GÜNDEM - 30 Mart 2016 Çarşamba 16:04

Beratcan'ın dedesi ve babaannesi konuştu

A
A
A
Beratcan'ın dedesi ve babaannesi konuştu

İstanbul Kartal’da kaybolduktan 15 gün sonra cesedi ormanlık alandaki su kanalında bulunan Beratcan Karakütük’ün Karabük'ün Yenice ilçesine bağlı Cihanbey köyünde yaşayan dedesi Mehmet Çakır ve aynı köyde yaşayan babaannesi Azime Karakütük, İhlas Haber Ajansı'na (İHA) konuştu.

Torununun kaçırıldığında köyde olduklarını, olayı duyar duymaz bir gün sonra İstanbul'a gittiklerini anlatan dede Mehmet Çakır, “Orada durumu detaylı bir şekilde öğrendik ve 15 gün orada kaldık. Biz döndükten bir gün sonra ise cesedi bulundu. Bazı suçlamalar var. Aile geçimlerinde bir düzensizliğin uzun süredir sürdüğü ve aile bağının olmayışından dolayı bu olaylar başlarına geldi. Ergün kendisi 10 yıldır çocuklarıyla doğru dürüst ilgilenmedi. Benim kızım kendi çabalarıyla, kendi çalışmasıyla çocuklara baktı. Ev işiyle, okullarıyla kendi ilgilendi. Babasının bir katkısı olmadı. 6 yıldır da beni aramıyorlardı. Bizle kavga ediyor diye benimle görüşmüyorlardı. Torunumu toprağa verdim. Bu acıyı Allah bize yaşattı, başkasına yaşatmasın” dedi.

Kızı Türkan'ın katil zanlısı ile ilişkisi olduğu yönündeki iddialara ise dede Çakır, “O konularda bizim bilgimiz yok. Televizyonda izlediğimiz kadarıyla herkes başında kendi suçunu hafife almak için bu tür şekillerde konuşması gerekmek durumunda kalıyor demek ki. Beratcan'ın abisi Berkay ise bu konularda bize hiçbir şey demedi” ifadesinde bulundu.

“YAVRUMUN BAŞINI YEDİLER”
Beratcan'ın aynı köyde yaşayan babaannesi Azime Karakütük ise, olayları televizyonlardan duyduğunu söyleyerek, “Oğlumun evini taşlamışlar. Oğlum cenazeyi getirdikleri gün eve geldi ama bu olaylarla ilgili hiç konuşmadık. Fırsat olmadı” dedi.

Gelininin bir başkasıyla ilişkisi olduğu iddialarını ise televizyonlarda gördüklerini kaydeden yaşlı kadın, “Onun kız kardeşleri de biliyor her şeyi. Bir şeyler diyorlardı birbirlerinin kulaklarına. Biz önceden hiç böyle duymamıştık. Bu olayla her şey ortaya çıktı” dedi.

Dede Mehmet Çakır’ın torunlarına hep kızının baktığını söylemesi üzerine Azime Karakütük ile Mehmet Çakır tartıştı. Mehmet Çakır, "Sazlarda barlarda gez. Hanımının numarasına başkasına verince olacak sonuç bu" deyince Azime Karakütük ise, “Bir yavrumun başını yediler. Buraya gelince telefonları susmuyordu. Kimle konuşuyorsan dediğimde bana 'işyerimden arkadaşlarım arıyor' diye inkar ediyordu” diye cevap verdi. 

YASİN ERDEM 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Uşak Başkan Yalım’dan sıfır maliyetli festival UŞAK (İHA) – Uşak Belediyesi tarafından hazırlanan Gençlik Festivali, sponsorlar ve alınan destekler ile hiçbir maliyet olmadan yapıldı. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında Uşak Belediyesi bünyesinde hazırlanan Atapark’ta Gençlik Festivali’nin açılışı yapıldı. Belediye Başkanı Özkan Yalım, 18 Mayıs itibariyle festivalde yer alan sanatçıların, sıfır maliyetle sahne alacaklarını belirtti. Başkan Yalım, sözlerine şöyle devam etti: "Uşak Belediye Başkanı seçilmeden önce nasıl sanatçılara verilen gereksiz paraları eleştirdiysem, şimdi de aynı noktadayım. Değişen hiçbir şey olmadı" Alınan destekler ve sponsorlarla gerçekleştirilen festivalin, belediyeden tek bir lira alınmadan yapıldığına dikkat çeken Başkan Yalım, eleştirenlere de cevap verdi. "Birkaç kişi bizleri eleştirmiş" diye konuşan Başkan Yalım; "Başkan değişti, fikir değişmedi diye sanatçı getirmeye, festival yapmaya devam demişler. Biz festivalleri yapmayacağız, kutlamalara katılmayacağız demedik" diyerek yapılacak olan Tarhana Festivali ile ilgili detayları da paylaştı. "Mayısın ilk haftası meclis ile yaptığımız toplantıda alınan kararla her yıl Temmuz’un üçüncü haftası Tarhana Festivali’ni kutlayarak yerel ürünleri sergileyeceğiz" diyen Yalım, "O festivalde de aynı şekilde yerel sanatçılarımızı sıfır maliyetle, sponsorlarımızla yapacağız. Hem Uşak’ın tanıtımıyla ilgili hem de Uşağın tanıtımıyla gereken çalışmaları yapıyoruz”
Denizli İş güvenliği uzmanları ve iş yeri hekimleri etkin çalışmalı Denizli İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Derneği (DİSGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akköse, “İş sağlığı ve güvenliği alanındaki yeterliliğin sağlanması için iş güvenliği uzmanları ile iş yeri hekimleri etkin ve verimli çalışmasına bağlıdır” dedi. DİSGDER 5. Dönem olağan genel kurulu yapıldı. Seçimler sonucunda derneğin 5. çalışma döneminin yönetim kurulu, denetleme kurulu ve federasyon üst kurulunda temsil edecek üyeler seçildi. İSG çalışanlarının başta eğitim olmak üzere mali, yasalar ve uygulamaları, statü, işveren kaynaklı ve cinsiyet ayrımına yönelik sorunlar yaşamakta olduğuna işaret eden Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akköse, “Eğitim konusunda en önemli sıkıntı çalışanlarda İSG kültürünün oluşmamış olmasıdır. Çünkü İSG kültürü oluşmamış bir toplumda hem işverenler hem de çalışanlar eğitimlerin gerekliliği konusunda yeterli bilince sahip değiller. Ancak işyerinde yürütülecek korunma uygulamalarının ilk aşamasını eğitimler oluşturmaktadır. Bu nedenle İSG kültürünün toplumun her kademesinde ve çalışma yaşamında yer alan tüm kişilerde oluşturulabilmesi için ilköğretimden başlayarak ilerleyen kademelerde de devam eden iş sağlığı ve güvenliğine yönelik bir dersin okul müfredatlarına yerleştirilmesi yerinde bir karar olacaktır. İş güvenliği uzmanlarının yaşadığı önemli bir sorun mali kaynaklı olduğudur. İş sağlığı ve güvenliği alanında mevcut uzman sayıları ve bu alanı meslek olarak seçecek yeni mezunlar düşünüldüğünde bu sayının bir hayli fazla olduğu ve iş güvenliği uzmanlığı mesleğinde bir yığılma olacağı aşikârdır. Bu durum uzmanları düşük ücretlerle çalışmaya zorlamakta ve iş güvenliği uzmanlığı mesleğini değersizleşmektedir. Aynı zamanda işsizlik korkusu kişileri çok düşük maaşlarda çalışmaya zorlarken yapılan işlerin de kalitesini düşürmektedir” dedi. “İşveren kaynaklı mali sıkıntıların azalması ve özellikle iş güvenliği uzmanlarının ücretlerinin ödenmesi, ücret dengesizliği ve aşırı çalışma saatlerinin düzenlenmesi için devlet destekli bir yapıya geçilmesi gerekmektedir” diyen Akköse, şöyle konuştu: “İş güvenliği uzmanları, yaşanan iş kazalarında savcılar açısından tek sorumlu olarak görülüp gözaltı/denetimli serbestlik gibi süreçlerle yüz yüze kalmaktadır. Uzmanların iş güvencesi konusunda sorunlarla karşılaştığını ve görevlerini eksiksiz yapabilmeleri için ekstra iş güvencesinin gerekliliği vardır. Yasalardaki ertelemeler, çalışan sayılarına bağlı dakika uygulamaları, uzmanların yetkilerinin sınırlılığı, kazalarda öncelikli uzmanın sorumlu tutulması, uzmana karşı yasal yaptırımların fazla olması, denetimlerin azlığı konularına ağırlık verilerek yaşanan sıkıntıların giderilmesi adına bir an önce yeni yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ülkemiz açısından iş sağlığı ve güvenliği alanında önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Ancak bu gelişmeler olumlu olmakla birlikte yeterli değildir. Bu yeterliliğin sağlanması da iş güvenliği uzmanları ile iş yeri hekimleri etkin ve verimli çalışmasına bağlıdır. Uzman ve hekimlerin kendilerinden beklenen bu verimliliği gerçekleştirebilmeleri yaşadıkları sorunların en aza indirilmesi ile mümkün olabilecektir”