ASAYİŞ - 18 Aralık 2017 Pazartesi 19:11

Belediye başkanı taciz etti iddiası

A
A
A
Belediye başkanı taciz etti iddiası

İzmir’in Dikili ilçesinde zabıta olarak çalışan bir kadın Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun tarafından sözlü ve fiziki tacize uğradığını iddia etti. Baskılar nedeniyle şikayetten vazgeçtiğini öne süren kadın, kardeşi ile birlikte işlerine son verildiğini iddia etti.

İzmir’in Dikili ilçesindeki Dikili Belediyesi Zabıta Müdürlüğünde 2014 yılından bu yana taşeron işçi olarak çalışan Deniz C.(33), Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun’un kendisini sözlü ve fiziki olarak taciz ettiğini iddia etti. 17 Temmuz akşamı nöbetçiyken belediye başkanının makam odasında kendisini taciz ettiğini öne süren Deniz C., baskılar nedeniyle şikayetten vazgeçtiğini ancak bundan iki hafta sonra kardeşi Murat C. ve kendisinin belediyedeki işlerine son verildiğini söyledi. İşe iade davası açtıklarını kaydeden Deniz C., “Hiçbir kadın susmamalı ve susturulmamalı. Korkmadan mücadele vermeye devam etmeli” diye konuştu.

“ÇOK GÜZELSİN DEDİ”

Deniz C., taciz iddiasını şu sözlerle anlattı:

“17 Temmuz akşamı ben nöbetçiyken, belediye başkanı Çandarlı ek hizmet binasına geldi. Odasında sözlü ve fiziki tacizde bulundu. Elini omzuma atmaya çalıştı, elimden tutup kucağına oturtmaya çalıştı. ‘Çok güzelsin, çok seksisin’ dedi. ‘Seninle bir daha görüşelim’ dedi. Bahane ile dışarı çıktım. Arkadaşım ne kadar kötü olduğumu fark etti. Titriyordum. Arkadaşım ne olduğunu sorduğunda ağlamaya başladım ve durumu anlattım. O sırada zabıta odasında oturuyordum ve belediye başkanı beni eliyle işaret ederek ‘Gel’ dedi. Elimi tutmaya çalıştı. İmar müdürü o sırada gelince binadan ayrıldı.”

“ŞİKAYETTEN VAZGEÇMEMİZ İÇİN BASKI GÖRDÜK”

Taciz nedeniyle büyük şok geçirdiğini ifade eden Deniz C., “Ben olay sonrası bir şekilde kamera kayıtlarını aldım ama maalesef makam odasında kayıt yok. Orada bir şahidim yoktu. Tek şahidim Allah’tır. O dönem kardeşimin düğünü vardı. Ona anlatmayı düşündüm ama başını belaya sokabilir diye düşündüm. Düğünü atlatınca kardeşime durumu anlattım. Hemen şikayetçi olduk ama ifademe ulaşmışlar ve ona uygun şekilde bir ifade vermişler. Daha sonra şikayetten vazgeçmemiz için baskı gördük. ‘Sen de kardeşin de işten çıkartılabilirsiniz’ dediler. Biz baskı sonucu şikayetten vazgeçtik ama iki hafta sonra kardeşimle beni işten çıkardılar. Beni 25. maddeden işten çıkardı. Hiçbir kamu kurumunda artık taşeron olarak bile çalışamayacağım. Şu anda ikimiz de işe iade davası açtık ve inşallah adalet yerini bulacak” dedi.

“YÜZLEŞTİRİLDİĞİMİZDE ALKOLLÜ OLDUĞUNU SÖYLEDİ”

Psikolojik olarak bitmiş durumda olduğunu ve tedavi gördüğünü söyleyen Deniz C., “Belediye başkanının içkili olduğu hal ve hareketlerinden belliydi. Vazgeçtiğimizde bizi yüzleştirdiler. Bize orada alkollü olduğunu, hatırlamadığını, kendinde olmadığını söyledi. Bunun ses kayıtlarını, ileride herhangi bir hukuki uyuşmazlıkta delil olarak sunmam için mecburen aldım. Bu tacizi belediye başkanı değil de başka biri de yapabilirdi. Hiçbir kadın susmamalı ve susturulmamalı. Korkmadan mücadele vermeye devam etmeli. Ben iftiracı konumuna düşürüldüm. Ben kimseye iftira atmadım ama o beni iftiracı konumuna sokunca olanlar oldu. Artık yapacak hiçbir şey yok” ifadelerini kullandı.

KAMERA KAYITLARI ORTAYA ÇIKTI

Öte yandan, Deniz C.’nin cep telefonuna kaydettiği güvenlik kamerası görüntülerinde belediye başkanının makam odasına Deniz C. ile girdiği, içeri girerken başka bölümdeki çalışanlara eliyle ’durun’ işareti yaptığı görülüyor. Daha sonra kamera kayıtlarına belediye başkanının Deniz C.’ye elini uzattığı, Deniz C.’nin ise elini vermediği ve kadının gerginliği de yansıyor.

DİKİLİ BELEDİYE BAŞKANI MUSTAFA TOSUN’DAN AÇIKLAMA

Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun ise yaptığı yazılı açıklamada, taciz iddialarının kendisine kurulmuş bir kumpas olduğunu savunarak, "Şu çok iyi bilinmelidir ki her zaman işini kentine ve kentlisine en iyi şekilde hizmet verebilmek için yapmakta ve kamu yararına hizmet etmekte olan şahsım asla bu oyunlara ve kumpaslara boyun eğmeyecektir. Her zaman dürüstlüğün ve ahlakın yanında olduğumu belirtir, sözde taciz olayına ilişkin ortaya atılan haksız iddiaları kabul etmediğimi bir kez daha kamuoyuna bildiririm. Şahsımı karalamaya, itibarımı zedelemeye yönelik yapılan bu linç girişiminin siyasi emel ve beklentileri olanlar tarafından tezgahlandığı kesindir" ifadelerini kullandı.

Bahse konu olayın 17 Temmuz 2017 tarihinde olduğunun bir yalan olduğunu savunan Başkan Tosun, "Çünkü bahse konu tarihte adı geçen personel görevini yapmadığı için tarafımdan sert bir şekilde uyarılmıştır. Kanımca sert bir şekilde uyarmamı hazmetmeyen bu şahıs, ilçede siyasi çıkarlarını düşünen kişi ve gruplarla işbirliği yapıp tarafıma böyle bir iftira atmaktadır. Dikili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve takipsizlik kararı verilen soruşturmanın dosyasında o gece yaşanılanların tek tanığı olan Buğra Akın’ın verdiği ifadelerde olayın bir taciz olayı olmadığını, aksine kaçak bandrolsüz kitapları toplaması gerekirken toplamayıp, görevini yapmayan zabıta yardımcı personelinin uyarılması olayı olduğunu net olarak ortaya koymaktadır. Yine bu konunun taciz olayı olmadığı, görevini yapmayan personelin uyarılması konusu olduğunu net olarak ortaya çıkaran Çandarlı Jandarma Komutanlığının 17 Temmuz 2017 saat 20.00’de tuttuğu tutanak elimizdedir. Kamera kayıtları kesilerek servis yapılmıştır. Kendimden bir şüphem olsa şeffaf davranmam ve görüntülerin erişimini engellerdim. Ayrıca bahse konu kamera kayıtları incelendiğinde şahsa karşı elimi uzatarak gelip sizin elinizden tutup ben mi işlem yaptıracağım kendiniz yapamıyor musunuz dediğimi gösteren reflekste net olarak ortadadır. Yine görüntülerde göründüğü gibi şahısta, tacize uğradığını ortaya koyan bir ruh hali, ağlama ve kıyafetlerinde herhangi bir değişiklik durumu mevcut değildir. Şahsın ortaya koyduğu durum tarafımca yapılan uyarıya verdiği tepkidir. Bu konu ile ilgili bir diğer önemli nokta da olayın olduğu iddia edilen gün ile şikayet tarihi arasında uzunca bir süre vardır. Kanımca bunun sebebi de şahsıma yapılan bu kumpas için art niyetli kişilerin kendilerine ortam ve zaman kazandırma çabasıdır. Ben Dikili ilçesinde 17 yıldır veteriner hekim olarak görev yaptım. Girmediğim ev, damına uğramadığım, sofrasına oturmadığım üretici ve çiftçi yoktur. Tüm halkımız tarafından karakterim iyi bilinmektedir. Bahse konu ses kayıtlarında kesilip servis edilen konuşmalardaki özür dilememin sebebi özellikle zabıta müdürümden gelen telkinlerdir. Bende insani bir reflekste bulunup, çalışma arkadaşlarımı kırmamak için davetlerine icabet ettim ve konuyu kapatmak ayrıca şahısların başkan sarhoştum özür dilesin konuyu kapatalım dedikleri için ve konunun çok uzamaması için özür diledim. Özür dilememin asıl etkeni de o gece şahsa sert bir şekilde bağırmamdır" dedi.

Yaptığı uzun açıklamanın son kısmında bahse konu kişilerin taciz iddiası nedeniyle ilk olarak para istediklerini belirten Tosun, "Müdürümün siz şerefsiz misiniz tepkisinin ardından ikinci bir plan devreye girer. Bu planda şahsa sözleşmeli memurluk, şahsın kardeşine birim değişikliği ve masa başı görev, kardeşinin eşine belediyede iş ayrıca olayın tek görgü tanığı olan müdürümüzün görevden alınmasının gerçekleştirilmesi taleplerinde bulunmuşlardır. Yine bu konuda diğer ayrıntıları da irdeleyecek olursak, bir meclis üyesi çalışanlarımızdan birine bu olayın daha önceden planlandığını ortaya koyan ifadelerde bulunmuştur. Bir başka meclis üyesi haberin yayınlandığı siteye finansal destek için reklam vermiştir. Bu reklam da çıkan sözde haberin altında yer almıştır. Bir diğer meclis üyesinin avukatı da sözde iddiaların ifadelerini kaleme almıştır. Kişisel çıkar peşinde koşan bazı yerel siyasilerde bu olayı farklı noktalarda olaydan önce dile getirerek bu konunun planlı, işbirlikçi bir şekilde ortaya koymuşlardır. Ben Dikili sevdalısı Mustafa Tosun’um. Bu olay alçakça yapılmış bir kumpastır. Hukukun, kolluk kuvvetlerin yapmış olduğu incelemeler, soruşturmalar ve verilen takipsizlik kararı ortadayken yapılan iftira ve alçaklıkları halkımızın vicdanına havale ediyorum. Ayrıca bu konuda tüm hukuksal mücadelemi sonuna kadar yürüteceğimi ifade ediyorum" ifadelerini kullandı.

Ceren Atmaca - Halil Karahan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kadınlar domates kasası yarışmasında erkeklere taş çıkarttı Antalya’nın Kumluca ilçesi ve çevre ilçelerdeki seralarda çalışan vatandaşların katılımıyla domates kasası taşıma, domates çekme ve halat yarışları düzenlendi. Kumluca Belediyesi tarafından Kumluca Şehir Stadı’nda düzenlenen yarışmalarda, Kumluca ve çevre ilçelerden katılan kadınlar kıyasıya mücadele etti. Domates kasası taşıma yarışmasında 3 dakikada 24 domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi birinci, 21 domates kasası taşıyan Hatice Işık ikinci, 17 domates kasası taşıyan Hörü Alkan üçüncü oldu. Domates yeme yarışmasında da 3 dakikada 1 kilo 362 gram domates yiyen Ayşegül Aydın birinci, 1 kilo 216 gram domates yiyen Ayşe Akyürek ikinci, 1 kilo 178 gram domates yiyen Mefaret Ünal ise üçüncü sırada yer aldı. Sekiz takımın katıldığı halat çekme yarışmasında ise finalde Kumluca Belediyesi takımıyla karşılaşan Kaşlılar takımı, zorlu mücadeleyi kazanarak şampiyon oldu. Yarışmalar, renkli görüntülere sahne oldu. Yarışmada en fazla domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi, sera işçisi olduğunu ve her gün sayısız domates kasası taşıdığını söyledi. Yarışmayı birinci olarak bitirdiği için mutlu olduğunu dile getiren Keyikçi, festival dolayısıyla neşeli bir hafta geçirdiklerini kaydetti. Kaşlılar takımı halat çekme şampiyonu oldu Halat çekme yarışmasında birinci olan Kaşlılar takımının kaptanı Saliha Güçlü de serada çalışan kadınların hünerlerini sergilediğini belirtti. Takımıyla gurur duyduğunu ifade eden Güçlü, geçen yıl aynı yarışmada ikinci olduklarını belirterek, “Bu yıl birinciliği kaptırmadık” dedi. Etkinlikte Kumluca Belediyesi tiyatrocuları Uğur Duran ve Mehmet Karakaya kısa bir oyun sergilerken, müzisyen Tuğba Karakuş konser verdi. Yarışma sonunda başarılı olan kadınlara protokol üyelerinin eşleri tarafından çeşitli ödül ve hediyeler verildi.
Sivas Sivas-İstanbul arası 7 saat kısaldı: YHT Sivas’a ilk seferini yaptı Türkiye’nin önemli ulaşım projelerinden biri olan Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattı, Sivas ile İstanbul arasında kesintisiz seyahat imkânı sunmaya başladı. Türkülere konu olan Sivas’tan İstanbul’a seyahat süresi otobüsle yaklaşık 14 saat sürerken, aktarmasız Sivas-İstanbul seferi ile seyahat süresi yaklaşık 7 saate düştü. Ankara’dan Sivas’a ulaşımı 2 saate indiren Ankara-Sivas YHT hattı, 26 Nisan 2023 yılında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın katıldığı törenle açılmış ve yaklaşık 1 yılda 1 milyon yolcu taşımıştı. Otobüs yolculuğu ile yaklaşık 14 saat süren İstanbul-Sivas arası, aktarmasız ekspres Yüksek Hızlı Tren hattının devreye girmesiyle 7 saat 8 dakikaya düştü. Sabah 08.40’ta yapılan ilk seferde Söğütlüçeşme İstasyonu’ndan kalkan tren 7 saat sonra Sivas’a vardı. Hızlı tren vatandaşlar tarafından oldukça beğenilirken, gelen yolcular için karşılama programı düzenlendi. Programa Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun, Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Zeki Özdemir, Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Mehmet Kul, bazı il protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı. İstanbul’dan Sivas’a gelen vatandaşlar davul ve zurna ile karşılanarak, karanfil verildi. “Rahat ve güvenli” AK Parti Grup Başkanı ve Sivas Milletvekili Abdullah Güler, Yüksek Hızlı Tren teknolojisinin rahat ve konforlu olduğunu dile getirerek, “Gayet konforlu, rahat ve güvenli bir seyahati toplam 7 saat 18 dakikalık bir sürede tamamlandık. Hemşehrilerimiz bizi coşkuyla selamladılar. Ben bütün hemşehrilerime bu güvenli yüksek teknoloji ürünü olan İstanbul-Sivas ve Sivas-İstanbul seyahatini tercih etmelerini buradan hassasiyetle öneriyorum” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Osman Boyraz ise, “Sivas’ımıza, milletimize hayırlı uğurlu olsun. Böylesine bir medeniyet havzası olan Sivas’a sadece Sivaslılar değil, İstanbul’daki ve başka coğrafyadaki insanların da akın edip geleceğine inancım tamdır” diye konuştu. “Hızlı tren şehrimizde yeni ufuklar açacak” Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, Yüksek Hızlı Tren’in kentte yeni ufuklar açacağını belirterek, “Bugün Sivas olarak yine tarihi bir gün yaşıyoruz. Bu seferle birlikte İstanbul seferlerimiz başlamış oldu ve İstanbul-Sivas arası mesafede 7 saate indi. Hızlı tren şehrimizde yeni ufuklar açacak. Şehrimizin başta turizm olmak üzere sanayisi ve ekonomisine her yönüyle katkıda bulunacak” şeklinde konuştu. “Yüksek Hızlı Tren’in akraba ilişkilerini de güçlendireceğine inanıyoruz” Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun, Yüksek Hızlı Tren’in akraba ilişkilerini güçlendireceğine inandıklarına değinerek, “Yaklaşık bir yıl önce Ankara-Sivas hızlı tren seferleri başlamıştı. 1 milyonun üzerinde yolcunun taşındığını görmekteyiz. Bundan sonraki süreçte de inanıyoruz ki bu sayı daha da artacak. Bu da Sivas’ın hem kültürüne hem turizmine katkı sağladığı gibi Sivas-İstanbul arasındaki akraba ilişkilerini de güçlendireceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Trenle seyahat eden vatandaşlar ise seferden memnuniyet duyduklarını söyledi.
Ankara Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi’nden ‘HUBİTSEM’ sempozyumu Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi (Hukuk, Bilişim İnovasyon ve Teknoloji Merkezi) tarafından, akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu Hukuk Bilişim ve Teknoloji Sempozyumu (HUBİTSEM) gerçekleştirildi. Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi işbirliği ve Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi ev sahipliğinde akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu hukuk bilişim ve teknoloji sempozyumu gerçekleştirildi. Çok sayıda öğrencinin katıldığı sempozyumda atölye çalışmaları hayata geçirildi. Dr. Pınar Yaşar Şatıroğlu, İHA muhabirine, gerçekleştirilecek sempozyumun amaçları hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Bilişim Hukuku, Hukuk, Yapay zeka ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin olarak bütün bilgi sahiplerini bir araya getirmeyi amaçladık. Klasik bilimsel toplantılardan farklı olarak hem hakemli tedbirlere yer verilmesi hem farklı kamu kurum temsilcilerinin gelmesi hem özel sektörde çalışanların özellikle de yöneticilerin yer aldığı bir etkinlik yapılacak. Bu etkinlik bizim ana etkinliğimiz. Ana ve yan etkinlik olarak ikiye ayırdık bu sempozyumu.” Atölye çalışmaları hakkında bilgi veren Dr. Şatıroğlu, gerçekleştirilecek çalışmalarda spesifik olarak o alanda uzmanlaşmış akademisyenler ile kurum temsilcilerinin olacağını belirterek, şu ifadelere yer verdi: “Şu ana kadar üç ana oturum gerçekleştirildi. Bir tane de atölye çalışmamız gerçekleştirildi. Bu sempozyumla aslında amaçladığımız şey bütün partnerleri bir araya getirmek. Yani Ankara Barosu ve Atılım Üniversitesi bir araya gelerek konuyla ilgili olabilecek olan öğrenci, avukat, stajyer avukat, kurum çalışanı ve akademisyenleri bir araya getirerek yeni bir bilgi üretim noktası oluşturmak amaç aslında. HUBİTSEM’ de aslında bu amaca hizmet ediyor diyebiliriz. Akademik hayat ile İş hayatını tanıştırmayı çok istiyoruz. Çünkü hukuk fakültesi öğrencileri mezun olmadan önce genelde biraz daha kapalı bir toplumda okuyorlar. Aslında dışarda başka bir dünya var ve o dünya her geçen gün gelişiyor ve ilerliyor. Bu gelişen ve ilerleyen Dünya’nın bir parçası olmak istiyorsanız eğer hem akademik donanıma sahip olmanız lazım. Hem de özel sektöre ilişkin olarak çalışma prensiplerini bilmeniz gerekiyor. Bizde bu ikisini bir araya getirebilecek bir ışık yapmak istedik aslında.” Avukat Cenk Levent Eroğlu ise HUBİTSEM’in ulusal çapta yapılmış bir sempozyum olduğunu ifade ederek, “Toplamda 4 Barodan, 8 farklı ilden, 15 farklı üniversiteden 18 şirket ve 8 kamu kurumundan katılımcılar bu gün buradalar. Burada teknoloji hukukunun, bilişim hukukunun detaylarını inceliyoruz. Güncel meseleleri konuşuyoruz. İnsanların ve kurumların birbiri ile ağ kumasına vesile olmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Yapay zeka ve hukuk konularının da tartışılacağı oturumların bulunduğu sempozyum, 4 ile 5 Mayıs tarihleri arasında sürecek.
Mersin Vali Pehlivan: "Mersin’de bitki örtüsünün yüzde 57’sinin kızılçamdan oluşması yangın hassasiyetini üst seviyelere çıkarıyor" Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, yüzde 53’ü ormanlarla kaplı olan Mersin’de bitki örtüsünün yüzde 57’sinin kızılçamdan oluşmasının yangın hassasiyetini üst seviyelere çıkardığını söyledi. Orman Yangınları ile Mücadele Komisyon Toplantısı, Vali Pehlivan başkanlığında Orman Bölge Müdürlüğü’nde gerçekleştirildi. Pehlivan, toplantıda orman yangınlarında hızlı ve etkin müdahalenin önemine işaret etti. Önleyici eğitim çalışmalarının planlandığı şekilde devam ettiğini ifade eden Pehlivan, uyarıcı tedbirlere yaz ayları boyunca devam edileceğini kaydetti. Mersin’in yüzölçümünün yaklaşık yüzde 53’üne denk gelen 835 bin 534 hektar alanın ormanlık alan olduğunu vurgulayan Vali Pehlivan, şöyle devam etti: "Orman alanlarımızın tamamı yangına 1. derecede hassas. Bu nedenle orman yangınları ile etkin mücadele kapsamında 5 helikopter, 72 arazöz, 21 su ikmal aracı, 1 su tırı, 90 ilk müdahale aracı, 10’u su atarlı 20 devriye motosikleti, 10 dozer, 12 greyder, 11 ekskavatör, 5 treyler, 104 su tankı hizmet etmek üzere değişik yerlerde konuşlandırılmaktadır. 12 gözetleme kulesi faal olup, iki görevli ile 24 saat gözetleme yapılmaktadır. 6 gözetleme kulesinde ilaveten kameralı gözetleme yapılmaktadır. 34 ayrı noktadan yaz aylarında saat başı meteorolojik veriler izlenmektedir." "Ormanlık alanlar insansız hava aracı ile gözetleniyor" Meteoroloji Genel Müdürlüğünden her gün 3 günlük risk haritası alındığına dikkat çeken Pehlivan, "Bu sayede 3 günlük hava durumu izlenerek genel ve yerel tedbirler alınabilmektedir. Özellikle kritik havalarda ormanlık alanlara yakın köy ve mahallerde muhtarlar, din görevlileri, orman gönüllüleri ve görevli personele cep mesaj uygulaması yapılarak dikkatleri çekilmektedir" diye konuştu. Ormanlık alanlarda insansız hava aracı ile gözetleme yapıldığını ifade eden Pehlivan, haberleşme hizmetinde kullanılmak üzere eski analog telsiz sistemine ilave olarak sayısal telsiz sisteminin de kurulduğunu kaydetti. Monte edilen araç takip sistemiyle 305 aracın 24 saat izlendiğini belirten Pehlivan, "Bütün orman yollarımız sayısallaştırılmış, arazöz ve su ikmal araçlarımıza tablet dağıtılarak yangın ihbarına en kısa yoldan ve sürede ulaşmaları sağlanmaktadır. 2023 yılı sonu itibarıyla ilimizde Orman Genel Müdürlüğü tarafından 264 yangın havuzu yapılmıştır. Ayrıca yerleşim yeri içme suyu şebekelerine ilimizin farklı yerlerinde 200 yangın vanası tesis edilmiştir" dedi. Son 3 yıllık ağaçlandırma çalışmaları Toplantıda ayrıca il genelinde son 3 yılda gerçekleştirilen ağaçlandırma çalışmalarına da değinen Pehlivan, "İlimizde 2021 yılında 3 bin 876 hektar, 2022 yılında 7 bin 646 hektar, 2023 yılında ise 4 bin 35 hektar alan ağaçlandırıldı. Ayrıca, 2021 yılında 5 milyon 279 bin 826 adet, 2022 yılında 6 milyon ve 2023 yılında da 6 milyon adet fidan üretildi" ifadelerini kullandı. Orman Bölge Müdürü Mustafa Yalçın’ın yapılan faaliyetler, orman yangınlarına ait istatistiki veriler ile orman yangınlarıyla mücadele stratejileri hakkında bilgi verdiği toplantıda, yangınla mücadelede paydaş kurumların ve görevli personelin yerine getireceği vazife ve sorumluluklara ilişkin konular karara bağlandı. "Mersin, Türkiye’de orman varlığı en fazla olan illerden birisi" Vali Pehlivan, ayrıca Orman Bölge Müdürlüğünün Toroslar ilçesinde faaliyete geçen yeni hizmet binasını ziyaret etti. Orman Bölge Müdürü Yalçın’dan yürütülen faaliyetler hakkında bilgi alan Pehlivan, Yangın Yönetim ve Koordinasyon Merkezi’nde 9 orman işletmesinin bağlı olduğu telsiz sisteminden birimlere seslendi. Pehlivan, şunları kaydetti: "Şu anda görevinin başında bulunan orman teşkilatımızın çok kıymetli mensupları, biraz önce orman yangınlarıyla mücadele komisyonumuzu topladık. Çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Mersin, Türkiye’de orman varlığı en fazla olan illerden birisi. Toplam alanının yüzde 53’ü orman olan Mersin’de bitki örtüsünün yüzde 57’sinin kızılçamdan oluşması yangın hassasiyetini üst seviyelere çıkarıyor. Bu konudaki çalışmaları ilgili kurum ve kuruluşlarımız ile iş birliği ve koordinasyon içinde orman teşkilatımız yürütüyor. Orman teşkilatımızın neferleri olarak sizler de sahada yürütüyorsunuz. Hayati öneme sahip bu çalışmalarınızda sizlere üstün başarılar temenni ediyorum." Vali Pehlivan’a ziyaretinde Vali Yardımcısı Mehmet Ali Özkan da eşlik etti.