POLİTİKA - 21 Şubat 2017 Salı 14:10

Başbakan Yıldırım: 'Evetle ülke bölünecek olsa, Kandil koşa koşa evet der'

A
A
A
Başbakan Yıldırım: 'Evetle ülke bölünecek olsa, Kandil koşa koşa evet der'

Başbakan Binali Yıldırım, “Referandumdan evet çıkarsa ülke bölünür” diyenlere, "Yahu bu referanduma ‘evet’ deyince ülke bölünecek olsa, önce Kandil koşa koşa evet der. Onların amacı Türkiye’yi bölmek değil mi zaten?” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, PKK terör örgütünün 3 gün önce Şanlıurfa Viranşehir’de alçakça bir saldırı gerçekleştirdiğini hatırlatarak, şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar dilediğini ifade etti. El Bab şehitlerine de Allah’tan rahmet dileyen Yıldırım, yaralılara şifa dilediğini söyledi. Bu sırada ‘Şehitler ölmez vatan bölünmez’ sloganları yükseldi. Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Canilikte hiçbir sınır tanımayan saldırılara yenisini eklemiştir. Bu olay hepimizi derinden üzmüştür. Saldırıya uğrayan lojman sakinlerine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bu terör saldırısı sadece yargı görevi yapanlara değil, kardeşliğimize yapılmıştır. Geçtiğimiz hafta kardeş ülke Pakistan’da yaşanan terör saldırısı da çok vahim bir durumdur. DEAŞ terör örgütünün üstlendiği bu saldırıda 70’ten fazla masu insan hayatını kaybetmiştir. DEAŞ terör örgütü bölge ülkeler için ne kadar büyük tehditse, Asya, Amerika için de aynı şekilde tehdittir. Bütün terör örgütlerinin hedefi insandır. Bugün bizim kapımızı çalan tehdit unutulmasın ki yarın bunların sırtını sıvazlayanların da kapısını zorlayacaktır. Son dönemde bazı ülkelerde terörü ve şiddeti destekleyen ırkçı ve ayrımcı söylemler yükseliyor. İsrail meclisinin ezan kısıtlaması, Avrupa’da yükselen İslam karşıtı söylemler çok ama çok tehlikeli söylemlerdir. Bu söylemlerin hepsi evrensel insani değerleri bir yok etmektedir. Terör örgütlerini beslemektedir. Buradan bütün ülkelere çağrıda bulunuyorum, yaşayacağımız bir başka dünya yok, bindiğimiz dalı kesmeyelim. Bu ırkçılık ayrımcılık hastalığına kapılmadan dünya için elimizi biraz daha taşın altına koyalım.”

“Parolamız belli, durmak yok yola devam” diyen Yıldırım, hafta içinde Malta’ya yaptığı ziyareti hatırlattı. Konuşmasının partililerce sürekli sloganlarla bölünmesi üzerine Yıldırım, “Yorulunca bana haber verin” dedi. Bu ifadeler salonda gülüşmelere neden oldu. Yıldırım, Almanya’da gurbetçilerle biraraya geldiğini hatırlatarak, “Gurbetteki kardeşlerimizin gözünde hasret dolu memleket sevdalısı gözlerini gördük, çok duygulandık. Bu vesileyle size gurbetteki vatandaşlarımızın selamlarını getirdik” şeklinde konuştu.

Almanya’da 10 binin üzerinde Türkiye sevdalısının, binlerce demokrasi gönüllüsünün tek yürek olduğunu ve ‘evet’ dediğini belirten Yıldırım, “Almanya söz verdi, sandıklara ilk giden bizler olacağız dedi. İlk evet mührünü de biz vuracağız, demokrasiye Türkiye’nin aydınlık yarınlarına karar vereceğiz dediler” şeklinde konuştu.

Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bütün engelleri aşacağız. Birbirimizle kenetleneceğiz. Uğradığımız her durakta sizlerin 15 Temmuz’da yazdığı milli irade destanı konuşuluyor Avrupa’da. Şimdi bu destanı taçlandırma vakti geliyor. Milli iradeyi darbeci teröristler karşısında aslanlar gibi müdafaa ettik. Artık sandığa gideceğiz, milli iradeyi daha da etkin kılacağız. Etkili temsil için, evet. 15 Temmuz’da 248 şehidimizin kanına giren hain, darbeci teröristler bir daha cesaret bulmasın diye, evet. Siz bakmayın, ‘hayır türküsüyle’ milletin içini karartan bu felaket tellallarına. Ne diyor bu tellallar, ‘Efendim, ülke bölünecek’. Yahu bu referanduma ‘evet’ deyince ülke bölünecek olsa, önce Kandil koşa koşa evet der. Onların amacı Türkiye’yi bölmek değil mi zaten?”

“2017 YILI, İSTİHDAMDA SEFERBERLİK YILI OLACAK”

Yıldırım, 2017 yılının istihdamda seferberlik yılı olacağına dikkat çekerek, hükümet olarak bunu desteklediklerini ifade etti. Yapılan teşviklere işaret eden Yıldırım, ilk andan itibaren alışverişte ciddi bir bereketin olduğunu söyledi. Yıldırım,. 20 bin 127 öğretmenin atamasının yapılmaya karar verilidiğini anlatarak, Mart ayında işleme başlanacağını dile getirdi.

Bakanlar Kurulu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında dün gerçekleştirildiğini hatırlatan Yıldırım, Mümbiç ve Rakka konusunun da masada olduğunu ifade etti. Yıldırım, “Şu bilinsin ki, Türkiye’nin etrafının terör örgütlerinin egemenlik alanı olarak parsellemelerine izin vermeyeceğiz. Terör örgütünün adı ne olursa olsun, ister dayı ister yeğen, ister kuzen ister kardeş olsun. Bunların topunu bu ülkeye tehdit olmayacak şekilde kökünü kazıyacağız. Terör örgütleri arasında yarım yapanların şunu iyi bilmesi lazım, bizim için PKK eşit, YPG, PYD, DEAŞ eşit FETÖ. Hepsi terör batağına batmış katiller sürüsüdür. Türkiye’nin ulusal güvenliği ve çıkarları için bunların hepsiyle amansız mücadelemiz sürecek. Bab’ta şehrin tamamı kontrol altına alndı, şimdi temizlik harekatı yapılıyor. Bu yüzden şehirde güvenliğin tamamını sağlanması biraz zaman alacak” dedi.

Yıldırım, “FETÖ ele başına gelince, ABD’li yetkililerle iade konusunda görüşmelerimiz devam ediyor. Yeni yönetimin bu konuda daha anlayışlı ve duyarlı olacağını görüyoruz. Şartlar ne olursa olsun, FETÖ gelecek hesap verecek. Bölücü terör örgütleri tamamen yok oluncaya kadar bu mücadele sürecek” diye konuştu.

Anadolu’nun her yerine gideceklerini belirten Yıldırım, “Oyunları bozacağız. Hesabı kitabı iyi yapıyoruz. Yatırımlara zerre kadar ara vermiyoruz, yavaşlatmıyoruz. Dünyaya ilham verecek projeler ve hizmetlerle ülkemizin potansiyelini en doğru yolda kullanıyoruz. Ama birleri çıkıp hayır diyor. Hayırcılara nereden başlayıp nereye vardıklarını görelim. Hayır demeyi adet edinenler, Marmaray’a, Yavuz Sultan Selim, 3. Havalimanı, Avrasya Tüneli, Çanakkale Köprüsü, bölünmüş yollara hayır dedi mi? Türkiye’nin istikrarlı şeklide gelişmesini bağlayacak ne varsa hayır dediler” ifadelerini kullandı.

CHP’NİN REFERANDUM KAMPANYASINI ELEŞTİRDİ

CHP’nin referandum kampanyasını eleştiren Yıldırım, “Buradan açık bir şekilde Sayın Kılıçdaroğlu sana sesleniyorum, Kılıçdaroğlu halk oylaması için bir ilham peşinde. Nerede bulmuş ilhamı? Şili’de. Adamlar bir film yapmış, CHP de ondan medet ummuş. Tamam anladık, uzun yıllar halka güvenmediniz, seçkin takıldınız ama hani değişiyordunuz. Hani artık halkı esas alacaktınız? Şili’ye kadar uzanacağınıza, Şile’ye gitseydiniz.Gidip de bir kahvehanede otursaydınız, orada sizi öğretirlerdi. Şili’ye boşu boşuna gittiniz. Kafa bu ülkeye yabancı. Bu halkın aklına, irfanına, idrağına güvenmiyor.Sayın Kılıçdaroğlu senin bu derdin bu kafayla derman bulamaz, nereye gidersen git” ifadelerini kullandı.

İŞARET DİLİYLE “EVET”

Yıldırım, konuşmasının işaret diliyle anlatılması üzerine, işaret dilini yapan kişiye dönüp, “Nasıl oluyor?” diye sordu. İşaret diliyle ‘evetin’ anlatılması ve salondan ‘evet’ seslerinin yükselmesi üzerine Yıldırım, “Kılıçdaroğlu anlamıyor, belki bu lisandan anlar” açıklamasında bulunarak Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi.

"BAL GİBİ OLUR"

Partili Cumhurbaşkanlığı konusunda yapılan eleştirilere işaret eden Başbakan Yıldırım, “Bir de tutturmuşlar, Cumhurbaşkanı Partili olur mu? Olur bal gibi olur. Kurucu Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, buradan kendisine selam gönderiyorum” diye konuştu. Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanı olmadan önce hem AK Parti’nin Genel Başkanı, hem de Başbakandı. Başbakan olarak Türkiye’yi yeni baştan kim imar etti. Doğudan batıya, kuzeyden güneye her vatandaş hizmetle buluşmadı mı? Üniversiteler yapılmadı mı? Hastaneler açılmadı mı? Açıldı. Havayolu halkın yolu oldu, hızlı tren hayali gerçeğe döndü. Şehir hastaneleriyle bir devrim yaptık. Bu millet bu hizmetlerden faydalanırken partisi mi sorulur? Bizim için geçerli tek kural, hizmette siyaset olmaz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi meşru yönetim erkleri arasındaki koalisyonu güçlendiriyor. Bunlar partili olmaz diyor, Başbakan partili. CHP’li belediye başkanları seçildikten sonra partisini unutuyor mu?”

Yıldırım, “Unutmayalım, bu bir referandum, genel seçim değil. 16 Nisan’da sandıklara siyasi değil, milli kimliğimizle gideceğiz. Evette, bereket vardır diyerek mührümüzü vuracağız. Tek adam safsatasına inat, tek millet, tek devlet için evet” diye konuştu.

Grup toplantısına, 15 Temmuz gazileri de katıldı.

(Enise Vural / İHA)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’in ’Kıyı Ekosistemlerinin Restorasyonu’ çalışmaları Barcelona’da tanıtıldı Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından geçtiğimiz günlerde düzenlenen ’Kentsel Kıyı Ekosistemlerinin Doğa Temelli Çözümlerle Restorasyonu’ çalıştayının sonuçları, Barcelona’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Okyanus On Yılı (UN Ocean Decade) konferansında sunuldu. Dünyanın dört bir yanından konferansa katılan kentler, okyanus ve denizlerin korunması ve restorasyonu konusunda konuştu. Avrupa komisyonu tarafından düzenlenen oturuma konuşmacı olarak katılan Dr. Kemal Zorlu, Mersin’in iklim değişikliği ve etkileriyle mücadelesi ile bu konudaki projeleri ve uygulamaları anlattı. “Önemli olan Mersin’in desteğini ve güçlü heyecanını sürdürmek” Okyanus ve denizlerin korunması için verdiği çabaları Avrupa kentleri için ilham verici bulan, Avrupa Komisyonunun Okyanuslar ve Suların Restorasyonu Politika Temsilcisi Claudia Pecoraro, “Önemli olan Okyanus ve Sular Misyonu için Mersin’in desteğini ve güçlü heyecanını sürdürmektir. Mersin’in bu konudaki çalışmaları açıkça görülmüştür. Diğerlerini de güçlendirmek ve yerel düzeyde bir şeyler yapmak için sizin gibi insanlara ihtiyacımız var’’ dedi. “Mersin, sorunların üstesinden gelmek içim bilimle çalışıyor” MedCities’in katkılarıyla Birleşmiş Milletler konferansında bir araya gelen tüm Akdeniz kentleri, İspanya’dan Barcelona, İtalya’dan Ancona ve Türkiye’den Mersin’de düzenlenen kentsel kıyı ekosistemleri çalıştaylarının sonuçlarını değerlendirdi. Çalıştayların düzenlenmesine öncü olan OC-NET (Okyanus Şehirleri Ağı) Koordinatörü Dr. Vanessa Sarah Salvo, “Akdeniz’de kentsel kıyı ekosistemlerinin restorasyonu ve dayanıklılığı hakkında bilim insanları ve politikacılar arasında diyalog kurulması çok önemlidir. Mersin Büyükşehir Belediyesi de tıpkı Barcelona, Ancona Belediyeleri gibi kentsel kıyı ekosistemlerindeki temel sorunların üstesinden gelmek için bilimle olan iş birliğini sağlam şekilde devam ettiriyor. Böylece iklim değişikliği ile birlikte gelen sorunların çözümüne bir adım daha yaklaşıyoruz" ifadelerini kullandı. ‘Kentsel Kıyı Ekosistemlerinin Doğa Temelli Çözümlerle Restorasyonu’ nedir? Mersin’in doğasını korumak adına hem karada hem denizde birçok çalışma yürüten Mersin Büyükşehir Belediyesi, kıyı ekosistemini koruyabilmek ve restore edebilmek adına birçok paydaşla çalışmalar yürütüyor. O çalışmalardan biri de paydaşlarını MESKİ, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, MedCities, Mersin Deniz Ticaret Odası, Türkiye Akdeniz Hub’ının oluşturduğu, ‘Kentsel Kıyı Ekosistemlerinin Doğa Temelli Çözümlerle Restorasyonu’ çalıştayı oldu. Mersin Büyükşehir Belediyesi, düzenlemiş olduğu çalıştay ile kıyı alanlarının korunmasına yönelik iyi uygulamaların paylaşılması ve gelecek için atılacak adımların değerlendirilerek deniz ve kıyı ekosistemi üzerindeki iklim değişikliği baskılarının azaltılmasını amaçlıyor.
İstanbul Arnavutköy’ün bu mahallesinde, yoldan geçenler gözlerine inanamıyor Arnavutköy’un Sazlıbosna Mahallesi her sene göç yolundaki leyleklerin uğrak noktası oluyor. Köylüler tarafından kış sezonunda hazırlanan yuvalar, leyleklerin konaklama noktası haline geliyor. Mahalle içerisinden geçen yolların kenarlarındaki direklerin ve evlerin tepelerindeki leylekler, vatandaşları şaşırtıyor. Her yıl düzenli olarak göç eden leylekler İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde bulunan Sazlıbosna Mahallesi’ni mesken tuttu. Göç eden leylekler Sazlıbosna Mahallesi’ndeki belli alanlarda bir süre konaklıyor. Arnavutköy Merkez ile Hadımköy Mahallesi arasında bulunan Sazlıbosna Gölü kıyısındaki Sazlıbosna Mahallesi’nde yol kenarlarındaki elektrik direkleri ve evlerin çatıları leylek yuvalarıyla doldu. Mahalleden geçen vatandaşların da gözlerine inanamadığı görsel şölen havadan görüntülendi. “Eylül ayında giderler. Burada veda uçuşu yaparlar“ Leyleklerin mahalle ile ilişkisine uzun yıllardır şahitlik eden mahalle sakinlerinden Saip İlkbaş, “Leylekler köyleri seçerler başka mahallelere gelmezler bize gelirler. Yuvalarını yapıyorlar. Ben 75 yaşındayım kendimi bildim bileli var. Dedemler buraya Kırım’dan gelmiş. Onlarla beraber leylekler de buraya gelmiş. Eylül ayında giderler. Burada veda uçuşu yaparlar. Biz anlıyoruz gidecekler mi ne yapacaklar hepsini biliyoruz. Leylekler için buraya çok gelen oluyor. Fark edenler duruyorlar ve fotoğraf çekiyorlar. Biz elimizden geldiğince yardımcı oluyoruz" ifadelerini kullandı. “Mart ayında gelip, Ağustos ayında giderler” Leylekler ile ilgili konuşan Sazlıbosna Mahalle Muhtarı Oktay Teke, “Leylekli köy denir buraya. Her sene Mart ayının başında buraya gelerek yuvalarını yaparlar. Ağustos sonu gibi de geldikleri yer olan Afrika’ya göç ederler. Biz onlar geldiklerinde baharın geldiğini anlıyoruz. Baharın müjdeleyicisiler. Leylekler her yere yuva yapmazlar sevdikleri yere yuva yaparlar. Biz de onları seviyoruz. Biz sahip çıkıyoruz hatta daha fazla gelmeleri için projeler üretiyoruz. Bilinmeyenler çok şaşırıyor ve bize soruyorlar. Bilenler de görmek için geliyorlar bizden konum istiyorlar” diye konuştu.
Bursa Bursa merkezli 7 ilde düzenlenen suç örgütü operasyonunda 24 kişi yakalandı Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli 7 ilde düzenlenen eş zamanlı “Mahzen-32” operasyonunda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 24 şüpheli yakalandı. Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütünün çökertildiğini açıkladı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamaya göre, düzenlenen operasyonlarda organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlardan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları, Bursa’ya il dışından getirdikleri tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin işyerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri, Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin iş yerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyonlarda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 24 şüpheli yakalandı. Operasyonlar sonucu, 15 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda çek ve senet ile çok miktarda nakit paraya el konuldu. 10 ayda 454 organize suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, organize suç örgütlerine yönelik düzenlenen operasyonlar hakkında bilgi verdiği paylaşımında, “10 aylık süre içinde; 454 organize suç örgütünü çökerttik. Bu suç örgütlerini isim isim kamuoyu ile paylaştık. Organize suç örgütlerine yönelik toplam bin 201 operasyon düzenledik. 8 bin 260 şüpheli yakalandık. Bunlardan; 3 bin 58’i tutuklandı. Bin 740’ı hakkında adli kontrol kararı verildi" ifadelerine yer verdi. Öte yandan, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı açıklamada soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü ifade etti.
Rize Taşkın Güngör: “Pazarspor’u bu zor şartlardan ayağa kaldırmayı başardık” Pazarspor’un başarılı teknik direktörü Taşkın Güngör, “Pazarspor’u bu zor şartlardan ayağa kaldırmayı başardık” dedi. Bu yıl TFF 3. Lig’de mücadele eden Pazarspor, sezon başında kötü bir başlangıç yaptı. Oynadığı maçlarda galibiyet sıkıntısı çeken Pazarspor ekibi, sürekli olarak teknik direktör değişimi yaptı. Son olarak takımın başına geçen Tolga Kerimoğlu’yla da istediği sonucu alamayan mavi-beyazlılar teknik direktörleri ile tekrardan yolunu ayırdı. Boşalan teknik direktörlük koltuğunu bu sefer Taşkın Güngör devir aldı. Bulvarspor maçıyla ilk maçına çıkan teknik adam 1 puan ile deplasmandan geri döndü. Güngör, ligin bitimine az kalmasına rağmen takımına güvenerek iyi işler çıkarmaya çalıştı. Pazarspor’u bir alt lige düşürmemek için elinden geleni yaparak 7 maçtan 10 puan topladı ve takımını ligde tutmayı başardı. Pazarspor’u ligde tutmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını ifade eden Taşkın Güngör, “Son lig maçımızı oynayacağız. Geldiğimizde çok zor şartlarda bir Pazarspor vardı. Kaosta olan 4 maçta sıfır çeken bir takım vardı. Zor bir görev olduğunu biliyoruz. Bu görevi alırken de daha önceki deneyimlerimize dayanarak sorumluluğu aldık. En azından bizleri bu göreve layık görmeleri bile bizim için bir şerefti. Biz de buna kayıtsız kalmadık. Zor bir sorumluluğun altına girdik ama lige bir hafta kala en azından hedeflediğimiz ana ulaştık. Bir taraftan baktığımızda kümede kalma ligde kalmanın mutluluğunu yaşarken, bir taraftan da son haftaya belki play-off’a girebilirdik. İyi 12 ay geçirdiğimizi düşünüyorum. Bize güvenenleri mahcup etmediğimizi düşünüyorum. Biz de elimizdekiyle bütün katkıyı kendi toprağımızı kendi memleketimize yapmaya çalıştık. Burada 3 puan almak istiyoruz. Lig bitince buradaki görevimiz sona eriyor. Ondan sonrası tabii bize bağlı şeyler değil. Bizim ana hedefimiz 3 aylık bu süreçte Pazarspor’u bu zor şartlardan ayağa kaldırmayı başardık. Altyapıdan 34 tane çocuğu aramıza katmaya çalıştık, hepsini bir arada yaptık. Ligde kalmak birinci önceliğimiz ve çok önemliydi. Evdeki mazimle en iyisini yapmaya çalıştık. Peki çok göze hoş gelen bir futbol oynatmadık. Yani daha çok skoru oynayan ve çok acil kaostan çıkmamızı sağlayacak sonuç almak istiyorduk. Onu da başardık ama hafta sonu daha keyifli, daha güzel bir karşılaşma seyrettireceğiz” şeklinde konuştu.