki tarafa da yarar sağlayan bir anlaşmanın başarıyla sonuçlanmasıdır" diye konuştu.

Havacılık alanında, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ile Avrupa Birliği Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) arasındaki “İşbirliği Anlaşması”na da değinen Bakan Karaismailoğlu, “Her iki tarafın da yararına olan mevcut anlaşmanın yenilenmesi için müzakerelere yeniden başlamaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum. EASA’nın önümüzdeki günlerde gerekli girişimlerde bulunmasını ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüz ile temasa geçmesini bekliyoruz” ifadelerini aktardı.

Bakanlığın IPA-I dönemini 497,1 milyon Avro IPA fonunu ağırlıklı olarak üç büyük demiryolu altyapı projesinde kullanarak başarıyla tamamladığını anımsatan Bakan Karaismailoğlu, “IPA-II döneminde ise bugün itibariyle tahsisatın yüzde 87’si oranında proje onaylanmış, sözleşmeye bağlanma oranı yüzde 82'ye, fon harcama oranı ise yüzde 43'e ulaştı" dedi.

“‘Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planlarının’ ilk etapta ele alınması konusunda mutabıkız”

2021 yılı hedeflerinin başta Çerkezköy Intermodal Terminal Projesi ve belediye projeleri olmak üzere IPA-II projelerinin tamamının onaylanması olduğunun altını çizen Bakan Karaismailoğlu, “Dolayısıyla, projelerin önceliklendirilmesi ve onayı konularında iş birliğimizi güçlendirmemiz hedefimize daha hızlı ulaşmamızı sağlayacaktır. Bakanlık olarak, ‘Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planlarının’ ilk etapta ele alınması konusunda mutabıkız. Ancak, diğer erişilebilirlik ve bisiklet yolu projeleri de bizim için önemli ve öncelikli projelerdir" ifadelerini kullandı.
IPA III döneminin birçok belirsizliklerle başlarken, 2021-2022 yılları için kabul edilen üç proje teklifinin

Türkiye’nin kullanabileceği fonun yüzde 30’unu oluşturduğunu vurgulayan Bakan Karaismailoğlu, şunları kaydetti:

“Bu da göstermektedir ki, ulaştırma sektörü IPA I ve IPA II de olduğu gibi IPA III döneminde de işbirliğimizin güçlenerek devam edeceği alan olacaktır. Halkalı-Kapıkule Demiryolu Hattının Yavuz Sultan Selim Köprüsü Bağlantısı Projesi ile işbirliğimizi taçlandırmak istiyoruz.“

"(Halkalı-Kapıkule Demiryolu Hattı Çerkezköy-Kapıkule Kesimi İnşası Projesi) Projenin halihazırdaki fiziksel ilerleme oranı yüzde 27,3, mali ilerleme oranı ise yüzde 31,3’tür"

IPA-II döneminin en stratejik ve bütçe açısından en büyük projesi olan Halkalı-Kapıkule Demiryolu Hattı Çerkezköy-Kapıkule Kesimi İnşası Projesi’ne 2019 yılı Haziran ayında başladıklarını anlatan Bakan Karaismailoğlu, “Covid-19 salgınının oluşturduğu tüm olumsuzluklara rağmen gerekli önlemleri alarak çalışmalara devam etmekteyiz. Projenin halihazırdaki fiziksel ilerleme oranı yüzde 27.3, mali ilerleme oranı ise yüzde 31,3’tür” dedi.

IPA II döneminde Operasyonel Programın tanıtım ve görünürlük faaliyetlerini güçlendirdiklerini bildiren Bakan Karaismailoğlu, “Böylece, Covid-19 kısıtlamalarından kaynaklanan olumsuzlukları da gidermeyi planlıyoruz. Avrupa Komisyonunun 2021 yılını Demiryolu yılı olarak ilan etmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu çerçevede, hem Samsun-Kalın Projesine yönelik olarak mektubunuzda da belirttiğiniz ortak tören etkinliğini hem de Halkalı-Kapıkule Projelerine yönelik ortak etkinlikler yapabileceğimizi düşünüyorum. Halkalı-Kapıkule Projesi kapsamında; teknik anlamda ‘İlk Ray Kaynağı’ törenini ve yine çevresel anlamda ‘Proje Hatıra Ormanı’ oluşturmak için ağaç dikme etkinliğini birlikte gerçekleştirmekten memnuniyet duyacağız. Tüm bu etkinliklerde yeni Ulaştırma ve Genişleme Komiserlerini aramızda görmeyi arzu ederiz” aktarımında bulundu.

"(Kanal İstanbul) En kısa zamanda işe başlamak için sabırsızlanıyoruz"

Kanal İstanbul projesine de değinen Bakan Karaismailoğlu, projeden geniş bir şekilde bahsederek, “İstanbul Boğazı dünyanın eşi benzeri olmayan tek boğazı, burada çok elim kazalar olmuştu zamanında ve de her an olabilecek şekilde bir tehlike bu suyolundan devam etmekte. Gemi geçiş sayıları 55 binlerden şu anda belki 43 binlere düştü ama bu seferde gemi boyutları çok büyüdü, tehlike daha da büyüdü. Dünya ticaret hacmi genişliyor, ihracat rakamları çok değişiyor. Önümüzdeki yıllarda belki korkunç bir şekilde bugünkü rakamlardan birkaç katına çıkacak.

Dünyadaki ticaretin yüzde 90’ı gemiler ve deniz üzerinden dönmekte, o yüzden Karadeniz’deki limanlara çok büyük yatırımlar yapılmakta, liman hacimleri genişlemekte. Şu anda Karadeniz’de ve Marmara’da günlerce süren gemi beklemeleri yaşanmakta. Kanal İstanbul sadece bu suyoluna alternatif bir proje değil, o alan ile birlikte hem teknolojinin hem bilimin hem sanatın hem turizmin gelişeceği bir bölge olarak planlanmakta. Oradaki alanların bir kısmında İstanbul’daki depreme yönelik konutların üretilmesi için de planlanmış bir proje. O yüzden Kanal İstanbul çok önemsediğimiz ve ülkeye çok katkısı bulunacak, dünya ölçeğinde çok büyük bir proje. Projeleri bir taraftan tamamlıyoruz, bir taraftan imar planlarına çalışıyoruz. En kısa zamanda işe başlamak için sabırsızlanıyoruz.”

Büyükelçi Landrut da, karayollarındakota konusuyla ilgili olarak, "Sizi temin ederim ben şahsen ve delegasyon olarak bu konuya ilgili üye devletlerin dikkatini çekmeye devam edeceğim. Bu meseleye kalıcı bir çözüm bulmanın ne kadar önemli olduğunun altını çizeceğim" ifadelerini kullandı.

Demiryollarının son derece önemli olduğunu aktaran Landrut, "Biz Türkiye'deen büyük desteği bu projelere veriyoruz. Demiryolunun öneminin farkındayız. Bu çerçevede sizinle birlikte kamuoyunun dikkatinibu alana çekecek bir takım etkinliklerde bulunabiliriz" diye konuştu.

Mevlüt Hasgül
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.
Gaziantep Baba-oğul kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden Ömer Çetinkaya, oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Kentte yaşayan 59 yaşındaki Ömer Çetinkaya, son yıllarda az sayıda ustanın ayakta tutmaya çalıştığı kalaycılık mesleğini 23 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte sürdürüyor. Çelik mutfak eşyalarının kullanımının yaygınlaşması ve teknolojik yenilikler karşısında çok az kişinin yaptığı meslekler arasında yer alan kalaycılığa çocuk yaşında 45 yıl önce Şahinbey ilçesindeki tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda çırak olarak adım atan Ömer Çetinkaya, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından kendi iş yerini açtı. Mesleğini oğlu Halil İbrahim Çetinkaya’ya öğreten Ömer Çetinkaya, oğlu ile birlikte kale altındaki iş yerinde mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İlkokul öğrencisi olduğu dönemden bu yana babasına destek olan ve okuldan arta kalan zamanlarda da iş yerinde çıraklık yapan Halil İbrahim Çetinkaya, babasından mesleğin tüm inceliklerini öğrendi. Oğluna mesleği yaşatmaları için nasihatler veren ve aynı zamanda da mesleği her yönüyle uygulamalı olarak öğreten Çetinkaya, oğlu ile birlikte müşterilerden gelen bakır eşyaları kalaylıyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışan baba-oğul, birlikte hem ekmek paralarını kazanıyor hem de mesleklerini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır aynı çatı altında omuz omuza ocak başında bakır eşyaları kalaylayan baba-oğul, mesleklerini geleceğe taşımak için adeta bir köprü görevi görüyor. 45 yıldır mesleğini severek yapan Çetinkaya, çocuğuna adeta miras olarak bıraktığı mesleğini 15 yıldır oğluyla beraber devam ettiriyor. Mesleğinde çırak bulamazken oğluyla aynı işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Ömer Çetinkaya, başkalarının çocuklarına miras olarak para bıraktığı bir devirde kendisinin oğluna meslek bıraktığını söyledi. 45 yıl önce kendi iş yerini açtığı mesleğe aralıksız devam ettiğini belirten Ömer Çetinkaya, "1980’de bu mesleğe başladım. Bu meslekte çok değerli bir ustam vardı, mesleğimi ustamdan öğrendim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Ustamın benim üzerimde büyük emeği var. Mesleğimiz kalaycılık ve bakır eşyaları kalaylıyoruz. Meslekte 40-45 yıl geride kaldı. İlkokulu bitirdim, 1980 yılında başladığım mesleğimi yıllardır severek yapıyorum. 1980 yılından beri Allah’a çok şükür başka bir meslek yapmadım. Bu meslekte bir çırağın yetişmesi için 15-20 yıl geçmesi lazım. Eleman sıkıntısı olduğundan dolayı ben de oğlumu getiriyordum. Yıllardan beri oğlumla beri beraber çalışıp mesleğimize devam ediyoruz" dedi. Babasının yetiştirdiği Halil İbrahim Çetinkaya da ilkokul öğrencisi olduğu dönemden beri babasının yanında çalıştığını belirterek, "Ben 8-9 yaşından beri bu meslekteyim. Okuldan sonra gelir babamın yanında çalışırdım. Tatillerde babamın yanında çalışırdım. Mesleği babamdan öğrendim. Babamın bana öğrettiği mesleği devam ettiriyorum. Eleman yoktu. Bende babamı yalnız bırakmak istemedim. Liseye kadar okudum. Lisedeyken okulu bıraktım. Babamla birlikte mesleğimize devam ediyoruz. Çok şükür bir ekmeğimizi yiyoruz. Kalay yapıyoruz. Çaydanlık, sürahi ve eski bakırları kalaylıyoruz. Baba mesleğini yapmak güzel. Babama yardımcı olduğum için çok mutluyum. Babamla birlikte güzel bir şekilde çalışıyoruz. Mesleğimiz çok güzel" diye konuştu.
Eskişehir Huzurevinde kalan yaşlılar için etkinlik Eskişehir’deki Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireylerin keyifli vakit geçirebilmeleri adına bir etkinlik düzenlendi. Odunpazarı ilçesi Orhangazi Mahallesi’nde bulunan Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireyler için etkinlik düzenlendi, Huzurevi sakinlerinin keyifli vakit geçirebilmesi adına düzenlenen program kapsamında sanatçı Yaşar Aydın huzurevinde sahne aldı. Söylenen şarkılar esliğinde dans edip vakit geçiren yaşlı bireyler bir yandan sosyalleşirken bir yandan ise stres attı. Ayrıca etkinliğe Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir ve mahalle sakinleri de katılım gösterdi. "İnşallah bunun devamı gelir" Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir etkinlikle ilgili şunları söyledi: "Yaşlı Çınarlarımız da burada sevinçlidir. Hepsi güzel, vakti güzel seviniyorlar. İnşallah bunun devamı gelir." "Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz" Sanatçı Yaşar Aydın, "İlk programımızda demiştik ki Orhan Gazi mahallemizin sakinleri, muhtarımız bugün Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi bütün Huzurevleri bir yerde toplandı efendim. Çok da güzel bir bina oldu. Her şeyiyle mükemmel. Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz. Derneklerimiz, sivil toplum kuruluşları, organizedeki büyük fabrika sahiplerimiz ve çalışanları, ilçelerimiz, büyük köylerimiz örnek veriyorum; Ayvalı, Bardakçı, Cevizi gibi köylerimiz de buraya otobüslerle getirip bu güzel insanlarla buluşturacağız" dedi.
Erzurum ER-VAK Başkanı Güzel; "Sarıkamış Harekâtı yüce Türk milletinin hafızasında hüzünlü bir sayfadır" Erzurum Kalkınma Vakfı (Er-Vak) Başkanı Erdal Güzel, Sarıkamış Harekatı’nın 111. yıl dönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada Türk tarihinin en trajik sahnelerinin yaşandığı bu savaş sırasında, beyaz karları kefenleri yapan Allahuekber şehitlerini unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını ifade etti. Güzel, çok uzun yıllar ülke gündeminden uzak tutulan ve karlar altında saklı kalan Allahuekber Şehitlerini 2003 yılında yaptıkları "Allahuekber şehitleri torunlarıyla buluşuyor" etkinliği ile gündeme taşıdıklarını ve uzun yıllar konunun takipçileri olduklarını belirterek ER-VAK’ın bu konuda büyük bir tarihi sorumluluğu yerine getirmenin haklı gururunu yaşadığını ifade etti. Sarıkamış Harekatı anma proğramlarıyla ilgili açıklamalarda da bulununan Güzel, tarihin seyri ve gerçekliği içerisinde bu proğramların yapılması gerektiğine dikkat çekerek Sarıkamış’ın o tarihlerde düşman işgalinde olduğınu, harekatın Erzurum’da planlandığını ve başlatıldığını, 3.Ordu Komutanı Hafız Hakkı Paşa’nın mezarının Erzurum’da bulunduğunu hatırlatarak anma merasimlernin Kars Kapı Şehitliğin’den başlatılmasını arzu ettiklerini söyledi. Güzel onbinlerce Mehmetçiğin, toprağı vatan yapmak uğruna soğuğa, tifüse ve Ruslara karşı vermiş olduğu ve sonu hüzünle biten şanlı mücadelenin yıl dönümünde Allahuekber ve Soğanlı dağlarında bir hilal uğruna canlarını veren şühedayı saygı, rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.