SPOR - 24 Haziran 2014 Salı 15:35

Berber çıraklığından başpehlivanlığa

A
A
A
Berber çıraklığından başpehlivanlığa

Fatih Atlı, spora çok meraklı olduğunu dile getirerek, güreşe 15 yaşlarında berberde çalışırken şu anki güreş ustası Bayram Ertan’ı görmesi üzerine başladığını söyledi.

653. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Başpehlivan’ı Fatih Atlı, spora çok meraklı olduğunu dile getirerek, güreşe 15 yaşlarında berberde çalışırken şu anki güreş ustası Bayram Ertan’ı görmesi üzerine başladığını söyledi. Atlı, güreşte Fair-play’in dışına çıkılmadığını vurgulayarak, finalde karşılaştığı İsmail Balaban’ın da galibiyeti hak ettiğini ifade etti.

Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşlerinde büyük başarıya imza atarak finalde İsmail Balaban’ı yenen Fatih Atlı, Samsun’un Ladik ilçesinde berberde çalıştığını belirterek, "Spora oldum olası ilgim vardı. 15 yaşlarındaydım, ben kuafördeyken, şimdiki ustam olan Bayram Ertan geldi. Ben o zamana kadar dev cüsseli bir adam görmedim. Aslında ustam onu gördüğümde 92 kiloymuş. Derler ya ’yürürken kaldırım taşları sallanırdı’ diye, insanlar işte böyle efsaneleşiyor. Berber ustama sordum, ’bu adam kim’ diye. O da güreşçi olduğunu söyledi. Ben o günden sonra güreşçi olmaya karar verdim. 2000 yılında Bayram Ertan nezaretinde güreşe başladım. O günlerde kuaförlük ve güreş yürümüyordu. Kuaförlüğü bırakmam icap etti. Daha sonra Mersin Tarsus Belediyesi’ne transfer oldum. Tabi yine ustama söyledim konuyu, istişare halindeydik. 2 yıl kadar minder güreşi yaptım. Onun da yağlı güreşe büyük katkısı oluyor. Özellikle puanlamada, ani ataklar konusunda minder güreşinin büyük faydasını gördüm" dedi.

"19 MAYIS ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ BÖLÜMÜ’NDEN MEZUN OLDUM"

2010 yılında Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Beden Eğitimi bölümünü kazandığını dile getiren Başpehlivan Atlı, "Güreş hayatıma Samsun Büyükşehir Belediyesi’nde devam ettim. Bu yıl da hayırlısıyla ilk kemerimizi aldık. 2006’da başaltı biricisi oldum, 2005’te büyük orta birincisi oldum. 2007’den bugüne kemere iddialı bir şekilde hazırlandık. Geldik ama bazı bireysel hatalardan dolayı, bazı hakem hatalarından dolayı olmadı. Başpehlivanlığa erken yaşta 21 yaşında çıktım. Tecrübe de çok önemli. Onun stresini, ağırlığını kaldırmam için erken bir yaştı. Şu anda tam 30 yaşındayım. Gücümün, kuvvetimin, tekniğimin, psikolojimin en derin olduğu çağda. İnşallah 2 yıl daha altın kemeri alarak, ebedi sahibi olmak istiyorum. Bu kemer çok el değiştirdi. Bir kere de bu kemeri ben taktım. İnşallah önümüzdeki yıllarda hedefimiz altın kemeri almak olacak" ifadelerini kullandı.

"BENİ İBRAHİM KARABACAK’A BENZETİRLERDİ"

Samsun’dan Yaşar Doğu, İbrahim Karabacak gibi güreşçilerin yetiştiğini hatırlatan Atlı, "Bizler onların efsaneleriyle büyüdük. Güreşte yeni yetişirken beni İbrahim Karabacak’a benzetirlerdi. Ona benzetmeleri beni çok motive ederdi. Biliyorsunuz Karabacak Edirne’de 4 defa altın kemeri almış bir güreşçi. Kendimize idol olarak onları örnek aldık. Ladik’e altın kemeri Karabacak’tan sonra ben getirdim. Samsun’a da Şaban Yılmaz, sonra da ben altın kemeri getirmiş olduk" diye konuştu.

"FİNALDE İSMAİL’İ YENMEM İÇİN 3 ÖNEMLİ FAKTÖR VARDI"

Atlı, finalde İsmail Balaban’ı yenmek için 3 önemli faktör olduğunu vurgulayarak, "İlki geçen yılın rövanşını almaktı. Çünkü geçen yıl 16 kişi kala Balaban yendi beni. Çok iyi hazırlanmıştım, o da çok iyiydi. Hatta benden sonra Şaban Yılmaz ve Recep Kara’yı da yendi. İkinci hedefim onun altın kemerini yakmaktı. Çünkü kemer ondaydı, sonuçta kemeri alabilmek için onu yenmem gerekiyordu. Üçüncüsü de altın kemeri almaktı çünkü çok açtım buna. İyi de hazırlandık, iyi de konsantre olduk. Allah nasip etti" şeklinde konuştu.

"İSMAİL’E ŞAPKA ÇIKARIYORUM"

Başpehlivan Atlı, finaldeki rakibi İsmail Balaban’ın çok zorlu mücadeleler yaptığını ifade ederek, "Kendisine gerçekten şapka çıkarıyorum. Başa baş güreşiyor. Fiziki olarak biraz daha zayıf ama hırsı, kondisyonu, enerjisi çok fazla. Kesinlikle önümüzdeki yıllarda bizim çekişmemiz devam edecek. Ben ’o yener, ben yenerim’ demiyorum, bizleri zorlu mücadeleler bekliyor. İsmail Balaban ile güreşten sonra doping numunesi verirken karşılaştık. Beni tebrik etti, sarıldı. Bizim yaptığımız güreş sahanın içinde kalır. Biz iyi arkadaşız. Maçtan önce sadece beni uyardı. ’İki kaşım açık, dikkat edersen iyi olur’ demişti. Güreş çok erdemli bir spor. Fair-play’in dışına çıkılmıyor. Bugün onun başına gelen yarın benim başıma gelir. ’Rekabetin olduğu yerde samimiyet olmaz’ derler ama bizde öyle değil. Biz İsmail Balaban ile iyi arkadaşız. Yenilseydim verdiğim emeklerden dolayı çok üzülürdüm ama İsmail de bunu sonuna kadar hak ediyor" diye konuştu.

ŞENER URFA - TAMER YAVUZ
EDİRNE

Berber çıraklığından başpehlivanlığa

Berber çıraklığından başpehlivanlığa

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Antika otomobili ile antik şehirler turunda Klasik otomobil tutkunu Cengiz Arsay, 1936 model arabasıyla çıktığı Antik Şehirler turunda duraklarından biri olan Konya’ya ulaştı. Antika otomobili ile Antik Şehirlerin önemine dikkat çekmek için bu tura çıktığını ifade eden Cengiz Arsay, “Bu araçların da bu tip etkinliklerde önemli bir rol alabileceklerini göstermek istiyoruz” dedi. İzmir’den 1936 model otomobili ile Antik Şehirler turu çerçevesinde oğlu ile yola çıkan Cengiz Arsay Konya’ya ulaştı. Konya Klasik Otomobilciler Derneği Başkanı Muammer Deveci ve klasik otomobil severlerin oluşturduğu konvoy ile Konya’nın Isparta kara yolu girişi Akyokuş mevkiinde karşılanan Cengiz Arsay, bir süre klasik otomobil severler ile sohbet etti. Bu turu başlamasındaki en büyük etkenin antika araçlar ile antik şehirlere farkındalık oluşturmak olduğunu ifade eden Arsay, bu turun uluslarası boyut kazanmasını son derece arzuladığını ifade etti. Daha sonra Cengiz Arsay’in 1936 model otomobilinin de içinde olduğu 12 klasik otomobilden oluşan konvoy, tarihin ilk medeniyetlerine ev sahipliği yapmış Çatalhöyük’e doğru yola çıktı. Cengiz Arsay’ın Antik Şehirler turuna çıktığı klasik otomobil 1936 model 88 yaşında 1936 Ford Deluxe. Zamanın teknolojileri yapılan bu otomobilde, günümüzdeki otomobillerde bulunan c¸ift elektrikli korna, c¸akmak, ku¨llu¨k ve arkada c¸ift stop lambası standart olup ayrıca, Deluxe serisinin bu ekipmanlara ilaveten ampermetre ve aku¨ s¸arj lambası, arkada ku¨llu¨k, saat, torpido go¨zu¨ kilidi, banjo s¸ekli direksiyonları ve maun desenli o¨n panelleri var. "Oğlumla birlikte bu turu kişisel olarak düzenledik" Tura çıkmasındaki asıl hedefleri anlatan Cengiz Arsay, “Biz İzmir’den yola çıktık ve Türkiye’nin antik ve tarih öncesine giden varlıklarını ziyaret ederek bugün Konya’ya geldik. Sonra da Çatalhöyük’e devam edeceğiz. Biz antika otomobil meraklılarıyız, bunların koruyucularıyız. Bu araçların da bu tip etkinliklerde önemli bir rol alabileceklerini göstermek istiyoruz. O yüzden de oğlum Ata ile birlikte bu turu kişisel olarak düzenledik. Fakat arzu ediyoruz ki bu ileriki yıllarda uluslarası tura dönüşsün. 2. Dünya Savaşı öncesi araçlarının Türkiye’ye gelip buradaki değerleri ziyaret etmelerini arzu ediyoruz. Konya’dan sonra Ankara üzerinden Mardin’e devam etmek istiyoruz. Umarım aracımız da bu konuda bize zorluk çıkarmaz, yardımcı olur. Çünkü 88 yaşında 1936 model. Dolasıyla onun yardımına çok ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. "Türkiye’deki antik kentlerin tanıtımını yapmak" Konya Klasik Otomobilciler Derneği Başkanı Muammer Deveci ise “Cengiz Arsay, bizim gönül taşlarımızın ve klasik otomobil klasmanının döğenidir. Aynı zamanda da Klasik Otomobil Müzesi de var. Bizim en eskilerimizden ve bu işin çığırını açan arkadaşlarımızdan biridir. Cengiz bey, Antik Şehirler turunda. Özel bir turdur bu. Türkiye’de daha önce yapıldı mı bilmiyorum. Cengiz bey şu anda 90 yaşındaki arabasıyla antik şehirler turu düzenledi. Burada esas ana gaye, kendisinden ve aracından ziyade dünyaya ve bu işin ilgililerine Türkiye’deki antik kentlerin tanıtımını yapmak. Bu sebeple kendisine teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Van Osman Küncü, minibüsün çığ altında kaldığı günü anlattı Van-Bahçesaray karayolunda yaklaşık 4.5 ay önce çığ altında kalan minibüsün sahibi, yol açılınca yakınları ile bölgeye geldi. Van’da 133 gün önce Bahçesaray yönüne ilerleyen Osman Küncü yönetimindeki minibüs ile Temir Sabırlı yönetimindeki hafif ticari kamyonette bulunan toplam 10 kişi, 3 bin rakımlı Karabet Geçidi inişinde kar ve tipiye yakalandı. Mahsur kalanlar, ekiplerden yardım istedi. Çığ riski nedeniyle ulaşıma kapatılan bölgeye ekipler ulaşamayınca, araçları terk eden 10 kişi, 9 kilometrelik yolu yaya olarak yürüyüp, ilçeye ulaştı. Terk edilen 2 araç ise daha sonra çığ altında kaldı. Bölgeye gelen araç sahipleri, minibüs ve hafif ticareti aracı küreklerle kurtarmaya çalıştı. Temir Sabırlı, beraberindekiler ile birlikte karayolları ekiplerinin yardımı ile çığ altında kalan aracını kurtarırken, Osman Küncü ise çığ minibüsünü şarampole yuvarlandığı için bir şey yapamadı. İlerleyen günlerde hava şartlarının kötüleşmesi sonucu yol tamamen trafiğe kapandı. Yaklaşık 4.5 aydır kapalı bulunan yol, Perşembe akşamı ulaşıma açıldı, araç trafiğine Cuma günü izin verildi. İsmail Küncü ve beraberindeki yakınları yolun açılmasıyla 4.5 aydır çığ altına minibüsünün yanına geldi. İçerisinde bulunan bazı malzemeleri çıkarırken, minibüsün çıkarılması için yetkililerden yardım talebinde bulundu. Aracı çığ altında kalan İsmail Küncü, 4.5 ay önce yaşananları anlattı. Bahçesaray denildiğinde 4-5 Şubat 2020 yılında meydana gelen ve 42 kişinin hayatını kaybettiği çığ faciasının aklına geldiğini ifade eden Küncü, "Olay halen ilk günkü gibi taze. Orada şehit olanlara Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır diliyorum. 22 Aralık 2023 tarihinde saat 13.20 sularında Van’dan Bahçesaray’a hareket ettik. Karabet Geçidi’ne geldiğimde kar yağışı ve tipi başladı. Bu alana geldiğimizde iki araçtan birinin kara saplandığını gördük ve onu çıkarmaya çalıştık. Onu çıkardığımız sırada önümüze çığ düştü. Çığ düşünce burada mahsur kaldık. Bizde araçlarımızı bırakıp yaya olarak Bahçesaray’a gittik. Bizden sonra gelen çığlar aracımı aşağı sürükledi. Yaklaşık 4.5 aydır aracım kar altında bekliyor" dedi. "Aracımın burada olması uykularımı böldü" Resmi olarak yolun bu gün açıldığını ifade eden Küncü, "Kaymakam beyden izin bekliyorum. İzin veremeden aracımı çıkaramam. Burada halen çığ tehlikesi olduğundan dolayı kaymakam beyin iznini bekliyoruz. Yol açılınca aracımın durumunu merak ettim ve buraya geldim. Acaba yerinde duruyor mu, yoksa daha aşağıya kaymış mı. Aracım çığ altına kaldıktan sonra zaman zaman geldim. Belki 20 seferden fazla geldim. Aracımın burada olması uykularımı böldü, çoğu geceleri uyuyamadım . Aracımı buradan kendi imkanlarımla çıkaramam. Büyük bir masraf ister. İnşallah yetkililer yardımcı olur" diye konuştu.
Samsun Vezirköprü Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği Samsun’un Vezirköprü ilçesinde İlkokullarda Fiziksel Etkinlikler(İFET) ve Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği (GÇOŞ) kapsamında düzenlenen yarışmalarda ilçe birincileri belli oldu. 30 Nisan ve 2 Mayıs 2024 tarihlerinde Okul Sporları Faaliyet Programı’nda yer alan İlkokullarda Fiziksel Etkinlikler ve Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği İlçe Birinciliği Vezirköprü Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü Köprülü Mehmet Paşa Spor Salonunda gerçekleştirildi. Geleneksel oyunları unutmamak adına düzenlenen yarışmalara ilçedeki ilkokullardan yoğun bir katılım oldu. Toplamda bin 100 öğrenci ve 78 sınıfın katıldığı ilçe birinciliği yarışmaları izleyenlere keyifli anlar yaşattı. 1-2-3 ve 4. sınıfların yer aldığı İlkokullarda Fiziksel Etkinler (İFET), her sınıf düzeyi için belirlenen oyunlar ile yapıldı. 1.sınıflar El Değdirerek Bayrak Koşusu, 2.sınıflar Dairesel Bayrak Koşusu, 3.sınıflar Çift Ayak Atlama 4. sınıflar Fasulye Torbası Atma oyununda yarıştılar. 5-6-7 ve 8. Sınıfların yer aldığı Geleneksel Çocuk Oyunları şenliğinde ise 5.sınıflar Yağ Satarım Bal Satarım, 6.Sınıflar Mendil Kapmaca, 7.Sınıflar Kaleli Yakan Top, 8.Sınıflar Halat Çekme oyunlarında yarıştılar. Şenliklere katılarak yarışmaları izleyen ilçe kaymakamı Özgür Kaya ve Belediye Başkanı Av. Murat Gül, yarışmaların sonrasında çocuklarla bir araya gelerek sohbet ettiler. Ödül törenine Vezirköprü Kaymakam Özgür Kaya, Vezirköprü Belediye Başkanı Av. Murat Gül, İlçe Milli Eğitim Müdürü Resul Özata, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri Burak Akça, İbrahim Sezer ve Murat Güven, Vezirköprü Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Mehmet Uyar katıldı. Toplamda 240 öğrenciye ve okullara ödülleri dağıtıldı. Vezirköprü Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü Mehmet Uyar, "Birinci olan okullar Samsun’da düzenlenecek olan İFET ve GÇOŞ yarışmalarında ilçemizi temsil edecekler. Okullarımıza başarılar diler, katılım sağlayan okullarımıza da teşekkür ederiz" dedi.
Gaziantep Baklava yapımını kolaylaştıran makineler talep görüyor Baklava üretiminin kalbi olan Gaziantep’te, baklavacı makinesi tamir ve satışı yapan usta Mehmet Cihan, baklava yapımını kolaylaştıran makinelerine olan ilginin son zamanlarda arttığını belirtti. Geleneksel tatlı baklavanın üretim sürecini hızlandıran ve daha az emek gerektiren bu makineler, hem ev kullanıcıları hem de profesyonel üreticiler tarafından tercih ediliyor. Usta Cihan, Makinelerin, baklava yapımında en zorlu adımlardan biri olan yufka açma işlemini otomatikleştirdiğini ve bu sayede, daha hızlı ve standart kalitede üretim yapmanın mümkün olduğunu ifade etti. Baklava sektöründe yaşanan bu teknolojik gelişme, Gaziantep’teki baklavacıların işlerini büyütme ve daha geniş pazarlara ulaşma şansını artırıyor. “Baklavacılar için büyük bir avantaj oldu” Baklava makinesi hakkında bilgi veren Cihan, “Çocukluğumdan beri tamir işlerine ilgim vardı. Önce baklavacı ustasıydım. Yanıma gelen baklava makinası yapan ustaların eline bakarak makine tamirciliği mesleğini çözdüm. Türkiye’nin yüzde 50’sine hizmet vermekteyiz. Sahada çalışanlarımız var. Baklavacılıkta makine tamircisi eksikliğini gördüm. En iyi şekilde makine tamirciliği yapmak istedim. Bu makineler tatlı ve baklava yapıyor. Baklavacılar için büyük bir avantaj oldu. Süre sıkıntısı yaşamadan baklavayı kısa sürede yapmayı kolaylaştırıyor. Ramazan öncesi ve ramazan sonrası baklava makinesine ilgi çok fazlaydı. Bu yoğunluk hala devam ediyor. Çünkü baklavacı ve tatlıcılar için büyük bir avantaj bu makineler” diye konuştu.