KÜLTÜR SANAT - 24 Ekim 2017 Salı 11:44

'Bir Yaz Gecesi Rüyası' perdelerini İstanbullular için açıyor

A
A
A
'Bir Yaz Gecesi Rüyası' perdelerini İstanbullular için açıyor

Yılın prodüksiyonu “Bir Yaz Gecesi Rüyası” perdelerini İstanbullular için açıyor.

Shakespeare’nın “Bir Yaz Gecesi Rüyası”oyunu İstanbullu tiyatro severleri 9 Kasım’da Uniq Hall’ de masalsı bir yolculuğa çıkarmaya hazırlanıyor. Seyircisi ile buluşmak için gün sayan “Bir Yaz Gecesi Rüyası”nın sezonun en iddialı yapımlarından olması bekleniyor. Dünyaca ünlü yönetmen Aleksandar Popovski ile tekrar sahnelere dönen oyunda ödüllü tiyatro oyuncuları Levent Üzümcü, Neslihan Yeldan, Sezai Aydın, Beyti Engin ve Arda Aydın rol alıyor. Oyun, ilginç akrobatik detayları, kırmızı kadife perdeleri ve sahne tekniğinde devrim oluşturan orman efektiyle sergilenecek. İstanbul’daki gösterimini kapalı gişe oynayacak olan “Bir Yaz Gecesi Rüyası” oyununun başrol oyuncusu Levent Üzümcü ve hem oyunun yapımcılığını üstelenen hem de oyunda rol alan Arda Aydın oyuna dair İHA’ dan Güneş Coşkun’ un sorularını cevapladı.

“Uykuyla Uyanıklık Arası İnsanların Garip Durumlarını Anlatan Oyun”

Tiyatro oyuncusu Levent Üzümcü, Aleksandar Popovski’nin Shakespeare’in “Bir Yaz Gecesi Rüyası” oyununu yorumlayışını, “Aleksandar ile bizim ikinci çalışmamız. Aleksandar, bizden biri gibi. Shakespeare de doğru anlatıldığı, doğru söylendiği zaman bizden biri gibi. “Bir Yaz Gecesi Rüyası” Shakespare’in eğlenceli oyunlarından biri ama aynı zamanda karanlık noktaları da var. Oyun biraz da uykuyla uyanıklık arasında olma hali gibi. Uyandığımızda nerede olduğumuzu bilemediğimiz, acaba uyuyor muydum, rüyada mıydım dediğiniz zamanlar vardır ya, bu oyun o zamanları anlatıyor. Gerçekle rüya oyun içerisinde birbirine karışıyor. Oyunun içerisinde başka bir rüya hayatı var. Başka bir gerçeklik varmış gibi görünüyor ama hangisi gerçek hangisi rüya hepsi birbirine giriyor. Biz bu çalışmada, bu durumun üzerine gitmeye çalıştık, Aleksandar’da oradan tuttu. Zaten yaptığımız oyunlarda dekor, kostüm ve oyuncuların o serbest yetenekleri Aleksandar’ın kafasında başka bir noktaya doğru gitti ve onların hepsini bir düzen içerisine almaya başladı. Kendi inandığı dünyayı, kendi anlatmak istediği şeyi o dünya üzerinden anlatmaya başladı. Aleksandar, klasik tiyatro yönetmeyi çok seviyor, ben de klasik tiyatroda oynamayı seviyorum. Çünkü oyuna başka bir açıdan bakıp, başka bir soluk verebiliyorsunuz, ya da verdiğiniz her soluğa ve açıya onun kapısı açık. Onu klasik yapan da bu zaten. Kostüm, dekor ve yönetmenin fantazileri bir araya geldiğinde oyuncuların özgür bakışıyla birlikte bir anda bambaşka bir hayal alemi çıkıyor karşınıza. Biz seyirciyi, o hayal aleminin içerisine hepimiz birden kollarımızı açarak davet ediyoruz. Oyunda seyircilere çok zevkli, çok keyifli ve derdini anlatabilen çok güzel iki saat yaşatıyoruz. İnsanların o uykuyla uyanıklık arası garip durumlarını anlatan ilginç bir oyun karşımıza çıkıyor” şeklinde ifade etti.

'Bir Yaz Gecesi Rüyası' perdelerini İstanbullular için açıyor

“İnsanların ömürleri boyunca izleyecekleri en iyi prodüksiyonlardan bir tanesi”

İstanbul’da 9 ve 21 Kasım tarihlerinde sergilecek olan “Bir Yaz Gecesi Rüyası”, 16 Kasım’da Ankara, 30 Kasım’da ise İzmir’de tiyatro severlerle buluşacak. Çıkacakları turnede oyunlara gelecek seyirciye vermek istediği mesaj konusunda Üzümcü, “İzmir ve Ankara da böyle bir prodüksiyonun, böyle bir algının, böyle bir sahne şovunun her zaman izlenebilecek bir şey olmadığını belirtmek isterim. İddia ediyorum ki, bu oyun insanların ömürleri boyunca izledikleri en iyi prodüksiyonlardan bir tanesi olacak. Bu oyunun bir şehirden başka bir şehre gidebilmesi bir tiyatro için küçük bir servettir. Biz tiyatro için bunun altına girdik, onlarda bizi yalnız bırakmazlarsa seviniriz. İlk başta seyircilerimizi bekleriz gelirlerse ne mutlu bize, gelir ve izlerlerse ömürleri boyunca unutmayacakları bir deneyim yaşayacaklarından hiçbir şüphem yok”

“Çok farklı, eğlenceli ve çok sarkastik bir yorum”

'Bir Yaz Gecesi Rüyası' perdelerini İstanbullular için açıyor“Bir Yaz Gecesi Rüyası”nın yapımcısı ve aynı zamanda oyunda rol alan Arda Aydın oyunun sahneye hazırlanış sürecine dair, “Bu oyun bizim için 3,5 sene önce, Aleksander için ise 10 sene önce başlayan bir serüvendi. “Bir Yaz Gecesi Rüyası” 10 sene önce Hırvatistan’da ilk olarak aynı rejiyle sahneye çıktı. Biz burada tahminen dördüncü röprizi oynuyoruz. Tabii Aleksandar’ın bu yorumu Türkiye için çok yeni, çok uç ve Türkiye’ye aykırı. Ben daha önce birçok “Bir Yaz Gecesi Rüyası”yorumu izledim. Türkiye’de ve yurt dışında da izledim. Yurtdışından Türkiye’ye gelen tiyatrolarda da izledim ama oyun bizim oynayacağımız haliyle çok farklı, eğlenceli, çok sarkastik ve Shakespeare’ın tekstini oyuncunun sırtına en ağır şekilde yükleyip oyuncunun bunun aktarmasını emreden bir yorum diyebilirim” ifadelerini kullandı.

“Tiyatro iyidir iyileştirir”

Bir oyunun hem yapımcısı, hem de oyuncusu olmanın çok zor ve sorumluluğunun ağır ama bir o kadar da keyif verici olduğunu belirten Arda Aydın; “Bir Yaz Gecesi Rüyası maddi ve manevi olarak çok büyük bir prodüksiyon. Oyunun tasarımında çalışan insanlar dahil, oyunda oynayan ve sahne gerisinde çalışan insan çok fazla ve bunu yürütmesi gereken biri var. Bu kişi ben oldum. Aslında bu benim istediğim bir şey değildi. Oyunu sevdiğim ve bu oyunun bir şekilde seyirciyle buluşması gerektiğine inandığım için bu işe girdim. Hepimiz aslında oyuna inandığımız için bu işe girdik. Her anlamda maddi manevi büyük zorluklarla mücadele ediyorum. Ama iş tahtanın üzerine çıkıp sahneye geldiği anda ışıkları üzerinizde gördüğünüzde o büyük yorgunluktan arınıyorsunuz. O ana kadar sahip olduğunuz bütün dertlerden sıkıntılardan en azından iki saat kadar arınıyorsunuz.Tiyatronun en güzel tarafı bu işte. Son zamanlarda söylenen çok meşhur bir laf var “Tiyatro iyidir, iyileştirir”. Bu doğru bir şey. Bu oyun beni muhtemelen 9 Kasım’da iyileştirecek” dedi.

“9 ve 21 Kasım tarihlerinde İstanbul, 16 Kasım Ankara, 29-30 Kasım İzmir”

Çıkacakları turnede seyirciyi “Bir Yaz Gecesi Rüyası” oyununa ısrarla beklediğini belirten Aydın; “Oyun 9 ve 21 Kasım tarihlerinde İstanbul’da Uniq Hall’’de, 16 Kasım’da Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’nda ve 29 ve 30 Kasım tarihlerinde İzmir Tepekule Kongre ve Kültür Merkezi’nde seyirci karşısına çıkacak. Çok meşakkatli bir oyun olması itibariyle, dekorun ve bir çok şeyin bir yerden başka bir yere taşınması da çok zor. Ama biz, bu meşakkate rağmen büyük şehirlere turne düzenleyelim istedik. Herkesi ısrarla oyunumuza bekliyoruz” ifadelerinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.