POLİTİKA - 31 Mart 2015 Salı 23:21

Başbakan Davutoğlu'ndan flaş operasyon açıklaması

A
A
A
Başbakan Davutoğlu'ndan flaş operasyon açıklaması

Başbakan Ahmet Davutoğlu, '20.25’te başlayan operasyon kısa zamanda tamamlanmış savcımız ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmış çok yoğun çabalara rağmen maalesef hayatını kaybetmiştir' dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul adliyesinde İstanbul Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit olduğu rehine eylemiyle ilgili açıklama yaptı. Davutoğlu, “Savcımızı rehin alıp bu rehin alma süreci sonrasında uzunca bir süre onu şahadetine sebep olacak bir terör eyleminde bulundular. Olayı haber alır almaz hemen kriz yönetimi sürecine geçtik. İçişleri, Adalet ve Ulaştırma bakanları, ilgili düzeydeki birimlerimizin yetkilileriyle konuya müdahil olduk. Olayı İstanbul’da tüm emniyet birimlerimiz harekete geçti. Verilen talimat iki boyutluydu bir; savcımızın her ne süratle olursa olsun zarar görmeden her türlü çalışmanın yapılması ikincisi de başka bir olumsuz senaryonun gelişmesi halinde ise hemen olaya müdahil olunması. 6 saate yakın yaklaşık 20,24’e kadar her türlü yöntem denenmiş, dünyanın herhangi bir yerinde söz konusu olan teröre karşı uygulanabilecek hertürlü çaba gösterilmiştir ve bu çabalar karşılık maalesef bulmayıp aksine 20.24’te bir avukatın içeriyle bu meseleyi görüşmek için temas halinde olduğu sırada silah sesleri gelmesi üzerine güvenlik güçlerimiz bu olaya derhal müdahil olmuşlar. 20,25’te başlayan operasyon kısa zamanda tamamlanmış savcımız ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmış çok yoğun çabalara rağmen maalesef hayatını kaybetmiştir. Savcı Kiraz’a Allah’tan rahmet diliyorum eşi kendileri de hakimedir ona ve ailesine taziyelerimiz sunuyorum” dedi.

“Terör bir insanlık suçudur dünyanın neresinde olursa olsun masum insanlara yönelik yapılan bu tür eylemler terör eylemleri en alçakça saldırı olarak nitelenmiş ve toplumlar böylesi günlerde büyük bir dayanışma örneği sergilemişlerdir” diyen Davutoğlu şunları kaydetti:

“Yakın zamanda Fransa’da yine geçtiğimiz hafta Tunus’ta bu olaylar yaşandı. Aslında toplumların sınavdan geçtiği anlar bu anlar. Biz devlet olarak bu saldırıyı sadece değerli savcımıza yönelik olarak bir saldırı olarak değil aynı zamanda Türk yargısına Türk demokrasisine, vatandaşlarımıza dönük bir saldırı olarak görüyoruz. Seçim öncesinde bu tür provokatif terör eylemlerine yönelinebileceği her zaman varit olmuştur. Buna karşı toplumumuzu sükunete birlik ve beraberliği davet ediyorum. Değişik siyasi görüşler, değişik hukuk anlayışları içinde olabiliriz. Bunları medenice tartışırız ama şu an itibariyle kahraman bir savcımızın şehit düşmesine sebep olan terör eylemi karşısında bütün bu farklılıkların unutulup omuz omza verme vaktidir. Türkiye zor zamanlarda omuz omuza vermiş diyarın halkı bu ülke bu tür durumlarda da eminim birlikte omuz omuza olma sınavına da başarıyla verecektir”.

“Tüm vatandaşlarımızı, yargı mensuplarımız ve tüm toplum kesimlerimize medyamıza teröre karşı mücadelede en etkin dayanışmayı gösterme çağırısında bulunuyorum” diyen Davutoğlu, “Bu olay esnasında tüm yöntemleri deneyerek çabalayarak savcımızın kurtarılması için mücadele eden ve sonra da etkin bir müdahale gerçekleştiren emniyet mensuplarına teşekkür ediyorum. Bir yayın yasağı uygulandı. Benzer durumları tüm ülkelerde uygulanan bir uygulamadır. Toplumsal psikolojiyi de korumak ve savcımızın sağ salim kurtarılması içi alınan bir tedbirdi. Bu yasağa uyan medya mensuplarına teşekkür ediyorum. Ancak olayın ilk aşamasında özelikle savcımızın kötü şartlara gösteren resimlerin yayınlanmış olması bizi üzüntüye sevk etmiştir. Bu resimlerin yayınlanması teröre karşı mücadelede dayanışmamızı etkileyen olumsuz bir tavır olmuştur. Umarım bundan sonra da bu tür örneklerden ders alarak teröristlerin eylemlerine neredeyse bazı çevrelerce haklılık çıkarılacak şekilde sosyal medyada yaygınlık bulmasına kesinlik izin vermemek icap etmektedir.

Önümüzdeki dönem kritik bir dönemdir. Türkiye yoğun bir siyasi kampanya yaşayacak. Seçim dönemleri öncesinde bazı provokasyonlara yönelik bu tür saldırılara karşı karşıya kalmamız halinde tüm siyasi partilerin herkesin teröre karşı aynı cephe de olması ahlaki ve siyasi sorumluluk gereğidir” diye konuştu. 

'SALDIRGANLARIN KİMLİKLERİ TESPİT EDİLDİ'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Saldırganların kimlikleri tespit edildi. Şafak Yayla, Zonguldak 1991 doğumlu, Bahtiyar Doğruyol, Ardahan, 1987 doğumlu, teröristler" dedi.

Başbakan Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında Çağlayan Adliyesi'nde İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınması ve operasyona ilişkin soruları cevapladı. "Teröristlerin kimlikleri belirlendi mi? Taleplerinin karşılanması düşünüldü mü?" sorusuna Davutoğlu, "Saldırganların kimlikleri tespit edildi, Şafak Yayla, Zonguldak 1991 doğumlu, Bahtiyar Doğruyol, Ardahan, 1987 doğumlu, teröristler" karşılığını verdi.

"YASAL DÜZENLEME GEREKİYORSA YAPACAĞIZ"

Adliye Saraylarının hakimlerin, savcıların, adalet dağıtmak üzere birlikte bulundukları ortak çalışma alanı olduğunu belirten Davutoğlu, "Ama bugün örneğinde görüldüğü gibi bazı terörist unsurlar, kötü niyetli unsurlar bu çalışma alanını bozmak için tanınan bazı ayrıcalıkları istismar etme yönünde gitmektedirler. Bugün olay olur olmaz yaptığımız toplantıda ben de benzer soruları Adalet Bakanımıza, İçişleri Bakanımıza, ilgili birimlerimize sorarak bundan sonra atılması gereken adımlar konusunda gerekli talimatları verdim. Yani avukatlarımızın görevlerini yaparken sahip oldukları ayrıcalıkları koruyarak ama kesinlikle adliye binalarına girerken, x-raylerden geçmeleri, gerektiğinde bu anlamda hepimizin, bütün vatandaşlarımızın, sosyal hayata girdiği büyük alışveriş merkezlerinde bile uygulanan yöntemler var. Bunların da bu aramalarda uygulanması, birlikte de bu konunun ele alınması önem taşıyor. Bunun için ne gerekiyorsa yasal düzenlemeler gerekiyorsa yasal düzenlemeler yapacağız. Adalet dağıtan adalet saraylarında güvenlik mutlak surette temin edilecek... Şu ana kadar adalet saraylarımızda özel güvenlikle sağlanmış, güvenlik şartlarının bundan sonra emniyet birimlerimizce daha etkin bir şekilde denetlenmesi ve belki de doğrudan emniyet birimlerimizce sağlanması konusunda gerekli tedbirler alınacak" ifadelerini kullandı.

"GÜVENLİK BİRİMLERİMİZE İKİ NET TALİMAT VERİLDİ"

"Savcı operasyon başladıktan sonra mı yoksa önce mi vuruldu?" sorusunu da yanıtlayan Davutoğlu, "Olayın olması sonrasında güvenlik birimlerimize iki net talimat verilmiştir. Savcımızın hayatını tehlikeye atmamak için ne tür çabalar, yöntemler uygulanacaksa onlar yapılacak. Bazı iletişim kanalları açık tutulmuştur. Ta ki hem savcımız sağ salim kurtarılabilsin hem de herhangi bir şekilde hiçbir vatandaşımız zarar görmeden bu terör eylemi karşısında atılması gereken adımlar atılabilsin. Ama maalesef bütün bu iletişim kanalları sürerken saat 20.24'te içeriden silah sesi gelmesi üzerine ikinci talimatımız devreye sokulmuştur. Çünkü güvenlik birimlerimize verdiğimiz talimat açık ve nettir. Her türlü görüşme yapılacak, iletişim kanalları açık tutulacak, savcımızın can güvenliği tehlikeye atılmayacak ama herhangi bir şekilde savcımızın can güvenliğine zarar geleceği ihtimali söz konusu olan bir durum söz konusu olursa en etkin şekilde müdahale edilecek" açıklamasında bulundu.

KILIÇDAROĞLU'NUN ATTIĞI TWEETLER

Bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından olaya ilişkin attığı tweetleri hatırlatarak, "Elektrik kesintilerinin saldırıda doğrudan etkisi var mı?" sorusuna ise Davutoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun olay olur olmaz attığı tweetler gerçekten dayanışma ruhuna hiç uygun düşmemiştir. Daha olayın arkada planı bilinmeden, olayın gerçek veçhesiyle ilgili herhangi bir işaret fark edilmemişken Kılıçdaroğlu'nun attığı maalesef tweetler son derece provokatif ortamın doğmasına sebebiyet vermiştir. Düşünün bir yargı mensubu, bir savcımız teröristler tarafından rehin alınıyor, Kılıçdaroğlu hükümeti suçlamak için bu olayı istismar ediyor veya imaen hükümetimizin önce bir elektrik kesintisi uygulayıp daha sonra böyle bir terör eylemine zemine teşkil edecek bir senaryonun parçası olduğunu ima eden bir yaklaşım sergiliyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun dünyadaki değişik örneklerden biraz ders alması lazım. Böyle durumlarda iktidar unutulur, muhalefet olmak unutulur, tek şey hatırlanır: İnsan canı ve o canı kurtarmak için çaba sarf edenlerin gayretlerine destek olmak. Ama maalesef Kılıçdaroğlu ve onu takip eden bazı başka tweetler neredeyse eylemcileri haklı çıkarıp hükümeti suçlayacak, teröristleri de terörist değil sıradan eylemci gibi gösterecek eğilimler içine girdiler. Bazı medya organlarımızın bu tutumu hem bizi üzmüştür hem de bazı uluslararası örneklerde görülen dayanışma bilincini maalesef görmemizi imkansız kılmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun daha önceki açıklamalarını da biliyoruz. Özgürlüklerin Korunması ve İç Güvenlik Reformu gündeme geldiğinde 'gerektiğinde o yüzlerini kapatan eylemcilerle beraber olurum' ifadeleri... Maalesef bugün o yüzlerini kapatan teröristler bir savcımızı şehit ettiler" karşılığını verdi.

ELEKTRİK KESİNTİLERİ

Elektrik kesintilerine yönelik soru üzerine ise Davutoğlu, "Elektrik kesintisinin arkasındaki sebepler, her ne surette olursa olsun ortaya çıkarılacak. Bunun çok teknik bir arızadan kaynaklanmadığı kanaati hakimdir. Yazılım sistemiyle ilgili ve diğer faktörler göz önünde bulundurularak, soruşturma tamamlandığında kamuoyumuza bilgi sunulacak. Şu an itibarıyla Türkiye'nin bütününe elektrik sunulmuştur, elektrik kesintileri tamamıyla durmuştur. Enerji Bakanımız ile de Ankara'ya gelir gelmez görüşeceğiz. Gerekli soruşturmalar, araştırmalar yapılacak. Bir daha böyle bir olayın yaşanmaması için de hangi tedbir gerekiyorsa alınacak" açıklamasında bulundu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.