GÜNDEM - 23 Ağustos 2017 Çarşamba 15:19

BTK Başkanı Sayan: 'İfşa sitesi olarak bilinen 600 küsür site hakkında idari işlem yapıldı'

A
A
A
BTK Başkanı Sayan: 'İfşa sitesi olarak bilinen 600 küsür site hakkında idari işlem yapıldı'

'İçerik Sağlayıcıları Genel Bilgilendirme Toplantısı'nda konuşan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Fatih Sayan, "Ülkeler arası antlaşma ve mutabakatların yetersizliği ya da farklı bakış açıları nedeniyle terör, zararlı içerikler, çocuk ve gençlerin akıl ve beden sağlıklarını tehdit eden oluşumların medyası haline gelen bir sanal dünya kabul edilemez" dedi. Sayan, şimdiye kadar ifşa sitesi olarak bilinen 600 küsur site hakkında idari işlem yapıldığını söyledi.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunca, İnternet İçerik Sağlayıcıları toplantısı düzenlendi. Kurumda gerçekleştirilen toplantıda içerik sağlayıcıları ve çok sayıda davetli yer aldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan BTK Başkanı Ömer Fatih Sayan, "Bugün, internet kullanımının bütün fonksiyonlarıyla yaygınlaştığı bir dünyada yaşıyoruz. İnternet mecrasında ticaretten hukuka, bürokrasiden eğitime, sağlıktan bilime birçok alanda faaliyet yürütülüyor. İnsanımıza ulaşan kaliteli ve yasal içeriklerin hem sayısal olarak artışı hem de nitelik bakımından üstünlüğü hepimizi mutlu ediyor ancak bunlarla birlikte yasa dışı içeriklerin de maalesef kendine bir alan açtığı hepimizin malumu" ifadelerini kullandı.

"Kurumumuzca şimdiye kadar ifşa sitesi olarak bilinen 600 küsur site hakkında idari işlem yapıldı"

2017 yılında yapılan bir araştırmada sadece bir dakika içerisinde; youtube’da 4 milyon 100 bin videonun görüntülendiği, 150 milyonun üzerinde e-postanın gönderildiği, 16 milyon yazılı mesajın iletildiği, instagram'da 46 bin 200 gönderinin paylaşıldığı, 452 bin twitin yazıldığı, facebook'a 900 bin girişin yapıldığı, 1.8 milyon snap atıldığı, google'da 3.5 milyon aramanın gerçekleştiği tespiti üzerine değerlendirme yapan Başkan Sayan şunları söyledi:

"Bu durum, iletişimin tek hareketle birçok yeni kapıyı insanımıza açtığının somut bir göstergesidir. Bununla beraber; çocukların cinsel istismarı, ülke kaynaklarını sömüren ve çoğu yurt dışında bulunan yasa dışı kumar siteleri, yavrularımızı bazı oyunlar marifetiyle intihara yönlendirme, zararlı yazılımlar yoluyla fidye isteme ve sanal zorbalık gibi suçlar da bu mecrada kendisine yer buluyor. 25 Temmuz günü İstanbul Esenyurt’ta bilgisayar başında intihar ettiği söylenen 13 yaşındaki Hakan Ekinci ve Erzurum’da yaşanan Musa Kang cinayetlerinin dijital oyunlarla ilişkisi tartışılıyor. Yeni suç tipleri ortaya çıkıyor. Sahte hesaplar üzerinden yapılan hakaretler yüzünden aşiret kavgaları çıkabiliyor. Gündelik hayatında kolay kolay kırıcı cümleler kullanmayan kimi insanların sanal dünyayla iletişime geçtiğinde adeta içinden başka bir şey çıkarcasına gerçek hayatıyla hiç uyuşmayan bir karakter sergilediğine şahit olabiliyoruz. İfşa siteleri olarak tabir edilen sitelerdeki paylaşımlar sebebiyle özel hayatlar ağır bir şekilde ihlal ediliyor. Kişilerin özel görüntüleri rızaları dışında yayınlanıyor. Hemen belirtmek isterim ki özellikle bu sitelere yönelik olarak yasanın verdiği yetkiler sonuna kadar kullanılmakta ve Kurumumuzca şimdiye kadar ifşa sitesi olarak bilinen 600 küsür site hakkında idari işlem yapılmış ve yapılmaktadır.

Vatandaş ihbarlarını aldığımız internet bilgi ihbar merkezine ihbarweb.org.tr üzerinden gelen yüzlerce başvuru, uzmanlarımız tarafından tek tek incelenmekte, delillendirilmekte ve vatandaşlarımızın şikayetleri karşılanmaktadır. İnternet üzerinde fikri ve mülkiyet hakları ihlal edilen vatandaşlarımızın, sanatçılarımızın korunması mutlaka gerekli olup gerek 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında hukuki koruma mümkün olabilmekte fikir, sanat, marka ve lisans hakları gerçek dünyada olduğu gibi sanal alanda da hakimliklerin verdiği koruma kararları ile varlığını sürdürmektedir. Vatandaşlarımızın interneti güvenli kullanabilmeleri için güvenli internet merkezimiz kurulmuş ve bilinçlendirme faaliyetlerimiz hızla devam etmektedir. İnternet yayınlarında seçme özgürlüğünü sağlamak için aile profili, çocuk profili çalışmaları kapsamında erişim sağlayıcılarla sürekli temas halindeyiz. Çocuklarımızın interneti güvenli kullanmaları için okullarda kurumumuzun salonlarında bilinçlendirme eğitimleri vermekteyiz. Çocukların sanal ortamda istismarını önlemek için INHOPE gibi uluslararası kuruluşlarla işbirliği halindeyiz."

İnternet ortamındaki terör propagandaları

Bunların yanı sıra, sosyal medyadaki terör propagandasıyla da insanların yanlış bilgilendirilmesi konusuna da değinen Sayan, "Bazı ülkelerin uyguladıkları yanlış politikalar, sanal dünyayı terörün medya planlama merkezi, basın ofisi haline gelmeye zorlamaktadır. Bu hususun altını çizen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da, "men dakka dukka" diyerek Arapların o meşhur atasözüyle sorunu özetlemiştir. Terörle uzun yıllar mücadele eden ve en sonunda 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi ile bu süreci en üst boyutta yaşayan ülkemiz, sosyal medyadaki bazı hesaplardan yapılan yayınlarla yanlış tanıtılma, adeta cezalandırılmaya çalışılmaktadır. Nefret söylemi olarak kabul edilen ve özellikle Avrupa’da ivme kazanan bu suç türüne ilişkin olarak uluslararası bir duyarlılığın geliştiğini ve yasal düzenlemelerde karşılık bulduğunu da hatırlatmak isterim. Örnek olarak, yabancı basında da yer aldığı üzere Almanya’da yeni çıkan ve ekim ayında yürürlüğe girecek olan Ağ Uygulama Yasası’ndan bahsetmek gerekir. Buna göre yasa içeriğine aykırı olan içerikleri platformlarından 24 saat içinde kaldırmayan facebook, twitter gibi sosyal medya platformlarına 5 milyondan 50 milyon euro’ya kadar ceza kesilebilecektir. Alman Federal Ceza Dairesi, son 2 yılda nefret suçunun yüzde 300 oranında arttığını belirtmiştir. Almanya’nın Adalet Bakanı Heiko Maas, ifade özgürlüğünün modern bir toplum için mutlak bir gereksinim olduğunu ancak ceza hukukunun başladığı yerde sona erdiğini söylemiştir. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesinin ikinci fıkrası 'Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, veya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlamalara ve yaptırımlara bağlanabilir.' şeklindeki düzenlemesi ile evrensel hukukun önemli bir metni olarak uygulamalara ışık tutmaktadır" diye konuştu.

"Öz denetim mekanizmalarını aktif olarak kullanmaktayız"

5651 Sayılı 'İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun' ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun internette işlenen suçlarla mücadele konusunda yetkili kılındığına da değinen Sayan, "Söz konusu yasa 2007 yılında yürürlüğe girdiğinde bazıları tarafından bir tartışma alanı olarak görüldü. Söz konusu yasa, öz denetim ve uyar/kaldır prensiplerini benimsemiş, sansürcülüğün aksine, internet ortamında, bireylerin suç teşkil eden yayınlara bulaşmadan özgürce dolaşmalarına imkan tanımıştır. Ayrıca yasanın mağduru koruyan hükümler içerdiğini, okuyanlar göreceklerdir. Bu konuda, Kurumumuza çok sayıda başvuru yapıldığını da hatırlatmakta fayda görüyorum. Bu çerçevede öncelikle özdenetim ve uyar/kaldır prensiplerine değinmek ve siz içerik sağlayıcılar ile işbirliğimiz sonucu, Türkiye olarak internet ortamında da 2023 hedeflerimize emin adımlarla ve örnek teşkil edecek bir işbirliği içinde ilerlememiz gerektiğini belirtmek isterim. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu olarak öz denetim mekanizmalarını aktif olarak kullanmaktayız. Öncelikli olarak izlediğimiz yol, 5651 sayılı Yasanın yönetmeliğinin 5. Maddesi kapsamında bildirim yükümlülükleri gereği iletişim adreslerini bildiren içerik sağlayıcılar ile irtibata geçiyoruz. Kendilerine, öz denetim yapmakla birlikte içeriği suç teşkil ettiğine dair yeterli şüphe bulunan yayının kaldırıp kaldırılmaması hususunu değerlendirmelerinin yerinde olacağını hatırlatıyoruz. Bu konularda öz denetim mekanizmasının aktif bir şekilde kullanılmasının, internet ortamını daha güvenli ve daha özgür hale getireceğine inanıyoruz. Çocuk ve gençlerimizin internet güvenliğini sağlamak amacıyla, 2011 yılında Kurumumuzca, hepinizin bildiğini düşündüğüm, Güvenli İnternet Hizmeti başlatılmıştır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi sanal alemin zararlarından korumak bakımından güvenli internet hizmetinin güçlendirilerek yaygınlaştırılması ve daha çok abone tarafından kullanılır hale gelmesi büyük önem taşıyor. Ayrıca Ulusal Yargı Ağı Programı (UYAP) ile entegrasyonu olan Birliğimiz, kişilik hakları ihlale uğrayan vatandaşlarımıza yönelik hak ihlallerinin hızlıca önlenmesi için de etkin bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyor. İnternetin güvenli kullanımı faaliyetleri çerçevesinde Birliğimiz tarafından kullanımı Kurumumuza verilen 2 adet güvenli internet tırı okullarda faaliyete geçmek üzere projelendirildiğinin de müjdesini veriyoruz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin internet ortamında güvenliğini özgürlükler çerçevesinde sağlayarak onlara yeni imkanlar sunmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

"Zararlı içerikler medyası haline gelen bir sanal dünya kabul edilemez"

"Medyada yapılan ve çoğu teselli amaçlı algı operasyonlarına dayalı işlere gelince, modern dünya ne Aylan bebekten mülteci sorununu anlayabilir, ne de Ümran çocuktan bir iç savaşın geldiği boyutları algılayabilir" diyen Sayan, "Modern insanı, sadece kendisini düşünmekten dolayı düştüğü bunalımlardan bu viral fotoğraflarla verilen serumlar kurtaramayacak. İnternet ve sosyal medyanın verdiği bu sanal tatmin duygusunun insanlığın yıkımına sebep olacak kadar büyük olaylarda neler kaybettiğimizi düşünmemiz gerekiyor. Ancak ümitsiz değiliz. Tam tersine ümidimizden fazla inancımız, inancımızdan fazla ümidimiz var. Biz insanları ayırt etmeden birlik içinde yaşama kültürünü Hacı Bektaş Veli'den, kalbinde herkesi kabul edebilecek aşkı bulundurmayı Mevlana'dan, bütün bunları bildikten sonra tevazu içinde ete-kemiğe bürünmeyi de derviş Yunus'tan öğrenmiş bir milletin evlatlarıyız. İnancımızı oluşturan tohumlar bunlardır ve ümitlerimiz bu tohumların atıldığı bu topraklardan yükselmektedir. Sanal dünya bir hukuka bağlanmalıdır ve bizler kendi köklerimizdeki bu anlayışı önce ifade etmeli sonra da hakim noktaya taşımalıyız. Ülkeler arası antlaşma ve mutabakatların yetersizliği ya da farklı bakış açıları nedeniyle terör, zararlı içerikler, çocuk ve gençlerin akıl ve beden sağlıklarını tehdit eden oluşumların medyası haline gelen bir sanal dünya kabul edilemez. İnsanoğlunu felakete sürükleyecek bir takım savaş senaryolarının propaganda ve algı merkezi konumundaki bir sosyal medya ve internet, bizim medeniyetimiz tarafından kabul göremez. Yapacağımız her çalışmayı kendi değerlerimizin dünyasında süzgeçten geçirmek zorundayız ve geçireceğiz. Buradaki en büyük sorumluluk da sizlere ve bizlere düşmektedir" ifadelerini kullandı.  

Yağmur Yıldız - Emre Yüzügüldü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.