POLİTİKA - 22 Temmuz 2014 Salı 15:06

Başbakan Erdoğan veda etti, partililer gözyaşına hakim olamadı

A
A
A
Başbakan Erdoğan veda etti, partililer gözyaşına hakim olamadı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada veda etti, helallik istedi. Milletvekilleri gözyaşlarına hakim olamadı.

Başbakan Erdoğan, “Kardeşliğimiz, inşallah bu salonun eski sahipleriyle sizlerle ve bu salonun gelecek sahipleriyle bu can bu tende olduğu müddetçe devam edecek. Bugün belki de son kez buradan hitap ederken sürç lisan ettiysek affola. İstemeden kırdığımız üzdüğümüz kardeşlerimiz varsa hepsinin haklarını helal etmelerin istiyorum” dedi. 

Partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda AK Parti grup toplantısında son kez konuşmuş oldu. ‘Veda’ niteliğinde bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, 22 Temmuz 2007’de elde ettikleri büyük başarının yıl dönümü olduğunun altını çizdi.

22 Temmuz’da halka gittiklerini ve yüzde 47 ile oranında destek altıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, “Milletimizden aldığımız güçle cumhurbaşkanını seçmiş, cumhurbaşkanını halkın seçmesini temin etmiş reformlarımızı daha güçlü yerine getirmiştik” dedi.

“BELKİDE SON KONUŞMA OLACAK”

Başbakan Erdoğan, bugünkü grup toplantısının özellikle kendi şahsı için başka bir anlam ifade ettiğini belirterek, 14 Ağustos 2001’de AK Parti’yi kurduklarını, 17 Ağustos 2001’de ilk grup toplantısını gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi. Şimdi grup toplantı salonunda olmadıklarını bir başka grup toplantı salonunda konuştuklarını belirten Başbakan Erdoğan, “3 kasım 2002’nin hemen ardından ilk grup toplantımızı 19 Kasım 2002’de bu salondan bu kürsüden yaptık. Eğer milletimin yetki verir beni seçerse, 12. Cumhurbaşkanı olursam bu benim bu kürsüden sizlere yaptığım belki de son konuşma olacak.

“MİLLETVEKİLLERİ GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADI”

Başbakan Erdoğan’ın beklide ‘son konuşmam olacak’ sözleri salonda bulunan milletvekillerini ve partileri gözyaşlarına boğdu. Kadın milletvekillerini tamamı gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.

“TAM 13 YILDIR SİZLERE BU KÜRSÜDEN SESLENDİM”

Başbakan Erdoğan, duygulandıran konuşmasına şöyle devam etti:

“Tam 13 yıldır sizlere bu kürsüden seslendim. 13 yıl boyunca partimizin politikalarını görüşlerini değerlendirmelerini bu kürsüden sizlere aktardım. Son 12 yıl içinde bunlara ilave olarak hükümetimizin icraatlarını hedeflerini sizlerle paylaştım. Bu kürsü her zaman ama her zaman milletin kürsüsü oldu. Çünkü egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Böyle inandık. Dinleyiciler değiştiler, vekillerimiz yenilendi, aramızdan vefat nedeniyle ayrılanlar oldu, dava sorumluluğunu taşıyamayıp çekilenler oldu. Görev değişikliliği nedeniyle sağlık sorunları sebebiyle gidenler oldu. Ama bu kürsü her zaman milletin kürsüsü olarak kaldı. Hem bu salon hem bu kürsü tarihe tanıklık etmek, tarih yazmakla kalmadı tarihi bizzat inşa etti tarihi bizzat yazdı. Bu kürsüden kimi zaman milletimiz ve insanlık adına sesimizi yükseltmek zorunda kaldık. Bugün olduğu gibi. Bu kürsüden kimi zaman acı hadiseler karşısında duygularımızı paylaştık. Birlikte sevindiğimiz hüzünlendiğimiz anlar oldu. Kimi zaman güldük kimi zaman gözyaşlarımıza hakim olamadık. Sonuçta 13 yıla baktığımızda bu kürsünün şerefini onuru gururunu en güçlü muhafaza ettik.”

“HİÇ KİMSE ÖLÜMSÜZ DEĞİL BAKİ DEĞİL”

Başbakan Erdoğan, grup konuşmasını yaptıkları salonun TBMM’nin inşa edildiği günden bu yana nice simalar, nice isimler gördüğünü ifade etti. Geçmişte bu salonda oturanların çoğunun bugün hayatta olmadığını dile getiren Başbakan Erdoğan, “Hiç kimse ölümsüz değil baki değil. Yarında bizler de bu kürsüyü bizden sonra gelenlere devretmiş olacağız. Önemli olan baki olan hoş bir seda bırakmak. İnanıyorum ki biz su salonda ve bu kürsüde hoş bir seda bıraktık” dedi.

“BU KÜRSÜYE BELKİ DE BUGÜN VEDA EDERKEN GÖZÜMÜN ARKADA KALMADIĞINI BİLMENİZİ İSTERİM”

Başbakan Erdoğan’ın bu sözleri salondakiler tarafından ayakta alkışlandı. Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda yeni yasama döneminde konuştuğu kürsüden AK Parti’nin genel başkanı ve başbakan olarak bir başka arkadaşının milletvekillerine hitap edeceğinin altını çizen Başbakan Erdoğan. “Hem bu kürsünün hem de bu salonun nabzı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sadece ve sadece hak ve millet için atacak. Canımız, kanımız, şerefimiz bildiğimiz bu kürsü ve bu grup, inşallah var olduğu müddetçe hakkı haykırmaya, millet için hizmet üretmeye devam edecek. Bu kürsüye belki de bugün veda ederken gözümün arkada kalmadığını bilmenizi isterim. Bu kürsüde tecelli eden dilin üslubun en önemlisi de fikir meşmunun ebediyen var olacağına yürekten inanıyorum. Bilmenizi isterim ki bu kürsü hakkın adaletin barışın kardeşliğin millete ülkeye ve bayrağa hizmetin kürsüsü olmuştur. Bu kürsü milli iradenin söze kelimelere cümlelere büründüğü bir kürsü olmuştur. Hem bu kürsüde hem bu salonda ifade edilen sözler suya yazılır gibi kaybolmamış havaya gitmemiş milletin hafızasında silinmez bir kitabeye dönüşmüştür” diye konuştu.

“VEDA EDERKEN"

Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda milletvekilleri ve partililerine konuştuğu kürsüden seslenemeyeceğini belirterek, şunları kaydetti:

“Elbette sohbetlerimiz muhabbetimiz başka kürsülerde, başka salonlarda başka zeminlerde devam edecek. Kardeşliğimiz, inşallah bu salonun eski sahipleriyle sizlerle ve bu salonun gelecek sahipleriyle bu can bu tende olduğu müddetçe devam edecek. Bugün belki de son kez buradan hitap ederken sürç lisan ettiysek affola. İstemeden kırdığımız üzdüğümüz kardeşlerimiz varsa hepsinin haklarını helal etmelerin istiyorum. Bu salonda toplanıp bu kürsüde muhabbet edip ardından her seferinde dağılıp millet için kesintisiz hizmet verdik. 13 yıl boyunca değişik zamanlarda bu salonda bulunmuş tüm arkadaşlarıma siz değerli kardeşlerime yaptığınız hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. AK Parti grubu 13 yıl boyunca demokrasinin insan hak ve özgürlüklerinin özellikle de milli iradenin tecellisi için birlikte mücadele verdi. Bu salon mücadelenin şahidi olan bir salondur. İnşallah daha nice yıllarda o kutlu mücadeleye tanıklık edecektir. O mücadeleyi sizlerle birlikte vermenin gururu içindeyim. Ailelerinizle yakınlarınızla eşlerinizle çocuklarınızla yakından ilgilenemediniz. Onların da haklarını helal etmelerini diliyorum. Veda ederken bu kürsünün onurunu ve aziz hatırasını sarsmadan taşıyacağımı bilmenizi istiyorum. Bir kez daha sizlerden helallik istiyorum. Yarın Kadir gecesi dualarınız bizlerden mazlumlardan özellikle de Gazzeli, Suriyeli, Iraklı mazlumlardan esirgemeyin. Ramazan Bayramınız bayram gibi olsun.” 

TÜRKER BEKTAŞ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Terör örgütü PKK Avrupa’nın başına bela oldu PKK/KCK’lı terörist ve sempatizanları, çıkardıkları şiddet olayları ile Avrupa ülkelerinin başına bela oldu. Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan habere göre, Belçika ve Fransa’da eş zamanlı gerçekleştirilen operasyon sonucu 8 PKK/KCK’lı gözaltına alındı. 8 kişiye yöneltilen suçlar, ‘terör eylemleri hazırlamak ya da finanse etmek, bir terör örgütünü finanse etmek için para sızdırmak veya sızdırmaya teşebbüs etmek için komplo kurmak’ olarak açıklandı. Belçika polisinin PKK/KCK’nın Belçika merkezli Sterk TV ve Medya Haber TV kanallarının stüdyolarına düzenlediği operasyonda doküman ve teknik malzemelere el konuldu. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, eş zamanlı olarak Fransa’da da PKK/KCK’ya müzahir Drancy Demokratik Kürt Toplum Merkezi’ne ve üyelerin evlerine operasyon düzenlendi. Söz konusu operasyonun örgüte karşı Avrupa ülkelerinin attığı adımların somutlaşması açısından önem arz ettiği belirtildi. Avrupa’da PKK/KCK yapılanması nasıl çoğaldı? Avrupa, PKK/KCK tarafından Türkiye’ye karşı stratejik bir cephe olarak görülmekle birlikte lojistik, finansman ve kadro temini için önemli alanlardan biri. Avrupa’da örgütün bu yapısının oluşmasında AB ülkelerinin sessiz kalarak, yer yer destek olduğu ifade ediliyor. PKK/KCK, Avrupa Birliği ülkelerinde terör örgütleri listesinde yer alıyor. Kürtlerin sözde ezilen halk olarak yaptıkları algı politikası ve AB’deki ilgili kurum ve kuruluşlar ile siyasi çevreler içinde oluşturulan diplomasi Avrupa kamuoyunda karşılık bulurken, AB’ye üye birçok ülkenin örgüte karşı gerekli adımları atmaması da örgütün Avrupa’da sesinin yükselmesinde ve daha cüretkâr davranabilmesinde etkili oldu. Avrupa’da artan PKK/KCK şiddeti PKK/KCK, propaganda faaliyetlerini daha çok Avrupa’da Kürt nüfusunun yoğun olduğu Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre ve Hollanda gibi ülkeler ile örgütün faaliyetlerinin merkezi olması sebebi ile Belçika’da gerçekleştiriyor. Bununla birlikte Avrupa’da geniş bir alana yayılmış olmanın verdiği avantaj da her eylem ve etkinlikte kullanılıyor. Avrupa sınırları içinde düzenledikleri eylemler sırasında ivedi bir şekilde organize olup, şiddet içeren girişimlerde bulunabilen örgüt üyeleri, güvenlik güçleri ile çatışıp çevreye zarar verebiliyor. Tüm bunlara Avrupa makamları tarafından göz yumulurken, ancak son zamanlarda PKK/KCK yüzünden artan şiddet olayları Avrupa ülkelerine bile “dur” dedirtti. Avrupa makamlarından PKK/KCK’ya karşı tepkiler arttı Belçika’da yaşanan PKK/KCK’nın kızıştırdığı son olaylar ve bu olayların diğer Avrupa ülkelerine de sirayet etmesi ile Avrupa ülkeleri, görmezden geldikleri PKK/KCK şiddetine karşı adım atmaya başladı. Özellikle Belçika’da Türk kökenli nüfusa yönelik şiddet olaylarının artması, bu olaylarda güvenlik güçlerinin yetersiz kalması, PKK/KCK’ya müzahir basın organlarında manipülatif haberlerin yapılması Avrupa vatandaşlarının da tepkisine neden oldu. PKK/KCK’nın asıl hedefindeki Türkler ise Türk siyasetçilerinin telkinleri ile sakinliklerini hep koruyarak, şiddet olaylarından kaçınmaya çalıştı. Olayların artması sonucu Belçika Başbakanı Alexander De Croo yaptığı basın açıklamasında, “PKK/KCK lehine gösteriler kabul edilemez. Belçika’da fikir özgürlüğü garanti altındadır ancak terör örgütü PKK/KCK lehine ifadelere tolerans gösterilemez. Zira Kürt sorununa sempati duymak farklı bir şeydir” ifadelerini kullandı. Belçika Federal Adalet Bakanı Paul Van Tigchelt’ten de benzer bir açıklama geldi. Van Tigchelt, “Belçika için PKK/KCK, açık şekilde bir terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Bu kırmızı çizgimizdir. Bu bağlamda PKK/KCK’nın Belçika’daki faaliyetleri kabul edilemez” dedi. Avrupa, PKK/KCK şiddetinin giderek artmasından endişe ediyor Belçika’da yaşanan olaylardan sonra Avrupa makamları PKK/KCK sempatizanları nedeni ile şiddet olaylarının artmasından endişe ediyor. Örgüte müzahir basın-yayın organlarında yaşanan şiddet olaylarının işlenme şekli ile Avrupa’daki örgüt yandaşlarını şiddete teşvik etmesi tedirginliği de arttı. Bu yayınlar yüzünden özellikle örgüte müzahir genç kesimin zaman zaman şiddet içerikli eylemlere başvurmasından korkuluyor. PKK/KCK, Avrupalı gençlerden örgüte adam devşiriyor Türkiye’de geçmişte olduğu kadar kolay kadro bulaman PKK/KCK, Avrupa’da Türk milliyetçileri ile Kürtlerin çatışmasını ön plana çıkararak gençlerden kadro temin edebilmek için bir zemin oluşturuyor. Kürt gençleri militarize eden örgüt, olaylara karışan ve adli yaptırım uygulanacak Kürt gençlerini örgüte sığınabileceği vaadiyle kandırıyor. Türkiye’den uzak ve PKK/KCK gerçeğinden habersiz Kürt gençlerini politize eden örgüt, “örgütsel bilinç” kazandırmaya çalışıyor.