POLİTİKA - 25 Mart 2017 Cumartesi 16:00

Başbakan Yıldırım: Said-i Nursi yaşasaydı bunu yanına bile sokmazdı

A
A
A
Başbakan Yıldırım: Said-i Nursi yaşasaydı bunu yanına bile sokmazdı

Başbakan Binali Yıldırım, Fetullahçı terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in Bitlisli alim Said-i Nursi'yi istismar ettiğini belirterek, "Bu hain FETÖ, Bitlisli Said-i Nursi'nin tırnağı olamaz. Said-i Nursi yaşasaydı bunu yanına bile sokmazdı" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, 16 Nisan'da yapılacak referandum çalışmaları kapsamında düzenlenen mitinge katılmak üzere Bitlis'e geldi. Muş'tan helikopterle Bitlis'e gelen Başbakan Binali Yıldırım'a Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Genel Başkan Yardımcıları Mehdi Eker ve Vedat Demiröz de eşlik etti. Gökmeydan Miting alanında Bitlislilere hitap eden Başbakan Yıldırım, konuşmasına ilçe isimlerini tek tek sayarak başladı. Bu baharın daha güzel olacağını belirten Yıldırım, "Baharın müjdecisi, nevruzunuz kutlu olsun. Bahar her yerde güzel ama Bitlis'te bir başka güzel. Bahar, Süphan Dağı'nın eteklerinde Nemrut Dağı'nın eteklerinde her yerden daha güzel. Bu bahar inşallah Bitlis'te, ülkemizde, insanlığa huzur kardeşlik bereket bolluk gelecek" dedi

Said-i Nursi'yi örnek gösterdi

Bitlisli alim olan Said-i Nursi'yi örnek gösteren Başbakan Binali Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bitlis, Türkiye'nin, bu toprakların en büyük alimlerini, tarihi şahsiyetlerini yetiştirdi. Hepsini rahmetle, minnetle, şükranla anıyoruz. Yakın tarihte yetişmiş büyük bir alim Said-i Nursi'yi burada özellikle yad ediyorum. Allah ondan razı olsun, mekanı cennet olsun. Bu zat Bitlis'in Hizan ilçesinin Nurs köyünde doğdu. Bitlis medreselerinde yetişti. Arkasında onlarca eser bıraktı. Said-i Nursi sadece bir alim değil, aynı zamanda vatansever bir kahramandı. 1915'te Erzurum Hasankale'de Rus işgaline karşı savaştı ve esir düştü. Sibiraya'ya götürdüler, esir kampında tuttular. O, kamptan çıktı bütün Avrupa'yı dolaşarak yeniden memleketine, İstanbul'a döndü."

"Said-i Nursi'yi istismar etti"

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in, Said-i Nursi'yi istismar ettiğini dile getire Başbakan Yıldırım, "Şimdi, birileri çıktı 'hocayım' dedi, 'Said-i Nursi'nin izindeyim' dedi, Said-i Nursi'yi istismar etti. Said-i Nursi, esir kampından ülkesine geri geldi ama Said-i Nursi'nin izindeyim diyen FETÖ, ülkesinden kaçtı. Pensilvanya'ya sığındı. Said-i Nursi'nin hayatı, CHP'nin tek parti döneminin zulmü altında, hapislerde geçti, sürgünlerde geçti ama bu FETÖ hesap vermek yerine uzaklara kaçtı, ülkesini terk etti. Bitlisli alim Said-i Nursi ülkesi için, vatanı için savaştı ama bu sahtekar, vatanına, milletine, bayrağına savaş açtı. 15 Temmuz'da işte bu Pensilvanya'daki hain asker kılığı içindeki ajanlarını kullanarak bu milletin silahlarını millete doğrultarak 250 kardeşimizi şehit etti, 2 bin 194 kardeşimiz gazi oldu. Bu hain FETÖ, Bitlisli Said-i Nursi'nin tırnağı olamaz. Said-i Nursi yaşasaydı bunu yanına bile sokmazdı" diye konuştu.

"16 Nisan'da 'hayır' çıksın diye canhıraş bir şekilde çalışıyorlar"

Terörist başının yaptıklarının hesabının sorulacağını vurgulayan Yıldırım, "Bakın, bu hain ne demişti, 'Said-i Nursi Kürt olduğu için yanına gitmedim' dedi. Bu kadar saygısız ve hadsiz bir alçak. Kürt olduğu için Saidi Nursi'nin yanına gitmiyorsun ama 10 yıllardır eserleri istismar ediyorsun. Hiç merak etmeyin, bu hainden, yaptıklarını hesabı mutlaka sorulacak. Şehitlerimizin gazilerimizin hesabını mutlaka soracağız. Bu hainin teröristleri Almanya, Hollanda ve diğer ülkelerde Türkiye aleyhine propaganda yapıyor. 16 Nisanda hayır çıksın diye canhıraş bir şekilde çalışıyorlar."

"FETÖ, PKK ile kardeştir, bunlar ikizdir"

FETÖ ile PKK'nın ikiz olduğunu söyleyen Yıldırım şunları kaydetti:
"Biri Said-i Nursi'ye ihanet etti diğeri de Kürt kardeşlerimize ihanet etti. 15 Temmuz akşamında bunlar beraber çalıştılar. O akşam, PKK Kandil'den diyor ki 'askerlere aman saldırmayın, onlar darbe yapacak'. 16 Temmuz sabahı darbe püskürtülünce, hainler tek tek yakalanınca Kandil'den yeni bir mesaj geldi, 'askerlere saldırı serbest.' İşte bu alçaklar, PKK da, FETÖ de 16 Nisan'da hayır çıksın diye kol kola vermişler, omuz omza çalışıyorlar. Kandil her gün açıklama yapıyor 'evet' çıkarsa PKK biter diyorlar. Evet Bitlis diyor ki 'evet' çıkacak PKK da bitecek, FETÖ de bitecek. Bitlis Said-i Nursi'ye ihanet eden FETÖ'ye Kürt kardeşlerimize ihanet eden, PKK'ya cevap vermeye hazır mı? FETÖ'ye gereken cevabı verecek misiniz? PKK'ya hak ettiği cevabı verecek mi? Bitlis, bu şer odaklarına katılan CHP'nin yöneticilerine cevabı verecek mi? Bitlis 'evet' diyecek bir dönemin kapılarını kapatıp inşallah yeni bir dönemin aydınlık kapılarını aralayacak."

"Bu değişiklik yapıldıktan sonra her zaman güçlü hükümetler dönemi başlıyor"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle güçlü hükümetlerin kurulacağını belirten Başbakan Binali Yıldırım, "16 Nisan yaklaşıyor. Anayasa değişikliği 16 Nisan'da önümüze geliyor. Türkiye'de artık bu değişiklik yapıldıktan sonra her zaman güçlü hükümetler dönemi başlıyor. Öyle seçim oldu, hükümet kurulmadı güvenoyu almadı, zaman kaybı ortadan kaldırıyor. Hükümetleri kuran da, hükümetlerin de işine sona veren de millet oluyor, patron sizsiniz. Sandıkta karar veriyorsunuz. Geçmişte neler yaşadık biliyorsunuz medya manşetleriyle hükümetler kuruldu, devrildi. Yargı müdahaleleriyle hükümetlerin alanları daraltıldı. Hatta yargı darbesi yapılmaya kalktı. Türkiye'de birçok darbeyi gördük. Sizin seçtiğiniz hükümetler darbeyle işbaşından uzaklaştırıldı. İşte bu mevcut Anayasa 82 model artık her tarafı dökülen darbe Anayasası iş görmüyor. Sürekli arıza yapıyor, kriz üretiyor. Mevcut sistem ülkenin sorunlarına kalıcı çözüm üretemiyor. Ekonomi yeteri kadar büyümüyor. AK Parti döneminde son 15 yılda ekonomiyi 3 kat büyüttük. Eğer bu engellerle karşılaşmasaydık sürekli taciz etmeseydik inanıyorum ki en az 5 kat büyüyecekti. 14 yıldır sizlere hizmet üretiyoruz, projeler yapıyoruz. Bir yandan hizmet yapıyoruz ama şeytan taşlıyoruz. Şeytan taşlamadan zaman buldukta yollar yapıyoruz, hastaneler, okullar yapıyoruz. Milletimizin hayatını kolaylaştırıyoruz. Biz iş yapalım dedikçe onlar hep olmaz dediler, hayır dediler. Yol, tünel, köprü yapalım dedikçe hayır dediler engel koydular" ifadelerini kullandı.

"Milletin patron olduğu yerde tek adam olmaz"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Başbakan Yıldırım, "Şimdi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle artık bu engelleri ortadan kaldırıyoruz. Siz, doğrudan sandıkta Cumhurbaşkanını da seçeceksiniz, hükümetine de karar vereceksiniz, meclisi seçeceksiniz. Sizin seçtiklerinize kimse karışamayacak, burnunu sokamayacak. 5 yıl boyunca güçlü hükümetler hizmet üretecek bahane üretmeyecek. 5 yıl sonra beğenirseniz yine seçeceksiniz ama üçüncü sefer yok ondan sonra değiştireceksiniz CHP genel başkanı tek adam diyor, tek adam görmek istiyorsa aynaya baksın. Seçim olan yerde tek adam olmaz, milletin patron olduğu yerde tek adam olmaz. Hükümetler, seçim kaygısı olmadan, kriz düşüncesi olmadan 5 yıl çalışacak hizmet üretecek, iş üretecek, Bitlislinin gönlünü yapacak. 5 yıl sonunda da gelip hesabı size verecek. Cumhurbaşkanı hükümet sistemiyle Türkiye'nin bekleyen birçok sorununa köklü çözüm geliyor. Ekonomi şaha kalkacak, Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Alevilerin, Sünnilerin, Zazaların, herkesin sorunu bir olacak bütün vatandaşlar Kürt, Türk, Arap demeden başımızın tacı olacak. Hepsi birinci sınıf insan olacak" dedi.

"Kürtlüğünüzle iftihar edin"

Meydanı dolduranlara 'Kürtlüğünüzle iftihar edin' diyen Başbakan Yıldırım, "Kürtlülüğünüzle iftihar edin. Kürtlüğünüz sizin herhangi bir eksikliğiniz değildir ama bir şeyle de iftihar edin o da ay yıldızlı bayrağımızdır. Alçak PKK görsün bunları. Hem Kürtlüğümüzle iftihar edeceğiz hem de devletimizle iftihar edeceğiz. Çünkü biz bin yıldır bu topraklardayız. Savaşta, neşede, yasta beraber olduk. Bundan sonra da devamlı beraber olacağız. Aramızı bozmaya çalışan alçak terör örgütünü aramızdan çekip alacağız. Bu CHP, HDP, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ilgili hiç bir şey konuşmuyorlar. İşleri güçleri yalan dolan. Mecliste bu değişiklikler görüşülürken CHP, HDP neredeydi. Onlar kürsü işgal etmekle, kelepçelemekle, insanları yumruklamakla meşguldü. Ne yaptıklarını gördünüz. Her türlü çirkinliği yaptılar. Kürsüyü parçaladılar kelepçelediler şimdi çıkmışlar utanmadan sıkılmadan anayasa değişikliği meclisi zayıflatacak diyorlar. Meclisi zayıflatan, itibarını azaltan sizsiniz. Bu sistemle, meclisin gücü daha da artıyor, etkisi daha da artıyor. Meclis hükümeti denetliyor, milletvekillerinin yetkisi artıyor. Çünkü milletvekilleri artık kanun yapacak. CHP bir de tutturmuş cumhurbaşkanı meclisi feshedecek. Yok böyle bir şey, tamamen yalan. Cumhurbaşkanı meclisi seçime götürebilir, eğer seçim kararı alırsa, kendisi de gidiyor. Çünkü seçim aynı anda, aynı gün oluyor. Meclis de seçim kararı alırsa bu sefer cumhurbaşkanı da gidiyor. Dolayısıyla bu sistem uzlaşma getiriyor, anlaşma getiriyor. Kılıçdaroğlu çıkmış bu anaysa değişikliğinde ne yoksa ondan bahsediyor. Yalan diyorsun deyince de televizyonlara çıkıp tartışalım diyor. Açıp şu anayasa değişikliğini okumamış, neyin getirdiğini bilmiyor. Ömrünüz konuşarak, tartışarak geçti. Bizim tartışacak vaktimiz yok, millet hizmet bekliyor, iş bekliyor, ülkenin koşar adımlarla gitmesini bekliyor" şeklinde konuştu.

"Sırtlarını Kandil'e dayadılar"

HDP'nin 7 Haziran seçimlerinin ardından Kürtlere ihanet ederek sırtını Kandil'e dayadığını söyleyen Yıldırım, "HDP'nin durumunu anlatmaya bile gerek yok. Bunlar geldi dediler ki 'biz artık Türkiye partisi olduk, Kürtlerin dertlerine derman olacağız' dediler. 7 Haziran çıktı hemen gittiler Kandil'e teslim oldular, size ihanet ettiler. Sırtlarını terör örgütlerine dayadılar, sırtlarını Avrupa'ya dayadılar, anayasayı yok saydılar, yasaları yok saydılar, şehirlere çukurlar kazdılar, tarumar ettiler, yakıp yıktılar. Soruyorum bir belediyenin işi çukur kazmak mı teröristlere lojistik destek sağlamak mı, onlara kaynak aktarmak mı. Milletten oy alacaksın, yol, park, sosyal alan yapacaksın diye insanların daha rahat yaşamasını sağlayacaksın diye sana oy veriyor sen de milletten topladığın paraları dağa, teröristlere aktarıyorsun. Yok öyle yağma. İşte bunun hesabını şimdi veriyorlar, verecekler. Bitlis'te bazı ilçelerimizde bunları gördük ve gereğini yaptık. Belediyelerimiz şu anda vatandaşa iş üretiyor. Teröristlerin yıktığı altayapıyı düzeltiyor daha iyisini yapmaya gayret ediyoruz. Biz Türkiye'yi de Kürt Türk kardeşlerimizi bu beladan kurtaracağız. İşte bu muhteşem tablo bunun müjdecidir. Her karış toprağımıza huzur gelecek, barış gelecek, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, birlikte Türkiye olacağız. Türkiye düşmanlarının taşeronluğunu yapan PKK, FETÖ de başımızın belası olmayacak" şeklinde konuştu.
Mitingin ardından İhlasiye Medresesi'ne geçen Başbakan Binali Yıldırım ve beraberindekiler, daha sonra helikopterle Siirt'e hareket etti.

Vahit Olcay - Gürkan Olcay - Nejdet Armağan - Hakan Okay 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırklareli Kırklareli’nde yılbaşında alınacak tedbirler masaya yatırıldı Kırklareli’nde uygulanacak yılbaşı güvenlik tedbirleri çerçevesinde, asayiş, trafik, kamu düzeni, sağlık, itfaiye ve acil müdahale hizmetlerine yönelik alınacak önlemler değerlendirildi. Kırklarelililerin yeni yıla sağlık, huzur ve güven içerisinde girmelerini sağlamak, yılbaşı tatilinin il genelinde sorunsuz ve emniyetli bir şekilde geçirilmesi amacıyla alınacak tedbirlerin ele alındığı Yılbaşı Tedbirleri Toplantısı, Vali Uğur Turan başkanlığında Valilik Atatürk Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda, İçişleri Bakanlığı’nın talimatları doğrultusunda ülke genelinde uygulanan yılbaşı güvenlik tedbirleri çerçevesinde, asayiş, trafik, kamu düzeni, sağlık, itfaiye ve acil müdahale hizmetlerine yönelik alınacak önlemler detaylı şekilde değerlendirildi. Toplantıda ayrıca, emniyet ve jandarma birimleri başta olmak üzere tüm ilgili kurumların, yılbaşı süresince 7/24 esasına göre görev yapacağı, denetimlerin ve uygulamaların artırılacağı vurgulandı. Kırklareli Valisi Uğur Turan, vatandaşların huzur ve güvenliğinin her zaman öncelikli olduğunu belirterek, İçişleri Bakanlığı’nın ’tedbir, denetim ve koordinasyon’ anlayışı çerçevesinde, kurumlar arası iş birliği ve koordinasyonun en üst seviyede sürdürüleceğini ifade etti. Vali Turan, kamu düzenini bozabilecek her türlü olumsuzluğa karşı gerekli tüm önlemlerin kararlılıkla uygulanacağını dile getirdi.
İstanbul Yusuf Güney’den uyuşturucu soruşturması sonrası açıklama İstanbul’da ünlü isimlere yönelik yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ifadesinin ardından saç ve kan örnekleri veren şarkıcı Yusuf Güney serbest bırakıldı. Güney, konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "On gündür hastalıklarla mücadele ediyorum. Telefonlarımı kapattım, kendimi iyileştirmek için istirahate çekildim, yer yerinden oynamış" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından ünlü isimlere yönelik yürütülen uyuşturucu soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında sanatçı Yusuf Güney ifadeye çağrıldı. İfadesinin ardından Güney, sevk edildiği Adli Tıp Kurumu’nda saç ve kan örnekleri verdikten sonra serbest bırakıldı. Yaşananların ardından Yusuf Güney, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Dört beş gündür yoktum. Niye yoktum biliyor musunuz? On gündür hastalıklarla mücadele ediyorum. O kadar ağır sendromlar yaşadım ki. Telefonlarımı kapattım, kendimi iyileştirmek için istirahate çekildim, yer yerinden oynamış. Elemanın bir tanesi adımı vermiş, olay sadece bu. ’O da içiyor’ demiş. Bundan dolayı aramam çıkmış. Öyle gözaltına alınmak, yakalama kararları yok. Benim haberim olduktan sonra da telefonu açtım, ’geliyorum’ dedim, özür dilerim sizi beklettiğim için ve gittim ifademi verdim. Kan tahlili, idrar tahlili ve saç tahlili verdim, sonuçları bekliyorum" ifadelerini kullandı.
Karabük Kuyumcu soygununda karar açıklandı Karabük’ün Safranbolu ilçesinde bir kuyumcuya silahlı ve maskeli şekilde düzenlenen soyguna ilişkin davada mahkeme karar vererek, sanıklar hakkında ’nitelikli yağma’, ’mala zarar verme’ ve ’ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından ayrı ayrı cezalandırıldı. Karabük 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 4. celsede karar duruşması görüldü. Mahkemeye tutuklu sanıklar Cemal Çelikay (21), Emre Ünlük (21), Rıza Çelikay (19), Ramazan Karakaş (33) ve Eyüp Emir Eper (20), avukatları ile sanık yakınları katıldı. Mahkeme başkanı soygunu gerçekleştirdikleri iddia edilen sanıklara tek tek son sözlerini sordu. Sanıklardan Cemal Çelikay, "Kendim için değil ailem için bir şans istiyorum. Kimseye zarar vermek istemedim ve silahı bir kez ateşledim. Pişmanım ve beraatimi istiyorum" derken, kardeşi Rıza Çelikay ise "Kimseye zarar vermek istemedim, sadece kaçarken kendi elimdeki silah ateş aldı ve yaralandım" diyerek beraatini istedi. Tutuklu sanıklardan Emre Ünlük, nitelikli yağmayı kabul ederek, öldürmeye teşebbüs suçunu kabul etmediğini ve bir anlık gafletle bu suçu işlediklerini, bunu da fakirlikten yaptıklarını ifade ederken, Ramazan Karakaş ise yardım ve yataklık ile gözcülük yapmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraatini istedi. Soygun girişimine silah temin eden Eyüp Emir Eper ise silahı satın aldığı için çok pişman olduğunu, askerlik görevini yaparak topluma kazandırılmak istediğinden beraatini talep etti. Sanıkların son sözlerini dinleyen mahkeme heyeti, Cemal Çelikay, Rıza Çelikay ve Emre Enlük’e "Nitelikli Yağma Suçu"ndan 149/1 maddesinin A- B- C ve D bendinden 13 yıl hapis cezası ve ayrıca mala zarar vermeden de 1’er yıl hapis cezası verdi. Ramazan Karakaş ve Eyüp Emir Eper’e de aynı suçtan 13 yıl hapis cezası verirken, iki sanığa indirim uygulayarak 6 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti ayrıca, öldürmeye teşebbüs suçundan ise 3 sanığa ayrı ayrı berat verdi.