SAĞLIK - 10 Mayıs 2016 Salı 12:05

Bu ameliyatta neşter yok

A
A
A
Bu ameliyatta neşter yok

Medicana Çamlıca Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümünden ve Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Başar Sarıkaya ile Amerika'dan gelen Girişimsel Radyolog Dr. Gregg Alzate, girişimsel radyoloji ile birçok ameliyatı nasıl neştersiz yapabildiklerini anlattı.

Türkiye'de az sayıda hastane yapılan girişimsel radyoloji tedavisi ile birçok ameliyat neştersiz ve kolay yapılıyor. Obezitenin tedavi seyrini değiştirecek olan 'bariatrik embolizasyon' adı verilen mideden açlık hormonunun salgılanmasını engelleyerek daha doğal yolla kilo vermeyi sağlamak, diyabette uzuv kaybını tıkanan damarları açarak engelleme, karaciğer tümörleri, kadınlarda miyom, safra ve idrar kanalları tıkanıklığı, inme gibi birçok rahatsızlığı neşter kullanmadan tedavi edilebiliyor.

Dr. Sarıkaya ile sosyal medya aracılığı ile tanışan Amerikalı Dr. Gregg Alzate, Dr. Sarıkaya'nın yaklaşımını ve ülkemizdeki bu branştaki son durumu görmek için Türkiye'ye geldi. Birlikte ameliyata girerek hastaları neştersiz tedavi edebiliyor.

Dr. Sarıkaya ile nasıl tanıştığını anlatan Amerikalı Dr. Alzate,'' Amerika'da girişimsel radyolojinin tanıtımı amacıyla kurulmuş olan Interventional Initiative (Girişimsel İnisiyatifi) platformunun bu branşı tanıtan videoları vardı. Dr. Sarıkaya, videolara Türkçe alt yazılar hazırlamıştı. O videoyu Facebook'ta takipçileriyle paylaştı. Ben o videolarda yer alan doktordan birisiyim. Bunun üzerine Girişimsel İnisiyatifi talebi üzerine ziyareti planladık" dedi.

Girişimsel radyolojide Türkiye'yi değerlendiren Amerikalı Dr. Alzate, "Alt yapı, teknik imkan, eğitimli hekim olarak Türkiye, Amerika'nın gerisinde. Dr. Sarıkaya gibi birkaç kişinin çabasıyla var olmaya çalıştığı görülüyor. Koşulları zorlayan ve bu branşı Türkiye'de tanıtan az kişi var. Türkiye gibi çok az bu branşın tanıtıldığı ülkede her türlü imkanı kullanmak lazım. Bunu da basın, görsel medya ve sosyal medyayı kullanarak yapmak gerekiyor'' dedi. Bulunduğu esnada Dr. Sarıkaya'nın gerçekleştirdiği bir işlemden de bahseden Dr. Alzate," Uzuv koruyucu işlem gerçekleştirdik. Tedavi edilmeseydi ayağını kaybetme riski olan bir hastanın ayağındaki küçük damarları açtık. Toplum bilinçlendirmesi ve branş için farkındalığı arttırma anlamında Dr. Sarıkaya'nın tecrübelerinden yaralanmak istiyoruz'' diye konuştu.

"HASTA GÜNÜBİRLİK TABURCU OLABİLİYOR"
Girişimsel radyolojinin hastaneye uğradığımızda yolumuzun düştüğü bölümlerden olduğunu belirten Dr. Sarıkaya, şunları söyledi:
''Bütün tıbbi görüntülenme radyoloji altında geçer. Girişimsel radyoloji o görüntülenme yöntemlerini kullanarak hasta bedeni üzerinde bir takım işlemler gerçekleştirir. Bu yaptığımız işlemler çoğu zaman ameliyata alternatif hatta ameliyatın gerekliliğini ortadan kaldıran işlemler oluyor. Avantajları söyleyecek olursak; ameliyatta genel anestezi, yoğun bakım süreci, kirsi, dikişi ve uzunca iyileşme periyodu var. Bizim yaptığımız işlemlerde böyle durumlar yok. Hasta çoğu zaman günübirlik taburcu olabilir ya da 1 gece kalıp taburcu olabilir."

''TÜRKİYE'DE YAYGIN DEĞİL''
Türkiye'de bu branşın eğitimini nasıl verdikleri hakkında bilgi veren Dr. Sarıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye'de yıllardan beri bazı üniversite hastanelerimizde bu branş vardı. Amerika gibi ülkelerde yapılıp da Türkiye'de uygulanamayan tedavi yöntemi yok. Bizdeki problem bunun topluma yayılamaması, pek çok hastanede yapılabilir hale gelmemesidir. Bunun sebebi ise bizim üst ihtisas anlamında Türkiye'de bir eğitim programımız olmamasıdır. Eğitim girişimsel radyoloji işlemlerinin yoğun yapıldığı hastanelerde hekimlerin asistanlıklarından sonra birkaç yıl ekstradan harcayarak öğrenmeleri şeklinde oluyor. Bunda sıkıntılar yaşanıyor''
Tedavilerin başarı oranına değinen Dr. Sarıkaya, "Tedavi yöntemini eğitimli ya da tecrübeli eller yaptığı zaman başarı oranı gayet iyidir. Ancak eğitim konusunda bir sıkıntı olduğu için bazı istekli ama eğitimi yetersiz arkadaşlarımız tarafından uygulanmaya başlandığı zaman başarı oranları iyi olmayabiliyor'' ifadelerini kullandı.

''HERHANGİ KESİK VE DİKİŞ YOK''
Amerikalı Dr. Alzate'nin de gözlemci olarak katıldığı işlemde bir hastaya nasıl işlem uyguladıkları hakkında bilgi veren Dr. Sarıkaya, şunları söyledi:
''Bu hasta İstanbul dışından geldi. Ayağının birinci parmağını şeker hastalığı sebebiyle kaybetmiş. Baş parmak alınmış ancak alınan yerdeki yarası bir türlü iyileşmemişti ve ayağını kaybetme tehlikesi vardı. Şeker hastalığı bildiğiniz gibi ayaktaki küçük damarları ilgilendirir. Bu damarları tıkar. Bunlar tıkalı olduğu için ayakta oluşan yara iyileşmez daha sonra uzuv kaybına gider. Bu hastamıza damardan müdahale ile herhangi kesik ve dikiş olmadan küçük bir iğne deliğinden geçerek o damarları açtık. Umut ediyoruz ki hastanın ayağı kısa zamanda toparlayacak. Ayağını kaybetme tehlikesi ile ortadan kalkacak.''

''GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ ALANI TEPEDEN TIRNAĞA DİYEBİLİRİZ''
Dr. Sarıkaya, girişimsel radyolojinin alanı hakkında şu bilgiyi verdi: ''Girişimsel radyolojinin alanı tepeden tırnağa diyebiliriz. Beyinde anevrizma olabilir. Onlara damar içinde müdahale edip, kafa tasını açmadan tedavi etme şansımız var. Yine akut inme dediğimiz yani beyin damarlarının tıkanması söz konusu olduğunda ilk 6 ya da 8 saat içinde müdahale edip açabiliyoruz. Kanseri hastalıklarında, özellikle karaciğer tümörlerinde -ki onlar kemoterapi ya da cerrahiye yanıt vermeyebiliyor ya da uygun olmayabiliyor, bu tedavileri kullanma şansımız var. Uzuv kaybı ile sonuçlanacak bir rahatsızlığı engelleyebiliyoruz. İdrar kanalları, safra kanalları ile ilgili sorunları engelleyebiliyoruz. Tüm bunları ciltten girerek tedavi etme şansımız var. Toplumda sık görülen tiroid modüllerinde ameliyatsız olarak nodülü yakarak tedavi etme şansımız var. Kadınlarda sık görülen miyom hastalığında, hastanın rahmini kaybetmesini engelleyerek miyomları anjioyografik yolla tedavi edebiliyoruz. İleri yaşlardaki erkekleri ilgilendiren prostat rahatsızlığını yine prostat anjiyosu ile prostatın damarlarını tıkayarak prostatın küçülmesine ve hastanın rahatlamasını sağlıyoruz. Bunlar hastalara veya hekim arkadaşlarımıza faydalı olabileceğimiz tedavilerin sadece küçük bir kısmı. Daha sayamadığımız belki de yüzlerce işlem ve tedavi var.'' 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.