POLİTİKA - 14 Kasım 2017 Salı 13:23

Başbakan Yıldırım’dan 'Atatürkçülük' söylemlerine ilişkin açıklama

A
A
A
Başbakan Yıldırım’dan 'Atatürkçülük' söylemlerine ilişkin açıklama

Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti’ye Atatürk söylemleri dolayısıyla getirilen eleştirilere işaret ederek, "AK Parti’nin kurumsal anlamda veya AK Parti mensuplarından hiç kimseye parti mensuplarımızı Atatürkçülüğü kanıtlama gibi bir ihtiyacı yok. Ellerinde bunların sanki Atatürkçülük dedektörü varmış gibi ortalıkta gezinen siyaset hafiyeleri milleti fişlemeye, sosyolojik bir çatlak oluşturmaya gayret ediyor. Çok şükür ki bu sefer de çakıldılar" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti’nin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "İran’ın batısı ve Irak’ın doğusunda meydana gelen depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Mevlam’dan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. İlgili kuruluşlarımız süratle bölgeye intikal etmiştir, iftiharla söylemek isterim ki depremzedelere ilk ulaşan ekipler bizim ekiplerimiz olmuştur. Arama kurtarma ekiplerimizin yanı sıra, acil tıbbi müdahale, insani yardım ve gereken her türlü desteği sağlamak üzere deprem bölgesine ulaştık. Kış mevsiminin yaklaşmasını da dikkate alarak 3 bin çadır, 3 bin ısıtıcı, 10 bin battaniye depremzedelere dağıtılmıştır. 50 tır insani yardım malzemesi, uzman personelle hala bölgede çalışmalar devam etmektedir. Dost ve kardeş Irak ve İran halkına buradan bir kez daha acılarını paylaşıyor ve başsağlığı diliyorum. Ayrıca, dün Antalya’da yoğun bir yağış ve fırtına meydana geldi. Ekiplerimiz hemen müdahale ettiler. Bu vesileyle Antalyalı vatandaşlarımıza geçmiş olsun diliyorum. Tabii ki en büyük tesellimiz can kaybı yok, bazı yaralanmalar maddi hasarlar var, bunları da en kısa sürede gidermiş olacağız" ifadelerini kullandı.

""FETÖ elebaşının tutuklanarak ülkemize iadesi, faaliyetlerinin kısıtlandırılması ve sonlandırılması talebimizi ilettik"
ABD ziyareti kapsamında ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile bir toplantı gerçekleştirdiklerini hatırlatan Yıldırım, "FETÖ elebaşının tutuklanarak ülkemize iadesi, faaliyetlerinin kısıtlandırılması ve sonlandırılması talebimizi ilettik. 15 Temmuz darbe girişiminin sorumlulularının adalet önünde yargılanmasının Türkiye için hayati öneme sahip olduğunun altını çizerek ifade ettik. Bu konuda somut adım atılmasını beklediğimizi kararlılıkla kendisine aktardık ve bunu söylerken bize kanıt, delil diyenlerin 11 Eylül hadisesinden sonra meydana çıkıp ‘Amerika saldırı altındadır, bu işi yapan da El-Kaidedir, Amerika'nın arkasında olan bizimle gelsin’ dediniz, biz de kanıt delil sormadık, oraya da asker gönderdik. 15 Temmuz’un failinin olduğunu sağır sultan olduğunu bildiği FETÖ’nün geriye verilmesi konusunda kırk dereden su getirmenin ne anlamı var? Bunları Türk Amerikan dostluğuna yakışmadığının altını çizdik. Ayrıca YPG ile ortaklığın geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne serdik" şeklinde konuştu.

Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:

"Adeta PKK’nın Suriye şubesi gibi çalışan YPG ve PYD örgütü maalesef orada DEAŞ’la mücadele adına ABD ile faaliyet gösterirken aynı zamanda da elde ettiği en gelişmiş silahları amcası olan PKK terör örgütüne aktarmaktan da geri kalmıyor. Bu iş birliğinin artık daha fazla sürdürülmesinin ilişkilerimizde tamiri imkansız hasarlar oluşturacağını bir kez daha yalın bir dille ifade ettik. PKK ile etkin mücadelenin anlık istihbarat değişimi ve örgütün finansal kaynaklarının bulunup dondurulması yönündeki beklentimizi ifade ettik. Amerika’da tutuklu bulunan vatandaşlarımızın durumunu da dikkatlere getirdik. Vize konusunun kısıtlı olarak başlaması ilk adım olmakla beraber normal seviyeye dönmesi beklentimizdir."

"Çok şükür ki bu sefer de çakıldılar"
Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirirken Türkiye aleyhine yapılan algı çalışmalarının üzerinde de hassasiyetle durulduğuna dikkati çeken Yıldırım, 10 Kasım’da Amerika’da olduğunu hatırlattı. Yıldırım, "ABD ziyareti sırasında şaşkınlıkla takip ettik ki birileri bütün Türkiye’nin ortak değeri olan Atatürk’ü hala tekellerinde görmeye devam ediyor. Bazı medya çevreleri de Atatürk tekelleşmesine çanak tutarak toplumda bir ayrışmayı körüklemeye çalışılıyor. Bazı basın yayın organlarına bakarsanız, akıl almaz ifadeler var, ‘AK Partililer Anıtkabir’de’. AK Parti kurulduğu günden beri Anıtkabir’e gidiyor, 10 Kasım törenlerine de katılıyor. Kaldı ki AK Parti’nin kurumsal anlamda veya AK Parti mensuplarından hiç kimseye parti mensuplarımızı Atatürkçülüğü kanıtlama gibi bir ihtiyacı yok. Ellerinde bunların sanki Atatürkçülük dedektörü varmış gibi ortalıkta gezinen siyaset hafiyeleri milleti fişlemeye, sosyolojik bir çatlak oluşturmaya gayret ediyor. Çok şükür ki bu sefer de çakıldılar" açıklamasında bulundu.

"Atatürk hiçbir siyasi kurum ya da kuruluşun tekelinde değildir" diyen Yıldırım, "Atatürkçülük lafla olmaz, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine çıkarma idealine hizmetle olur. Türkiye’nin her yerine üniversite açarsan, Anadolu’ya hızlı tren ağlarıyla donatırsan, Yavuz Sultan Selim, Osman Gazi Köprüsü gibi büyük eserleri milletin hizmetine sunarsan, tankını topunu tüfeğini üretirsen dünyanın en büyük havalimanını yaparsan Atatürkçülük budur. Laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koymaktır. Türkiye için eser üretmektir. Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin ortak değeridir. Toplumu bu konu üzerinden ayrıştırmak Atatürkçülük, vatanseverlik hiç değildir. Biz bu oyunu daha önce de gördük, şimdi de aynı şeyler tekrarlanıyor. AK Parti laikliğin de en sağlam teminatıdır" şeklinde konuştu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde alınan erken seçim kararına işaret eden Yıldırım, bu kararın hayırlı uğurlu olmasını temenni ettiklerini dile getirdi.

Yıldırım’dan ‘Rakka’ tepkisi
DEAŞ güçlerinin Rakka’dan tahliyesine ilişkin dış basında yer alan haberleri hatırlatan Yıldırım, "Suriye’den Rakka’ya ilişkin bir yeni rezalet ortaya çıktı. PKK terör örgütünün Suriye şubesi YPG ve koalisyon güçleri, sözde Amerika ve koalisyon güçleri ile beraber Rakka’yı DEAŞ’tan temizleyecekler ve oradan o bölgenin insanları gelip yerleşecek. Gel gör ki neler olmuş neler? Rakka’da DEAŞ’lıları temizlemek yerine Rakka’daki DEAŞ’lıları silahlarıyla birlikte Rakka’dan çıkmaları için destek olmuşlar. 50 tır, 13 otobüs, 100 tane araçtan oluşan, 50 tırın da 10 tanesi her türlü ağır silahlarla yüklü vaziyette konvoy yaparak Rakka’nın kuzeyinden sağ salim DEAŞ terör örgütlerini çıkarmışlar. Bu ne demek? Biz ne dedik Amerika’ya, bir terör örgütünü başka bir terör örgütüyle yok etmek için mücadele devletlerin yapacağı iş değildir. İşte sonuçlar ortaya çıkıyor. Oradan çıkan silahlarıyla serbest bırakılan DEAŞ mensupları başta Türkiye olmak üzere Amerika, Avrupa, dünyanın her tarafında kim bilir yeni masum insanların katline sebep olacak" dedi.

Yıldırım, şunları kaydetti: 

"Teröristten fayda gelmez, bunları çarpışmadan anladıkları; bela benim başımdan gitsin de nereye giderse gitsin. Eğer böyle devam ederseniz bela gelir sizi bulur, başınızdan da gidemez. Onun için terör örgütlerine karşı devletlerin işbirliği önemlidir. Terörle işbirliği yaparak hiçbir şeyi çözemeyiz. Geldiğimiz noktada DEAŞ’la hesapta mücadele ediliyor. Nihayet yine Türkiye bir kez daha haklı çıktı. Bizim amacımız, bölgeyi istikrarsızlaştıran bu terör belasından kurtarmak. Bu Avrupa ve dünya şimdi düşünsün ne zaman DEAŞ teröristleri gelecek ve eylem yapacak. Şimdi orada kıstırdığınız terör örgütlerini bıraktınız tek tek dünyanın değişik yerlerinde etkisiz hale getireceğiz. Tabii bütün bunların bedelini bölgedeki insanlar ödüyor, bölgeye yakın ülkeler ödüyor."

"Değişime, dönüşüme, gelişime açık olmaya devam edeceğiz"
Ekonomiye değinen Yıldırım, yıl başından bu tarafa 13 milyar doların finans piyasasına girdiğini, Türkiye ekonomisinin güçlü olduğunu ve Türkiye’nin kalkınmaya devam edeceğini ifade etti. Yıldırım, dış çevreler tarafından 2018 için kaos, ekonomik kriz senaryosunun devreye sokulmaya çalışıldığını belirterek, bu konuda 2018 için gerekli tedbirlerin alındığını, büyümeye, iş üretmeye devam edileceğini söyledi. Yıldırım, hedefin 2018’de enflasyonla mücadele olduğunu kaydetti.

Belediye başkanlıklarındaki değişimlere işaret eden Yıldırım, "Görevi bırakanlara teşekkür ediyoruz, yeni göreve başlayanlara da hayırlı olsun diyoruz. Değişime, dönüşüme, gelişime açık olmaya devam edeceğiz. Değişimin öncüsü olan AK Parti devam eden kongre süreciyle kendisini yenilemeye devam ediyor. Milletin isteğini siyasetin bahçesi olarak gören AK Parti’den siyaset simsarlarına asla ekmek çıkmaz" dedi.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın ikinci dönem için tekrar aday olduğunu hatırlatan Yıldırım, "AK Parti grubu olarak meclis başkan adayımızın yanındayız, İsmail Bey'i destekliyoruz, başarılar diliyoruz, hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu.

Yıldırım, grup toplantısı öncesi 14 Kasım Diyabet Günü standını ziyaret etti.

Enise Vural 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de yollar yenileniyor Mersin Büyükşehir Belediyesi Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi ekipleri, kent genelinde yol ve asfalt çalışmalarına aralıksız olarak devam ediyor. Gerek altyapı çalışmaları, gerekse de doğal şartlar sebebiyle bozulan yollarda faaliyetlerini yoğunlaştıran yol yapım ekipleri, ömrünü tamamlayan veya deforme olan yollarda asfalt sökülmesi işleminin ardından, asfalta hazırlık çalışmalarına geçiyor. Zemin etüdü yaparak bozuk yolları düzeltip iyileştiren ve sıcak asfalt serim çalışması gerçekleştirerek ulaşım kalitesini yükselten ekipler, 4 merkez ilçedeki çalışmalar kapsamında, Akdeniz İlçesi Özgürlük Mahallesi’nde bazı sokaklarda kısmi kaplama çalışması yaparak yolları iyileştirdi. Hız kesmeden faaliyetlerine devam eden ekipler, Yenişehir ilçesi 50. Yıl Mahallesi, Kuzeykent Mahallesi, Akkent Mahallesi, Mezitli ilçesi Yenimahalle Yüksek Harman Caddesi, Çamlıca Mahallesi Atatürk Caddesi, Çankaya Mahallesi ve son olarak Mezitli ilçesi Yeni Mahalle Stadyum Caddesi’nde sıcak asfalt serim çalışması gerçekleştirdi. Vatandaşların sıklıkla kullandığı, insan sirkülasyonunun fazla olduğu alanlarda faaliyetlerine devam eden ekipler, Toroslar ilçesi Yalınayak Mahallesi Atatürk Caddesi’nde ise yol açma, genişletme ve kavşak düzenleme çalışmalarını tamamladı. Kentteki ulaşımın kalitesini, konforunu ve güvenliğini artırarak yüksek standartlarda yolları mahalle sakinlerinin hizmetine sunan yol ve asfalt ekipleri, çalışmalarını kısa süre içerisinde tamamlayarak vatandaşlardan tam not alıyor. Yol yapım ekipleri, kent genelindeki ana arterlerin üstyapılarının bakım, onarım ve yapım işlerine, plan ve program dâhilinde devam edecek.
Ankara ATO Başkanı Baran, ATO Meclisi’nde Başkent’ten direkt uçuşlar konusunu değerlendirdi Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, ATO’nun Ankara’dan yurt dışına direkt uçuşlar konusunda yaptığı çalışmalarla pandemi öncesi dönemde bu konuda ilerleme kaydedildiğini dile getirerek, “Pandemi tüm gelişmeleri tersine çevirdi. Bugün İstanbul Havalimanı’ndan haftalık yurt dışı uçuş sayısı 4 bin iken Esenboğa Havalimanı’ndan sadece 160 uçuş gerçekleştirildiği görülüyor” dedi. ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Ankara Ticaret Odası’nın Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda Meclis üyelerine hitaben yaptığı konuşmada Başkent’ten yurt dışına direkt uçuşlar konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ankara Ticaret Odası’nda yönetime geldikleri günden bu yana Başkent’ten yurt dışına direkt uçuşların artmasına yönelik çalışmalar yaptıklarını dile getiren Baran, konuyu ilgili mercilere taşıdıklarını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın destekleriyle pandemi öncesinde bu konuda ilerleme kaydedildiğini söyledi. Başkent’in gelişimi açısından yurt dışına direkt uçuşların önemine dikkat çeken Baran, “Ankara’nın ticaret, ihracat ve turizm başta olmak üzere hangi alanda gelişmesi söz konusu olursa olsun konu daima yurt dışına direkt uçuşlara geliyor. Sizin de yakından bildiğiniz gibi göreve başladığımız günden bu yana, bu konu bizim gündemimizin ilk sıralarında yer aldı. 2020 yılına kadar şehrimizden yurt dışına direkt uçuşlar konusunda bir ivme yakalamıştık ancak bu süreçte başlayan pandemi tüm gelişmeleri tersine çevirdi. Türk Hava Yolları’nın iştiraki olan AnadoluJet’in merkezinin Ankara yapılacağı söylendi ancak sonradan bundan vazgeçildi. Sonra AnadoluJet’in adı da değiştirilerek AJet adında yeni bir marka oluşturuldu. Geldiğimiz noktada, İstanbul Havalimanı’ndan 120 ülke 280 destinasyona, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan 51 ülke ve 154 destinasyona uçuş gerçekleştiriliyorken, Esenboğa’dan sadece 25 ülke 41 destinasyona uçulabiliyor. İstanbul Havalimanı’ndan haftalık yurt dışı uçuş sayısı 4 bin iken, Esenboğa Havalimanı’ndan sadece 160 uçuş gerçekleştirildiği görülüyor. Diğer yandan yeni düzenleme neticesinde AJet Yolcuları CIP hizmetlerden yararlanamadığı gibi uçak içi ikram da alamıyor” dedi. Direkt uçuşlarda THY talebi Baran, Ankara’dan direkt uçuşların sadece AJet ile yapılabildiğini, Türk Hava Yolları ile yolculuk yapmak isteyenlerin İstanbul aktarmalı seyahat edebildiğini belirterek, “Ankara’dan yoğun talep gören hatlarda, direkt uçuşların Türk Hava Yolu ile de gerçekleştirilmesi sağlanmalı. Yolculuk yapmak isteyenlere seçenek sunulmalı” diye konuştu. “16 destinasyona direkt uçuş talebimizi Bolat’a ilettik” ATO Başkanı Gürsel Baran, geçtiğimiz haftalarda ATO Başkan Yardımcısı Temel Aktay ve Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Ömer Çağlar Yılmaz ile birlikte Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Ahmet Bolat’ı ziyaret ederek, konuya ilişkin hazırladıkları detaylı bir dosya ilettiklerini söyledi. Baran, “Ticaret ve yatırım ilişkileri gibi gerekçelerle Ankara’dan aktarmalı uçulan, Brüksel, Roma, Barselona, Zürih, Aşkabat ve Saraybosna’nın da aralarında bulunduğu 16 destinasyona direkt uçuş konulmasına ilişkin taleplerimizi Sayın Bolat’a ilettik. Ankara Ticaret Odası olarak bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da Ankaramızın ve ülkemizin gelişimi ve ilerlemesi için iş dünyası olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Kayseri Büyükşehir’in Çocuk Kitap Fuarı ve Şenliği, hafta sonu minikleri bekliyor Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen, 142 yayınevi, 72 yazarın yer aldığı Kayseri Çocuk Kitap Fuarı ve Şenliği, hafta sonu minikleri beklerken, şenliğe gitmek isteyen çocuklar için 27 ve 28 Nisan günleri ücretsiz ulaşım imkânı sağlanacak. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın geleceğin parlak yüzleri, ülkenin yarınları olan çocukların daha donanımlı, daha eğitimli ve daha nitelikli olması için gayretleri sürüyor. Bu kapsamda, ‘Okuyan ve Okutan Şehir’ misyonu doğrultusunda çocuklara özel Kayseri Çocuk Kitap Fuarı ve Şenliği düzenliyor. Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde 19-28 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen Çocuk Kitap Fuarı ve Şenliği’n sona ermesine iki gün kaldı. Çocuklar tarafından 8 gündür büyük bir ilgi ile karşılanan etkinlik, miniklerin doyasıya eğlenmesi için 27 ve 28 Nisan günlerinde de devam edecek. Birbirinden farklı yazarlarla bir araya gelen minik kitapseverler, kitap fuarında gün boyu doyasıya gezerken, şenlik alanında da gönüllerince eğleniyorlar. Sahne gösterileri, spor etkinlikleri, bilimsel deney ve etkinliklerle hem eğlenen hem öğrenen hem de deneyimlemenin tadını çıkaran çocuklar, hafta sonu da Kayseri Çocuk Kitap Fuarı ve Şenliği’ne davet ediliyor. Ücretsiz ulaşım hizmeti hafta sonu da devam ediyor Millet Bahçesi’nde gerçekleşen şenlik için 27 ve 28 Nisan tarihlerinde de Cumhuriyet Meydanı ile Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi arasında 639 hat kodlu seferler ile ücretsiz hizmet verilecek. Seferler, saat 10.00 ile 22.00 arasında yarım saatte bir olarak planlanırken, ücretsiz otobüsler Cumhuriyet Meydanı Kaleönü durağından hareket edecek.
Sakarya Bakan Şimşek: “Küresel ekonomik görünümde Türkiye lehine daha olumlu bir arka plan var” Sakarya’nın Sapanca ilçesinde katıldığı zirvede konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Küresel dezenflasyon devam ediyor. Muhtemelen beraberinde Feld ve IsDb faiz indirimlerini piyasa öngörüyor ve muhtemelen beraberinde getirecek. MTA fiyatları da az önce söylediğim gibi reel olarak sabit kalacak. Küresel ekonomik görünüme baktığınız zaman Türkiye lehine daha olumlu bir arka plan var” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sakarya’nın Sapanca ilçesinde düzenlenen zirveye katıldı. Programdaki konuşmasında, yeni programın uygulanmasına yönelik gelişmelerden ve gelecek dönem vizyonlarından bahseden Bakan Şimşek, “Küresel ekonomik görünüme baktığınız zaman Türkiye lehine daha olumlu bir arka plan var. Birincisi bizim ana ticaret ortaklarımızda bir toparlanma öngörülüyor, bu iyi bir haber. Biz büyümeyi yeniden dengelerken iç talebin bir miktar yumuşadığı bir dönemde tabii ki dış destekleyici olması bizim için çok önemli. İkincisi küresel dezenflasyon devam ediyor. Her ne kadar son aşamadaki düşüş biraz zorlayıcı da olsa küresel dezenflasyonun devamını bekliyoruz. O da belki beraberinde, dünyanın önde gelen merkez bankalarının finansal piyasalara yönelik olarak finansal şartları daha destekleyici hale getirme dolayısıyla bizim gibi ülkelere fon akışına daha destekleyici bir sürece girme ihtimalleri yüksek” dedi. “Önümüzdeki 5 yıllık perspektifte küresel büyüme her ne kadar dirençliyse de nispeten yavaş seyredecek" Bakan Şimşek, “MTA piyasalarına baktığımız zaman IMF’nin öngörüsü reel olarak MTA fiyatlarının istikrarlı bir şekilde devam edeceği yönünde. O anlamda da destekleyici jeopolitik gelişmeler önemli. Ama bu gelişmeler aslında bölgede, Türkiye’nin stratejik önemini de ön plana çıkartacak. Dolayısıyla küresel arka plana baktığımız zaman Türkiye’yi daha destekleyici bir arka plan söz konusu. Burada gördüğünüz gibi özellikle Avrupa genel olarak Avrupa’daki toparlanma, Orta Doğu ve Afrika’daki toparlanma çok net bir şekilde bu sene ve gelecek sene daha destekleyici bir noktada olacak. Küresel dezenflasyon devam ediyor. Muhtemelen beraberinde Feld ve IsDb faiz indirimlerini piyasa öngörüyor ve muhtemelen beraberinde getirecek. MTA fiyatları da az önce söylediğim gibi reel olarak sabit kalacak. Tabii jeopolitik gelişmelerle finansal stres arasında bir ayrışma var. Piyasalar jeopolitik gelişmeleri fiyatlamıyor, umursamıyor gibi bir durum söz konusu. Önümüzdeki 5 yıllık perspektifte küresel büyüme her ne kadar dirençliyse de nispeten yavaş seyredecek çevirecek. Ama orta vadede büyümeyi olumlu yönde etkileyecek bir yapay zeka kullanım beklentisi var. Yapısal reformlar esas belirleyici olacak. Bu iki faktör orta uzun vadeli büyümeyi olumlu etkileyebilir. Aşağı yönlü de maalesef ticarette parçalanma, ticarette korumacılık önemli bir negatif faktör” diye konuştu. “Orta vadeli programımız arzulanan sonuçları veriyor” Şimşek, “Türkiye’nin orta vadeli bir programı var bildiğiniz gibi. Bunu geçen eylül ayında açıkladık. Ve güçlü bir şekilde uyguluyoruz. Öncelikle şunu söyleyeyim, programımız çalışıyor ve arzulanan sonuçları veriyor. Programı güçlendireceğiz ve Türkiye’nin makro ekonomik sorunlarını çözmekte son derece kararlıyız. Orta vadeli programa baktığınız zaman aslında en büyük önceliğimiz tabii ki fiyat istikrarı. Çünkü fiyat istikrarı olmadan sürdürülebilir yüksek büyümeyi yakalamamız zor. Fiyat istikrarını destekleyici nitelikte mali disiplin ve bunun bir yan ürünü olarakta daha sürdürülebilir bir cari açık öngörüyoruz. Bütün bunları, kazanımlarımızı kalıcı hale getirecek yapısal dönüşümü de bu program içeriyor. Orada tabii ön plana çıkan yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm bir de yeni sanayi politikası. Türkiye’de sanayide dönüşümden kastımız ekonomideki kompleksi artırıp katma değer zincirinde yukarılara çıkıp Türkiye’nin tabii ki bu sanayide dönüşüm üzerinden zenginleşmesini, refah bir ülke olmasını sağlamak. Ama nihai hedefimiz bütün ülkelerin nihai hedefi sağlıklı, sürdürülebilir yüksek büyümedir. Neden fiyat istikrarı önemli? Az önce de ifade ettim makro finansal ve istikrar ve öngörülebilirlik açısından fiyat istikrarı en önemli bileşen. Kaynakların etkin bir şekilde verimli alanlara, tahşişi, kanalize edilmesi açısından fiyat istikrarı çok değerli, çok önemli. Firmalarımızın iş dünyasının, iş insanlarımızın uzun vadeli finansmana makul maliyetlere erişmesinin tek yolu fiyat istikrarından geçiyor. Sürdürülebilir yüksek büyüme tabii ki fiyat istikrarıyla mümkündür. Bir de diğer önemli bir çıktı da daha adil bir gelir dağılımı. Çünkü enflasyon sonuçta bir vergi. Merkez Bankamızın bir dezenflasyon patikası var” şeklinde konuştu. “Enflasyonu indirme konusunda yol aldık, sonuçlarını yılın ikinci yarısında alacağız” Bakan Mehmet Şimşek, “Biz 2023’ün Haziran ayı ile 2024 Haziran dönemini bir dezenflasyon dönemi olarak hiçbir zaman ön görmedik. Biz bunu bir geçiş dönemi olarak öngördük. Daha sonra bir kontrol dönemi ve dezanflasyon dönemi var güçlü bir şekilde. Dolayısıyla dezenfilasyon bu yılın ikinci yarısına başlayacak, biz bunu geçen Haziran ayında da, Temmuz ayında da bu yılın başında da söyledik. Dolayısıyla dezenflasyona geçiş için para politikasında bir normalleşme süreci gerekiyordu. Yeniden inşa süreci gerekiyordu para politikasında. Ve bunu şu anda Merkez Bankamızın tabii ifadesiyle başarmış durumdayız. Biliyorsunuz para politikasının aktarım mekanizması gecikmeli çalışıyor. Bizim gibi ülkelerde çok etkin olmasa da önemli bir alan. Dolayısıyla dezenflasyonu önümüzdeki dönemde destekleyecek ilave adımlar atacağız. Bu adımlar daha çok maliye politikası alanında ve yasal reformlar anında olacak. Dezanflasyonu düşürmek zaman alıyor, enflasyonu düşürmek şok öncesi döneme dönmek bütün dünyada bir süreç işidir. Yani enflasyonla mücadele bir süreç işidir. Geçen sene bir çalışma yayınlandı 56 ülkede yüz tane dezenflasyon programı incelendi. Orada sonuç olarak enflasyonun şok öncesi döneme dönmesi ortalama 3,4 yıl alıyor. Aslında bizim programda aşağı yukarı o perspektifle hazırlanmış, o perspektifi içeren bir program. Onun için bazı kesimler işte şu yapıldı, bu yapıldı, enflasyon niye hala inmiyor? Değerlendirmelerinde bulunuyorlar. Bunun bir süreç olduğunu, para politikasının gecikmeli şekilde etkide bulunduğunu bir kere hatırlamak lazım. Maliye politikasında da deprem etkisini tabii göz ardı edemeyiz. Geçen sene deprem hariç bütçe açığının Milli Gelire oranı yüzde 1,6. Dolayısıyla o hususu da tabii ki göz önünde bulundurmak gerekiyor. Peki enflasyonu nasıl indireceğiz? Sıkı para politikası, sıkı maliye politikası hedeflerle uyumlu bir gelirler politikası, yapısal dönüşüm ve verimlilik artışı. Bu konuda epey mesafe yol aldık ve sonuçları yılın ikinci yarısında almaya başlayacağız” ifadelerini kullandı.
Niğde Teknopark, Niğde’nin teknoloji yolculuğuna yeni bir boyut kazandırıyor Teknoloji ile mal ve hizmet üretmek isteyen girişimcileri çatısı altında toplayan Niğde Teknopark, tarımdan savunma sanayiye kadar geniş yelpazedeki sektörleri, akademik bilgi ve birikimle birlikte bölgenin teknolojik potansiyelini harekete geçiriyor. 2017 yılından itibaren girişimcileri, akademisyenleri ve sanayicileri buluşturan Niğde Teknopark’ta, yüzde 40’ı yazılım ve bilgisayar teknolojileri üzerine yoğunlaşan 70’ten fazla firma ve 150’ye yakın personel yer alıyor. Yüksek teknolojili ürünler geliştirmek adına çalışmalar yapılan Niğde Teknopark’ın ulusal ve uluslararası ölçekte ödüllü firmalara ev sahipliği yaptığını ifade eden Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Uslu; Teknopark’ın bölgenin teknolojik altyapısına önemli destek verdiğini belirtti. Uslu; "Amacımız Niğde Ömer Halis Demir Üniversitesi’ndeki bilgi birikimini Teknopark’la birleştirerek sanayicilerimizle bölgenin teknolojik altyapısına destek vermektir. Bugün Niğde Teknopark’ta 70’ten fazla firma ve 150’ye yakın personel çalışmakta, teknolojiyi geliştirme alanında faaliyetler göstermektedir. Bu firmaların yüzde 40’ı yazılım ve bilgisayar teknolojileri üzerine yoğunlaşmış durumda ancak farklı sektörlerden de pek çok girişim burada kendini göstermektedir" dedi. Niğde Teknopark’ın sadece yerel değil uluslararası arenada başarı hikayelerinin olduğunu vurgulayan Uslu, bugüne kadar yapılan toplam satışların 1.3 milyar TL’yi aştığını, toplam ihracatın ise 2.9 milyon doları geçtiğini belirtti. Nanoteknolojik Hayvan Bakım ve Destek Ürünleri, Akıllı Tarım Teknolojileri, Tarımsal İlaçlama ve Gözlem Dronları, Akıllı Ayırma ve Sayma Teknolojileri, Bitki Genetiği, İHA Eğitim Simülasyonları gibi firmalarla teknoloji tabanlı ürün ve hizmet geliştiren Niğde Teknopark’ın girişimcilik ekosistemine katkı sağladığını söyleyen Niğde Teknopark Genel Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Rifat Battaloğlu kentin sanayi, üniversite iş birliğine destek olduklarını da belirtti. Battaloğlu; "AR-GE projeleri KOSGEB ve TÜBİTAK destekli projelerimiz var. Bu projelerimizin bir kısmı üniversitemiz akademisyenlerinin bilimsel çalışmalarını içeren projeler, bir kısmı öğrencilerimize ait projeler. Bu firmalarımızın çalışmalarının yaklaşık 30 tanesi patent başvuruları yapılan ve ticarileşmiş projeler. Biz burada bu süreçlerin içerisinde onları ulusal ve uluslararası hızlandırıcı programlara dahil ederek projelerinin ticarileşme imkanlarını sağlamalarına kolaylık sağlıyoruz" dedi. Gençler girişimcilik ekosistemine dahil ediliyor İl genelinde girişimcilere yönelik proje yarışmaları AR-GE proje pazarları oluşturduklarını söyleyen Battaloğlu, sanayi, üniversite iş birliğine de destek olduklarını belirtti. Battaloğlu; "Üniversitedeki bilgi birikimini, akademik çalışmaları firmalarla iş birliği içerisinde daha ileri boyutlara taşınması anlamında çalışmalar yürütüyoruz. Gençlerimizi girişimcilik ekosistemine dahil ediyoruz. AR-GE projeleri, girişimcilik yarışmaları, proje pazarlarını bütün kurumların iş birliğiyle gerçekleştiriyoruz bu da ilimizin girişimcilik potansiyeline olumlu olarak yansıyor. Öte yandan Teknopark içerisindeki firmalarda öğrencilere staj imkanı sunabiliyoruz. Oluşturmuş olduğumuz girişimcilik ekosistemi birlikte Niğde’den AR-GE dünyasına projeler hazırlamış oluyoruz ve bu firmaların ödüller alması, ulusal ve uluslararası alanda bizim aslında doğru yolda olduğumuzu gösteriyor" şeklinde konuştu.