EĞİTİM - 24 Kasım 2009 Salı 11:05

Biltek'in hedefi Türkiye

A
A
A
Biltek'in hedefi Türkiye

Biltek Eğitim ve Bilim Kurumları Kurucu Genel Müdür'ü Ali Dayıoğlu kurum olarak gelecek 10 yıl içerisinde Türkiye'nin tüm şehirlerine yayılmayı hedeflediklerini söyledi.

ERKAN ÖZ - HAKKI ÖZ / İSTANBUL 

Biltek Koleji'nin 30 küsur tane bilişimcinin bir araya gelerek oluşturmuş olduğu bir anonim şirketi ortaklığı çerçevesinde 2002 yılında faaliyete geçtiğini belirten Dayıoğlu, kurumun çocukların daha iyi ortamlarda okuyabilmesini sağlamayı, ve Anadolu'nun genel kültürüne, milli ve manevi değerlerine uygun çocukların yetiştirilmesini amaçladığını kaydetti. 

İki yıl ön hazırlığın ardından 2002 yılında sadece ilköğretim olarak eğitim ve öğretime başladıklarını anlatan Dayıoğlu daha sonra 2003 yılında Anadolu Lisesini de bünyelerine kattıklarını; 2007 yılında bir de genel liseyi bünyelerine dahil ettiklerini ve yine 2007 yılından itibaren Balpeteği Anaokulu adı altında anaokullarını açmaya başladıklarını aktardı. 

Geleceğe yönelik olarak 10 yıl içerisinde tüm Türkiye'de faaliyet göstermeyi hedeflediklerini ifade eden Dayıoğlu, bu amaçla bazı şehirleri şimdiden gezdiklerini özellikle okul arsası olabilecek arsaları araştırdıklarını belirtti. Bu alanda Manisa, Ankara, Bursa ve Trabzon'da girişimler yaptıklarını anlatan Dayıoğlu İstanbul'un Avrupa yakasında da bu şekilde bir girişim içinde olduklarını söyledi.

EN ÖNEMLİ SORUN ARSA PROBLEMİ 

Okul yapımı konusunda en büyük problemin arsa temini olduğunu vurgulayan Dayıoğlu şöyle konuştu:

"Özellikle büyük şehirlerde biliyorsunuz arsa çok ciddi manada sıkıntı. Ya şehrin çok dışında bir arsa bulacaksınız ya da şehrin içerisinde arsa bulacaksınız. Şehrin içerisinde bulacağınız arsalarda ekonomik olarak çok yüksek, fahiş fiyatlarla karşılıyorsunuz. Bunun yanında bizim devletten beklentimiz var idi. Ben aynı zamanda ÖZKÜR1 Derneği'nin de 'Yönetim Kurulu Başkan'ıyım. Dernek olarak biz bu alanda çok ciddi emek saffettik, kurum olarak da emek sarf ediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) nezdinde girişimlerimiz var. Özellikle eğitim alanı gözüken arsalar var bütün şehirlerde. Belediyelerin planlamasında eğitim alanı olarak gözükür ama özel eğitim kurumları bu eğitim alanlarını gösterip arsaların üzerine okul açamıyor. Bu sadece MEB'e tahsis edilmiş arsalar olarak gözüküyor. MEB bu arsanın üzerine hiç bir şey yapmasa bile, 10 sene 15 sene hiçbir şey yapmasa bile o arsa boş olarak duruyor. Aslında bu yer bize ait bile olsa, kendi şahsımıza ait bir arsa olsa bile MEB'in muvaffaktı olmadan biz yine burada okul yapamıyoruz. Arsa temininde bu şekildeki bir girişimle, devletimizin böyle bir girişimiyle çözülebileceğini düşünüyoruz. Hâlihazırda eğitim alanı gözüken alanlarda MEB'in 5 yıllık veya 10 yıllık planlamasında kullanmayı düşünmediği arsalar varsa bunları özel eğitim kurumlarının hizmetine açabilmesi gerekir diye düşünüyoruz."

Bu konuda belediyelerle de görüşmeler yaptıklarını bildiren Dayıoğlu, MEB'in 20 dönüm aşağısındaki arsalara okul planlaması yapmadığını fakat İstanbul'da 20 dönümün altında en az 50 tane eğitim alanı gözüken arsanın bulunduğunu ifade etti.

Dayıoğlu şöyle konuştu: "4-5-7 dönüm, 6-10 dönüm bu şekilde 100 ün üzerinde arsa var. Bu arsalara MEB hiçbir şekilde okul planlaması yapmayacak olmasına rağmen eğitim alanı olarak gözüküyor. Üzerine hiçbir şey yapılamadığı için boş olarak bekliyor. Özel okulcuların önünü açmış olsalar İstanbul'da 100 ün üzerinde özel okul yapılabilecek alan oluşur."

DOMUZ GRİBİNE KARŞI ÖNLEMLERİ GEÇEN SENEDEN ALDIK

Ali Dayıoğlu son günlerde eğitim camiasının en önemli gündem maddelerinden biri olan domuz gribi hakkında ise kurum olarak önlemlerini geçen yıl aldıklarını kaydetti.

Dayıoğlu şu ifadeleri kullandı:

"Domuz gribiyle alakalı geçen seneden önlemler aldık. Geçen yıl dünyada domuz gribi çıktığı anda biz bunun ülkemize de yansıyabileceğini gördük. Bu işin Türkiye ye de atlayabileceğini varsaydığımız için geçen yıl dünya genelinde domuz gribi çıktığı anda biz domuz gribinden ne tür tedbirler alınabilir, domuz gribine karşı insanların nasıl davranması lazımdır diye bir kitapçık hazırladık. Sık sık ellerin yıkanması, şu anda Sağlık Bakanlığı'nın yapmış olduğu tavsiyelerin tamamını biz bu kitapçığımızda
bulundurduk. Bütün velilerimize, bütün öğrencilerimize bu kitapçığı dağıttık. Yine geçen sene bütün öğrencilerimize bazı uzman doktorları çağırarak domuz gribinden nasıl korunmak gerekir konulu seminerler verdirdik. Geçen seneden biz buna hazırlıklıydık. Bu sene başından itibaren de daha da hassas davranarak, öğrencilerimize sene başından itibaren bu kitapçıklardan dağıtarak, bir kaç tane daha seminer vererek bilinçlendirdik."

ANAOKULU ÖĞRETMENİ AÇIĞI ÖNEMLİ BİR SORUN

Öğretmenlerin Türkiye'de parasal sıkıntılardan önce manevi sıkıntılar yaşadığını anlatan Dayıoğlu öncelikli sıkıntının öğretmenlerin kendilerine değer verilmediğini hissetmeleri olduğunu vurguladı.

Devletin son dönemde öğretmenlerin mali pozisyonunun iyileştirmeyle ilgili ciddi adımlar attığını belirten Dayıoğlu şöyle konuştu:

"Bu adımlar için teşekkür ediyoruz ama tabi ki her şey yapılmış değil. Ülkenin içinde bulunduğu duruma göre öğretmenlere bakışında önemli gelişmeler görüyoruz. Öğretmenlerin sosyal ihtiyaçlarını giderici gerçekten bu hükümet döneminde özellikle ciddi yaklaşımlar gösterildi. Maaşların da ciddi düzenlemeler yapıldı. Atanamamış arkadaşlarımız çokça var. Çokça atanamamış, boşta gezen öğretmen adayları var. Bu öğretmen adaylarının atanmasıyla alakalı işlemler yapılabilir. Yine Türkiye'nin özellikle ciddi
manada ihtiyacı olan anaokulu öğretmenliği çok ciddi bir ihtiyaçtır şu anda. Yeterince anaokulu öğretmeni yok piyasada çünkü memur alımlarının tamamının atanmış olmasına rağmen yeterince öğretmen sayısı yoktur. Bir kaç yıl içerisinde Türkiye'nin bütün illerinde zorunlu eğitim 9 yıla çıkıyor. Anaokulu, ana sınıfı dediğimiz sınıf da zorunlu hale geliyor; ama yeterince anaokulu öğretmeni yok. Daha öncesinde meslek lisesinden anaokulu öğretmeni olarak mezun olanlar usta öğretici olarak çalışabiliyordu. Danıştay tarafından bu yasa iptal edildi. Bu yasa iptal edildiği için şu anda meslek lisesi mezunu arkadaşlarımız MEB'de anaokulu öğretmeni olarak atanamıyorlar. Özel sektörde çalışabiliyorlar, özel kurumlarda çalışabiliyorlar. Bu da henüz 2-3 haftalık bir izinle onaylanmış oldu. Bizim özel kurumların derneklerinin yoğun çabası sayesinde ama devlete atanamıyorlar. Bu ihtiyacı yeterince anaokulu mezunu öğretmen atanana kadar karşılar diye düşünüyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir