POLİTİKA - 15 Ağustos 2017 Salı 19:55

Bozdağ'dan ‘Atatürk Orman Çiftliği'ni Hükümet satıyor’ haberine yalanlama

A
A
A
Bozdağ'dan ‘Atatürk Orman Çiftliği'ni Hükümet satıyor’ haberine yalanlama

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Atatürk Orman Çiftliği arazisinden bir bölümün ABD Büyükelçiliğine satıldığı iddialarını yalanlayarak, bahse konu arazinin 1983 yılında kanun ile Gazi Üniversitesi'ne satılarak Atatürk Orman Çiftliği ile alakasının kesildiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında açıklamalarda bulunan Bekir Bozdağ, Atatürk Orman Çiftliğinden bir bölümün ABD Büyükelçiliğine satıldığı iddialarına cevap vererek, “Yer Gazi Üniversitesi'ne ait bir yer. 1983’te kanun ile Gazi Üniversitesi'ne verilmiş, o dönem AK Parti yok. Atatürk Orman Çiftliği ile alakası tamamen kanun ile kesiliyor” açıklamasında bulundu.

“Kirli bir algı operasyonuna su taşımak için bu yapılıyor”

ABD Büyükelçiliğine Atatürk Orman Çiftliği arazisinin belli bir bölümünün satıldığı iddialarını yalanlayan Bekir Bozdağ, “Atatürk Orman Çiftliği ile ilgili haber bayat haberdir. Bu konuda 2013 yılından beri ara ara Türkiye’de gündeme getiriliyor. Daha önce bazı milletvekilleri tarafından yazılı soru önergesine konu edilmiş, ilgili bakanlarımız cevap vermişlerdir. İhtiyaç duydukça hassasiyetleri kaşımak için bazı basın yayın organları ve çevreler bunları sürekli gündeme taşımaktadır. İşin aslı şudur; bu arsanın hukuken veya konum itibariyle fiilen Atatürk Orman Çiftliği ile irtibatı yoktur.

Atatürk Orman Çiftliğine veya Cumhurbaşkanlığı Külliyesine bitişik veya sınır bir yer değildir. Orası Ankara’nın Çankaya ilçesi Karakusunlar Mahallesi'nde özel mülkiyete konu taşınmazlar arasında bir yerdir. Halk arasında semt olarak Çukurambar olarak bilinen semttedir. Eskişehir-Ankara yolunun biraz arkasında, tam da yerini tarif etmeyeyim. Atatürk Orman Çiftliği’nin sanki içinde, kenarında, ortasında bir yer ABD Büyükelçiliği yapılsın diye onlara şimdi satılmış gibi bir haber yapılıyor. Yalan haber. Haberi yapanlar yalan olduğunu biliyorlar, bilerek yalan haber yapıyorlar. Bu ahlaki değildir. Basın meslek etik ilkelerine uygun değildir. Bununla ilgili tarihi bilgiyi paylaşmakta fayda var, burası 24 Mayıs 1983’te çıkartılan bir kanun ile Gazi Üniversitesi'ne verilmiş. Daha sonra Gazi Üniversitesi kendi ihtiyacına başka yerler yapılması karşılığında TOKİ’ye bir protokol karşılığında devrediyor.

ABD yetkilileri Dışişleri Bakanlığı görüşerek mütekabiliyet ilkeleri dikkate alınmak suretiyle ABD Büyükelçiliğine satışı yapılmıştır. Bu satış 11 Nisan 2014’te yapılıyor. 5 Kasım 2016 tarihinde ise satışına ilişkin protokollerin sureti Mimarlar Odası Ankara Şubesine gönderiliyor. Yer Gazi Üniversitesi'ne ait bir yer. 1983’te kanun ile Gazi Üniversitesi'ne verilmiş, o dönem AK Parti yok. Atatürk Orman Çiftliği ile alakası tamamen kanun ile kesiliyor. O zaman buralarda konutlar da yok. Gazi Üniversitesi de TOKİ’ye devrediyor, TOKİ’de burayı 11 Nisan 2014’te satıyor. Haber çarpıtma, yalan ve iftira. Kirli bir algı operasyonuna su taşımak için bu yapılıyor. ‘Atatürk Orman Çiftliği'ni hükümet satıyor’ şeklinde bir algı operasyonu için yapılmış bir haberdir. Daha öncede bununla ilgili Ankara Büyükşehir Belediyesi ile alakalı başka bir haberi daha benzer bir şekilde yaptılar. Vatandaşlarımızın hükümetimizin karşısında tavır geliştirmesi için yalanlarınız, iftiralarınızla, çarpıtma haber ve yorumlarla mesafe alınacağını düşünüyorsa herhangi bir kişi, oluşum veya grup yanılır. Çünkü gerçeklerin bütün yalanları, iftiralara ve çarpıtmaları yok etme gibi bir gücü vardır. Gerçek ortaya çıktı, balon patladı” dedi. 

Derya Yetim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Depremde tamamen yıkılan Emek Mahallesi, inşa çalışmalarıyla yeniden ışıl ışıl Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan ve depremde yaşanan yıkımlarla yerle bir olan Emek Mahallesi, enkazın kaldırılmasıyla boş araziye dönmüştü. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çalışmalarıyla Emek Mahallesi, binalarla doldu ve ışıl ışıl çehreye kavuştu. Kahramanmaraş merkezli depremde en çok yıkımın olduğu Hatay’da binlerce bina yerle bir olurken yaklaşık 25 bin insan hayatını kaybetti. Asrın felaketinin en çok hasara uğrayan ilçesi olan Antakya kent merkezi, depremden sonra enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kısa sürede çalışmalara başlamıştı. Depremzede vatandaşların yuvalarına kavuşmaları için gece gündüz emek veren ekiplerin çalışmalarıyla Antakya kent merkezi adeta yeni baştan inşa edildi. Depremden önce gecekondu ve harabe evlerin olduğu Emek Mahallesi’nde; asrın inşasının ardından modern, estetik ve sağlam görünümlü yeni konutlar yapıldı. Depremin ardından enkazın kalkmasıyla çorak araziye dönen mahalle, inşa çalışmalarının ardından afetzede vatandaşlarını bekleyen sıcak yuvalara dönüştü. "Enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü, devletimiz gücünü burada göstererek evlerimizde ışıklar yanmaya başladı" Depremle birlikte boş araziye dönen mahallesinin yeniden inşa edildiğini söyleyen Emek Mahallesi Muhtarı Celal Sarı, "Cumhuriyet Caddesi üzerindeyiz ve arkamda bulunan yerde Emek Mahallesi. Deprem olduktan sonra bu mahallede hiçbir şey kalmamıştı. Binalarımızın çoğu ağır hasarlı veya yıkılmıştı. Mahallemde de birçok can kaybı da oldu. Mahallemizde birçok yerde sadece ağaçlarımız kalmıştı. Depremden sonra mahallemiz enkazla doluydu ve sonra enkaz kaldırılmıştı. Enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü. Sadece sağlam kalan ağaçlarımızdı. Devletimizin gücünü burada görülmektedir. Evlerimizin ışıkları yanmaya başladı. Allah da en kısa zamanda mahalle sakinlerimizle birlikte oturmamızı nasip etsin. İnşallah böyle acılarda yaşamayız. Bu mahalleyi deprem dümdüz boş araziye çevirdi. Devletimizin gücü o kadar güzel ki burada yapılan işler anlatmakla bitmez. Sadece görmeleri gerekiyor. Emek Mahallesi’ne gelin bakın neler yapıldığını görün. Sayın Cumhurbaşkanıma teşekkür ederim. Depremden önce burası gecekondu ve harabe evler vardı, şimdi ise her şey yapıldı ve dört dörtlük oldu" ifadelerini kullandı.
Kocaeli YEDEP 2026 proje teklif çağrısı yayımlandı: Başvurular 1-31 ocak tarihleri arasında alınacak Kocaeli’de Yerel Destek Programı kapsamında 2026 Yılı Proje Teklif Çağrısı ilan edildi. Sivil toplumun güçlendirilmesi ve katılımcı yerel yönetim anlayışının yaygınlaştırılmasını hedefleyen program için STK’lara yönelik bilgilendirme ve eğitim süreci başlarken, başvurular 1 Ocak’ta başlayacak ve 31 Ocak’ta sona erecek. Yerel Destek Programı (YEDEP) 2026 çağrısı, önceki yıllarda olduğu gibi kentlilik bilincinin artırılması ve katılımcılığın güçlendirilmesi ana temasıyla hayata geçirilecek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli Kent Konseyi ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle sürdürülen program kapsamında; gönüllülüğün teşvik edilmesi, toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi, yerel değerlerin korunması ve tanıtılması, sürdürülebilir kalkınma ve kapsayıcılığın desteklenmesi öncelikli alanlar arasında yer alıyor. 2022 yılından bu yana kesintisiz devam eden YEDEP ile kentte daha bilinçli, katma değeri yüksek ve iş birliğine dayalı projelerin hayata geçirilmesi amaçlanıyor. STK’lara yönelik bilgilendirme ve eğitimler düzenlenecek Proje teklif çağrısının ilan edilmesiyle birlikte, Kocaeli genelinde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına yönelik bilgilendirme ve eğitim toplantıları düzenlenecek. Toplantılarda programın kapsamı, hedefleri ve başvuru süreçleri detaylı şekilde anlatılacak, katılımcılara rehberlik sağlanacak. Eğitimlerin yer ve tarihleri, STK’lara SMS ve e-posta yoluyla duyurulacak. YEDEP 2026 için son başvuru tarihi 31 Ocak 2026 olarak belirlendi. Sivil toplum kuruluşları proje başvurularını, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren online olarak yapabilecek. Kimler başvurabilir? YEDEP 2026’ya başvuracak kuruluşların; kar amacı gütmeyen tüzel kişiliğe sahip STK (dernek, vakıf, federasyon veya konfederasyon) olması, Kocaeli’de faaliyette bulunması, son yıla ait beyannamesini vermiş olması, Sivil Dünya Kocaeli platformuna kayıtlı bulunması gerekiyor. Program kapsamında küçük, orta ve büyük ölçekli olmak üzere üç ayrı destek alanı bulunuyor. Küçük ölçekli projeler için STK’nın 2026 yılı veya öncesinde kurulmuş olması, orta ölçekli projeler için STK’nın 2024 yılı veya öncesinde kurulmuş ve mali, proje ile idari kapasite açısından deneyimli olması, büyük ölçekli projeler için ise STK’nın 2023 yılı veya öncesinde kurulmuş ve yeterli deneyime sahip olması şartı aranıyor.