POLİTİKA - 05 Ekim 2017 Perşembe 15:56

Bekir Bozdağ: 'Barzani referandumu iptal etmeli'

A
A
A
Bekir Bozdağ: 'Barzani referandumu iptal etmeli'

İstanbul Aydın Üniversitesi’nin 2017-2018 akademik yılı eğitim yılı açılışı, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın katılımıyla gerçekleşti. Açılış konuşmasında Kuzey Irak’ta gerçekleşen referandumu gündeme getiren Bozdağ, “Barzani referandumu iptal etmelidir. Türkiye sınırındaki gelişmelere karşı kendi milli güvenliği açısından göz yumamayız” şeklinde konuştu.

Florya Halit Aydın Yerleşkesi’nde düzenlenen açılış törenine Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Eski AB Bakanı Egemen Bağış, Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, İAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Aydın, İAÜ Rektörü Prof. Dr. Yadigâr İzmirli, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Yeni eğitim öğretim yılı ilk dersini de açılış konuşmasıyla birlikte yapan Bekir Bozdağ da öncelikli olarak bütün eğitim camiasının eğitim öğretim yılını kutladı. Bununla birlikte özellikle Kuzey Irak’taki referandum ile ilgili başlıklara yer veren Bozdağ’ın konuşması şu şekildeydi;

“Etrafımızda olup bitenlere göz yumamayız”

“Türkiye’nin etrafında olup biten hadiselere hepimizin dikkat kesilmesi lazım. Dışarıda olan her şey Türkiye’nin içini etkilemektedir. Türkiye sınırında geçekleşen hadiselere elbette gözümüzü kapamayacağız. Kuzey Suriye’de yeni bir Kürt oluşumuna ya da Kürt devletine eğer Türkiye göz yumarsa yakın gelecekte hepimizin aleyhine çok büyük sonuçlar doğuracaktır. Onun için Fırat Kalkanı operasyonu yapıldı, onun için hem Amerika hem Rusya hem de İran’la bütün taraflarla görüşüyor ve bu bölgede terör örgütlerinin silinmesi, yok olması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün siyasi birliğinin korunması konusunda Türkiye üzerine düşeni bu zamana kadar yapmıştır bundan sonra da yapmaya devam edecektir.”

“Kuzey Irak’taki referandum gayrimeşrudur”

“Irak’ta da aynı şey geçerli. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi referandum kararı aldı ve uyguladı. Bu referandum gayrimeşrudur ve yok hükmündedir. Barzani yönetimi referandumu iptal edildiğini ve bunun hiçbir geçerliliği olmadığını ilan etmelidir. Diğer bir konu Irak’ın toprak bütünlüğüne siyasi birliğine ve egemenlik haklarına korunması konusunda herhangi farklı bir düşünceye sahip olmadığını ve bunları aynen kabul ettiğini de ilan etmelidir. Üçüncüsü Irak Hükumeti İle kendi aralarında olan anlaşmazlıkları çözmek için şartsız Irak hükumeti ile görüşmelere başlamalılar. Dördüncüsü de bu referandumun kesinlikle bölgedeki statülerde herhangi bir değişikliğe yol açmayacağını ve Irak anayasasının kendileri için de bağlayıcı ve geçerli olduğunu bir kez daha deklare etmelidir. Bunları yaparsa yaptığı yanlıştan dönmüş oldur. Eğer yapmazsa o zaman bölge bugünkünden daha fazla sıkıntılara gebe demektir ve Türkiye burada olup bitenleri kendi milli güvenliği bakımından doğrudan bir tehdit olarak değerlendirir. Bu tehdidin ve riskin büyümemesi ve ortadan kaldırılması elbette bizim birinci önceliğimizdir. O nedenle Türkiye olarak buradaki gelişmelere yakından takip edeceğiz. Bölgemizi yeni yangınlara yeni kavgalara ve şiddet dalgalarına götürecek adımların atılmasına izin vermeyeceğiz. Bu noktada hükumetimiz kararlıdır.”

“Eğitim bir nesil mimarlığıdır”

“Üniversitelerimiz, eğitimi kurumlarımız, bizim nesillerimizin, tasarımının ve inşasının yapıldığı yerlerdir. Eğitim bir nesil mimarlığıdır. Bunun inşası eğitim kurumlarında yapılmaktadır. Türkiye, genç nüfusuyla güçlü bir potansiyele sahiptir. Bunu insanlığın faydasına kullanmamız eğitimle mümkündür. İnsan kaynağının kalitesini artırmak, niteliğini geliştirmek, yeni özellikler kazandırmak için eğitime büyük destek verdik. Milli eğitime ayrılan bütçeyi 12 kat artırdık ve 7 milyar liradan, 85 milyar 48 milyon liraya çıkardık. Sadece büyükşehirde olan üniversitelerimizi Türkiye’nin 81 iline yaydık. 75 olan üniversite sayımızı 185’e çıkardık. 558 olan fakülte sayısı 1651’e, 289 enstitü 675’e, 171 olan yüksek okul 467’ye, 494 olan meslek yüksekokulu sayısı 964’e çıkarıldı. Bu rakamlarla yüksek öğretim alanı rekabete açılmıştır. Herkes arkasına bakmadan koşmak durumundadır. Daha iyiyi yakalayabilmek için herkesi bu rekabetin içine çektik. Bu, ekonominin gelişmesiyle, insanın gelişmesiyle, mili iradenin Ankara’da güçlenmesiyle birlikte Anadolu’ya yayıldı. Bu, aynı zamanda Türkiye’nin her yerinden marka üniversitelerin çıkabileceğini ve dünyaya açılabileceğini gösteriyor.”

‘Üniversiteler toplumla bütünleşmeli’

Üniversitelerin insana şekil veren, insanları geleceğe hazırlayan kurumlar olduğunu belirten Dr. Mustafa Aydın da, “Üniversiteler elbette ki öğrenci odaklı olarak aktif çalışmalı. Ama her üniversitenin de akademik personel yetiştirme diye bir misyonu olması lazım. Önce insana şekil veren eller hazır olmalı. Akademik kadro, teknolojik, siyasi, ekonomik, bilimsel ve kültürel olarak hazır olmalı. İstanbul Aydın Üniversitesi, kendi alanında çalışma yapan nitelikli akademisyenler tarafından, müfredatın dışına çıkıp kamu, özel sektör işbirliğiyle günün ve dünyanın ihtiyaçlarına uygun olacak gençler yetiştiriyor. Üniversitemiz, öğrencilerin aldığı teorik eğitimi pratiğe dönüştürmelerine imkan sağlayan bir üniversite” dedi.

Dr. Aydın, üniversitelerin toplumla bütünleşmesi gerektiğini belirterek, aksi halde bilginin ürüne ve teknolojiye dönüşmesinin mümkün olmadığını kaydetti ve İstanbul Aydın Üniversitesi’nin elde ettiği bilgiyi, ar-ge’yi, teknolojiyi toplumla paylaşma misyonu içinde hareket ettiğinin altını çizdi.

Türkiye’de 43 milyonun üzerinde bir eğitim nüfusu olduğunu kaydeden Dr. Aydın, ülkemizin kendi kaynaklarıyla bu nüfusu istihdam etmesinin olanaksız olduğunun altını çizdi ve “Dünya ile rekabet edebilmek için dünya insanı olmak zorundayız. Öyle silahlarla teçhiz edilmemiz gerekiyor, donatılmamız gerekiyor ki bilgi, teknoloji, gelişim, sağlık, fen dünyanın her yerinde iş bulabilen, iş yapabilen mezunlar yetiştirmek zorundayız. Bizler de kendimizi ona göre yetiştirmek zorundayız, ona göre kurgulamamız lazım” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.