POLİTİKA - 13 Ocak 2017 Cuma 07:55

Baykal: 'Erken seçim konusu...'

A
A
A
Baykal: 'Erken seçim konusu...'

Cumhuriyet Halk Partisi Antalya milletvekili Deniz Baykal, “Erken seçim konusuyla ilgili olarak söylemek istediğim şudur: Eğer bu bir tehdit ise yakışıksızdır, eğer bu bir tespit ise zamansızdır; eğer bu bir tehdit ise böyle bir tehdidi Meclisimize de bu Meclisimizdeki hiçbir milletvekiline de yakıştıramam” dedi.

Baykal, Anayasa değişiklik paketi 7. Maddesi üzerine CHP Grubu adına konuştu. Baykal, teklifin 7. Maddesinin seçilecek olan Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda partiyle ilişkisini sürdürmeye devam etmesini ve partisinin Genel Başkanı olarak görev yapmasını mümkün kılan bir anlayışı düzenlediğini söyleyerek, “Cumhurbaşkanlığı parti genel başkanlığıyla birleşmektedir. Bu aslında, canım, herkesin bir siyasi anlayışı var; o siyasi anlayışını içinde taşıyor olmasının ne sakıncası var? Geçmiş Cumhurbaşkanları’nın da bir siyasi görüşü vardı; o bakımdan, bir sakınca oluşturmaz gibi bir anlayışla değerlendiriliyor. Durum pek öyle değil değerli arkadaşlarım. Elbette herkesin bir siyasi tercihi vardır. Hâkimin de bir siyasi tercihi vardır, Cumhurbaşkanının da bir siyasi tercihi vardır; daima vardır, her zaman vardır, her yerde vardır. Buradaki mesele, bir makamda bulunan kişinin subjektif siyasi tercihe sahip olup olmaması meselesi değil, bir makamda bulunan kimsenin kurumsal bir düzenlemeyle bir siyasi partiyi resmen temsil etme kimliğine sahip olarak aynı anda Cumhurbaşkanı olarak görev yapıyor olmasıdır. Bu, subjektif bir olay değil, objektif, kurumsal bir tablodur; bu, kuvvetler ayrımını, cumhurbaşkanının konumunu, siyasi partiler arası ilişkileri temelden çok ciddi şekilde etkiler. Aslında bir siyasi parti başkanı Millî Güvenlik Kuruluna girecek demektir ama bir tek siyasi parti başkanı girecektir, diğer siyasi parti genel başkanları Millî Güvenlik Kuruluna girmeyecektir, giremeyecektir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı’nın Meclisi feshetmesi doğru olmadığını söyleyen Baykal, “Başkanlık rejimlerinde böyle bir uygulama yoktur, yanlıştır ama bir siyasi parti genel başkanının Meclisi belirlemesi hepten yanlıştır. O Meclis ki millî iradenin yegâne ve gerçek temsilcisidir, bütün milletin temsilcisidir; o Cumhurbaşkanı ki seçime katılan çoğunluğun, sadece seçime katılan çoğunluğun bir fazlasının oyuyla seçilmiş olan insandır. Yani en fazla katılanların çoğunluğunu temsil eden, yüzde 50'nin altında olan bir siyasi ağırlığı, millî iradenin tamamını, milletin yüzde 100'ünü temsil edenin yetkisini elinden alır şekilde bir düzenleme getiriyoruz. Ve bunu şimdi bir siyasi parti kimliği içinde de kullanacaktır. Cumhurbaşkanı, bu da yanlıştır, böyle bir yetki yok, dünyada yok, diğer başkanlık rejimlerinde yok. Olağanüstü hâlde kararnameyi çıkaracak, olağanüstü hâl kararnamesi yapacak. Daha önce de ifade ettik, olağanüstü hâl kararnamesiyle Anayasa'yı değiştirse ona "dur" diyecek bir merci yok”

Baykal şunları kaydetti:

“’Türkiye'de rejim değişmiyor, 1920'de 'cumhuriyet' dedik, devam ediyoruz." E, canım 1920'de "cumhuriyet" dedik de 1930'da da cumhuriyet, 1950'de de cumhuriyet, 1970'de de, 2010'da cumhuriyet. Bu, böyle mi? Böyle bir şey olabilir mi? Elbette, bizim devletimiz bir cumhuriyet olarak kuruldu. Dünyada pek çok cumhuriyet var. İran'daki de İslam Cumhuriyeti, Mısır'ınki de Mübarek'in zamanında da bir cumhuriyetti, şimdi de bir cumhuriyet, Libya'da Cemahiriye'ydi cumhuriyetlerdi, Irak'ta cumhuriyet, Suriye'de cumhuriyet. Yani cumhuriyetiz diye ‘Gerekeni hayata geçirdik, mesele yok’ mu diyeceğiz? ‘Rejim meselesi kalmadı’ mı diyeceğiz? Cumhuriyet olmak vasfı devam ediyorsa ‘Bir rejim sorunu yoktur’ diyebilecek miyiz? Böyle bir şey söylenebilir mi? Tek parti cumhuriyet, çok parti cumhuriyet. Değerli arkadaşlarım, ciddi olalım. Anayasalar aslında bir medeniyet tercihidir. Bu Anayasa paketi Türkiye'nin asırlık medeniyet tercihini değiştirmeye yöneliktir. Bu paket, bildiğimiz örnekleriyle bir Orta Doğu dikta rejimini Türkiye'ye taşımanın bütün hukuki, anayasal altyapısına sahiptir. Bu getirilen paket, Türkiye'yi bildiğimiz bir Orta Doğu dikta rejimine döndürmenin bütün hukuki, anayasal altyapısını ortaya koymuştur. ‘Bizde dikta olmaz’ sözünü güvence olarak kabul etmemizi istiyorsunuz. Bunları söyleyince ‘Bizde dikta olmaz’ deniliyor. İyi, peki, olmazsa mesele yok diyeceğiz.”

Baykal, Saddam'dan Muaviye'ye, Esad'dan Yezid'e kadar nice isimlerin kendilerine yabancı olmayan bir kültürün ürünü olduğunu belirten Baykal, “Dünden beri Anayasa tartışmaları bir seçim olasılığıyla zenginleştirildi. Anayasa tartışmaları getirilen paketin faziletine birbirimizi ikna etmekten çıktı, tehdit ve şantaj anlayışının alenileştiği bir ortama geldik şimdi. Erken seçim konusuyla ilgili olarak söylemek istediğim şudur: Eğer bu bir tehdit ise yakışıksızdır, eğer bu bir tespit ise zamansızdır; eğer bu bir tehdit ise böyle bir tehdidi Meclisimize de bu Meclisimizdeki hiçbir milletvekiline de yakıştıramam” dedi. 

Ahmet Umur Öztürk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Ani sıcaklık değişimleri dutun merkezini vurdu Dünyanın önemli dut üretim merkezi olan Tunceli’nin Çemişgezek ilçesine bağlı Ulukale köyünde ani sıcaklık değişimleri dut ağaçlarını vurdu. Çemişgezek ilçesine bağlı Ulukale köyünde tam organik üretilen ve coğrafi işaret alan Ulukale dutu, yılda ortalama 500 ton üretiliyor. Bu dut dünya pazarında "Ulukale dutu" ismiyle talep görüyor. Aroması ve altın sarısı rengiyle birçok ülkeye ihraç edilen Ulukale dutu, bu yıl ani sıcaklık değişimleri nedeniyle meyvesi olgunlaşmadan dökülmeye başladı. Durumun tespiti için Çemişgezek Kaymakamlığı İlçe Tarım ve Ormancılık Müdürlüğü ekipleri tarafından inceleme yapıldı. Ekiplerin yaptığı inceleme sonucunda meyvenin dökülmesinin ani değişiklik gösteren hava sıcaklıkları arasındaki ciddi orandaki farktan kaynaklandığı belirlendi. ’’Dut üretimi ile ilgili sıkıntılarımız var’’ Üreticiler, ani sıcaklık değişiminden kaynaklı gerçekleşen zararın da sigorta kapsamına alınmasını talep etti. Ulukale ve Bozağaç Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı ve aynı zamanda dut üreticisi Necmettin Duman, "Ben Ulukale ve Bozağaç Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Kurucu Başkanı ve aynı zamanda dut üreticisiyim. Bu yıl coğrafi işaret belgesi ve patenti köyümüzde olan ve endemik sayılabilecek Ulukale dutunun üretimiyle ilgili sıkıntılarımız var. Çemişgezek İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri ile birlikte bu sıkıntıları gidermek için çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar nedeniyle buradayız. Bahçelerimizde bu yıl iklimsel değişikliklerden dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Bu sıkıntıları inşallah İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri ile birlikte müştereken halledeceğiz’’ dedi. Dut üreticisi Tarkan Altınoluk ise, ’’Biz Ulukale köyünde dut yetiştiriyoruz. Gece ve gündüz sıcaklık farklarından dolayı ürünlerimizde büyük bir kayıp yaşıyoruz. Bunun sigorta kapsamına alınmasını devlet büyüklerimizden rica ediyoruz. Dolu, don ve fırtına, bunlar sigorta kapsamında. Ancak yağmur ve bu hava sıcaklıklarının değişim göstermesinden dolayı oluşan zararlar sigorta kapsamı dışında kalmış. Bu etkenlerin de sigorta kapsamı içerisine alınmasını rica ediyoruz. Dutumuz çok kaliteli. Birinci kalite dut üretiyoruz. Dutumuz dünyanın birçok ülkesine gidiyor. Ürünümüz bu şekilde zarar gördüğü zaman büyük kayıplar yaşıyoruz" diye konuştu.
Adana Kozanlı öğrenciler "Bağlı ol ama Bağımlı Olma" projesi ile Avrupa’ya açıldı Adana’nın Kozan ilçesinde İsmet İnönü Ortaokulu öğretmen ve öğrencileri tarafından hazırlanan Erasmus çalışması çerçevesinde "Bağlı ol ama Bağımlı Olma" projesi Türkiye’de 452 proje arasından ilk 8’e girdi. Öğretmen ve öğrenciler dijital bağımlılığa çözüm için dünya ülkeleri çocukları ile bir araya dijital bağlantı kurarak geldi. Birçok projeye imza atan Kozan İsmet İnönü Ortaokulu öğretmen ve öğrencileri, Polonya ve İtalya’daki öğrenciler ile bir araya gelerek ülkelerindeki dijital bağımlılık sorununu konuşarak kendi ülkelerinde bağımlılıkla mücadele için çözüm önerileri hakkında fikir alışverişinde bulundular. Öğrenciler Türkiye’de dijital bağımlılığın gençler arasında daha yoğun gözlemlendiğini ifade ederek Avrupa’da bağımlılıkla mücadele sürerken Avrupalı gençlerin dijital platformları bilgiye ulaşmak için kullandığını gözlemlediler. Polonya ve İtalya’daki eğitimciler ve öğrenciler ile sınıf ortamında hazırlanan dijital platform üzerinden bir araya geldiklerini aktaran okul müdürü Levent Çörekli, "Türkiye Ulusal Ajansına yapmış olduğumuz başvuru kabul edildi. ’Bağlan ama Bağımlı Olma’ adlı proje ile Türkiye’de değerlendirmeye değer bulunan yüzlerce proje arasından onaylanan 8 projeden 1.’si olarak hibe almaya hak kazandık" dedi. Çörekli, koordinatörü olunan proje 60 bin euro bütçeli, İtalya ve Polonya’nın ortak olarak yer aldığı öğretmen hareketliliği ile projenin birinci hareketliliğini 15-19 Nisan 2024 tarihleri arasında İtalya’nın ev sahipliğinde Roma’nın Pitigliano şehrinde gerçekleştirdiklerini ikinci hareketliliği Türkiye ev sahipliğinde sanal toplantı olarak okulda gerçekleştirdiklerini ifade etti. Koordinatör Emrah Gümüş, öğrencilerin de projede yer aldığını kaydederek, "Aynı sorunu yaşayan farklı ülkelerdeki çocuklar birlikte paylaşmış yaparak, ortak bir çözüm arayışı içinde oluyorlar. Amacımız öğrencilerimizi dijitale bağlı ama bağımlı olmadan doğru kullanım ve en az kullanım üzerine çalışma yapmış olduk" diye konuştu. "Bizim ülkemizde bağımlılık maalesef daha çok" Öğrencilerden Mediha Yılmaz, yabancı ülkelerden kendi akranlarıyla bir araya geldiklerini söyleyerek, "Türkiye’de gençlerde bağımlılık daha çok. Yurt dışında gençler daha çok bilgiye ulaşmak için kullandığını gözlemledik, bizim ülkemizde maalesef gençler sosyal medya eğlence için kullanmakta" şeklinde konuştu. "Siber zorbalığın evrensel bir sorun olduğunu gözlemledik" Siber zorbalık üzerine yabancı öğrencilerle konuştuğunu aktaran Öykü Aydın, "Ben de siber zorbalığa maruz kaldım. Dijital bağımlılık sorununu hepimiz yaşıyoruz ama çözümlerimiz var. Özellikle hepimizin dijitalle uzak durmak dışarıda arkadaşlarımızla vakit geçirmeliyiz gibi ortak birçok görüşümüz var. Dijital zorbalık da hem bizim ülkemizde hem yabancı ülkelerde maalesef yaşadığımız bir durum. Bu sorun maalesef evrensel. Bence Avrupa’da bağımlılık oranı bize göre daha az. Orada daha çok araştırma için kullanılıyorlar" dedi.