POLİTİKA - 19 Ocak 2016 Salı 13:17

Bakan Ramazanoğlu: Çocuklarımızı internet kafelerden koruyacağız

A
A
A
Bakan Ramazanoğlu: Çocuklarımızı internet kafelerden koruyacağız

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Ramazanoğlu, yoksul ailelere ücretsiz internet paketi ile çocukları internet kafelerden koruyacaklarını belirterek, "Biz çocuklarımızı uyuşturucu, alkol, sigara üçgeninden uzak tutarak, o suça ulaşmamak adına onları uzak tutmamız lazım. Bunun için bu tehlikenin potansiyel yerleri olan kontrolsüz internet kafelerden, çocuklarımızı güvenlikli ev ortamında tutacağız” dedi.

 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Ramazanoğlu İstanbul’da düzenlenen “Genç Fikirler Güçlü Kadınlar Projesi”nin kapanış toplantısına katıldı.

“AİLEDE İŞGÜCÜ İHTİYACI VARSA EĞİTİMİ FEDA EDİLEN İLK KIZ ÇOCUK”

Toplantıda konuşan Bakan Ramazanoğlu, kızların okulda kalma sürelerine arttırmak için çalıştıklarını belirterek, “Türkiye’de kız çocuklarının ortalama okulda kalma süreleri 6.7 yıl. Yani kız çocukları ilk 4 yılı okuyorlar, ikinci 4 yılı tamamlayamadan okuldan ayrılmak zorunda kalıyorlar. Erkek çocukların okulda kalma süreleri ise yaklaşık 8.5 yıl. Erkek çocukları ikinci 4 yılı da bitiriyorlar. Kız çocuklarının okulu terk ediş nedenlerine baktığınızda en büyük neden ya ekonomik nedenler. Eğer aile içinde bir işgücü ihtiyacı olduğunda eğitimi feda edilen ilk çocuk, ailenin büyük kız çocuğu. Eğer aile kırsalda yaşıyorsa kız çocuğunu ikinci 4 yıl için ya bir ilçeye ya da bir ile yollamak zorunda. Orada yeterli yurt olmadığı için kız çocuğunu bırakacak bir yer yok. Ya aile kendisi göç edecek. Göç demek yeni bir fakirlik, işsizlik ve zor hayat demek. Aile ya bunu göze alıyor, ya da alamıyor kız çocuğunun eğitimi feda ediliyor” diye konuştu.

“KIZLARI OKULDA TUTTUĞUMUZ ZAMAN SOSYAL PROBLEMLERİ BİR ÇOĞUNU HALLETMİŞ OLUYORUZ”

Seçim kampanyası sırasında yanına yaklaşan bir babanın kızı için yurt istediğini anlatan Bakan Ramazanoğlu, “O babalar da eğer o kız çocuğu okumazsa başına gelecekleri biliyor. Çocuk gelinler, aile içi ensest, şiddet. Ben şunu gördüm babalar çok hassaslaşmışlar. Dedim ki bizim acilen kız yurtları yapmamız lazım. Bu kızlarımızı 12 yıl okulda tutmamız lazım. Bir kız çocuğu 7 yaşında okula başladığında artık liseyi bitirmiş iste üniversiteye devam eder, ister istihdama katılır. Üreten, ne istediğini yapmayı bilecek yaşa gelmiş olgun bir kadındır artık. Biz o kadını o yaşa kadar okulda tuttuğumuz zaman şu andaki sosyal problemlerin bir çoğunu orada halletmiş oluyoruz. Şu anda milli eğitim bakanlığı ile ortak araştırmalara devam ediyoruz. Butik kız yurtları yapmak istiyoruz. İçerisinde sanat atölyeleri, spor salonları, bilgisayar atölyeleri olacak. Sizler de hem sivil toplum, hem iş dünyası bu çocuklara ulaşabilecek” şeklinde konuştu.

“ÇOCUKLARIMIZI İNTERNET KAFELERDEN KORUYACAĞIZ”

Hükümetin çocuk ve kadınlara yönelik projelerini de bir bir anlatan Ramazanoğlu, yoksul ailelere ücretsiz internet sağlanacağına da vurguladı.
Projenin önümüzdeki günlerde yasalaşacağına dikkat çeken Ramazanoğlu, “Tespit ettiğimiz belli gelir altındaki ailelere ücretsiz internet erişim paketi sunuyoruz. Bu ailelerin çocuklarına bir şekilde tablet veriyoruz. Bu çerçevede çocukları internet kafelerden koruyacağız. ‘ben internete girmek istiyorum’ diye sokağa çıkan çocuklarımızı bekleyen en büyük tehlike özellikle varoşlarda sigara, uyuşturucu, alkol ve bu üçgenin arkasından gelen suça bulaşma. Her yıl 150 bin çocuğumuz yeni bir suça buluşuyormuş. Bunların yaşları 13-16 yaş arası. Bir kere suça bulaştıktan sonra ikinci suça bulaşması daha çabuk oluyor. Biz çocuklarımızı uyuşturucu, alkol, sigara üçgeninden uzak tutarak, o suça ulaşmamak adına onları uzak tutmamız lazım. Bunun için bu tehlikenin potansiyel yerleri olan kontrolsüz internet kafelerden, çocuklarımızı güvenlikli ev ortamında tutacağız” ifadelerini kullandı. 

MURAT HOROZ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Depremde yaşadıklarını unutmak için sanata yöneldi Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde evi yıkılan ve çok sayıda akrabasını kaybeden 3 çocuk annesi Nazan Taştan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak seramik ustası oldu. Asrın felaketinden önce özel okulda ve kurs merkezinde öğretmenlik yapan Nazan Taştan Yapıcı, depremde evi yıkılınca ailesiyle Mersin’e yerleşti. Bir yıl Mersin’de yaşadıktan sonra tekrar memleketi Adıyaman’a dönen Yapıcı, öğretmenlik yerine seramik ve çini sanatına yöneldi. Depremin acılarını unutmak için başlarda terapi amaçlı başladığı seramik ve çini sanatında ustalaşan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak atölye kurdu. Kendi elleriyle yaptığı eserlere şekil veren ve bunları vitrin ve raflara dizerek satışını yapan Yapıcı, bir taraftan da başka kadınlara bu sanatı öğretmeye başladı. Çocuk ve eğitim üzerine kitap da yazan Nazan Taştan Yapıcı’nın hayatı depremden sonra değişti. Öğretmenliği bırakıp sanata yönlendiğini söylendiğini söyleyen Nazan Taştan Yapıcı, "Deprem sürecinde öğretmenlik mesleğini icra ediyordum. Depremden sonra hepimizin bir çıkış yolu araması gibi Mersin’e gittik. Bir yıl oraya yerleştik. Çocuklarım vardı. Sonra bir yıldan sonra memlekete dönmek zorunda kaldık. Sonra dönünce seramik sanatıyla, çini sanatıyla, öğretmenlik mesleği arasında gidip geldim. Hatta bir sürede devam ettim öğretmenliğe. Ancak sonrasında sanatın daha ağır bastığını gördüm. Çünkü belki depremden sonra yaşadığım tramvaydı, o acılarla o üzüntülerle inanılmaz derece ruhumu rehabilite ediyordu. Bana çok iyi geliyordu çini ve seramikle uğraşmak. Ve neden olmasın ki dedim? Başkaları da neden faydalanmasın? Başkaları da neden iyi gelmesin? Bana iyi geldiyse başkalarına da iyi gelebilir diye düşündüm. Bunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verdim. Hali hazırda zaten gerekli eğitimleri almıştım. Ondan sonra işyeri açma kararı aldım. Çevremdeki insanların desteğiyle beraber. Sonra işyerini açtıktan sonra böyle güzel bir konseptimiz oldu. İnsanlar gelip burada isterlerse çini ve seramik yapabiliyorlar. Yardım isterlerse yardımcıda olabiliyorum veya ürün satın alıp götürebiliyorlar. Bende hem gelenlere yardımcı oluyorum, hem ürün yapıp satışını yapıyorum" dedi. Zozan Tümüç isimli vatandaş, "Sanatıyla da buluşturduğu eserleri görmek, böyle tanımak, iç detayını öğrenmek böyle bana çok şey kattı açıkçası. Buraya geldikten sonra bir çalışma yaptım. Bir bardak boyama yaptım. Bir de kendimce bir sevgi tabağı hazırladım. Kendi el emeğimle. Kendisi bu süreçte bana yardımcı oldu. Açıkçası çok keyif aldım. Tekrar da gelip yapmayı istiyorum. Fırsat buldukça ilk geldiğim yer açıkçası burası" diye konuştu.