POLİTİKA - 12 Mart 2018 Pazartesi 07:03

Başbakan Yardımcısı Akdağ: 'NATO’dan harekatımıza destek bekliyoruz'

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Akdağ: 'NATO’dan harekatımıza destek bekliyoruz'

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, 35 senedir Türkiye'de büyük bir terör saldırısı ile karşı karşıya olduklarını belirterek, “PKK terör örgütünü destekleyen yabancı güçler bu sefer hemen sınırlarımızın ötesinde Suriye'nin içerisinde bu terör örgütünü palazlandırmaya başladılar. Adını farklı koydular YPG dediler, PYD dediler, bunların hepsi aynı örgüt” dedi.

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ beraberindeki AK Parti İl Başkanı Avukat Celalettin Köse, AK Parti Gümüşhane Milletvekili Hacı Osman Akgül, AK Parti Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaş Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen ile AK Parti Gümüşhane İl Başkanlığını ziyaret etti. Başbakan Yardımcısı Akdağ, Zigana'ya yapılacak tünelin 14,5 kilometrelik büyük bir tünel olduğunu dile getirerek, “Bu yolların yapılıyor olması bölgemizi zenginleştiriyor. Öbür taraftan Allah'a şükürler olsun, havaalanı yapılacak ve kararı alındı. Önümüzdeki iki sene içerisinde 2019 sonuna kadar bu yatırımların tamamlanmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu. 

35 senedir Türkiye'de büyük bir terör saldırısı ile karşı karşıya olduklarını kaydeden Başbakan Yardımcısı Akdağ, “Bu PKK terör örgütüdür. Türkiye PKK terör örgütü dışında birtakım sol terör örgütlerinin DHKP-C gibi, son yıllarda DEAŞ gibi terör örgütünün de saldırılarına maruz kaldı. Nihayet 15 Temmuz'u hepiniz hatırlıyorsunuz. FETÖ terör örgütünün bizi adeta bu ülkede esir etmek isteyen bir darbe teşebbüsüne, terör saldırısına maruz kaldık ama bunların içerisinde en eskiden beri devam eden PKK terörü. Şükürler olsun kararlı bir davranışla Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde terör örgütünün başını Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde ezdik. Artık başlarını kaldıracak halleri kalmadı. Cumhurbaşkanımız ne söylemişti? İnlerine kadar gireceğiz. İnlerine kadar girdik kış mevsimi dahil olmak üzere çok yetişmiş güvenlik güçlerimiz, jandarma ve polis özel harekatımız, pırıl pırıl gençlerimiz vatan sevgisi ve imanla Allah rızası için üstlerine gittik ve Türkiye'de bunların başlarını ezdik. PKK terör örgütünü destekleyen yabancı güçler bu sefer hemen sınırlarımızın ötesinde Suriye'nin içerisinde bu terör örgütünü palazlandırmaya başladılar. Adını farklı koydular YPG dediler, PYD dediler, bunların hepsi aynı örgüt” diye konuştu.

“Suriyeliler de topraklarına döneceklerdir” 

“Öncelikle kendi sınırlarımızı korumak için Afrin'deyiz” diyen Akdağ, “Silahlandırdılar, eğittiler, yetiştirdiler ve bir terör hattı oluşturup buradan Türkiye'ye saldırılara, terörist ithaline, ayrıca roket atışlarına başladılar. Kilis ve Hatay'da birçok kardeşimiz bu saldırılarda hayatlarını kaybetti ya da yaralandı. Ne yapacaktık biz? Türkiye Cumhuriyeti bu topraklar üzerinde bin yıllık tarihi olan bir devlet, buna razı olabilir mi? Biz de olmadık. Onun için Afrin'deyiz biz. Öncelikle kendi sınırlarımızı korumak için Afrin'deyiz. Her zaman söylediğimiz gibi Afrin, Suriye halkının ve Afrinlilerindir. İnşallah oradaki harekat tamamlanınca da Afrin'in asli halkı orada yerleşik olarak hayatlarına devam edecektir. Türkiye'ye oralardan mecburen gelip sığınmış olan Suriyeliler de topraklarına döneceklerdir. Bir taraftan kendi güvenliğimizi korumak için oradayız, öbür taraftan da Suriyeli kardeşlerimize güven içerisinde kendi memleketlerinde yaşayabilecek bir ortam sağlamak için oradayız. Buna bizim hakkımız var. Kimse buna karşı çıkıp 'Böyle yapamazsınız' diyemez. Tam tersine NATO'dan da diğer bütün müttefik ülkelerden de bu harekatımıza destek bekliyoruz. Peki harekat bir ayı geçti, neden bu kadar ihtiyatla yürütülüyor? Çünkü bir tek sivile bile zarar vermek istemiyoruz. Biz geçmişte de böyle yaptık” ifadelerini kullandı.

“Milli duruştan uzak bir CHP aklıyla karşı karşıyayız” 

Basiretsiz ve milli duruştan uzak bir CHP aklıyla karşı karşıya ve karışık bir CHP aklıyla karşı karşıya olduklarını vurgulayan Akdağ, “Bir gün başka, ikinci gün başka konuştular. Kafaları karmakarışık, içlerinden, kendi milletvekillerinden hatta yönetimlerinde yer alan milletvekillerinden YPG-PYD'ye terörist diyemeyenler oldu. İçlerinden orada Mehmetçik'le beraber mücadele veren, hayatını ortaya koyan Özgür Suriye Ordusu'na terörist diyenler oldu. İçlerinden daha acısı 'Türkiye Afrin'deki işgali kaldırmalıdır' diyenler oldu. Bu kadar basiretsiz ve milli duruştan uzak bir CHP aklıyla karşı karşıyayız, karışık bir CHP aklıyla karşı karşıyayız. CHP ve onun Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aklını başına toplamalıdır. Milletin hissiyatına ortak olmalıdır, bu milli duruşta mutlaka hükümetimizin yanında durmalıdır. Bunun günlük siyasi tartışmalarla ilgilendirilmesi son derece yanlıştır. 81 milyon insanı ilgilendiren bir meseledir, bizim bekamızdır. Ya tersi olsa ne olacaktı? Ne yapacaktık? İnsan aklına getirmek bile istemiyor. Onun için CHP'ye oy veren kardeşlerimize de buradan sesleniyorum. Bu yanlışın yanında durmasınlar. CHP ve onun genel başkanının yanlış yapmaması için kendi oy verdikleri parti nezdinde girişimlerde bulunsunlar. Bir gün 'Afrin harekatının yanındayız' deyip karmakarışık başka şeyler söylemek Türkiye'nin ana muhalefet partisine ve liderine yakışmıyor” dedi.  

Recep Ergin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.