ASAYİŞ - 02 Mart 2015 Pazartesi 22:56

Baransu neden tutuklandı? İşte cevabı

A
A
A
Baransu neden tutuklandı? İşte cevabı

Balyoz davasında yargılanan bazı sanıklara ‘kumpas’ kurulduğu iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, gazeteci Mehmet Baransu Nöbetçi 5. Sulh Ceza Hakimliğindeki sorgusunun ardından, “devletin güvenliğine ilişkin gizli bilgileri temin etme” suçlamasıyla tutuklandı.

Balyoz davasında kumpas iddialarına ilişkin soruşturmada tutuklanan Mehmet Baransu'nun ifade tutanağında yer alan Genelkurmay’ın yazısı ve Ergin Saygun’un ifadeleri dikkat çekti. 

Baransu’nun sorgu tutanağına giren Genelkurmay yazısında “Belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda Balyoz, Suga, Çarşaf vb. isimlerle hazırlanmış olanlar TSK’ya ait belgeler değildir” ifadelerine yer verildi. İfade tutanağında Ergin Saygun’un “Çalınan CD’lerdeki gizli bilgilerin Yunanistan’ın eline geçtiği” şeklindeki ifadeler dikkat çekti. 

Balyoz davasında yargılanan bazı sanıklara ‘kumpas’ kurulduğu iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, gazeteci Mehmet Baransu Nöbetçi 5. Sulh Ceza Hakimliğindeki sorgusunun ardından, “devletin güvenliğine ilişkin gizli bilgileri temin etme” suçlamasıyla tutuklandı.

Baransu’ya emniyetteki sorgusunda Emekli Orgeneral Ergin Saygun’un soruşturma kapsamında Aralık 2014 tarihinde müşteki sıfatıyla verdiği ifadeler de soruldu. Saygun’un, ifadesinin şu bölümleri Baransu’ya sorgu tutanağında şöyle yer aldı:

“3. Kolordu Komutanı iken, 3-5 Mart 2013’te 1. Ordu’da yapılan Plan Semineri sırasında bir savaş durumunda Yunanistan’a karşı icra edilecek harekat planlarını da sözlü olarak anlattım. 1. Ordu Komutanlığı Harekat Başkanlığı Plan Harekat Şubesi’ndeki Plan Odasında bulunması gereken ve Mehmet Baransu tarafından, Taraf Gazetesi’nde yapılan yayınlar üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim edilen 19 adet CD’nin 16 adeti gerçek olup askeri bilgiler ihtiva etmektedir. Bu bilgiler arasında Egemen Harekat Planı ve ekleri de bulunmaktadır. Çalınan CD’lerdeki gizli bilgiler, Yunanistan’ın eline geçmesinden dolayı, Yunan basını da harekat planı ile ilgili değerlendirmeler yapmıştır. Ordunun savaş durumunda asıl taarruzunun olacağını değerlendirdikleri Karaağaç Bölgesi’nde harekatı imkansız hale getirmek için, kaçak göçmenleri bahane ederek hendekler kazmıştır. Mehmet Baransu tarafından savcılığa teslim edilen seminer ses kayıtları savaş durumundaki kara harekatı ile ilgili takdimin tamamını kapsamamaktadır. Savcılıktan gizlenen ve nerede olduğu bilinmeyen kayıtla ilgili savaş durumunda uygulanacak çok gizli stratejiler yer almaktadır.”

“SES KAYDINI NEDEN TESLİM ETMEDİN?”

Saygun’un bu ifadeleri doğrultusunda Baransu’ya, “Bavul içinde 10 adet seminer ses kaydının da bulunduğu kasetleri teslim ettiğini belirtiyorsunuz. Ses kasetleri üzerinde 1/10’dan 10/10’a kadar numaralandırılmıştır. Ses kasetinin üzerinde sıralama gereğince 1/6 yazılı olması gereken ve içinde Ergin Saygun’un, Egemen Hareket Planı’na ilişkin devletin güvenliğini ve askeri yaraları için ‘Çok Gizli’ bilgileri barındıran ses kaydını niçin savcılığa teslim etmediniz?” diye soruldu.
Kasetlere herhangi bir surette müdahale etmediğini öne süren Baransu, “Egemen planı adı altında hükümeti yıkmaya yönelik eylemler yapıldığı tespit edildi. Saygun’un ses kayıtlarına bakıldığında hükümeti düşürmeye yönelik bir hareket olduğu planlama yapıldığı görülecektir” dedi.

“BALYOZ, SUGA, ÇARŞAF İSİMLERİYLE HAZIRLANAN BELGELER TSK’YA AİT DEĞİLDİR”

Genelkurmay’ın, savcılığın ‘Soruşturma kapsamında Mehmet Baransu tarafından savcılığa teslim edilen belgeler arasında gizli belge olup olmadığı’ şeklindeki sorusuna verdiği yanıtta Baransu’ya sorulan sorular arasında yer aldı.
Genelkurmay’dan “Belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda Balyoz, Suga, Çarşaf vb. isimlerle hazırlanmış olanlar TSK’ya ait belgeler değildir” ifadeleri sorgu tutanağına yansıdı.

“DEVLETİN SAVAŞ HAZIRLIKLARINI, TEHLİKEYE SOKABİLECEK NİTELİKTE”

Genelkurmay’ın savcılığın sorusuna verdiği yanıtta ayrıca şu çarpıcı ifadeler yer aldı: “CD’lerde yer alan açık ismi Egemen Harekat Planı olan Ertuğrul Harekat Planının yenisinin meydana getirilmesi nedeniyle 18 Aralık 2008 tarihinde imha edildiği, imha edilen bu harekat planının ‘Çok Gizli’ gizlilik derecesinde olduğunun tespit edilmiş ve harekat planındaki bilgilerin devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken ve ifşası halinde devletin savaş hazırlıklarını, askeri hareketlerini tehlikeye sokabilecek nitelikte olduğu değerlendirilmiştir.”
Genelkurmay’dan gönderilen cevabi yazıda, belgeler arasında 118 adet ‘çok gizli’ belge olduğu da vurgulandı.

"BELGELERİ KİMDEN, NE ZAMAN, NEREDE ALDIN?"

Emniyet sorgusunda Baransu’ya Balyoz haberlerine konu olan belgeleri kimin verdiği de soruldu. Taraf Gazetesi’ne giderken yolda gördüğü bir kişinin, kendisine bir haber için görüşmek istediğini söylemesi üzerine görüştüğünü ve belgeleri verdiğini öne süren Baransu, bu kişinin kendisini emekli asker olarak tanıttığını söyledi.

Belgelerin orijinalini imha etmediklerini belirten Baransu, söz konusu belgeleri o dönem İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Turan Çolakkadı’ya teslim ettiğini belirtti.

“UZUN ZAMAN OLDU HATIRLAMIYORUM”

Emniyet sorusunda ‘Bunları kim ya da kimlerden hangi tarihte teslim aldınız?’ sorusunu yöneltilen Baransu bu soruya, ‘Bu belgeleri bir kişiden aldım, uzun zaman oldu tam tarihini hatırlamıyorum’ diye yanıt verdi. Baransu bu kişiyle Taraf Gazetesi’ne yakın bir yerde görüştüğünü söyledi. Sorguda ‘Çok gizli belgeleri gazetede kimlerle incelediniz?’ sorusu da yöneltildi. Baransu, belgeleri Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur, Kurtuluş Tayiz ile birlikte incelediklerini belirtti.

“SAHTE VERİLERİ SİZ Mİ ÜRETTİNİZ?”

Baransu, devletin askeri hareketini tehlikeye sokacak belgelerin yayınlanmadığını da belirtti. Balyoz davası kapsamında hazırlanan son bilirkişi raporunda dijital verilerin sahte olduğu yönünde rapor verildiği hatırlatılarak, “Bu sahte dijital verileri siz mi ürettiniz?” diye soruldu. Mehmet Baransu, “Hayır. İddia edildiği gibi ‘sahte dijital verileri’ ben ürettiysem orijinal hallerini neden savcılığa vereyim” diye yanıt verdi.

“O BELGELERDE SAVAŞ PLANLARI VARDI”

Polislerin “Hangi gizli ya da çok gizli belgelerin çıktısını aldınız? Bu işlemi kimlerle birlikte yaptınız?” sorusuna Baransu, “Biz Türkiye Cumhuriyeti askeri hareketlerini tehlikeye sokabilecek hiçbir belgenin çıktısını almadık, haber yapmadık. Bavul içerisinde bana teslim edilen belgeler arasında buna benzer belgeler, savaş planları vardı. Belgeleri teslim ettiğimiz tarih olan Ocak 2010’dan beri herhangi bir belgenin kamuoyuna yansımaması bu işi ne kadar ciddi ve duyarlı yaptığımızın kanıtıdır” dedi. 

BAŞAK AKBULUT - YUSUF MELİKOĞLU

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Vali Ustaoğlu Karesili Muhtarlarla Buluştu Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Balıkesir’in Karesi İlçesi’ne bağlı mahalle muhtarları ile bir araya geldi. Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi Toplantı Salonunda gerçekleştirilen toplantıya Vali İsmail Ustaoğlu’nun yanı sıra İl Jandarma Komutanı Tümg. Nurettin Alkan, Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş, İl Emniyet Müdürü Hasan Yiğit, Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık, kurumların bölge ve il müdürleri, muhtarlar ve ilgililer katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantının açılış konuşmasını yapan Karesi Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş yapılan ve planlanan çalışmalar ile ilgili bilgi verdi. Toplantıda konuşan Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık da önemli paydaşları olan muhtarlarla belediye olarak işbirliği içinde çalışmalara devam edeceklerine değindi. Toplantının devamında J.Yrb. Samet Ali Kılıçoğlu İl Jandarma Komutanlığınca yürütülen çalışmalar, polis memuru Ayşegül Bayındır ise İl Emniyet Müdürlüğünce yürütülen çalışmalar ilgili sunum yaptılar. Ustaoğlu, “Muhtarlar Devletin Gören Gözüdür” Toplantının sonunda değerlendirmede bulunan Vali İsmail Ustaoğlu, muhtarlık kurumunun devletle vatandaş arasında bir köprü olduğuna vurgu yaptı. Ustaoğlu, “Muhtarlık müessesesi çok önemli bir konumdadır. Vatandaşla devlet arasında adeta bir köprü vazifesi görmektedir. Muhtarlarımızın devletimizin gören gözü, işiten kulağı ve merhametli elidir.” diye konuştu. Toplantıda yapılan sunumlarda bilgi verilen konulara değinen Vali İsmail Ustaoğlu telefon dolandırıcılığına karşı özellikle yaşlı vatandaşların uyarılması konusunda muhtarlardan destek beklediğini söyledi. Vali Ustaoğlu vatandaşların gerekirse tek tek ziyaret edilerek bu dolandırıcılık yönteminin anlatılmasını, gerekli uyarıların yapılmasını dile getirdi. Uyuşturucuyla mücadele noktasında da muhtarlardan destek beklediğini ifade eden Ustaoğlu, kurumlarla işbirliği içerisinde olarak zehir tacirlerine geçit verilmemesi için çalışmaların hassasiyetle yürütülmeye devam edeceğini belirtti. Değerlendirmede havaların ısınmaya başlaması ile birlikte yangın riskinin arttığını dile getiren Vali Ustaoğlu, muhtarların vatandaşlara hatırlatmalarda bulunmasını istedi. En ufak bir yangın durumunda vatandaşların ivedi olarak ilgili birimleri bilgilendirmesine yönelik duyarlılığın büyük yangınların önüne geçilmesine önemli katkı sağladığını sözlerine ekledi. Görevlerine yeni seçilen muhtarlara hayırlı olması temenni eden Vali Ustaoğlu, devam eden muhtarlara da çalışmalarında başarılar diledi.
Hatay 5 milyon euroluk Avrupa Birliği projesi deprem bölgesinde tanıtıldı Deprem bölgesinde ekonomik kalkınmanın öncüsü olan Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum Projesi çerçevesinde; Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de hızlandırma hibe programını tanıttı. Asrın felaketinde hasara uğrayan deprem bölgesinin yeniden ayağa kalkması için yürütülen çalışmalar devam ediyor. Deprem bölgesinde en büyük hasarı alan illerden olan; Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın ekonomik anlamda değer kazanmasına öncülük eden Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) bölgedeki faaliyetlerini sürdürüyor. Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum (SEECO) Projesi; kapsamında DOĞAKA öncülüğünde Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da hızlandırma hibe programı tanıtıldı. SEECO Projesi kapsamında ilan edilen Hızlandırma Hibe Programı’nın açılış ve tanıtım toplantısı potansiyel faydalanıcılar ve kamu kurumlarının temsilcileri ile Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde gerçekleştirildi. Toplantıda katılımcılar, SEECO projesi hakkında bilgilendirildi. SEECO projesi; Avrupa Birliği’nin FRIT (Türkiye’deki Mülteciler için AB Mali Yardım Aracı) Programı kapsamında, Dünya Bankası ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmekte olan bir çalışma. SEECO Projesinin amacı, sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunarak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturulması. Toplam bütçesi 5 milyon euro olan hibe programı kapsamında, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde KOBİ’lere yönelik ve en az 1 yıl önce kurulmuş şahıs işletmelerine, şirketlere ve kooperatif işletmelerine, KDV hariç 3 bin ile 25 bin Avro arasında hibe desteği sağlanması amaçlanıyor. SEECO projesi çerçevesinde başlayacak olan ‘Hızlandırma Hibe Programı’ için son başvuru tarihi 17 Mayıs 2024 olarak açıklandı.
Manisa Özgür Özel’den milliyetçilik vurgusu Manisa’nın Kula ilçesinde halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’daki ziyaretlerinin üçüncü ve son durağı olan Kula ilçesinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Özel, partisinin Kula ilçe başkanlığını ve Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’i ziyaret ettikten sonra Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında otobüs üzerinden halka hitap etti. "Atatürk’ün iki emanetine gözümüz gibi bakacağız" Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında halka seslenen Özel, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa’da hem büyükşehiri hem merkez ilçeleri hem 15 ilçeyi kazanıp bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla büyük bir onur ve gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok bu başarı sadece CHP’ye ait değildir. Öyle yaparsak büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı Kula ittifakının başarısıdır. Herkesin katkısının farkındayız. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hikmet Başkanımız belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de Kula’ya destek için ne gerekiyorsa Mansur Yavaş’sa Mansur Yavaş’tan, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu’ndan her türlü destek. Biz bu seçimlerde bir zafer kazanmadık. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevi aldık. BU görev partizanca bir görev değildi. CHP herhangi bir parti değildir. BU parti Cumhuriyeti kim kurduysa, bu memleketi kimler kurtardıysa onların kurduğu bir partidir. BU parti baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğarız, orada büyürüz. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır, bacası tütmekte, çorbası kaynamaktadır. O bacayı tüttürenler CHP’lilerdir. BU baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Burası hepimizin. Burası dedemizin, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkınca gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, başımız sıkışırsak gideceğimiz yer baba evidir. Kimse size şimdiye kadar neredeydiniz demez. Kim Atatürk’ü seviyor, kim bayrağını, ülkesini seviyorsa biz de onu seviyoruz. Kim ki İstiklal Marşı çalarken ağlayan filenin sultanlarıyla ağlıyor, kim ki milli takım gol attığında havalara sıçtırıyorsa onlarla birlikteyiz. Biz kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farındayız. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik var. Çifti, esnaf perişan, emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile. Kira versin aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke oluşturdular. Onun için mücadele verip halkın iktidarı kurmak, tekrar Atatürk’ün cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlamak, uygulamak, işsizliği, yoksulluğu bitirmek, emeklinin yüzünü güldürmek, çiftçiyi milletin efendisi yapmak için hep birlikte çalışacağız. Birileri kavga etmemizi istiyor. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız, kimlik siyaseti oyunlarına gelmeyeceğiz. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup onu dile getirip çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki ‘Gel benimle kavga et’ ben kavga edeceksem, çiftçinin, emeklinin, yoksulun kavgasını edeceğiz. Millet bizden kavga istemiyor. Millet, oturun, çalışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler olup iktidar olana kadar ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonun kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün iki emaneti olan hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de partimize gözümüz gibi bakacağız" dedi. "Milliyetçilik oyununa gelmeyiz" "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım" şeklinde konuşmasına devam eden Özel, "Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ülkeyi Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de, işsizine de sahip çıkana kadar, emekliler hakkını alana kadar önce muhalefet mücadele edeceğiz sonra iktidarda hepsinin yüzünü güldüreceğiz. Bize oy verenleri pişman etmeyeceğiz, oy vermeyenlerin de gönlünü kazanacağız. ‘Keşke ben de verseydim’ dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde onların altında Kula’da yüzde 50’nin üzerine getirdiysek, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak hep birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı, Ferdi Başkan kazandı Manisa Kazandı. Türkiye İttifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin genel başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum, sen çalış biz arkandayım. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum, Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum sizleri de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.
Hakkari Engelli çift, inşaatını bitiremedikleri evleri için destek bekliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, temelini geçen sene attıkları evlerini tamamlamak için yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Yüksekova’ya bağlı Çevreli Küme Evleri’nde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, 2022 yılında dünya evine girdi. Bedensel engelli olan ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat süren çift, kendilerine bir ev inşa etmek istedi. Geçen sene arsalarının üzerine temel atan çift, maddi imkansızlıklar yüzünden evlerini tamamlayamadı. En büyük hayallerinin evlerine yerleşmek olduğunu kaydeden Dağdeviren çifti, yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Evlendikten sonra Yüksekova’da kaldıklarını kaydeden Çiğdem Dağdeviren, “Kaldığımız dairede hem kiramız arttı hem de giriş çıkışları bizim için sıkıntılıydı. Köye geldik, kaynımın evinde kalıyoruz. Onların evinin giriş çıkışı da bizim için rahatsız edici. Biz geldik bir temel attık. Malzemelerin bir kısmını borçla aldık, bir kısmı için de hayırseverler yardımcı oldu. Temeli attık ama geçen seneden beri bu temel böyle. İkimizin de engelli maaşı çok düşük. Valimiz olsun, vatandaşlar olsun, destek bekliyoruz kendilerinden. Biz de evimize girmek istiyoruz. Rahat etmek istiyoruz” şeklinde konuştu. Attıkları temelin ikinci yıla gireceğini ve temelde kullandığı inşaat malzemelerinin büyük kısmını borçla aldığını söyleyen Orhan Dağdeviren ise, “Zor durumdayız, sıkıntıdayız. İmkanlarımız yok. Tek gelirimiz engelli maaşımız. Onunla da bir şey yapılmıyor. Geçen seneden beri abimin evindeyiz. İçeri girmek, dışarı çıkmak bizim için çok sıkıntılı. Gelip gidemiyoruz. Kendimize göre ev yapmak için temel attık ama tamamlayamadık. Milletimiz bize destek olursa çok seviniriz” şeklinde konuştu.