SPOR - 26 Kasım 2014 Çarşamba 13:43

Beşiktaşlı futbolcu Veli Kavlak'tan şok açıklamalar!

A
A
A
Beşiktaşlı futbolcu Veli Kavlak'tan şok açıklamalar!

Beşiktaşlı futbolcu Veli Kavlak, 'Üzerimize oynandığını Galatasaray maçında anladım' dedi.

Siyah-beyazlı takımın tecrübeli futbolcusu Veli Kavlak, Türkiye Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu. Beşiktaş’ta kalmak istediğini belirten Kavlak, “Beşiktaş çok büyük bir kulüp. Bu kulüpte çok insan oynamak ister, ben de 4 senedir buradayım. Her şey çok iyi gidiyor. Müthiş bir taraftarın önünde oynuyorum. Ayrıca yeni stadımız olacak. Bütün bunları düşününce buradan ayrılmak istemiyorum” diye konuştu.

“KAPASİTEMİZ VAR”
Veli Kavlak, genç bir takım olduklarını ifade ederek, “Büyük maçlarda fazla birlikte oynamadık. Maçlarda da görüyoruz, sanki biraz heyecan yapıyoruz ama bu durumu aşacak kapasitemiz var. Önümüzdeki derbilerde bu sorunu da atlatacağımızı düşünüyorum. Fenerbahçe maçında kırmızı kart olmasa çok iyi bir hava yakalamıştık. Biraz daha tecrübeye ihtiyacımız var” açıklamasında bulundu.

“HAKEME İTİRAZ KARAKTERİMİZDE YOK”
Hakemleri yenip, tüm engelleri aşacaklarını dile getiren başarılı futbolcu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Biz her pozisyondan sonra hakeme itiraz eden, el kol hareketi yapan bir takım değiliz. Ama bazen öyle bir duruma geliyoruz ki insan artık kendisini tutamıyor. Başka maçları da izliyoruz, hakemin nasıl etkilendiğini görüyoruz. Hakeme itiraz etmek bizim karakterimizde yok ama Türkiye'de bazen böyle oluyor galiba.”

“EMRE İLE ARAMIZDA BİR SIKINTI YOK”
Fenerbahçe ile oynanan derbide Emre ve Meireles ile yaşadığı tartışmalarla ilgili bir soru üzerine Veli, "Meireles'in boğazımı tutmasını maçın içinde hiç fark etmedim aslında. Daha sonra fotoğraflarda gördüm. Emre ile aramızda bir sıkıntı yok. Bu durumlar sahada oluyor, sahada kalıyor” cevabını verdi.

“GALATASARAY MAÇINDA FARK ETTİM”
Takım arkadaşı Cenk Tosun’un verdiği bir röportajda ‘üstümüze oynanıyor gibi bir his var’ sözlerine katılan tecrübeli futbolcu, “Ben onu Beşiktaş'taki ilk sezonumda, Galatasaray'la Olimpiyat Stadı'nda oynadığımız maçta da fark ettim. Bu konuyla ilgili söylenecek çok fazla şey yok aslında. O engelleri de aşacağız, onları da yeneceğiz” dedi.

“BENİ ÇOK HEYECANLANDIRIYOR”
Kavlak, Vodafone Arena’nın kendisini çok heyecanlandırdığını dile getirerek, “Artık bekleyecek sabrımız kalmadı. Çok güzel bir stat olacağını düşünüyorum. Eşi benzeri olmayacak sanırım. Hele atmosferini düşünmek beni çok heyecanlandırıyor” ifadelerini kullandı.

“80 BİN KİŞİNİN ÖNÜNDE OYNUYORMUŞ GİBİ HİSSETTİM”
Başakşehir Fatih Terim Stadı’nı da değerlendiren tecrübeli futbolcu, “Çok kalabalık değildi ama sahadayken sanki 80 bin kişinin önünde oynuyormuş gibi hissettim. Olimpiyat Stadı'nda aynı kalabalık gelse bomboş oluyor” açıklamasında bulundu.

“YALNIZ BIRAKMAZ”
'İç saha maçları için şehir şehir gezmek sizi yoruyor mu' sorusuna siyah-beyazlı takımın başarılı futbolcusu Veli Kavlak, “Futbolcu kendi evinde oynamak ister tabi. Bu durum bazen etkiliyor ama bu durumu kabullendik. Nereye gidersek gidelim taraftarlarımız bizi destekliyor. Son maçta da inanılmaz bir atmosfer vardı. Bizim taraftarımız bizi hayatta yalnız bırakmaz” diye konuştu.

“DÜŞÜNCESİ BİLE HEYECANLANDIRIYOR”
Ara sıra kendi aralarında şampiyonluktan bahsettiklerini açıklayan Kavlak, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Düşüncesi bile heyecanlandırıyor ama daha çok uzun bir yol var önümüzde. 24 maç daha yapacağız. Biz oyunumuza bakmalıyız. Sezon ilerledikçe, puanları aldıkça, maç kazandıkça şampiyonluğu her gün düşüneceğimizi sanıyorum. Şampiyon olmak için şans lazım, motivasyon lazım, birliktelik lazım.”

“STATLARIN BOŞ OLMASINI SORDULAR”
Türk futbolunu da değerlendiren Veli Kavlak, “Belki milli takımda oynayan oyuncuları etkiler ama ben Avusturya'da oynadığım için etkilenmiyorum, bir şey hissetmiyorum. Ama şunu söyleyebilirim Avusturya'dan Türk futbolu şu an pek iyi gözükmüyor. Alınan sonuçlar da bunda etkili. Artık Alman televizyonları bizim ligimizin özetlerini veriyor. Milli takıma gittiğimde neden statların boş olduğunu sordular mesela” dedi.

“AVUSTURYA'YA GİTMEZDİM”
Gurbetçi futbolcuların milli takıma bakışlarının ne durumda olduğunun sorulması üzerine başarılı futbolcu, “Avusturya'daki bir gurbetçiyi Türk Milli Takımı'na çağırsalar her şeyi bırakıp buraya gelir. Onu biliyorum. 17 yaşında beni Avusturya yerine Türkiye çağırsaydı, Avusturya'ya gitmezdim” diye konuştu.

“TÜRK FUTBOLCU SINIRLAMANIN DEVAM ETMESİNİ İSTER”
Veli, Spor Toto Süper Lig'deki yabancı oyuncu sınırlamasını da değerlendirerek, "Bunu iki yönden değerlendirmek lazım. Türk oyuncular için iyi bir şey tabi bu durum, değerleri artıyor. Taraftarlar da kalitenin düştüğünü düşünüyor. Türk futbolcusu sınırlamanın devam etmesini ister, taraftar da kaldırılmasını ister” açıklamasında bulundu.

“MAÇIN TERK EDİLMESİ DÜŞÜNÜLEMEZ”
Beşiktaşlı futbolcu Veli Kavlak, Volkan Demirel'in milli maçta stattan ayrılması ile ilgili olarak, "Bana yapılsa stadı terk etmezdim. Ama çocuğum olsa ve ona küfredilse o anda ne yaparım bilmiyorum. Herkesi anlamak lazım aslında. Bizim milletimiz çok duygusal bir millet. Avusturya'da da küfür oluyor ama orada gülüp geçiyorsun. Orada maçın terk edilmesi düşünülemez. Burada futbol her şey anlamına geliyor, Avusturya'da futbol son zamanlarda gelişim gösterse de bu kadar önemli değil. Burada aşırı bir bağlılık var futbola. Zaman zaman bu bir dezavantaj olsa da bir futbolcu için böyle bir ülkede oynamak çok güzel bir şey” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin İyilik Gemisi Mersin’den Sudan’a uğurlandı Mersin Limanı’ndan Sudan’a çadır taşıyan ‘NZ NINGBO’ isimli ’İyilik Gemisi’ törenle uğurlandı. Uğurlama törenine katılan AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, "Ülkemiz zorluk içerisindeki pek çok insanlara ulaşma gayreti içerisinde" dedi. Türkiye bir çok ülkeye olduğu gibi 2013 yılında Darfur’da ortaya çıkan iç savaş ve insani kriz sonrasında günümüze kadar istikrarsızlıkların devam ettiği Sudan’a da yardım elini uzatmaya devam ediyor. Bu çerçevede, barınma ihtiyacının giderilmesine yönelik olarak AFAD, BM (IOM) iş birliği ile 30 bin adet çadır gönderimi planlanırken, bu malzemelerden 10 bin 80 adet çadır, bugün Mersin Limanı’ndan Sudan’a ulaştırılmak üzere gönderildi. ‘NZ NINGBO’ isimli ’İyilik Gemisi’ni, AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, Mersin Valisi Atilla Toros, BM Göç Örgütü Sudan Misyon Şefi Muhammed Rıfat, AFAD görevlileri ile il protokol üyeleri uğurladı. "İyilik Gemimizi ve gemilerimizi Sudan’a uğurluyoruz" Mersin Limanı’ndaki uğurlama töreninde konuşan AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, "Sudan için de geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yaşanan krizin aşılması, özellikle de zorluk içerisinde olan, yerlerini terk etmek durumunda olan insanların gıdaya ihtiyacı olan, suya ihtiyacı olan, barınmaya ihtiyacı olan insanların, oradaki kardeşlerimizin bu ihtiyaçlarını gidermek adına adımlar atıyoruz. Ve bu adımların bir göstergesi olarak bugün iyilik gemimizi ve gemilerimizi Sudan’a uğurluyoruz" ifadelerini kullandı. "Totalde 30 bin çadır temin ettik" Pehlivan, Sudan’da süren iç çatışmalar nedeniyle en kritik ihtiyacın barınma olduğunu vurgulayarak, "Bu gemilerimizin içinde, orada yapmış olduğumuz tespitler doğrultusunda, Dışişleri Bakanlığımızın, oradaki Türk Büyükelçiliğimizin, Türkiye’deki Sudan Büyükelçiliğinin ve yine bugün aramızda olan Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü temsilcileriyle yaptığımız toplantılar neticesinde, görüşmeler neticesinde barınma ihtiyacının hat safhada olduğu tabii ki ortada. O yüzden biz de AFAD olarak bu ihtiyacın giderilmesine yönelik çalışmalarımıza hız kazandırdık. Ve totalde 30 bin çadır temin ettik. Ve bu çadırların bugün bin 180’ini bu görmüş olduğunuz iyilik gemisiyle Sudan’a uğurlayacağız" şeklinde konuştu. "Uçak dolusu yangın söndürme malzemelerini iletmiştik" Pehlivan, Türkiye’nin Sudan’a yönelik insani yardım faaliyetlerinin uzun süredir kararlılıkla sürdüğünü hatırlatarak, "Daha önce de şu anda bulunduğumuz Mersin Limanımızdan gemiler uğurlamıştık. En son gönderdiğimiz iki gemiyle totalde 5 bin 500 ton insani yardım malzemesini sevk etmiştik. Bunlar içerisinde gıda, hijyen, sağlık malzemeleri ve barınma malzemeleri yer alıyordu. Gene geçtiğimiz aylarda, mayıs ayında Port Sudan’da meydana gelen yangın neticesinde, o yangının büyük çaplı olması hasebiyle yine bir uçak dolusu yangın söndürme malzemelerini iletmiştik. Geçtiğimiz ay içerisinde, kasım ayı içerisinde AFAD ekiplerimizi yine Sudan’a göndermek suretiyle yerelde gıda malzemesi tedarik ederek bin 500 insani malzemeyi oraya ulaştırmış, oradaki kardeşlerimize teslim etmiştik" dedi. "Ülkemiz zorluk içerisindeki pek çok insanlara ulaşma gayreti içerisinde" Hem Sudan’a hem de diğer kriz bölgelerine yönelik insani yardım çalışmalarının aralıksız sürdüğünü ifade eden Pehlivan, "Bugün burada uğurlayacağımız gemi ve arkasından uğurlayacağımız iki gemiyle de inşallah oradaki kardeşlerimizin barınma ihtiyaçlarına hep birlikte katkı sağlamış olacağız. Tabii ülkemiz pek çok topluma, zorluk içerisinde olan insanlara ulaşma gayreti içerisinde. Biliyorsunuz Gazze konusunda da yine Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda bugüne kadar 14 uçak, 18 iyilik gemisi totalde 103 bin tonun üzerinde yardım malzemesi de oraya ulaştırıldı. Ve önümüzdeki günlerde yine oraya da bu gemi seferleri devam edecek" ifadelerine yer verdi. BM Göç Örgütü Sudan Misyon Şefi Muhammed Rıfat ise Sudan’daki insani krizin boyutlarına dikkat çekerek, "Sudan şu anda dünyanın en büyük yerinden edilme krizini yaşamaktadır. 9.6 milyondan fazla insan evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Yalnızca Darfur ve Kordofan bölgelerinde son üç hafta içinde 100 binden fazla kişi yerinden edilmiştir. Aileler aşırı kalabalık, kırılgan şartlarda barınmakta, yağmurdan, çamurdan, sıcaktan, şiddetten neredeyse korunamamaktadır. En temel ihtiyaçları basittir: güvenli bir uyku alanı" diye konuştu. Rıfat, Türkiye’nin yaptığı barınma desteğinin bölgedeki mağdurlar için büyük önem taşıdığını vurgulayarak, "Bu gerçeklik içinde, Türkiye’nin bugün Sudan için bugüne kadar yapılan en büyük barınma bağışı törenine ev sahipliği etmekteyiz. Bugün teslim edilen ilk 10 bin çadır, IOM’nin (Uluslararası Göç Örgütü) her şeyini kaybetmiş ailelere derhal ulaşmasını sağlayacaktır. Bu aileler için yalnızca çadır ve barınak değildir. Onur demektir, koruma demektir" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından ‘NZ NINGBO’ isimli iyilik gemisi, protokolün el sallamasıyla limandan ayrılarak Sudan’a doğru yola çıktı.
İstanbul "RSV vakakarında artış başladı" Dünyada her yıl 33 milyon çocuğu hasta eden, 100 bin bebeğin ölümüne sebep olan RSV vakalarında artış başladı. Uzmanlar, bu virüsle mücadele için, hayatlarının ilk kışını yaşayan bütün bebeklere antikor verilerek bağışıklık kazandırılmasını tavsiye ediyor. Kış ayları yaklaşırken uzmanlar, özellikle bebekler için ciddi risk oluşturan bulaşıcı solunum yolu hastalığı RSV(respiratuvar sinsityal virüs)konusunda aileleri uyarıyor. Her yıl dünya genelinde milyonlarca çocuğu etkileyen RSV, bebeklerde bronşiolitin en sık sebebi olarak kabul ediliyor ve özellikle 0-6 ay arasındaki bebeklerde ölümcül seyredebiliyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Hamidiye Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Vefik Arıca, "RSV sıradan bir nezle değildir; bebeklerin bronşlarına yerleşip nefes darlığı yapan en tehlikeli solunum virüsüdür"diyerek dikkat çekiyor. "33 milyon çocuğu hasta ediyor" Prof. Dr. Arıca, "The Lancet dergisinde yayımlanan kapsamlı analizlere göre, her yıl 5 yaş altı 33 milyon çocuk RSV enfeksiyonu geçiriyor. Bu çocukların yaklaşık 3,6 milyonu hastaneye yatarken, 100 binden fazlası hayatını kaybediyor.Ölümlerin 45 bini ise henüz altı ayını doldurmamış bebeklerde meydana geliyor. RSV, çocuklarda özellikle bronşiolit ve zatürre yapan, son derece bulaşıcı bir solunum yolu virüsüdür. 0-5 yaş ölümlerinin her 50’sinden biri, 1-6 ay arası bebek ölümlerinin her 28’inden biri RSV kaynaklıdır" diyerek enfeksiyonun ciddiyetine vurgu yaptı. "İlk kışını geçiren bebekler riskte" Bebeklerde ilk kış mevsine dikkat çeken Prof. Dr. Arıca, "Türkiye’de de durum farklı değil. Yapılan çok merkezli araştırmalar, alt solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle hastaneye yatan 2 yaş altı çocukların yüzde 38’inde RSV tespit edildiğini gösteriyor. Kış aylarında görülen bronşiolit vakalarının ise yüzde 60-80’inden RSV sorumlu. Ekim-nisan döneminde çocuk servislerini dolduran bronşiolit tablolarının başrolünde RSV vardır. Özellikle ilk kışını geçiren bebekler yüksek risk altındadır" diye konuştu. "Önce kandırır sonra nefesi keser" Prof. Dr. Arıca, sözlerine şöyle devam etti: "RSV, daha büyük çocuklarda hafif burun akıntısı ve öksürükle geçse de, bebeklerde ağır nefes darlığı, hızlı solunum, göğüste çekilmeler, beslenememe, oksijen düşüklüğü ve hatta morarmaya yol açabiliyor. Özellikle 3 ay altı bebekler, prematüre doğanlar, doğuştan kalp hastalığı veya kronik akciğer hastalığı olanlar ile bağışıklığı baskılanmış çocuklar en yüksek risk grubunu oluşturuyor. Aileler çoğu zaman‘ateşi yok, nezle gibi’diyerek geçiştiriyor. Oysa RSV önce kandırır, sonra nefesi keser. Ağır RSV bronşioliti geçiren bebeklerin yüzde 30-40’ında sonraki yıllarda tekrarlayan hışıltı ve astım benzeri tablo gelişebiliyor. RSV astımın sebebi değildir ama tetikleyicisi olabilir " "Anne ve Babadan da bulaşır" Virüsün yetişkinlerden bulaşabileciğini belirten Prof. Dr. Arıca, "RSV’nin en dikkat çeken özelliklerinden biri ise erişkinlerde hafif soğuk algınlığına benzeyen bir tabloya neden olurken, bebeklerde ağır bir klinik tabloya dönüşebilmesi. Bu sebeple yetişkinlerin farkında olmadan bebeklere virüsü taşıması oldukça kolay" şeklinde konuştu. Korunma yolları Prof. Dr. Arıca, virüsten korunma yollarını şöyle açıkladı: "Ailelerin RSV’den korunmak için alabileceği çeşitli tedbirler de bulunuyor. Eller sık yıkanmalı, hasta kişiler bebekten uzak tutulmalı, sigara dumanından uzak durulmalı, kalabalık ve kapalı alanlardan kaçınılmalı ve kreşe giden çocuklar semptomluyken bebekle temas ettirilmemeli. Yenidoğan, 1-6 aylık, 6-12 aylık bebeklerin çoğu bu korumadan yararlanabilir. Ek olarak bilimsel çalışmalar prematüre bebekler, doğuştan kalp hastalığı olanlar, kronik akciğer hastalığı olanlar, bağışıklığı baskılanmış bebekler ve yoğun bakımda uzun süre kalmış yüksek riskli bebeklere de öneriliyor."
İstanbul Tezgah üzerindeki cep telefonunu alarak kayıplara karıştı İstanbul Esenler’de pazarda alışveriş yapan kadın, tezgah üzerindeki cep telefonunu alarak kayıplara karıştı. Polis ekiplerinin incelemeleri sonrası kadın yakalanarak gözaltına alınırken, tezgah üzerindeki cep telefonun çalındığı anlar güvenlik kamerası tarafından görüntülendi. Olay, 18 Kasım 2025 tarihinde saat 17.00 sıralarında Esenler Nine Hatun Mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sokak polise başvuran bir kadın cep telefonunun çalındığını söyleyerek polisten yardım istedi. Cep telefonu çalınan kadın, cep telefonunun pazarda alışveriş yaparken çalınmış olabileceğini söyledi. Bunun üzerine polis çevredeki tüm güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Yapılan incelemede bir güvenlik kamerasının olayı saniye saniye görüntülediği tespit edildi. Görüntülerde pazar tezgahından alışveriş yapan kadının yanından yaklaşan şüphelinin sözde alışveriş yapıyormuş gibi yaptığı bu sırada fark ettirmeden cep telefonunu alarak tezgah üzerine bıraktığı görüldü. Şüpheli bir süre oyalandıktan sonra geri gelerek tezgaha bıraktığı telefonu alarak hızla uzaklaşma anları kamera görüntülerine yansıdı. Polis yaptığı incelemede şüphelinin G.Y., olduğunu tespit etti. Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri Hakan S.’yi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemleri tamamlan şüpheli G.Y., sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.