DÜNYA - 31 Ekim 2023 Salı 09:45 | Son Güncelleme : 31 Ekim 2023 Salı 09:49

BM Güvenlik Konseyi'nden 'acil' toplantı

A
A
A
BM Güvenlik Konseyi'nden 'acil' toplantı

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Birleşik Arap Emirlikleri'nin talebi üzerine acil bir toplantı gerçekleştirdi. BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Catherine Russell, Gazze'deki insani krizden en çok çocukların etkilendiğini belirterek “Gazze'de her gün 420'den fazla çocuk öldürülüyor veya yaralanıyor” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Gazze'deki insani krize ilişkin acil bir toplantı gerçekleştirdi. Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) talebi üzerine yapılan toplantıda konuşan BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini Gazze'deki yıkımın eşi benzeri görülmediğini belirterek, yaşanan insanlık trajedisinin dayanılmaz olduğunu söyledi. İsrailli yetkililerin Gazze nüfusunun yarısına güneyi boşaltmaları uyarısında bulunduğunu hatırlatan Lazzarini, buna rağmen sığınacak yer arayan çok sayıda Filistinlinin öldürüldüğünü söyledi. "Birçok kez söyledim ve yine söyleyeceğim, Gazze'de hiçbir yer güvenli değil" diyen Lazzarini, zorla yerinden edilen 670 binden fazla kişinin UNRWA okulları ile bodrum katlardaki aşırı kalabalık ortamlarda kaldığını söyledi.

“Öldürülenlerin yüzde 70'i kadın ve çocuk”

Öldürüldüğü bildirilen sivillerin neredeyse yüzde 70'inin çocuk ve kadın olduğunu kaydeden Lazzarini, Gazze'de üç hafta içinde yaklaşık 3 bin 200 çocuğun öldürüldüğü bilgisini paylaştı. Bilançonun, 2019'dan bu yana dünyadaki çatışma bölgelerinde her yıl öldürülen çocuk sayısını aştığını vurgulayan Lazzarini, Gazze'deki korkunç insani durumun binlerce umutsuz insanı yardım dağıtım merkezlerine akın etmeye ittiğini de sözlerine ekledi.

“Günde 420'den fazla çocuk öldürülüyor”

BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Catherine Russell da, Gazze'deki insani krizden en çok çocukların etkilendiğinin altını çizdi. "Gazze'de her gün 420'den fazla çocuk öldürülüyor veya yaralanıyor. Bu sayı her birimizi derinden sarsmalı" ifadesini kullanan Russell, Gazze'de 21'i hastane olmak üzere 34 sağlık tesisine saldırı düzenlendiğini ve 35 hastaneden 12'sinin artık hizmet veremediğini hatırlattı. Hem İsrail'de hem de Filistin' de çocukların ömür boyu sürebilecek korkunç bir travma yaşadığını ifade eden Russell, “İhtiyacı olan tüm çocuklara ulaşmak için elimizden geleni yapıyoruz ancak, başta Gazze olmak üzere insani yardımın ulaştırılması artık son derece zor” ifadelerini kullandı.

"Filistinli sivillere yönelik saldırılar engellenmeli"

BAE'nin BM Daimi Temsilcisi Lana Zaki Nusseibeh de geçtiğimiz Cuma günü BM Genel Kurulu'nda 121 ülkenin desteği ile kabul edilen karar tasarısını hatırlattı. Acil ve kalıcı ateşkes çağrısı yapılan tasarının insan haklarını, uluslararası hukuku ve en önemlisi Filistinlilerin yaşamının değerli olduğunu savunduğunu hatırlatan Nusseibeh, bölgedeki insani krize dikkat çekti. Gazze'ye güvenli, sürekli ve geniş ölçekli insani yardımın ulaşmasının ve elektriğe, temiz suya ve yakıta erişimin yeniden sağlanmasının kritik önemde olduğunu belirten Nusseibeh, şu anda acil ateşkese ihtiyaç duyulduğunu yineledi. "İsrailli yerleşimciler Filistinli sivillere yönelik saldırılarını artırıyor ve onları yerlerinden etmeye zorluyor. Bu saldırılar İsrail tarafından engellenmelidir" ifadelerini kullanan Nusseibeh, Güvenlik Konseyi üyelerini uyarıları ciddiye almaya çağırdı.

"Barış süreci çöküşün eşiğinde"

Çin'in BM Daimi Temsilcisi Zhang Jun, BM Genel Kurulu'ndaki ezici çoğunluğun geçen Cuma günü yapılan acil özel oturum sırasında insani ateşkesi desteklediğini, ancak İsrail'in bölgeye kara saldırısına başlayarak "tüm bunlara kulak tıkadığını" söyledi. Gazze'nin abluka altında olduğunu belirten Zhang, 2.3 milyon masum insanın “korku” içinde yaşadığını hatırlattı. Orta Doğu barış sürecinin "çöküşün eşiğinde" olduğunu ifade eden Zhang her iki tarafa da sorumlu davranma ve şiddeti sona erdirme çağrısında bulundu.

"Bu bir uluslararası barış ve güvenlik meselesidir"

ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield de İsrailli ve Filistinli tüm insani yardım çalışanlarının, gazetecilerin ve sivillerin hayatlarının korunması gerektiğini söyledi. "Uluslararası insani hukuka saygı duyulması gerekiyor" diyen Greenfield ülkesinin Gazze ve Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik insani yardım çabalarına ilişkin, "Hayatlar tehlikede ve hepimiz ABD'nin yaptığı gibi adım atmalıyız" şeklinde konuştu. "Hayatları kurtarmak için mümkün olan her şeyi yapmalıyız" ifadesini kullanan Greenfield, "Bu bir uluslararası barış ve güvenlik meselesidir ve bu konsey bunu açıkça dile getirmelidir" dedi. "Bu zor anda bile iki demokratik devlet olan İsrail ve Filistin'in yan yana ve barış içinde yaşayacağı bir geleceğe dair umudumuzu canlı tutmalıyız” şeklinde konuşan Greenfield, “Bu ulaşmak için hep birlikte çalışmamız gereken gelecek" dedi.

Diplomatik çözüm vurgusu

Gazze’de ölü sayısının her geçen saat arttığına dikkat çeken Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, bölgeye yalnızca 94 yardım kamyonunun girebildiğini hatırlattı. "Dünya çapındaki net tepkiye rağmen Batı Kudüs, bölgeyi temizleme planını pratikte uygulamaya başladı" ifadesini kullanan Nebenzia, sahadaki çatışmaların arttığı bir dönemde bölgeye insani yardımın sağlanamayacağını vurguladı. Önceliğin kan dökülmesini durdurmak ve BM'nin onayladığı iki devletli çözümü gerçekleştirmek amacıyla sorunu diplomatik alana taşımak olduğunu kaydeden Nebenzia, bazı Konsey üyelerinin neden ateşkesi desteklemediğini sordu.

"Gazze dünyanın cehennemi"

Filistin'in BM Daimi Gözlemcisi Riyad Mansur ise bölgede yaşananlar nedeniyle Gazze'yi "Dünyanın cehennemi" olarak nitelendirdi. "Bugün insanlığı cehennemden kurtarmak, BM'nin Gazze'deki Filistinlileri kurtarması anlamına geliyor" diyen Mansour, BM'nin günde 100 kamyon insani yardım çağrısının dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Mansour, üye ülkelerin temsilcilerine iki devletli çözümü gerçeğe dönüştürme ve işgali sona erdirme çağrısında bulundu.

Burak Ersoy

 

 

 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası’ndan yeni yıl konseri Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı bünyesinde faaliyet gösteren Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası (ASO), ’Yeni Yıl Konseri’ ile sanatseverlerle buluştu. Eskişehir Belediye Sanat ve Kültür Sarayı Opera Salonu’nda gerçekleştirilen konserde orkestrayı Şef Ozan Evrim Tunca yönetirken, gecenin solisti soprano Bengisu Yaman oldu. Eskişehirlilerin yoğun ilgi gösterdiği konserde, klasik müzik repertuvarının seçkin eserleri seslendirildi. Yeni yıl temasıyla hazırlanan konser, dinleyicilere klasik müziğin farklı dönemlerinden seçilen eserlerle zengin ve coşkulu bir sanat şöleni sundu. Müzikseverler konseri uzun süre alkışladı. Konser programında Johann Strauss II’nin "Yarasa Uvertürü" ve "Pizzicato Polka", Heitor Villa-Lobos’un "Bachianas Brasileiras No. 5", Georges Bizet’nin "Ouvre ton cur" ile Pyotr Ilyich Tchaikovsky’nin "Fındıkkıran Süiti"nden "Rus Dansı" ve "Çiçek Valsi" yer aldı. Programın ikinci bölümünde ise Bizet’nin "Carmen Süiti No. 1 - Matadorlar", Gustave Charpentier’nin "Louise: Depuis le jour", Antonn Dvok’ın "Slavonic Dance No. 8", Giuseppe Verdi’nin " strano! Sempre libera", Arturo Mrquez’in "Danzon No. 2" ve Johann Strauss I’in "Radetzky Marşı" seslendirildi. Etkinliğe; Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Bülent Akdeniz ile Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Erdal Uludağ katılım sağladı.
İstanbul İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Ticaret Üniversitesi İhracat Akademisi Projesi için bir araya geldi Ticaret Bakanlığı öncülüğünde hayata geçirilen İhracat Akademisi projesi kapsamında İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Ticaret Üniversitesi işbirliğiyle "yeni nesil ihracat uzmanı" yetiştirilecek. Proje kapsamında İstanbul Ticaret Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (SEM) ihracata yönelik eğitim programları gerçekleştirilecek. İstanbul Ticaret Üniversitesi Ahi Çelebi Kampüsü’nde düzenlenen eğitim işbirliği protokolü imza törenine Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek katıldı. Eğitimlerle dış ticaret alanında yetişmiş iş gücünün niteliğini artırılması ve bu amaçla üniversitelerin ve iş dünyasının birikimlerinden yararlanılması hedefleniyor. Kursiyerlere Ticaret Bakanlığı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi onaylı sertifika verilecek. İhracat Akademisi ile Ticaret Bakanlığının yöneticileri, akademisyen hocaları, ihracatçı ailesinin temsilcileri ve ticaret uzmanlarının aktif olarak sunum yapıp, ders verecekleri interaktif tecrübe, teoriyi ve pratiği birleştiren bir program hazırlandı. Eğitimler Ticaret Bakanlığı orta ve üst düzey yöneticileri ile uzmanlar, profesyonel eğitmenler, akademisyenler ve iş dünyası, STK ve şirket üst düzey yöneticileri tarafından İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Eminönü’ndeki Ahî Çelebi Kampüsü’nde verilecek. İhracat Akademisi, Ticaret Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu arasında imzalanan İş Birliği Protokolü çerçevesinde, dış ticaret alanında yetişmiş insan kaynağının niteliğini geliştirmek ve bu eğitim faaliyetlerinde üniversitelerin birikimlerinden istifade etmek amacıyla hayata geçirildi. Eğitim sonunda başarılı olan kursiyerlere Ticaret Bakanlığı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi onaylı sertifika verilecek. İhracat Akademisi bünyesinde verilecek programlar; üniversite öğrencileri, yeni mezunlar, ihracata başlamak isteyen firma çalışanları, ihracatla iştigal eden profesyoneller, dış ticaret uzmanlığı alanında kariyer planlaması yapan veya kendini geliştirmek isteyen katılımcılara yönelik tasarlandı. "Türkiye’nin ihracatçıları yetişecek" İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, "İstanbul tüccarının odası ile üniversitesi, Türkiye ticaretinin kalbinin attığı Eminönü’nde, Türkiye’nin ihracatçılarını yetiştirmeye başlıyor. Akademi’nin misyon ve vizyonu bizim hedeflerimizle örtüşüyor. Bu yüzden daha ilk duyduğumuz andan itibaren bu projeyi sahiplendik, hayata geçirmek için gönüllü olduk. Zira az önce verdiğim Ticaret Müzesi örneğinin de olduğu gibi ihracatı artıracak her girişimin biz yanında ve destekçisiyiz. Bu bizim tarihî zorunluluğumuz ve görevimizdir. Türkiye’yi küresel ihracatta öne çıkarmak, rekabetçi yapmak ancak böylesi bir stratejiyle mümkün olacaktır" dedi. "Eğitim programından birinde ihracat uzmanlığını öğretirken, diğerinde Turquality uzmanı yetiştirilecek" İhracat akademisinin çok kapsamlı bir program olduğunu belirten Avdagiç, "İhracat Akademisinin çok değerli bulduğum bir yönü, iki ana eğitim programından birinde ihracat uzmanlığını öğretirken, diğerinde Turquality uzmanı yetiştirmeyi hedeflemesidir. Bunun anlamı şudur ki, Türk ürünlerinin uluslararası piyasada pazar bulması ancak markalaşmasıyla mümkündür. Bu gerçek, daha yolun başında ihracatçı adayının zerrelerine zerk ediliyor. İhracat Akademisi’ni kapsamlı bir ilan ile gençlerimize ve isteklilere duyuracağız. Katılımın en üst seviyede olmasını temin edeceğiz. Ne evde ne işte olanların, mutlaka ihracatta olmaları için çaba göstereceğiz. Bu yüzden esas hedef kitlemiz, gençlerimizdir. Aynı zamanda üniversite öğrencileri ve yeni mezunlardır, ihracata başlamak isteyen firma çalışanlarıdır, dış ticaret ve ihracat profesyonelleridir ve kariyerini dış ticaret alanında geliştirmek isteyen kişilerdir. Bunun anlamı şudur, ruhunda ve içinde girişimcilik olan herkese kapımızı açık olacak" ifadelerini kullandı. "Türkiye’nin küresel ticaret kapasitesini yeniden şekillendireceğiz" Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar da "Kuruluşundan yaklaşık bir yıl sonra İhracat Akademisini yalnızca bir eğitim kurumu değil Türkiye’nin küresel ticaret kapasitesini yeniden şekillendiren bir insan kaynağı yatırımına dönüştüğünü mutlulukla görüyoruz. Sadece akademi dünyasıyla değil teoriyi pratikle birleştirme hedefiyle ticaret ekosisteminin öncü paydaşlarıyla işbirliğimizi daha da derinleştirmeye büyük önem veriyoruz. Bugün imzalayacağımız 12’inci protokolümüz ile bu çalışmalarımızı daha da ileriye taşıyacağız" dedi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Kuralay ise böylesine önemli bir projenin bir parçası olmaktan büyük bir mutluluk duyduklarını ifade etti. Kuralay, bu projenin kendileri için önemine değinerek, "Proje, isminde ’ticaret’ olan üç tane farklı görev icra eden kurumun beraberliğiyle yapılıyor. Ticaret Bakanlığı devleti, İstanbul Ticaret Odası iş dünyasını, İstanbul Ticaret Üniversitesi de akademiyi temsil ediyor. Bu üçlünün, üç isminin bir araya gelmesinden daha farklı sinerjiler, daha farklı büyük birliktelikler ortaya çıkacağına inanıyorum. Böyle bir projenin parçası olmak gerçekten bizi çok mutlu etti" diye konuştu. İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şimşek de üniversite, İTO ve Ticaret Bakanlığı arasında imzalanacak bu protokolün üniversitenin bilgi üretmenin ötesinde bu bilgiyi toplumun ve iş dünyasının hizmetine sunma sorumluluğunun güçlü bir ifadesi olduğunu vurguladı. Açılış konuşmalarının ardından söz konusu protokol, İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri Musa Demir tarafından imzalandı.