ÇEVRE - 04 Mart 2023 Cumartesi 15:10

Bakan Kurum: '1 yıl içerisinde ülkemize 2 milyon yeni, sağlam ve güvenli konut kazandırmış olacağız'

A
A
A
Bakan Kurum: '1 yıl içerisinde ülkemize 2 milyon yeni, sağlam ve güvenli konut kazandırmış olacağız'

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Toplantısı’nda yaptığı sunumda, “Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konut yapım seferberliği kapsamında 405 bin afet konutunun yapımını başlattık. Yaklaşık 1 milyon yeni konutun yapımı ve 1 milyon konut amaçlı arsa tahsislerimizi de hesap ettiğinizde son 1 yıl içerisinde ülkemize 2 milyon yeni, sağlam ve güvenli konut kazandırmış olacağız” dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde gerçekleştirilen “Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli”nin ilk toplantısında açıklamalarda bulundu. Kurum, Türkiye'de şehirlerin başta deprem olmak üzere sel ve kuraklık gibi afetlere daha hazırlıklı hale getirileceğini açıkladı.

“Bugüne kadar 360 bin çadır kurularak 1 milyon 440 bin vatandaşımızın barınması sağlanmıştır”

Bakan Kurum, enkaz arama-kurtarma çalışmaları yürütülürken, vatandaşların geçici barınma ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla yine AFAD’la birlikte tüm illerdeki koordinasyon merkezleriyle bugüne kadar 360 bin çadır kurulduğunu hatırlatarak, “Bu çadırlarda 1 milyon 440 bin vatandaşımızın barınması sağlanmıştır. Yine aynı anlayışla konteyner kentlerimizi kuruyoruz. AFAD’ımız, TOKİ’miz, Emlak Konut’umuz, belediyelerimiz, buradaki bağışçılarımız ve sivil toplum örgütlerimizle birlikte gerek prefabrik, gerek çelik, gerek konteyner, gerek yığma malzemelerden tüm illerimizde Hatay’ımızda, Malatya’mızda, Kahramanmaraş’ımızda, Gaziantep’imizde konteyner kentlerinin kurulumunu başlattık. Ne kadar ihtiyaç varsa yine koordinasyon içerisinde süreçlerimizi yürütüyoruz ve burada da vatandaşımızı bir an önce daha güvenli alanlara çekebilmek adına yapılarımızı hızlı bir şekilde inşasını gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.

“Şu ana kadar 1 milyon 582 bin binada tespit yapıldı. 4 milyon 859 bin bağımsız bölüm incelendi”

Bugüne kadar 7 bini aşkın personelle hasar tespit çalışmaları yaptıklarını vurgulayan Bakan Kurum, “Toplam 1 milyon 582 bin binada hasar tespit çalışması yapıldı ve bu çerçevede 4 milyon 859 bin bağımsız bölüm incelendi, bu bağımsız bölümlerden 214 bin 577 tanesinin acil yıkılacak, ağır hasarlı veya yıkık olduğunun tespitini yaptık. Bu da 608 bin bağımsız bölüme tekabül ediyor. Bu bağımsız bölümlerin 481 bini de konut içerikli binalarımızı oluşturuyor. Yine baktığımız tescilli yapılarımızın, tarihimizin de bu manada zarar gördüğünü bazı tarihi eserlerimizin yıkıldığını görüyoruz. Bu çerçevede Hatay’daki Ulu Camimiz, Adıyaman’daki Ulu Camimiz, yine Aziz Nikola Rum Ortodoks Kilisesi, Darb-ı Sak Kalesi, Gaziantep Kalesi gibi birçok tarihi eserimizin de yıkıldığını görüyoruz. Bu tarihi eserlerle ilgili de Kültür ve Turizm Bakanlığımız restorasyon çalışmaları ile ilgili sahada bir fiil çalışmalarını yapıyorlar” diye konuştu.

“Yıkılan binaların yüzde 96,69’u 99 öncesi yapılan yapılar”

Yıkılan binalarla ilgili de bilgi veren Bakan Kurum, şunları ifade etti:
“Yüzde 96,69’unun, 1999 öncesi yapılan yapılar olduğunu görüyoruz. Yeni yönetmeliğe göre, yani 2002’deki yapılan düzenlemeler, yapı denetim sistemindeki düzenlemeler, yeni deprem yönetmeliği ile birlikte yapmış olduğumuz düzenlemeler çerçevesinde yıkılan binaların sadece yüzde 3,3’ü 1999 sonrası yapılan yapılar olduğunu görüyoruz. Bu binalarda 145 bin vatandaşımızın yaşadığını da tespit ettik. Yine burada 98 öncesi yapılarla sonrası yapıların yıkım karşılaştırmasını görebiliyoruz. Kahramanmaraş merkeze baktığımızda aslında burada 2004’deki yerleşimle 2022’deki yerleşimdeki uydu haritalarını kıyas ettiğimizde, 1999 öncesi yapıların yoğun bir şekilde yıkıldığını görüyoruz. Yine aynı durumu Hatay için inceleyecek olursak, 2006’daki Hatay’ımızın yerleşimine baktığımızda, 2023’deki yerleşimde yoğun yıkımın yine eski yapıların olduğu alanda sıvılaşmanın ve zemin kalitesinin düşük olduğu alanda olduğunun tespitini yapmış olduk.”

“Binaların en doğru yere yerleşmesiyle ilgili hocalarımızla, bilim insanlarımızla beraber çalışma yürütüyoruz”
Bakan Kurum, binaların yıkılma nedenlerini bilim insanlarının da görüşleri doğrultusunda teşhis edebilmek için ekiplerin fiilen sahada çalıştıklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda yerleşim alanlarını 1 milyon 180 bin konut yaptıklarını belirtirken Bakan Murat Kurum, “Nasıl bunlar dimdik ayakta durduysa, aynı anlayışla yapmaya çalışıyoruz. Burada fay hattına olan mesafesini, zemindeki sıvılaşma, yine seçim noktasında işte sıvılaşma kaynaklı yıkımın olup olmadığının tespitlerini yapıyoruz. Bu çerçevede binaların yine yerleşim noktasında en doğru yere yerleşmesiyle ilgili hocalarımızla, bilim insanlarımızla beraber bu çalışmaları yürütüyoruz.” ifadelerine yer verdi.

“Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konut yapım seferberliği kapsamında 405 bin afet konutunun yapımını başlattık”

Cumhuriyet tarihinin en büyük “Afet Konut Seferberliği”nin yürütüldüğünü hatırlatan Bakan Kurum, “Fay hatlarına uzaklıkları hem yatayda hem düşeyde deformasyon haritalarını çıkardık ve bu haritalar çerçevesinde de yerleşimleri belirliyoruz. 405 bin afet konutunu Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konut yapım seferberliği kapsamında başlattık. Bu kapsamda 83 bin köy evini de illerimizde tespitler çerçevesinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu çalışmaları büyük bir hassasiyetle; sahadaki zemin etüt ekiplerimizce hocalarımızla eş güdüm içinde onların görüşleriyle birlikte yapıyoruz. 21 Şubat’ta başladığımız sürecimize bugüne kadar 16 bin, bugün ki 21 bine ulaştı. 21 bin afet konutumuzda da sözleşmelerimizi yapıp ilk kazmalarımızı vurmuş oluyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“250 bin konutun dönüşümü sahada fiilen sürüyor”

Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu vurgulayarak, bugüne kadar Kahramanmaraş merkezli depremler dahil 120 bini aşkın canın yitirildiğini söyleyen Kurum, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm dünyaya örnek olacağı bir kentsel dönüşüm projesi başlattığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanım, 2013 yılında bedeli ne olursa olsun bizlere ‘dönüştüreceğiz’ talimatını verdiniz. Bu çerçevede bu güne kadar 3.3 milyon konutun dönüşümü yerinde, gönüllü ve hızlı yapılmıştır. Vatandaşımızın rızası alınmıştır. 1994’te belediye başkanı olduğunuz dönemde Başakşehir’de ilk örneğini yaptığınız ve tüm Türkiye’ye yaydığınız sosyal konut anlayışı ile birlikte bugüne kadar 1 milyon 180 bin sosyal konut yapılmıştır. Yine bugün 81 ilimiz, 922 ilçemizde kentsel dönüşüm çalışmaları çerçevesinde 250 bin konutun dönüşümü sahada fiilen devam etmektedir.”

“Deprem bölgesinde tarihimizi, ecdadımızın bize bıraktığı kültürü, emaneti koruyacak anlayışla projelerimizi gerçekleştireceğiz”

Bakan Kurum, “Tarihe vefa, geçmişe saygı” anlayışıyla tarihi kent meydanlarının ihyası için çalışmalar yürüttüklerini dile getirerek, “Kahramanmaraş merkezli depremde de anlayışımız bu olacak. Tarihimizi, ecdadımızın bize bıraktığı kültürü, emaneti koruyacak anlayışla yine projelerimizi gerçekleştireceğiz. Bursa'da, Bitlis'te, Edirne Selimiye Camii'nde, Erzurum'da olduğu gibi yine aynı anlayışla Kahramanmaraş'ımızda, Hatay'ımızda da yapacağız. Bir taraftan da şehrin ekonomisini ayağa kaldırmamız gerekiyor. Şu an AFAD koordinasyonunda geçici ticari ünitelerin yapım süreçlerini başlattık. TOKİ'yle Emrah Konut'la yine AFAD'ımızla bunları yapacağız. Ardından da şehrin sanayisi için yine Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla birlikte buradaki sanayiyi ayağa kaldıracak çalışmaları da hep birlikte yapıyor olacağız. Köylerimizde tarım köy uygulamalarıyla birlikte köye kırsala dönüşü teşvik edecek uygulamalarımıza devam edeceğiz. İskan Kanunu çerçevesinde Yusufeli'nde bütün illerimizde yapılan çalışmalarımızı, Tarım ve Orman Bakanlığımızla DSİ'mizle uyum içerisinde yürütüyoruz” şeklinde konuştu.

“Son 1 yıl içerisinde ülkemize, 2 milyon yeni, sağlam ve güvenli konut kazandırmış olacağız”

Bakan Kurum, Türkiye genelinde devam eden kentsel dönüşüm projeleri, Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesi olan “İlk Evim” projesi ve afet konutları hakkında ise şunları söyledi:
“Devam etmekte olan kentsel dönüşüm konutlarımız 250 bin, sosyal konutlarımız 250 bin ve Pazarcık merkezli deprem sonrası yapılacak konut sayısının da 500 bin olduğunu düşündüğünüzde; yaklaşık 1 milyon yeni konutun yapımı ve 1 milyon konut amaçlı arsa tahsislerimizi de hesap ettiğinizde son 1 yıl içerisinde ülkemize 2 milyon yeni, sağlam ve güvenli konut kazandırmış olacağız. Hedefimiz 2035 yılına kadar tüm Türkiye'de dönüşüme girmemiş alan kalmamasını istiyoruz.”

Yunus Emre Aytekin - Tolga Başer

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Mıhlama için izdiham: Süleymanpaşa’da 1 tonluk lezzet seli Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde düzenlenen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali’nin ilk gününde yaklaşık 1 ton mıhlama kısa sürede tükenirken, etkinlik alanında zaman zaman izdiham yaşandı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Karadenizliler Derneği tarafından organize edilen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali, ilk gününden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında vatandaşlara yaklaşık 1 ton mıhlama ikram edilirken, lezzetten tatmak isteyenler erken saatlerden itibaren etkinlik alanına akın etti. Kazanlarda hazırlanan mıhlama karıştırılırken ortaya çıkan görüntüler adeta görsel şölene dönüştü. Mıhlama dağıtımı öncesinde oluşan uzun kuyruklar dikkat çekerken, dağıtımın başlamasıyla birlikte kalabalık zaman zaman kontrolden çıktı, yoğunluk üst seviyeye ulaştı. Oluşan kalabalık nedeniyle festival yetkilileri, hazırlanan mıhlamanın yetip yetmeyeceği konusunda endişe yaşadı. İzdiham havadan görüntülendi Mıhlama için oluşan metrelerce kuyruk ve kalabalık, dron ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde, etkinlik alanındaki yoğunluk net şekilde gözler önüne serildi. Festivalin ilk günü, yoğun katılım ve renkli görüntülerle hafızalara kazındı. "6 bin kişiye mıhlama dağıtacağız" Tekirdağ Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Akyüz, "Hamsi ve Mıhlama festivalimizin bugün ikinci günündeyiz. Arkamda görüyorsunuz izdiham oluştu. Bu daha ikinci gün mıhlama dağıtımı. Sağ olsun Süleymanpaşalılar bizlere tevazu gösteriyorlar. Bizi çok memnun ettiler ve çok kalabalık oldu. Mıhlama yetecek mi yetmeyecek mi bunun endişesi içerisindeyiz. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. 6 bin kişilik mıhlama hazırladık, 6 bin kişiye ücretsiz mıhlama dağıtacağız. Yarın da 10 bin kişiye ücretsiz hamsi dağıtacağız" dedi.
Ankara Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."