POLİTİKA - 24 Şubat 2017 Cuma 12:24

Başbakan Yıldırım: 'İş çok o yüzden 200’er 200’er açıyoruz'

A
A
A
Başbakan Yıldırım: 'İş çok o yüzden 200’er 200’er açıyoruz'

Başbakan Binali Yıldırım, "AK Parti hükümetlerinin bir sıkıntısı var; iş çok, açılış için zaman yok. Onun için 100’er 100’er, 200’er 200’er bir paket yapıyoruz öyle açıyoruz" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, insana huzur verecek şehirler imar etmekten bahsetti ve yatay mimaride daha fazla ruh ve sıcaklık olduğunu söyledi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının düzenlediği Çevre Projeleri Açılış Törenine katılan Başbakan Binali Yıldırım, “Dikey mimariden ziyade yatay mimaride daha fazla ruh, sıcaklık var” dedi. AK Parti tarafından halkoylaması propaganda sürecinde kullanılacak olan “Tabi ki evet” şarkısı eşliğinde kürsüye çıkan Binali Yıldırım, şarkıya programa katılanlarla birlikte alkışlayarak eşlik etti.

“Yeter ki çevremiz temiz olsun, şehirlerimiz daha yaşanabilir marka şehirler olsun”

120 adet tesisin açılışının gerçekleştirildiğini belirten Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasının başında AK Parti hükümetlerinin bir sıkıntısını şu şekilde anlattı: “AK Parti hükümetlerinin bir sıkıntısı var; iş çok, açılış için zaman yok. Onun için 100’er 100’er, 200’er 200’er bir paket yapıyoruz öyle açıyoruz. Eskiden zayıf iktidarlar döneminde en fazla 1.5 yıl, ‘ya bir şey bulun da açalım, bir çeşme yok mu?’ Valiyi kaymakamı ararlardı. O kadar çok eser var ki, hamdolsun bugün de memleketin her köşesinden tesislerin toplu açılışını yapıyoruz.”
Açılışı yapılan tesislerin neler olduğunu anlatan Başbakan Yıldırım, “Bu tesisler arasında katı atık depolama tesisi, arıtma tesisi, temiz hava merkezinden içme suyu şebekelerine varıncaya kadar birçok yatırım. Ayrıca 340 tane çevre temizlik aracı. Sokakları süpüren araçlar var. Eskiden bizim sokağın çöpçüleri vardı, çalı süpürgesi bir kürek sapına takılmış vaziyette, süpürürken ortalık toz duman, temizlik yapayım derken ortalığı toz duman içinde bırakırdı. Şimdi makinenin üzerinde keyfini bozmadan süpürüyor, kaldırımlarla yol arasında biriken ne var ne yok deposuna atıyor. Ayrıca 21 adet çöp konteyner dağıtımı yapılıyor. 81 ilde açılışı ve dağıtımı yapılan bu hizmetler, araçların toplam bedeli 955 milyon. Kabataslak 1 milyar deyin. Yani 1 katrilyondan bahsediyoruz. Helali hoş olsun. Yeter ki çevremiz temiz olsun, şehirlerimiz daha yaşanabilir marka şehirler olsun. Bu yatırımlar ne ilk ne son. Bu bir başlangıç. Bunun devamı gelecek” dedi.

“Dikey mimariden ziyade yatay mimaride daha fazla ruh, sıcaklık var”

"AK Parti çevre ve şehircilik konusunda da farklı bir partidir" diyen Başbakan Yıldırım, AK Parti Çevre ve Şehircilikten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan ve Belediyelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Erol Kaya’yı davetlilere tanıttı. Yıldırım, “Gördüğünüz gibi çevreyi ve şehirciliği biz çok önemsiyoruz. Yıl içinde açılışlar yapmaya, buna benzer eserleri gerçekleştirip milletimize kazandırmaya devam edeceğiz. Bugün Antalya Finike, Çanakkale Bayramiçi, Gümüşhane Köse, Mardin Nusaybin, Şırnak Silopi ilçe belediyelerimizin çevre temizlik araçlarının anahtarlarını vereceğiz. Hepsini vermeye kalkarsak Cuma’yı kaçırırız, akşama kadar bitmez. Ayrıca Bartın’a, Kastamonu’ya Samsun’a bağlanarak açılışlar gerçekleştireceğiz. Bütün bu hizmetlerin ve çevre temizlik araçlarının ilçelerimize illerimize, beldelerimize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

Şehrin bir medeniyet olduğunun altını çizen ve konuşması esnasında espriler yapan Yıldırım “Hacı Bayram, Ankara’nın manevi mimarı. Merak etmeyin ben Özhaseki gibi vaaza dönüştürmeyeceğim. Hacı Bayram Veli Hazretleri diyor ki; ‘insan şehri inşa ederken aslında taşın toprağın arasında kendini de inşa eder.’ Marifet halkın kalbini, ruhunu, benliğini ihya edecek, insana huzur verecek şehirler imar etmektir. Şimdi bir bakıyorsunuz şehirler inşa ediliyor, Amerika’da Manhattan denilen yerde binalar arasında göğün 7 kat yukarısına kadar çıkıyor. Binalar büyük, heybetli ama ruh yok. Biz yatay mimari diyoruz. Dikey mimariden ziyade yatay mimaride daha fazla ruh, sıcaklık var. Hiçbir zaman şehircilik konusunda bölge geldi böyle gider demedik, demeyeceğiz. Bizim Kurucu Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan kendisi de belediyecilikten geliyor. Belediyeciliği iyi bilen ve birçok hizmete de İstanbul’un o zor zamanlarında imza atıp, İstanbul'u yoksunluktan, çukurdan, çamurdan kurtarmış ve o dönem çalışmaları da bugünlerin altyapısını oluşturmuştur. Göreve başladığımız ilk günlerden beri yanlışları doğruya tahvil etmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Yanlış inşa edilmiş şehirleri maalesef şimdi kentsel dönüşüm diye riskli alanlar ilan ederek kendi elimizle yaptığımız bu rezilliği düzeltmenin gayretini gösteriyoruz” şeklinde konuştu. 

Derya Yetim - Enise Vural

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.