GÜNDEM - 05 Ağustos 2015 Çarşamba 13:26

Böbrekyetmezliği eğitiminden de çaldı

A
A
A
Böbrekyetmezliği eğitiminden de çaldı

Çocukluk yıllarında başlayan ve eğitimini de kesintiye uğratan hastalığından 18 yıl sonra organ bağışıyla kurtulan Oğuz Kutlu, böbrek hastası gençlere okullarda pozitif ayrımcılık çağrısı yaptı.

9 yaşından bu yana 18 yıl boyunca böbrek yetmezliği hastalığıyla mücadele eden 27 yaşındaki Oğuz Kutlu, yapılan organ bağışıyla yeniden sağlığını kavuştu. Birkaç ay önce, kadavradan organ bağışıyla, Medicana International Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sadık Ersöz ile ekibinin çabalarıyla sağlığına kavuşan Kutlu, sağlık sorununun neden olduğu en büyük kaybın eğitim konusunda olduğuna dikkat çekti.

Benzer hikayesi olan gençler için eğitimde pozitif ayrımcılığa duyulan ihtiyaca vurgu yapan Kutlu, “Eğitim konusunda sıkıntı yaşadım. Eğitim süreci, okul, arkadaş çevresi her türlü alanı etkiledi. Okul, hastane, aile arasında bir üçgenim vardı. Derslere katılamama, sık sık hastaneye gitme süreçleri yaşadım. Okulu takip edemedim, derslerden geri kaldım. Her türlü alanda kolaylık sağlanmalı normal insanlara göre biraz önlerinin açılması lazım. Eğitim konusunda tolerans gösterilmesi gerekiyor. Üniversite okuyorum, şuan ki tek hedefim okulumu bitirmek” diye konuştu.

Gece gelen bir telefon ile organ bağışı haberini aldıklarını, böylelikle çocukluk yıllarından bu yana hayatının parçası haline gelen hastalığı geride bırakma şansı yakaladığını söyleyen Kutlu, yaşadıklarını piyango kazanmış kişilerin durumuna benzetti.

"DİYALİZ HASTALARINDA LİSEYİ BİTİRME ORANI ÇOK DÜŞÜK"
Kutlu, hastalığın çok küçük yaştan bu yana hayatına etkilerini ise şöyle anlattı:
“Benim eğitim konusunda en sıkıntı çektiğim dönem, lise yıllarıydı. Lise de eğitim Salı günleri 8 saat olduğu için son saatlere kalamıyordum. Eğitimimi bırakıp diyalize gitmek zorunda kalıyordum. O anlarda yazılı ya da önemli bir konu anlatılıyordu. Ama ben geri kalıyordum, tekrar arkadaşlarımdan dinlemek zorunda kalıyordum. İzin almak problem oluyordu.”
Tüm bu sıkıntılara rağmen eğitim durumunu üniversite son sınıfa kadar ilerletmeyi başaran Oğuz Kutlu, şimdi muhasebe ve işletme alanında çalışma hedefiyle eğitim hayatına geri dönebilmeyi hedefliyor.

“EĞİTİM- ÖĞRETİM HAYATINI DİYALİZLE SÜRDÜRMÜŞ”
Organ nakli ameliyatını gerçekleştiren Uzman Prof. Dr. Ersöz, Oğuz’un durumunun şu anda çok iyi olduğunu belirterek, “Bize geldiği zaman çok uzun yıllar periton diyalizi daha sonra da diyalizle hayatını idame ettiriyordu. İlkokul yıllarında böbrek yetmezliği gelişmiş ve diyalize başlanmış. Eğitim- öğretim hayatını diyalizle sürdürmüş. Bu kadar olumsuz şartlarda rağmen eğitime devam etmiş. Böbrek nakli sonrasında çok avantajlı bir duruma geçti. Okulunu bitirecek, kendisi şuan işletme okuyor. Bizi en çok mutlu eden eğitim hayatının normale dönmüş olmasıdır. Bu sene okulunu bitirecek” şeklinde konuştu.

“VASİYETTE BULUNSUNLAR; ‘BEN ÖLÜRSEM ORGANLARIMI BAĞIŞLAYIN’”
Organ naklinin önemine dikkat çeken Ersöz, “Organ bağışlarını arttırmamız gerekiyor. Canlı verici organ naklini daha az yapmamız, daha çok kadavradan nakil yapmamız gerekiyor. Başımıza geldiği zaman bir organın ne kadar kıymetli olduğunu anlıyoruz. Bu konuşmamızı dinleyenler, evlerinde vasiyette bulunsunlar; ‘Ben ölürsem organlarımı bağışlayın’ desinler. Bu çok önemli, bu sayı artığı zaman diyalizde ki organ bekleyen hastalarımızın sayısı azalacak” diye konuştu. 

ARZU TÜRKUÇAR

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.