GÜNDEM - 11 Eylül 2015 Cuma 10:57

Beş bin yıllık bina çamurla sıvanarak korunuyor

A
A
A
Beş bin yıllık bina çamurla sıvanarak korunuyor

Kayseri-Sivas karayolunun yirminci kilometresindeki Kültepe, Kaniş, Karum höyüğünde 1948 yılında kazılara başlanırken son 5 yıldır süren kazılarda ortaya çıkartılan eski Tunç Çağı’nın en büyük binalarından biri çamurla sıvanıyor.

Kazı başkanlığını Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu’nun yaptığı Kültepe - Kaniş - Karum höyüğündeki çalışmalar aralıksız devam ederken, son 5 yılda yapılan kazılarda ortaya çıkartılan yaklaşık 5 bin yıllık bina korunmak için çamurla sıvanıyor.

Anadolu’nun değil eski Tunç Çağı dönemindeki yaklaşık 5 bin yıl önceki en büyük binalardan biri olduğunu vurgulayan Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri
Kulakoğlu, binayı kazmanın yanı sıra korumayı hedeflediklerini söyledi. Kulakoğlu, 2009 yılından itibaren Kültepe’nin tepe kısmında çalışmalara başladıklarını anlatarak şunları söyledi:
"Bu çalışmalar sırasında 2010 yılından itibaren büyük binayı açığa çıkarmaya başladık. Bu büyük bina taş temel üzerine kerpiç duvarlardan örülmüş. Binanın yaklaşık 75 metre doğu-batı yönünde olduğunu anladık. Ama bu daha da ileriye gidecek gibi. Aynı şekilde kuzey-güney yönünde yaklaşık 65 metre uzunluğunda bir bina. Bu bina sadece Anadolu’nun değil eski Tunç Çağı dediğimiz yani günümüzden 5 bin yıl önceki tarihlerdeki en büyük binalardan bir tanesi. Bu binayı biz kazıyoruz. Diğer taraftan kazdığımız binayı korumak diğer bir hedeflerimizden bir tanesi.” 

Binayı korumak için çeşitli yöntem denediklerini dile getiren Prof. Dr. Kulakoğlu, şunları söyledi: “Burada biz bu binayı korumak için başta restoretör ve konservatörümüz ile birlikte çalışmalara başladık. Bu çalışmalar sırasında bir de doktora tezi hazırlandı. Bu koruma çalışmaları sırasında bu binanın nasıl korunabileceği yönünde yöntem geliştirildi. Çeşitli kimyasal yöntemler denendi. Çeşitli fiziksel yöntem denendi. Ama şunu gördük ki yaklaşık 4 sene boyunca bu binayı korumak için alışılagelmiş geleneksel yöntemlerin dışında başka bir koruma mümkün değil. Hem pahalı hem de uzun zaman gerektiren kimyasal yöntemler söz konusu ama genel olarak açıkçası bir işe yaramıyor.”

ÇAMURLA TARİH KORUNUYOR
Anadolu’da yaklaşık 10 bin yıldır kerpici korumak için kullanılan çamurla sıvama yönteminin en iyi yöntem olduğunu söyleyen Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun yerine bizim Anadolu’muzda yaklaşık 10 bin yıldır kullanılan kerpici korumak sadece sıva ile mümkün. Bu sıva da sadece kendi toprağında ya da topraktan alınan malzemelerden oluşması gerekiyor. Dışarıdan başka bir malzeme de getirmeye gerek yok. Bugüne kadar yaptığımız korumada şundan eminiz ki maliyet açısından en elverişli yöntem, diğer taraftan da hızlı ve güvenilir bir şekilde yapılması açısından da en hızlı yöntem bu çamur ile sıvamak. Tarihi bir anlamda çamur ile koruyoruz. Bir anlamda gelecek kuşaklara çamur sayesinde kazdığımız yapıları aktarabilmiş oluyoruz. O anlamda en doğru yöntem bu olduğunu da tecrübeyle öğrenmiş olduk.” 

Konu üzerinde yapılan doktora tezinden bahseden Kulakoğlu, şöyle konuştu; “Yapılan doktora tezinin sonucu şuydu. Kerpici korumak mümkün değil, kerpici ancak kendi yerel malzemesiyle sıvayarak korumak mümkün. Bunu biz doktora tezine gerek kalmadan 10 bin yıldır öğrenmiştik. Burada aynı şekilde bu yapıyı korumak istiyoruz.”

Öte yandan arkeologlar hem tarihe ışık tutacak materyal bulabilmek için kazılara devam ederken, hem de ortaya çıkardıkları yapıları korumak için çalışmalarını sürdürüyor. 

TURAN BULUT
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.