EKONOMİ - 24 Nisan 2022 Pazar 20:36

Bakan Nebati: 'Enflasyonla mücadelede adımlarımızı kararlılıkla atmaya devam edeceğiz'

A
A
A
Bakan Nebati: 'Enflasyonla mücadelede adımlarımızı kararlılıkla atmaya devam edeceğiz'

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ‘‘Enflasyon küresel bir problem olarak ortaya çıktı. Enflasyon tüm dünyanın gündeminde bir sorun durumunda. Bu konuyu daha çok konuşacağız. Müzmin karamsarlar battık bittik edebiyatından vazgeçmeye dursunlar. Biz enflasyonla mücadelede kararlılıkla adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Yeni başarı hikayelerini hep beraber yazacağız’’ dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ev sahipliğinde düzenlenen ‘İstanbul Ticaret Odası İş Dünyası Buluşması’ programına katıldı. Toplantıya İTO Başkanı Şekib Avdagiç’in yanı sıra İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyeleri, Meslek Komitesi Üyeleri, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşu liderleri katıldı. Bakan Nebati yaptığı konuşmada enflasyonun küresel bir problem olarak ortaya çıktığına dikkat çekerek enflasyonla mücadelenin kararlılıkla devam edeceğine vurgu yaptı. Toplantının açılış konuşmasını yapan İTO Başkanı Şekib Avdagiç ise Bakan Nebati’ye iş dünyasının talep ve beklentilerini aktardı.

"Özgüvenimizin altı boş değil"

Enflasyonla mücadelede kararlılıkla adımlar attıklarını ifade eden Bakan Nebati, ‘’Enflasyon küresel bir sorun olarak ortaya çıktı. Enflasyon tüm dünyanın gündeminde bir sorun, bu konuyu daha çok konuşacağız. Biz problemleri yok saymıyoruz. Halının altına süpürme niyetimiz yok. Kalıcı çözümler için çalışıyoruz. Stratejik hamleler yaparak yolumuza devam ediyoruz. Kötümserler karamsarlığa devam etsinler. Bizim iyimserliğimiz onlara da yeter. Bizim özgüvenimizin altı kesinlikle boş değil. Kimsenin en ufak bir endişesi dahi olmasın. Gerekirse ecdadımız gibi gemileri karadan yürütür, yolumuzdan hedefimizden sapmayız’’ diye konuştu.

"Küresel büyüme tahminleri yüzde 1 düştü"

ABD’de katıldıkları toplantılarda enflasyon konusunun da yer aldığını dile getiren Bakan Nebati, "Dünya Bankası ve IMF toplantıları için Washington'daydık. Çok yoğun toplantılar serisini gerçekleştirdik. Konuşulan şeyler aynı şeyler. Bugün küresel ekonominin dalgalı seyrettiği dönemden geçiyoruz. Dünya salgının oluşturduğu ekonomik tahribatı onarmaya çalışırken enflasyon küresel problem olarak ortaya çıktı. Her oturumun en önemli maddesi enflasyondu. Enerji ve gıda olmak üzere fiyatlarda artışlar oldu. Rusya-Ukrayna savaşı ekonomideki büyüme tahminlerini yüzde 1 oranında düşürdü. BM, 2022 küresel büyüme tahminlerini 3,6'dan 2,6'ya düşürdüğünü açıkladı" dedi.

"Turizmde Rusya ve Ukrayna’dan gelemeyecek turist sayısını alternatiflerle kapatacak kapasitedeyiz"

Rusya ve Ukrayna savaşının turizme etkisinden de konuşan Nebati, "Turizmde Rusya ve Ukrayna’dan gelemeyecek turist sayısını diğer ülkelerden sağlayacak kapasitedeyiz, çeşitliliğe sahibiz. Sadece turizmde değil tüm alanlarda krizden çok farklı çıkacak bir Türkiye’nin sesini duyuyoruz. Savaş ortamı emtia fiyatlarının artmasına neden oluyor. Söz konusu sorunların enflasyon ve cari dengeye yansımalarını ortadan kaldıracak önlemleri almaya devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.

"Küresel risklerin farkındayız tüm adımlarımızı buna göre atıyoruz"

Bakan Nebati konuşmasına şöyle devam etti: "KDV iadelerinin zamanında ödenmesi önceliklerimiz arasına aldık. Son 4 ayda hayata geçirdiklerimizle gerçekten bir çok sorunun üstesinden geldik. Enflasyonla mücadele konusunda denetimler yapmaya devam ediyoruz. İşyerinde usulsüzlük tespit edilenler ceza alıyor. Bizim kulaklarımız sizde, reel sektör olmaksızın adım atmıyoruz.İş dünyasının sorunlarını Cumhurbaşkanımız önderliğinde çözmeye devam edeceğiz. Savaşımız enflasyonla ilgili olacak. Enflasyon belasıyla mücadelede önemli adımlar atıyoruz. Kararlılıkla ortaya koyacağız. Küresel risklerin farkındayız tüm adımlarımızı buna göre atıyoruz. İş dünyası ile istişare altında olacağız. İş dünyasının fikirlerini asla kulak arkası etmeyeceğiz. Geçmiş 20 yılda elde ettiğimiz başarılar gelecek için başarıların teminatıdır. Tarihsel birikimimizi yarınlara taşıyarak dünyanın birçok sorunu aşmasını sağlayacak avantajlara sahibiz. Biz bu topraklara özümüze güven duyuyoruz. Yarına yön veren hedef ülke Türkiye olma yolunda karamsarlığa kapılmamız asla söz konusu olmayacaktır. Biz bu toprakların insanına tam bir inançla bağlıyız. Her zorlukta bir kolaylık vardır. İşler iyimserlikle bakılarak, alternatifler gözeterek çözülür. Karamsarlar yolumuzdan çekilsin. Yapıcı her türlü söz başımızın üstündedir".

Bakan Nebati: 'Enflasyonla mücadelede adımlarımızı kararlılıkla atmaya devam edeceğiz'

Toplantının açılış konuşmasını yapan İTO Başkanı Şekib Avdagiç ise ''Bizim ihtiyaç duyduğumuz en önemli şey; üretimin devamı, ticaret ve ihracatın aynı ivmeyle sürdürmesi için gerekli olan elverişli iklimin muhafaza edilmesidir. Bunu sağlayacak şartlar ise istihdam üzerindeki yüklerin indirilmesi, makul vergi oranları, hukuksal reformlar gibi unsurların yanı sıra enflasyonla mücadeledir. Bundan sonra tüm gücümüzle enflasyonla mücadeleye odaklanmalıyız’’ dedi.

Avdagiç: "Türkiye Modeli’ni destekliyoruz’’

Türkiye’nin bir tercihte bulunarak, ‘üretim, yatırım, istihdam ve ihracat’ odaklı bir ekonomik modeli uygulamaya soktuğunu hatırlatan Avdagiç, “Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu, Bakanımızın yolunu açtığı ‘Türkiye Modeli’, yüzlerce defa denenmişi yeniden denemeye odaklı reçetelerden farklı bir yaklaşım getiriyor. Biz de bu ekonomik modeli destekliyoruz. İnanıyoruz ki, Hükümetin uygulamaya soktuğu tedbirlerle Türkiye, bu küresel kriz sürecini en az zarar, hatta başarıyla atlatacaktır” dedi.

KDV indirimi talebi

İş dünyasının taleplerini de aktaran Avdagiç, ‘‘İstihdam konusu çok önemli. Bu konuda verilen teşvikler çok önemli. Sanayicinin beklentisi enflasyonla mücadelede girdi maliyetlerinin düşürülmesi. Son dönemde KDV konusunda çok önemli adımlar atıldı. Sağlık hizmetleri, yeme içme sektörü, optik sektörleri, KDV'nin yüzde 1'e düşürülmesini istiyorlar. Kamuyla iş yapan işletmelerimizin enflasyona oranlı olarak otomatik güncellenecek dinamik bir fiyat farkı kararnamesi beklentileri mevcut. Tasfiye hakkı için tamamlanma oranının yüzde 50’ye çekilmesi talep ediliyor. Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmalar sebebiyle üyelerimizin ve bu bölgede ticaret yapan firmalarımızın zorluklarının bir an evvel çözülmesi için desteklerinizi bekleniyor. İstanbul’daki sanayi tesislerinin; yeni teknoloji ile hat yenileme ve bu kapsamda kapasite artırma, yeşil mutabakata yönelik üretim araçlarında yapılacak yatırımlarının teşvik kapsamına alınması için desteğinizi talep ediyoruz’’ açıklamalarında bulundu.

Murat Ergin - Muhammed Fırat Aksoy

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.