POLİTİKA - 03 Ekim 2016 Pazartesi 14:32

Başbakan Yıldırım: Notumuzu 3-5 değerlendirme kuruluşu belirleyemez

A
A
A
Başbakan Yıldırım: Notumuzu 3-5 değerlendirme kuruluşu belirleyemez

Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’nin kredi notunu düşürerek algı operasyonu yapmak isteyen Moody’s’e sert tepki göstererek, "Bizim notumuzu 3-5 değerlendirme kuruluşu belirleyemez, bizim notumuzu vatandaş belirler" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü’nde 81 ilden gelen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) üyelerini kabulünde yaptığı konuşmada, "Esnaf deyip geçme, burada gördüğünüz topluluk 10 milyon vatandaşımızı temsil ediyor. Aileleriyle birlikte. Bu haliyle Bendevi Baba, 10 milyonluk vatan evladını temsil eden en büyük STK’lardan birisini burada ağırlıyoruz. Sizler, vefakar, cefakar, esnaf kuruluşlarının temsilcilerisiniz. İşler zora düştüğünde piyasada yine sizler varsınız. İşleri yoluna koyarken fedakarlık yapmak gerektiğinde yine sizler varsınız, iyi ki varsınız, bu ülkenin bel kemiği omurgasısınız. Biz de hükümet olarak sizlerin Ahi Evran geleneğini sürdüren esnaflarımızın sorunlarını çözmek için her zaman çatı kuruluşunuz TESK ile istişareye önem veriyoruz. Esnafı ilgilendiren her konuyu TESK’le oturup konuşuyoruz, memleket, esnaf için en uygun çözüm neyse onu yapmaya gayret ediyoruz. Bizim bir prensibimiz var, baştan beri bu prensibe çok ama çok titizlikle riayet ediyoruz. Yapamayacağımız hiçbir işin sözünü vermiyoruz ama söz verdik mi onu da sonuna kadar yaparız" ifadelerini kullandı.

“BÜYÜYEN TÜRKİYE’NİN KİMSEYE BİR ZARARI YOK”

"Ne diyor Sayın Cumhurbaşkanımız, ’Ne aldatan, ne aldanan olacağız" diyen Yıldırım, "Dürüst olacağız. Tasada da sevinçte de beraberiz. Ülkemiz kazandıkça esnafımız kazanıyor. Büyüyen Türkiye’nin kimseye bir zararı yok. Büyüyen Türkiye’nin sadece 79 milyonuna değil aynı zamanda etrafımızdaki mazlum, garip guraba milletlerin halklarına da büyük katkımız var. Bundan sonra da sıkı işbirliğimiz titizlikle devam edecektir. 65. hükümet olarak her şeyi biz en iyi biliriz, her şeyi biz sizin için yaparız, siz de buna uyarsınız gibi bir anlayışı asla benimsemedik, benimsemiyoruz. Türkiye’nin gerçeklerinden kopmayan her türlü kalıcı katkıya ve eleştiriye sonun kadar varız. Esnaf ve sanatkarımızın işini kolaylaştıracak, iş aş imkanı sağlayacak her türlü teklife açığız. Devletin işi ticaret olamaz. Devletin işi güvenliktir, adalettir, eğitimdir ve sağlıktır. Bırakalım, herkesi işini yapsın. Sizin yaptığınız işi devlet yaparsa orada gelişme olmaz, devlet ticaret yapamaz. ticarette esas olan, para kazanmaktır, ayakta kalmaktır. Devlet ticaret yaparsa vakıf gibi yapar, hep kaydeder. Çünkü, işin sahibi yok, böyle ticaret olur mu? Sizin bir dükkanda herkes işe karışırsa iş yürür mü, yürümez. Bir kişi karar verecek, hangi işi alacak, nasıl bir değişiklik yapacak. Devlet işinde bu işler olmaz" şeklide konuştu.

Başbakan Yıldırım, "Bir yumurtayı 12 asker taşımış, götürürken düşürüp kırmış, onun için biz mümkün mertebe düzenleme işine bakacağız. Düzenleme, haksız rekabet olmasın, birinin ayağından tutup diğerine koş demeyelim, herkese aynı imkanı sağlayalım, kimin yüreği daha fazlaysa, gücü fazlaysa o daha ileri çıksın. Bir şeyi unutmayacağız. Terörden yıllardır çekiyoruz, Aslında Türkiye’de Kürt sorunu yok, Kürtlerin PKK gibi bir terör sorunu var. Bu sorun bizi her akımdan geri koyuyor. Bölgedeki işler geri kalıyor. Kim zarar görüyor? Orada yaşayan vatandaşlarımız" dedi.

“HAKSIZLIK EDİYORLAR, BU BÜYÜK ÜLKEYE”

Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:

"Geçen gün Şırnak’la Van arasına muazzam bir yol yapıyoruz, yolu yaparken güvenlik tedbiri alan 6 tane fidan gibi askerimizi şehit ettiler. Bu alçaklar yaptı bunu, artık vatandaşlarım görsün, orada yaşayan benim Kürt vatandaşlarım görsün, bu alçakların bölgenin gelişmesine karşı ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar, buna fırsat vermeyelim. Çocuklarımızın bunların tuzağına düşmesine müsaade etmeyelim. O bölgede 23 vilayetimizi kapsayan muazzam bir yatırım, destek hamlesi başlattık. Amaç, terörün geciktirdiği yatırımları terörün geciktirdiği ticareti olumsuz etkilediği her türlü altyapıyı süratle yenilemek. Bölgeye teröre rağmen 15 yılda neler yaptık? Terörün sorumlusu, o topraklara sahip çıkan, bu bayrağı dalgalandıran, yere düşürmeyen vatandaşlarımız değil, onların geleceğini karartan bölücü terör örgütüdür. Terör örgütünün Kürt sorunu diye bir sorunu yok. Ancak, Kürt vatandaşlarımızın terör sorunu var. Bizim de amacımız, bu terör sorununu ortadan kaldırmak. Artık Türkiye’nin terörle anılmasının önüne geçmek. Haksızlık ediyorlar, bu büyük ülkeye. Bir yandan bölücü terör örgütü, bir yandan FETÖ terör örgütü, bir yandan da hudutlarımızı korumak. Orada yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak için DAEŞ için faaliyetler. Esnaf ve sanatkarlarımız Türkiye’nin geleceğinin teminatıdır. Bunu nerede gördük? Bunu 15 Temmuz gecesi gördük. Meydanlara ilk önce sizler indiniz. Sizler, bayrağı yere düşürmediniz. Size ne kadar teşekkür etsek azdır. Sağolun, var olun. Memlekete, bayrağa, geleceğimize sahip çıktınız. Siz, size yakışanı yaptınız. Allah sizden razı olsun."

Esnaf ve sanatkarların sorunlarını kendi sorunları olarak gördüklerine dikkati çeken Başbakan Yıldırım, "Sizlerin sorunlarınızı kendi sorunumuz olarak görüyoruz. Sizin yüzünüz biraz asıldığında bir derdiniz olduğunu hissetmeye çalışıyoruz. Sizin yüzünüz gülerse, milletin yüzü güler. Bunun için de tedbirlerimizi ona göre alıyoruz. Bakanlarımızla görüştünüz. Bakın, ne dedik, ’Esnaf teşkilatı 800 yıllık bir geleneği sürdürüyor, Ahi Evran geleneği’. Esnafımızın Ahi Evran geleneği bugün de devam ediyor. Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacip asırlar önce ne diyor, ’Hükümdarlara tavsiyelerde bulunuyor, diyor ki o bilge insan, paranın ayarıyla oynama, halka adaletle hükmet, kuvvetlinin zayıfa tahakküm etmesine asla müsaade etme. Haydutları ortadan kaldır, yolları açık ve emniyetli tut. Asırlar önce ne yapacağımızı bu bilge insan anlatmış. Biz de enflasyonu yükseltme, paranın değerini koru, zayıfların güçlüler altında ezilmesine izin verme. Güvenliği sağla. Daha ne istiyor vatandaş? Bunları yapmak da bizim vazifemiz. Bu önemli bir görevdir" şeklinde konuştu.

“3 AY İÇİNDE BAŞIMIZA GELMEYEN İŞ KALMADI”

Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Geçtiğimiz 3 ay içinde başımıza gelmeyen iş kalmadı. Başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Bir yandan darbeyle uğraştık, bir yandan terörle mücadele ediyoruz, bir yandan da esnafımızın, ihracatçımız, ithalatçımızın, emeklinin, memurun çalışanın derdiyle dertleniyoruz. Birçok düzenleme yaptık. İşinizi kolaylaştırmak için devletle vatandaş kavgalı olamaz. Hukuk devletine yakışmaz. İşin sahibi sizsiniz. Biz sadece görev verdiniz, emanetçiyiz. Verdiğiniz görevi en iyi şekilde yapmakla sorumluyuz. Yapmazsak ne yapacağınızı biliyoruz. Vakti geldiğinde hoşgeldiniz demezsiniz, gereken dersi verirsiniz. Onun için biz hükmeden değil, vatandaşın esnafın milletin beklentilerini yerine getirmek için var gücümüzle çalışan sizin hizmetkarınızız."

Milli gelirin her yıl yüzde 5’e yakın artırıldığına dikkati çeken Yıldırım, "2002’den bu yana 27 çeyrek boyunca hep büyüdük. dünya küçüldü Türkiye büyümeye devam etti. Çünkü bizim ülkesini seven, sorumluluğunun bilincinde olan 10 milyonluk bir topluluğumuz var. Sıkıntılı günlerimizde bile büyümeye devam ediyoruz. 2002’den bu yana kadar 7 milyon vatandaşımıza iş, aş kapısı sağladık. 36 milyar dolar olan ihracatımızı 2015 yılında tam 4 kat artırarak, 144 milyar dolara çıkardık. Yüzde 11’in üzerinde olan bütçe açığını bugün yüzde 2’inin altına indirdik. Hem PKK, hem FETÖ’yle mücadele ederken bunları yaptık" dedi.

"BİZİM NOTUMUZU 3-5 DEĞERLENDİRME KURULUŞU BELİRLEYEMEZ"

Dış ticaret verilerini değerlendiren Yıldırım, "Vatandaş bunu söylerken değerlendirme kuruluşlarının ne söylediğinin önemi var mı, bizim notumuzu 3-5 değerlendirme kuruluşu belirleyemez, bizim notumuzu vatandaş belirler. Biz, hesabımızı size vereceğiz, vatandaşa vereceğiz. Onun için herkes yerini yurdunu bilsin. Türkiye’ye ayar vermeye çalışanlar 15 temmuz’da derslerini aldılar. Ekonomimizin temelleri sapasağlam. Bankacılık, finans sektörümüz tıkır tıkır işliyor. Yerli, yabancı yatırımcılar hiçbir tereddüt göstermiyorlar. Hükümet olarak, biz ülkemizi sorunlarından tamamen kurtarmak ve milletimizin yüzünü daha fazla güldürmek için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyma zamanıdır. Rakamların açıkça ortaya koyduğu bu tablo sizler gibi memleket sevdası ile dolu fedakar camiamızın büyük katsı var. Birlikte aynı heyecanı taşımasak bizler bu mücadelede asla bu kadar güçlü olamazdık. Türkiye’nin gücüne potansiyeline güveniyoruz, esnafımıza, size güveniyoruz. Birileri Türkiye’nin dinamikleriyle oynamaya kalkarsa kalksın ama biz yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

"TESK’İN ÇINAR GİBİ BAŞKANI VAR"

Birlik mesajı veren Başbakan Yıldırım, "Bunun için yeniden yapılandırma, vergi barışı, stok affı, kasa fazlası gibi birçok yaşadığınız sıkıntıları ortadan kaldıracak düzenlemeleri yaptık. Sosyal güvenlik, dayanışma ödeneğini kaldırdık. Primleri ucuzlattık. Neyse bu düzenlemeler bütün detayları her türlü sorunu nasıl çözeceğimizi öğreniyorsunuz. TESK’in çınar gibi başkanı var, Bendevi Palandöken. Onun riyasetinde, büyük bir topluluk Türkiye’nin geleceği için, daha güzel günlere erişmesi için, vatandaşımızın yüzünün daha fazla gülmesi için var gücünüzle çalışıyorsunuz. Vatandaşımızın sesini bizlere duyuruyorsunuz. Sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum" diye konuştu.

"Yarınımız, bugünden daha güzel olacak" diyen Yıldırım, "Hiçbir endişeniz olmasın. Maalesef bir alışkanlık var. O alışkanlık da Türkiye’yi sürekli kötü göstermeye çalışmak. Neye yapıyorlar, himmet diye garip gurabadan, ağabeylerden, esnaftan topladıkları paraları o yabancılara lobi şirketlerine, televizyon şirketlerine, gazetelere, siyasetçilere oluk oluk dağıtıyorlar ama burunlarından fitil fitil getireceğiz. Memleketini gidip şikayet etmenin kimsenin yanına kalmayacağını, bu ülkeye ayar çekmenin kimsenin haddi olmadığını elbette görecekler. Sizden önemli isteğim şudur, aranızda bölücülere ve FETÖ’cülere asla yer vermeyin. Kendi içinizden de bu mikropları temizleyin. Bunların memlekete ve millete faydası yok. Bunların ihanetlerinin bedelini 15 Temmuz’da beraber ödedik. Eğer, bu ihanetin hesabını sormazsak şehit ve gazilerimiz bizden davacı olur. Onların hakkını ödeyemeyiz. Onun için bu mesele büyük bir mesele bunu beraber çözeceğiz. Hepimizin bu noktada görevli olduğunu unutmayalım. Kısa sürede bu anlamsız gündemden, Türkiye’yi çıkarmamız, Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak görevimiz var. Bunu birlikte yapacağız. Bunda da gerekli donanım ve birimimiz var. Başaracağımızdan da zerre kadar tereddüdümüz yok" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Kırkağaç’ın “Çakal Pideli Paça” yemeği tescil belgesini aldı Manisa’nın Kırkağaç ilçesindeki zengin mutfak kültürünün öne çıkan örneklerinden olan Çakal Pideli Paça yemeği tescil belgesini aldı. Kırkağaç Kavunu ve Topalak yemeğinin ardından Çakal Pideli Paça yemeği, Kırkağaç’ın 3. Coğrafi Tescil alan ürünü oldu. Daha önce Kaymakam Murat Büyükköse döneminde Kırkağaç Kaymakamlığınca Coğrafi Tescil Belgesi için Patent ve Marka kurumuna başvurusu yapılan yemek, patent kurumu tarafından ’Kırkağaç Çakal Pideli Paça’ adıyla tescillendi. Patent ve Marka Kurumu tarafından 15 Aralık 2023 tarih ve 163 sayılı bültende yayımlanan Kırkağaç Çakal Pideli Paça yemeği için üç aylık itiraz süresi sonunda herhangi bir itiraz olmadığı için, Patent Kurumu tarafından düzenlenen Tescil Belgesi’nin Kaymakamlığa teslim edildiğini belirten Kırkağaç Kaymakamı Zafer Oktay, “İlçemizde faaliyet gösteren Kırkağaç Tarihi Gurme Şehri Kalkınma Derneği tarafından başlatılan ve yapılan çalışmalarla ilçemizin zengin yemek kültürü ön plana çıkarılmış ve Kırkağaç Gurme şehri olma yolunda önemli hamleler geçekleştirilmiş, bu konuda büyük bir özveri ile çalışan derneğimizin başkanı Cahit Uslu’ya ve onun nezdinde tüm dernek yönetimine ve AB Proje Ofis Koordinatörü Mustafa Tıpırtın’a katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Daha önce de Kırkağaç Topalak yemeğimiz Patent ve Marka kurumu tarafından tescillenmişti, Kırkağaç Kavunumuz ile birlikte artık Kırkağaç’ın üç adet tescil almaya hak kazanan değeri bulunuyor, ayrıca Kırkağaç Kavununa Avrupa Birliği Coğrafi Tescil ile Kırkağaç Zeytinyağına yerel tescil için değerlendirme süreci devam ediyor, inşallah kısa sürede sonuçlanır” dedi.
İzmir Prof. Dr. Budak: "Dünyanın en yeşil ve sürdürülebilir üniversiteleri arasında ilk 100’deyiz" Ege Üniversitesi (EÜ)’nde düzenlenen Greenmetric Türkiye Ulusal Çalıştayında konuşan Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, "Yaptığımız çalışmalar neticesinde üniversitemiz, Greenmetric Dünya Yeşil Üniversiteler sıralamasında bin 183 üniversite arasında 96’ncılığa yükseldi. Ege Bölgesinin en yeşil ve sürdürülebilir üniversitesi olduk" dedi. Dünyanın en yeşil üniversitelerinin sıralandığı ve Ege Üniversitesi (EÜ)’nin de ilk 100 üniversite içerisinde yer aldığı Greenmetric Dünya Yeşil Üniversiteler sıralaması, Türkiye’deki ve dünyadaki üniversiteleri çevre dostu uygulamaları hayata geçirme konusunda motive ediyor. Greenmetric Türkiye Ulusal Çalıştayının açılış toplantısı ise Ege Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Fen Fakültesi Konferans Salonunda yapılan çalıştaya; EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, üniversite üst yönetimi, EÜ Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇEVMER) Müdürü Prof. Dr. Armağan Kınal, Greenmetric Araştırma ve Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Dr. Nyoman Suwartha, Greenmetric Veri, Sistem ve Bilişim Teknoloji Uzman Üyesi Dr. Ruki Harwahyu, Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinin çevre, atık ve enerji birimlerinin yöneticileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Ege Üniversitesi; 1955 yılından bu yana Türkiye’nin dördüncü, bölgenin ilk ve en köklü üniversitesi olarak, bölgedeki üniversitelerin kuruluşlarında öncü ve garantör olmuş, tam akredite, öğrenci odaklı araştırma üniversitesidir. Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından hayata geçirilen Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde 5 yıllık kurumsal tam akreditasyon belgesini alarak Türkiye’de kurumsal olarak akredite edilen ilk devlet üniversitesidir. YÖK’ün Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması Programı kapsamında Ege Üniversitesi, araştırma üniversiteleri arasında yer almaktadır. Hayata geçirdiği 90’dan fazla öğrenci odaklı uygulama ve Avrupa’nın en büyük kariyer fuarını yapan üniversitemiz, ‘Öğrencilerin Kariyer Gelişimini En Etkin Şekilde Destekleyen Üniversite’ ödülünü alan ilk ve tek devlet üniversitesidir. YÖK Milli Yenilik Ödülüne sahip bir devlet üniversitesidir” dedi. “Ege Bölgesinin en yeşil ve sürdürülebilir üniversitesiyiz” Ege Üniversitesinde hayata geçirilen çevre dostu uygulamaları dile getiren Prof. Dr. Budak, “Üniversitemizde, çevre bilincini yaşam felsefesi haline getirerek öğrencisinden çalışanına bir kültüre dönüştürdük. Yeşil yönetim, çevre dostu ulaşım, enerji yönetimi, iklim ve farkındalık, entegre atık yönetimi ve iklim değişikliğiyle mücadele alanlarında oluşturduğumuz komisyonlarımız, sürdürebilir bir üniversite için var gücüyle çalışıyor. 2018 yılında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın doğa dostu üniversiteler vizyonu ve değerli eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayesinde; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen ‘Sıfır Atık Projesi’ kapsamında pilot üniversite seçilen üniversitemizde sürdürdüğümüz çalışmaların sonucu olarak, 2020 yılında İzmir’de ‘Sıfır Atık Belgesi’ almaya hak kazanan ilk eğitim kurumu olduk. Yükseköğretim Kurulu, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında imzalanan ‘Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs Oluşturulması Alanında İş Birliği Protokolü’ kapsamında 10 pilot üniversiteden biri olarak seçildik. Üniversitemizde, sıfır atık Komisyonu kurarak ve Sıfır Atık Eylem Planı hazırlayarak sıfır atık sisteminin sorunsuz işlemesini sağladık. Eylem planımız kapsamında kampüsümüzün farklı noktalarına ‘Mobil Atık Getirme Merkezleri’ yerleştirdik. Kampüs metro girişi, diş hekimliği fakültesi ve tıp fakültesine yerleştirdiğimiz atık merkezlerinde; kağıt, cam, plastik, metal, elektronik atık, atık yağ ve atık pil üniteleri yer alıyor. Bu noktada atıkların bertarafı ve geri dönüşümü ile ilgili çalışmalarımızda önemli bir adımı atmış olduk. Kampüsümüz yemekhanesinden çıkan biyobozunur atıkların satın alınan kompost makinesi ile yüzde 60 oranında kedi-köpek mamasına, yüzde 40 oranında ise komposta dönüştürülmesini sağladık. 2023 yılında tüm kampüsümüz genelinde ISO 9001 Kalite Belgesi ve ISO 14001: Çevre Yönetim Sistemi sertifikasını almaya hak kazandık. Tüm bu yaptığımız çalışmalar neticesinde de greenmetric sıralamasında üniversitemiz 2016 yılında 337’nci sırada yer almaktayken, 2023 yılında bin 183 üniversite arasında 96’ncılığa yükseldi. Bu durum üniversitemizi; Türkiye’deki devlet üniversiteleri arasında 4’üncü, Ege Bölgesinde ise ilk sıraya yerleştirerek Ege Bölgesinin en yeşil ve sürdürülebilir üniversitesi olmamızı sağladı” dedi. Prof. Dr. Budak, “Çalıştayımızda amacımız; ülkemizdeki üniversitelerin sürdürülebilirlik alanında dünya sıralamalarındaki başarılarının artırılması, iyi uygulama örneklerinin ülkemizdeki diğer üniversitelere örnek teşkil etmesi ve uluslararası rekabette güçlü bir ülke olabilmektir. Ayrıca çalıştay kapsamında Türkiye’deki üniversiteler birbirleri ile deneyimlerini paylaşacak ve sürdürülebilirlik alanında daha ileri adımlar atmaya teşvik sağlanacaktır. Çalıştayın verimli geçmesini temenni ediyorum” diye konuştu. “Greenmetric çevre bilincini artırmayı hedefleyen bir platform” ÇEVMER Müdürü Prof. Dr. Armağan Kınal da, “GreenMetric Dünya Üniversiteleri Sıralaması, 2010 yılında Endonezya Üniversitesi tarafından üniversite kampüslerinin sürdürülebilirlik uygulamalarını küresel ölçekte değerlendirme ve karşılaştırma amacı güden, tüm dünyadan prestijli üniversitelerin katılımını sağlayan ve çevre bilincini artırmayı hedefleyen bir platformdur. Tüm dünya çapındaki yükseköğretim kurumlarına açık olan bu platformda, her yıl, çeşitli ülkelerden birçok üniversite, Greenmetric tarafından altyapı, enerji ve iklim değişikliği, atıklar, su kaynakları, ulaşım ve eğitim gibi alanlarda değerlendirilmektedir” dedi. Greenmetric Araştırma ve Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Dr. Nyoman Suwartha ise Greenmetric sistemini ve değerlendirme kriterlerini anlatan bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmaların ardından Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, Dr. Nyoman Suwartha’ya teşekkür belgesi verdi. Ardından tüm üniversite yetkilileri tarafından UI Greenmetric Ağı üyelik anlaşması imzalandı. Etkinlik kapsamında Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden gelen çevre, atık ve enerji birimlerinin yöneticileri, yaptıkları sunumlarda kendi üniversitelerinde gerçekleştirilen iyi uygulama örneklerini katılımcılarla paylaştı.
Bursa Bursa’da startup yatırımcı ekosistemi bir araya geldi Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) ev sahipliğinde in4startups dijital platformunun koordinasyonunda gerçekleşen "Startup Yatırımcısı Nasıl Olunur?" programı, Bursa’da yoğun katılımla gerçekleştirildi. Girişimciler ve yatırımcılar arasında değerli bir buluşma olan ve BEBKA’nın ev sahipliğinde düzenlenen "Startup Yatırımcısı Nasıl Olunur?" programı, Bursa’da yoğun katılımla gerçekleştirildi. Program boyunca katılımcılara, startup yatırımları konusunda bilgiler sunulurken, gerçek yaşamdan alınmış örneklerle yatırım süreçleri detaylı bir şekilde işlendi. Alanında uzman pek çok konuşmacı, geçmişte gerçekleştirdikleri başarılı yatırımları ve yatırımcı ile girişimci arasındaki ilişkilerin nasıl kurulup sürdürülmesi gerektiğini katılımcılarla paylaştı. Programda konuşan BEBKA Planlama Birim Başkanı Elif Boz Ulutaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda faaliyet gösteren BEBKA’nın girişimcilik ve yatırım ekosistemine sağladığı destekler ve programlardan bahsetti. Ardından in4startups kurucu ortağı Ahmet Sefa Bir,sunulan yenilikçi hizmetleri anlatırken, Asya Ventures Yönetici Ortağı Şerafettin Özsoy da Startup Yatırımcısı Nasıl Olunur? konusunda bilgiler verdi. Program daha önce başarılı bir yatırım süreci geçirmiş Bursalı CoolREG firmasının yatırım alma süreçlerinin girişimci, yatırımcı ve hukuki yönden ele alındığı panelle son buldu. Programın sunduğu ağ kurma fırsatları, katılımcılara benzer düşünen profesyoneller ve potansiyel yatırımcılarla etkileşimde bulunma imkanı tanıdı. Etkinlik, Bursa ve çevre illerdeki girişimcilik ekosisteminin güçlenmesine ve startup yatırımcılığına ilgi duyan bireysel yatırımcıların farkındalıklarının artırılmasına katkı sağladı.
Kayseri Kadınlar ‘sürdürülebilirlik’ için bir araya geldi Kayseri’de Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu desteği ile Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) ve Simurg Kadın Kooperatifleri Birliği ortaklığı ile düzenlenen ‘Sürdürülebilirlik İçin İletişim Köprüleri Kuruyoruz Projesi’ çerçevesinde düzenlenen programda kadın kooperatifleri bir araya geldi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan programa Kayseri Vali Yardımcısı Ömer Tekeş, Türkiye İş Kurumu Kayseri İl Müdürü Ayşe Ak, Kayseri Büyükşehir Belediyesi daire başkanları, KEDV yönetim üyeleri, Simurg yönetim üyeleri, kadın kooperatifleri yönetimleri ve üyeleri katıldı. Programın kadın kooperatiflerinin sürdürülebilirliği konusunda katkıda bulunacağını söyleyen Kadın Çiftçiler Ekolojik Eğitim, Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Şükran Başdoğan, “Bu programda KEDV, Avrupa Birliği Projesi çerçevesinde açmış olduğu proje yarışmasında Kayseri’yi temsilen biz de kazandık. Türkiye’deki 24 kadın kooperatifinden biri olduk. Burada bizim yaptığımız şey kadın kooperatiflerinin sürdürülebilirliğini sağlamak için iletişim köprülerini kurmak adında bir projeydi. Burada da şu anda Kayseri’deki bütün kadın kooperatifleri misafir ettik. Türkiye’de başarılı olan 2 kadın kooperatifimiz var; Hatay’dan Hazek Kadın Kooperatifi ve Malatya’dan Toprak Ana Kadın Kooperatifi’nin yetkilileri burada. Yine Habitat Derneği’nin yetkilisi burada. KEDV bir de Türkiye Kadın Kooperatifleri Üst Birliği Simurg burada. Burada hedef şu şekilde; kadın kooperatiflerinin aslında kurulmasından ziyade sürdürülebilirliği çok önemli olduğu için bunların sürdürülebilirliğini sağlamak ve birlikte bir iletişim ağı oluşturmak. Birlikte hareket etmek, birlikten güç doğar diyerek kadın kooperatiflerinin birbiri ile güçlenmesini sağlamak. Kadın üretir herkes tüketir. Bununla yola çıkan bu kadın kooperatiflerine destek olunmasını, biraz daha kadın kooperatiflerinin ürettiği ürünlere hassasiyet gösterilmesini istiyoruz biz. Bu da Kayseri’de o kadar kolay ulaşılabilecek yerlerde ki, sağ olsun bu konuda Kayseri Valimiz Gökmen Çiçek, Vali Yardımcımız Ömer Tekeş’e sonsuz teşekkür ediyorum. Bugün Büyükşehir Belediyesi olarak projemize iştirak ettiler, yetkililere de ayrıca teşekkür ediyorum. Yani bizi, kadın kooperatiflerini desteklesinler ve ekonomiye sağladığımız katkıda bize katkı sağlasınlar istiyoruz” ifadelerini kullandı. Düzenlenen programa katılan kadın kooperatifleri, üretimde sürdürülebilirlik ve iletişim konusunda istişarelerde bulundu.