POLİTİKA - 31 Ocak 2018 Çarşamba 12:30

Bakan Yılmaz: 'Yüksek öğretimde kızlar erkeklerden daha fazla'

A
A
A
Bakan Yılmaz: 'Yüksek öğretimde kızlar erkeklerden daha fazla'

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, eğitimde 4+4+4 reformu başladıktan sonra kızların yüksek öğretimde okullaşma oranın daha da arttığını belirterek, "Yüksek öğretimde okullaşma oranı 2001-2002’de yüzde 12, geçen yıl yüzde 44 oldu. Erkeklerin okullaşma oranı yüzde 40. Erkeklerden daha fazla yüksek öğretimde okullaşma oranı var kızlarda" dedi.

Özel Okullar Derneği tarafından bu yıl 17’ncisi düzenlenen Eğitim Sempozyumu Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde başladı. ‘Türkiye’de ve Dünyada Değerlendirme Sistemlerin Eğitime Etkisi’ başlığıyla düzenlenen toplantının açılışına katılan Bakan İsmet Yılmaz, bakanlık olarak eğitim çağındaki herkese kişilik yetenek ve kabiliyetlerini üst düzeyde geliştirmeleri için fırsat eşitliği temelinde eğitim vermeye çalıştıklarını kaydetti.

İleti becerisi yüksek, takım çalışmasına uyumlu eleştirel ve analitik düşünceye sahip kişiler yetiştirmeyi amaçladıklarının altını çizen Bakan Yılmaz, bu amaca uygun eğitim aynı zamanda ülkenin bilgi ekonomisine geçişi için de gerekli beşeri sermayeyi yapılandıracağını belirtti. Eğitimin Türkiye’de demokrasinin gelişmesi ve kökleşmesi için gerekli olduğunu dile getiren Bakan İsmet Yılmaz "Bu dönemde en büyük yatırımı eğitime yaptık, 2002 yılında milli gelirden eğitime ayrılan miktar 2.9’du, OECD ülkelerini ortalaması yüzde 5.2, Türkiye’nin bugün eğitime ayırdığı pay yüzde 6.2. 2002 yılında toplam eğitime ayrılan miktar 10.5 milyar bile değil, bu yıl 134 milyar 727 milyon lirayı eğitime ayırıyoruz. Merkezi hükümet bütçesinin yüzde 18’inden fazladır. Bu bütçe ile toplumun tüm kesimlerini içine alan örgün ve yaygın eğitim hizmetleri yerine getiriyoruz. Bu yıl 65 bin 793 okulda, 1 milyon 61 bin 989 öğretmenimizle 18 milyon öğrencimize eğitim veriyoruz. Kaliteli eğitim için eğitim alt yapısının tamamlanması gerekir. Bunu yapmadan nitelikli ve kaliteli eğitimden söz edemeyiz" diye konuştu.

"15 yılda 584 bin atama gerçekleştirdik"

Zorunlu eğitim süresini 8 yıldan 12 yıla çıkardıklarını ve öğretmene en büyük yatırımı yaptıklarının altını çizen Bakan Yılmaz "2003 yılından bu yana 584 bin 288 öğretmen ataması gerçekleştirdik. Bakanlığımıza bağlı eğitim kurumlarında 904 bin 679 öğretmen görev yapıyor. Kamunun 3 milyon memurunun 1 milyondan fazlası bakanlığımızda. Öğretmen norm kadro doluluk oranını birbirine yaklaştırdık" dedi.

"58 bin dersliğe ihtiyacımız var"

Kaliteli eğitim için tamamlanması gereken alt yapılardan birinin derslik olduğunu işaret eden Yılmaz, "Bu kapsamda derslik başına düşen öğrenci sayısını azaltmak ve ikili eğitime son vererek, tüm okullarımızda tam gün eğitime geçmek istiyoruz. Yeni okul ve derslik yapıyoruz. 2003 yılından bu yana 282 bin 166 derslik yaptık, derslik başına düşen öğrenci sayısı 36’dan 24’e düştü. Orta öğretimse 30’dan 23’e düştü. İkili eğitime 2019 yılı sonuna kadar son vermek istiyoruz. Bunun için 58 bin dersliğe ihtiyacımız var. Şuan 40 binin üzerinde derslik yapılıyor. Devlet-millet işbirliği ile en kısa zamanda 58 bin dersliği tamamladığımıza 2019 yılı sonuna ikili eğitme son vereceğiz ki eğitimin kalitesini biraz daha arttıralım" ifadelerine yer verdi.

"Fatih Projesi"

Daha kaliteli eğitim için teknolojinin eğitimle buluşturulması gerektiğini belirten Bakan Yılmaz "Fatih projesi kapsamında 1 milyon 437 binin üzerindeki öğrenci ve öğretmene tablet bilgisayar dağıttık. 432 bin etkileşimli tahta kurduk. 15 bin 103 okulda 1 milyondan fazla uç kurulumu yapıldı. Önümüzdeki dönemde özel okul, ilkokul, mesleki okullar Fatih Projesi kapsamına alacağız" diye konuştu.

"51 dersin programını güncelledik"

Kaliteli eğitim için yapılması gerekenlerden birinin müfredat değişikliği olduğunu kaydeden Yılmaz "Müfredatın güncellenmesi, programların çağın ihtiyaçlarını cevap vermesi gerekir. Öğretim programlarının geliştirilmesi ve güncellenmesi gereklidir. Konu ve kavram bütünlüğü çerçevesinde 51 dersin programını güncelledik. Öğretim programlarının güncellenmesi, sadeleştirme, okuldaki öğrendiklerini günlük hayta uygulayabilme, değerler eğitimine yer verme, analitik düşünme yeteneğini hızlandırma olarak tanımlanabilir" ifadelerine yer verdi.

"Okul öncesi öğretimde okullaşma oranını yüzde 75'e çıkardık"

Avrupa ile Türkiye’nin eğitim göstergeleri arasında fazla fark olmadığını dile getiren Bakan Yılmaz, "Yüksek öğretimde en fazla öğrencisi olan ülke Avrupa’da Rusya’dan sonra Türkiye ikincidir. Ama oran bakımından Avrupa ülkelerinden ilerideyiz. Ama Avrupa’dan okul öncesi öğretimde geriyiz. Geçen yıl 5 yal için okullaşma oranı ülkemizde yüzde 75’e yükselttik" dedi.

"Kızların yüksek öğretimde okullaşma oranı erkeklerden fazla"

Bakan Yılmaz, okul sütü ve kuru üzümden 6 milyon öğrencinin faydalandığını bildirdi.
2002 yılında 15 yaş üzeri okur yazar oranı yüzde 85.1’ken, bu rakamın yüzde 95’e yükseldiğini kaydeden Bakan Yılmaz, "Genel okullaşma oranı yüzde 62’den yüzde 82.54’e yükseldi. Kızlarımızın okullaşma oranı 2001-2002 yılında net okullaşma oranı orta öğretim lisede yüzde 42’di, geçen yıl yüzde 82. Erkeklerinde yüzdesi aynı. Yüksek öğretimde okullaşma oranı 2001-2002’de yüzde 12, geçen yıl yüzde 44 oldu. Erkeklerin okullaşma oranı yüzde 40. Erkeklerden daha fazla yüksek öğretimde okullaşma oranı var kızlarda. Bu 4+4+4 reformu başladıktan sonra kızların okullaşma oranı daha da artmıştır" ifadelerini kullandı.

"Sistemdeki payı yüzde 8"

Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Dal, özel okulların eğitim sistemindeki payının yüzde 8’lere ulaştığını kaydetti. Dal, 1 milyon 200 bin öğrencinin okullarında okuduğunu ve 124 bin öğretmenin istihdam edildiğini belirtti. Özel okulların payının sektörde arttırılması gerektiğini işaret eden Dal, böylelikle devletin omuzlarındaki yükün azaltılmasının sağlanacağını vurguladı.
Konuşmaların ardından Nurulllah Dal, Bakan Yılmaz'a plaket takdim etti. 

İsa Akar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasında Semerci istikrarı Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Köksal Semerci, üyelere sağlanan imkanlarının devamlılığı ve Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasındaki 3 dönemlik istikrarı sürdürmek için yönetimiyle birlikte yeniden göreve talip olduklarını belirtti. Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasında 3 dönemi geride bırakan Başkan Köksal Semerci ve yönetimi, 11 Ocak 2026 tarihinde mülkiyeti Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasına ait olan eski adıyla Vera Düğün Salonunda yapılacak olan seçim de 4. dönem için 3 bin 86 üyesi ile seçime hazır olduklarını belirtti. 1984-2003 yılları arasında Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasında Muhasebe Müdürü ve Genel Sekreter, 2014 yılından bu yana ise başkanlık görevine devam eden Başkan Köksal Semerci, aynı zamanda Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ile Denizli Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi Başkan Yardımcılığı görevlerini de görevlerini başarıya sürdürüyor. Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Köksal Semerci, taksici, minibüsçü, nakliyeci, kamyoncu, kurye, araç kiralama ve galericilik yapan 3 bin 86 oda üyesinden 4 dönem için tam destek aldıklarını belirtti. Üyeleri tarafından sevilen, oda yöneticiliğin her biriminde görev yapmış olan Başkan Köksal Semerci, aynı zamanda yürüttüğü Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi Başkan Yardımcılığı ile Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği görevleri ile oda üyelerinin temsil yetkisi haklarını elinde bulundurduklarını, bundan önce olduğu gibi bundan sonra ki dönemde de tüm üyelerinin haklarını korumak ve en iyi şekilde temsil etmek için gayret edeceklerini kaydetti. Üyelere sağlanan imkanlarının devamlılığı, Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasının gücünü kaybetmemesi için yeni döneme aday oldukları ifade eden Başkan Semerci, 11 Ocak 2026 tarihinde Vera Düğün Salonunda yapılacak olan genel kurula tüm üyelerini beklediklerini ifade etti.
Adana HAVAMAŞ, 2026 için hazır 2025 yılında 1 milyon 200 bin yolcuyu havalimanına taşıyan HAVAMAŞ’ın, 2026 yılı içinde yeni destinasyonlar ve yeni araç filosuyla güvenle hizmet vermeye devam edeceği belirtildi. Türkiye’nin gökyüzüne açılan 58. kapısı olan Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın yolcu taşımacılığını yapan HAVAMAŞ, modern araç filosu, deneyimli sürücü kadrosu ve yolcu güvenliğini önceleyen hizmet anlayışıyla faaliyetlerini sürdürüyor. 2025 yılında yaklaşık 1 milyon 200 bin yolcuyu Adana, Mersin, Niğde, Nevşehir, Osmaniye ve Hatay’dan güvenle Çukurova Uluslararası Havalimanı’na taşıyan firma, 2026 yılında da yeni araç filosuyla güvenle hizmet vermeye devam edecek. "Çukurova ilçesinden artık HAVAMAŞ otobüslerimiz hareket edecek" Konuyla ilgili HAVAMAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Polat, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Polat, "2025 yılı bizler için iyi geçti. Ticari taksilerimiz, VIP araçlarımız ve otobüslerimiz ile hizmet vermekteyiz. 2026 yılı için hem yeni araçları destinasyonlarımıza ekleyeceğiz. Adana’nın Çukurova ilçesinden de artık HAVAMAŞ otobüslerimiz hareket edecek. Güzergah başvurularımız yapıldı. Birkaç tanesi onaylandı. Zamanla geri kalan destinasyonlar da onaylanacak ve vatandaşlarımız artık daha çabuk havalimanına ulaşacak" ifadelerini kullandı. Ayrıca Polat, https://havamas.com/ adresinden yolcuların kolaylıkla bilet alıp belirtilen saatte, belirtilen durakta olmasının yeterli olacağını, ayrıca havalimanı içerisindeki KİOSK’lar aracılığıyla da kolaylıkla biletlerini alabileceklerini belirtti.
İstanbul Yanlış kanın telafisi yok: Uzmanlardan sıfır hata uyarısı ‘Damardan Damara Kan Transfüzyonu’ konferansı, İstanbul’da gerçekleştirildi. Kanın tek kaynağının insan olduğunun vurgulandığı konferansta; gönüllü kan bağışı, hasta kanı yönetimi ve transfüzyon güvenliği ele alındı. Kan transfüzyonunun hayati önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Damardan Damara Kan Transfüzyonu" konferansı, BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi’nde gerçekleştirildi. Alanında uzman hekimler, hemşireler ve sağlık teknikerlerinin katıldığı konferansta, kanın akılcı kullanımı ve yanlış transfüzyonun geri dönüşü olmayan sonuçları vurgulandı. Konferansa; Prof. Dr. Mustafa Zahir Bakıcı, Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Uzun, Dr. Öğr. Üyesi ve Başhekim Ajlan Kasabalıgil, Uzm. Dr. İlhan Birinci ile çok sayıda hemşire ve sağlık teknikeri katıldı. "Kanın tek kaynağı insan" Türkiye Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hülya Bilgen, ameliyatlardan organ nakillerine kadar sağlık hizmetlerinin her aşamasında kana ihtiyaç duyulduğunu belirterek gönüllü ve karşılıksız kan bağışının önemine dikkat çekti. "Bu konuda tek kaynak insan. Bu yüzden kan bağışı çok önemli. Herkesi gönüllü ve karşılıksız şekilde kan bağışçısı olmaya davet ediyoruz" dedi. "Hasta kanı yönetimi hayat kurtarıyor" Dr. Bilgen, kanın gereksiz ve kontrolsüz kullanımının ciddi riskler taşıdığını belirterek bireylerin kendi kan değerlerini takip etmesinin ve hastanelerde hasta kanı yönetimi anlayışının benimsenmesinin hayati önem taşıdığını ifade etti. Bilgen, "Kimse kansız gezmemeli. Kan sayımı yapılmalı, eksiklikler tedavi edilmeli. Böylece ihtiyaç halinde başka birinin kanına bağımlılık azalır" uyarısında bulundu. "Yanlış kanın telafisi yok" Transfüzyon süreçlerinde sıfır hata ilkesinin altını çizen Bilgen, yanlış kan verilmesinin ölümcül sonuçlara yol açabileceğini söyledi. Bilgen, "Yanlış kanın geri dönüşü olmaz. Bu nedenle transfüzyon, sıfır hatayla yürütülmesi gereken en riskli alanlardan biridir" diyerek sözlerini sonlandırdı.
Erzurum Meteorolojiden bölge için kuvvetli yağış, rüzgar, buzlanma ve çığ uyarısı Meteoroloji uzmanları, Erzurum ve bölge için kuvvetli yağış, rüzgar, buzlanma, don ve çığ uyarısında bulundu. Bölge genelinde havanın çok bulutlu, aralıklı kar yağışlı geçeceği, yağışların, Erzurum’un güney kesimleri ile Erzincan ve çevrelerinde kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Buzlanma ve don olayı görülmesi bekleniyor. Rüzgarın güney ve güneydoğu yönlerinden hafif ve orta kuvvette, yer yer kuvvetli ve kısa süreli fırtına(40-70 km/saat) şeklinde esmesi bekleniyor. Erzurum’da kuvvetli yağış var Uzmanlar kuvvetli yağış uyarısında bulunarak, "Bölgemiz genelinde beklenen yağışların sabah saatlerinden itibaren Erzincan ve çevresinde, öğleden sonra Erzurum’ un güney kesimlerinde kuvvetli kar yağışı (5-20 cm.) şeklinde görüleceği tahmin edildiğinden meydana gelebilecek (ulaşımda aksamalar, buzlanma ve don olayı, tipi, çığ tehlikesi vb.) olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır" denildi. Kuvvetli rüzgâr uyarısı Bölge genelinde rüzgarın, güney ve güneydoğu yönlerinden kuvvetli ve kısa süreli fırtına (40-70 km/saat) şeklinde esmesi beklendiğinden yaşanabilecek (ulaşımda aksamalar, çatı uçması, ağaç devrilmesi, soba ve doğalgaz kaynaklı baca gazı zehirlenmesi ile yüksek kesimlerde tipi vb.) olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması çağrısı yapıldı. Buzlanma ve don olayı ikazı Bölge genelinde buzlanma ve don olayı beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, "Bölgemizde yüksek kar örtüsü bulunan dik ve eğimli yamaçlarda çığ tehlikesi bulunduğundan yetkililerin ve vatandaşlarımızın dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir" denildi.
Adana Ekonominin lokomotifi inşaat sektörü 2026’dan umutlu Bu yıl zorlu bir süreçten geçen inşaat sektörünün 2026’ya umutla baktığını belirten DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu,"2026 yılından beklentilerimiz çok büyük, faizlerin düşmesiyle birlikte konuta ulaşım daha da kolaylaşacak. 2025’teki fahiş fiyatların 2026’da olacağını düşünmüyoruz" dedi. İnşaat sektörü, hazır beton, demir-çelik, çimento, seramik ve lojistikten mobilyaya kadar birçok yan sektörü besleyen lokomotif alanlar arasında yer alıyor. Bu nedenle sektördeki durgunluk, tedarik zincirindeki esnaf ve çalışanları da doğrudan etkiliyor. Son dönemde özellikle hazır beton ve diğer temel girdilerdeki maliyet artışları projelerin hesaplarını zorlaştırırken, finansmana erişimdeki sıkıntılar da yeni yatırımların hızını düşürdü. Sektör temsilcileri, rekabetin artması ve fiyatların daha öngörülebilir hale gelmesinin 2026’da üretimi yeniden canlandıracağını belirtiyor. "TOKİ konutlarının inşaatı, sektörümüze can simidi gibi gelmiştir" "Konuyla ilgili genel merkezi Adana’da bulunan Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Karslıoğlu, "2025 yılı sektörümüz adına zor geçti. Maalesef üzülerek söylüyorum ki sektörümüzü sadece deprem konutları canlandırdı. TOKİ konutlarının inşaatı, sektörümüze can simidi gibi gelmiştir. Ancak yap-sat işletmeleri için bu yıl biraz buruk geçmiştir" ifadelerini kullandı. "2026, 2025’ten daha güzel geçecek" Enflasyonun gerilemesi ve faiz oranlarının düşmesiyle birlikte 2026 yılından umutlu olduklarını belirten Karslıoğlu, "2025 yılında yerel yönetimlerin imar konusundaki başarısızlıkları, inşaat maliyetindeki girdilerin hızlıca artması, beton kartelinin devam etmesi sektörü zorladı. 2026 yılından beklentilerimiz çok büyük. Faizlerin düşmesiyle birlikte konuta ulaşım daha da kolaylaşacak ve TOKİ’nin 500 bin konut hamlesi sektöre canlılık katacak. Yerel yönetimlerden de baskılarımız neticesinde imar konusunda olumlu hareketler bekliyoruz. İnşallah 2026, 2025’den daha güzel geçecek" diye konuştu. "Fiyatların yerinde seyredeceğini bekliyoruz" 2026 yılında ev fiyatlarında fahiş bir fiyat artışı beklemediklerini anlatan Mustafa Karslıoğlu, "Hükumetimiz enflasyonu baskıladı. Artık fiyatları istikrarlı gidiyor. 2025’teki fahiş fiyatların 2026’da olacağını düşünmüyoruz. Ekonomik programdaki gidişat artık seyir halini aldı. Fiyatların yerinde seyredeceğini bekliyoruz. Ancak beton karteline hükumetimizin ve rekabet kurumunun el atması gerekiyor" şeklinde konuştu. "Sektöre verilen zarar çok büyük" Beton fiyatlarının inşaat maliyetlerini arttırdığına, beton kartelinin fiyatlarda istediği gibi oynama yaptığına dikkat çeken DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, daha sonra şunları söyledi: "İnşaat sektörü 2026 yılında beton kartelinin bitmesini istiyor. Yolumuza bu şekilde devam etmesini istiyoruz. Faizlerin de biraz daha aşağı çekilmesiyle kamu bankalarının konut faiz oranlarını düşürüp sektöre can suyu olmasını bekliyoruz. Şu anda beton kartelinin her an ne yapacağını kimse kestiremiyor. Beton dökmeye mecbur olduğun için bugün aldığın fiyat 2 gün sonra yükselmiş olabiliyor. Beton kartelinin inşaat sektörüne verdiği zararı rakamlarla, kelimelerle ifade etmek mümkün değil."