EKONOMİ - 19 Nisan 2023 Çarşamba 11:28

Bu kanunla tarımda artık üretim planlaması yapılacak

A
A
A
Bu kanunla tarımda artık üretim planlaması yapılacak

Ulusal Hububat Konseyi, TBMM’de yasalaşarak hayata geçen ‘Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 422 Sayılı Kanun Teklifi’ ile ilgili yayımladığı raporda, tarımda üretim planlaması, suyun merkeze alınması, stratejik ürünlerde arz güvenliğinin korunması ve sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılmasının tarıma değer katacağı vurgulandı.

Orman Kanunu ve bazı kanunlarda yapılan değişiklikle, “Tarımsal üretim planlaması, gıda güvencesi ve gıda güvenliğinin temin edilmesi, verimliliğin artırılması, çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğin tesis edilmesi için Bakanlıkça belirlenen ürün ve ürün gruplarının üretimine başlanılmadan önce izin alınır. Bakanlık, arz ve talep miktarları ile yeterlilik derecesini dikkate alarak hangi ürün ve ürün gruplarının üretileceği ile tarım havzası veya işletme bazında asgari ve azami üretim miktarlarını belirler” hükmü getirilmişti. Bunun uygulanması için sırasıyla uyarıda bulunma, beş yıl süreyle destek programlarından yararlandırmama, idari para cezası gibi tedbirler belirlendi. Bu düzenlemeyle planlı üretime geçilmesi, stratejik ürünlerde arz güvenliğinin korunması, hasat döneminde üreticilerin pazarlama gibi bir sorunla karşı karşıya kalmamalarının sağlanmasının iyi bir uygulama olduğu belirtilen raporda, değişiklikle ilk defa üretim planlaması ya da planlı üretimin yasal zemininin oluşturulmasının önemi aktarıldı.

Raporda, su varlığına göre tarım yapılması hedefinin ortaya konmasının değerli bir yaklaşım olduğu belirtildi. Bu hedef için bütüncül bir yaklaşımla su kanununun çıkarılması, havzalar arası su transferi konusunun tarımsal bir öncelik olarak çok güçlü bir şekilde ele alınması, sulama kooperatifi ve sulama birliği alanlarında alt yapılarının ivedi olarak rehabilitasyonu, arazi toplulaştırma hizmetlerinin tamamlanması, tamamen basınçlı sulama sistemlerine geçilmesi, sulama sistemlerinin dijitalleştirilmesi ve otomasyonun sağlanması konusunda gerekli çalışmaların yapılmasının önemli olduğu kaydedildi. Sözleşmeli üretimle ilgili yapılan değişiklik, yıllardan beri sınırlı gelişme kat edilen, üretim planlamasının önemli bir aracı olan sözleşmeli üretimin hukuki zeminini oluşturması, özellikle uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurma şartı ile basit yargılama usulünü ortaya koyması ve güçlü destek mekanizması ile gelişimine ve yaygınlaşmasına önemli katkı sağlayacağı belirtildi. Ayrıca pazarlama sorunlarının da sözleşmeli üretim modelinin yaygınlaşmasına bağlı olarak büyük ölçüde ortadan kalkacağı belirtildi.

Atıl arazilerle ilgili olarak ise, “Bakanlık, mülkiyeti gerçek ve tüzel kişilerde olup, farklı sebeplerle üst üste iki yıl işlenmeyen tarım arazilerini kira geliri arazi sahiplerine olmak ve arazinin vasfının değiştirilmemesi şartıyla sezonluk olarak rayiç bedelden aşağı olmamak üzere kiraya verir” hükmüyle bir taraftan atıl arazilerin ekonomiye kazandırılması ve kamu yararına kullanılması, diğer taraftan vasfının korunmasının sağlanması hedeflendi. Kiralanan arazilerin kayıt sistemine kaydedilmesi ve kiracıların tarımsal desteklerden yararlandırılması da yıllardır süren sorunları ortadan kaldırdı. Bütün bu düzenlemeler ve bunlara bağlı çıkarılacak yönetmeliklerle her yıl üretim dışı kalan milyon hektarı bulan tarım alanlarının üretime kazandırılmasının hayati olarak görüldüğü ifade edildi.

‘Destekleme ödemelerinde Bakanlıkça belirlenen kayıt sistemleri’ hükmüne yer verilen değişiklikte; destekleme ödemelerinde ÇKS sistemi ile birlikte Bakanlıkça belirlenen kayıt sisteminin ele alınması, tapu veya mülkiyete dayalı kayıt yerine üretimin yapıldığı tüm alanların kayıt altına alınarak bu alanların desteklemelerden yararlandırılmasına imkan tanınmasının sağlandığı belirtildi. Kayıt sisteminde dijitalleşmenin de yeni uygulamayı kolaylaştırması ve pratikleştirmesi açısından önemli bir adım olduğu vurgulandı.
Türkiye’de lif ve tohum üretimi gayesiyle izinli üretime tabi keneviri kanun değişikliği ile ilaç etken maddesi amacıyla da “çiçek ve yaprakları” üretilebilme imkanı geldi. Haşhaş üretimi ve işlenmesinde önemli birikim ve deneyime sahip olan TMO kontrolünde gerçek ve tüzel kişilere üretim yaptırılabilecek olmasının kenevir üretiminin tüm aşamalarını etkin bir şekilde kontrol edilmesini sağlaması açısından önemli bir adım olduğu belirtilen raporda, haşhaş üretim ve işlenmesinde önemli birikim ve deneyim kazanmış olan Toprak Mahsulleri Ofisine bu maksatla görev verilmesinin muhtemel amaç dışı kullanım risklerini minimize ederek, üretimin tüm aşamalarının etkin bir şekilde kontrolü ve izlenmesine imkan vermesinin önemli bir adım olduğu kaydedildi.
Yasa değişiklikleriyle orman köylüsünün güçlendirilmesini sağlayacak adımların atılması için yasal zeminin oluşturulmasının orman köylülerinin gelirini artıracağı ifade edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Yunan unsurları 11’i çocuk 35 kaçak göçmeni ölüme terk etti Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinden yasa dışı yollarla Yunanistan’ın Midilli Adası’na geçiş yapmak isteyen 11’i çocuk 35 kaçak göçmen, Yunan unsurları tarafından Türk kara sularına geri itilerek ölüme terk edildi. Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından paylaşılan görüntülerde lastik bot içindeki kaçak göçmenlerin dalgalar arasında denizin ortasında mahsur kaldığı görülüyor. Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinden lastik bot ile denize açılan ve umuda yolculuk için Yunanistan’ın Midilli Adası’na geçiş yapmak isteyen kaçak göçmenler, iddiaya göre Midilli Adası’na yaklaştıkları sırada Yunan Sahil Güvenlik ekiplerince durduruldu. Lastik bot içinde aralarında çocukların da bulunduğu kaçak göçmenleri Yunan Sahil Güvenliği, Türk kara sularına geri iterek ölüme terk etti. Sahil Güvenlik Kuzey Ege Grup Komutanlığı ekipleri, Ayvacık açıklarında lastik bot içerisinde bir grup kaçak göçmen olduğu bilgisi üzerine harekete geçti. Sahil Güvenlik Botu ‘TCSG-905’ ve ‘KB-20’ tarafından Yunan Sahil Güvenlik ekiplerince Türk kara sularına geri itilerek ölüme terk edilen lastik bot içindeki 11’i çocuk toplam 35 kaçak göçmen kurtarıldı. Kaçak göçmenler, işlemlerinin ardından Ayvacık ilçesindeki Yabancıları Geri Gönderme Merkezi’ne teslim edildi. Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından paylaşılan görüntülerde lastik bot içindeki kaçak göçmenlerin dalgalar arasında denizin ortasında mahsur kaldığı görülüyor.
İzmir İzmir’de dolandırıcı şebekesi çökertildi: Dev operasyonda 11 gözaltı İzmir İl Jandarma Komutanlığı tarafından İzmir merkezli 3 ilde, dolandırıcılık operasyonu gerçekleştirildi. Operasyon kapsamında 11 kişi gözaltına alınırken, gözaltına alınanlar arasında 1 dizi oyuncusu, 17 yaşındaki ’Zeus’ kod adlı bir hacker ve 5 yıldır firari olan 47 suçtan yakalama kararı bulunan şebeke lideri C.A.’nın da olduğu öğrenildi. İzmir İl Jandarma Komutanlığına bağlı İstihbarat ve Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, lüks villalar kiralayarak kurdukları sistemler ile vatandaşları arayarak kendilerini avukat, hakim, savcı, banka görevlisi, polis ve asker gibi tanıtıp dolandırıcılık yapan şebekeyi tespit etti. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında harekete geçen ekipler, şebekenin İzmir, Aydın ve Balıkesir’deki adreslerini tespit etti. Jandarma ekiplerinin titiz çalışmaları sonucu belirlenen adreslere komando destekli operasyon gerçekleştirildi. Eş zamanlı yapılan baskınlarda 11 şüpheli gözaltına alındı. Suç makinesi çete lideri, sahte avukat kimliğiyle yakalandı Operasyonda, 5 yıldır firari olan ve 47 suçtan yakalama kararı bulunan şebeke lideri C.A., sahte avukat kimliğiyle yakalandı. Çeşme ilçesinde kiraladıkları lüks villada yakalanan şebeke üyelerinin ise, koruma amaçlı pitbull cinsi köpeklerle emniyeti sağlamaya çalıştıkları tespit edildi. Adreslerde yapılan aramalarda, dolandırıcılık maksatlı yüz binlerce kişiye ait kişisel verilerinde olduğu 15 akıllı telefon, 28 laptop bilgisayar, 86 tuşlu telefon, 88 sim kart, 4 masaüstü bilgisayar, 1 çağrı merkezi cihazı, 17 USB hafıza kartı ve 4 harici harddisk ile uyuşturucu maddeler ve aparatları ele geçirildi. Dizi oyuncusu da gözaltında Gerçekleştirilen operasyonda, dizi ve filmlerde oynayan bir kadın oyuncunun da olduğu da gözaltına alındığı öğrenildi. 17 yaşında hacker yakalandı Öte yandan operasyonda, ’Zeus’ kod adlı 17 yaşında bir hackerın bulunduğu, Zeus kod adlı çete üyesinin dolandırılacak vatandaşların kimlik ve telefon numarası gibi bilgilerini yasa dışı yollarla elde ettiği ortaya çıktı. 17 yaşındaki hackerın bilgisayarında ’Dolandırılacak’ ve ’Dolandırıldı’ isimli dosyalar oluşturduğu ve bu dosyalarda çok sayıda vatandaşın bilgileri yer aldığı öğrenildi. Operasyon kapsamında gözaltına alınan 11 şüpheli sorgulanmak üzere İzmir İl Jandarma Komutanlığına götürüldü.
Kahramanmaraş Balcı Nusret amca 30 yıl önceki mahkeme hatırasını gözyaşları içinde anlattı Kahramanmaraş’ta ’bal doktoru’ olarak bilinen 72 yaşındaki Nusret Sapsız, 30 yıl önce yaşadığı mahkeme olayını gözyaşlarıyla anlatarak, "Balımız bozuk çıkar dükkanımız kapanırsa ailemizin yüzüne nasıl bakarız dedik ve sonra ucuz kurtulduk" diye konuştu. Nusret amca, o dönemler Türkiye’de ’standart bal’ tahlili olmadığını, mahkeme sonucu sattığı balın standart bal olarak örnek alınacağı kararının çıktığını söyledi. Dulkadiroğlu ilçesi Saraçhane Çarşısı’nda esnaf olan balcı Nusret Sapsız (72), ürettiği balları yıllardır Türkiye’nin dört bir yanına yolluyor. Yaşlı vatandaş kentte, ’bal doktoru’ olarak da biliniyor. Müşterilerinin beğenisi her zaman kazanmayı hedeflediği için 30 yıl önce yaşadığı adliye olayını gözyaşları ile anlatan Sapsız, “Buradan analiz için bir bal aldılar. Balımız standartlara uygun çıkmamış bize adliyeden bir belge geldi mahkemeye çağrıldık. Biz halk sağlığına gittik ancak bana bilgi vermediler. Bizi bir sıkıntı aldı araştırdık gıda kanununda paraya çevrilme yokmuş. Numune balımızı Ankara’ya yolladılar. 2 ay sürdü biz yemeği ve uykuyu unuttuk buraya gelen insanlar memleketin eşrafları. Bizim yeni esnaflığımız, büyük abilerimize bizi tavsiye ediyorlar. Bu bal bozuk çıkar dükkanımız kapanırsa ailemizin yüzüne nasıl bakarız. Dostlarımızın yüzüne nasıl bakarız bilmiyoruz” dedi. "Bizi polise teslim ederler sandık" Mahkeme sonucu kendisinin sadece kınandığını ve sattığı balın standart bal olarak örnek alınacağı kararının çıktığını ifade eden Sapsız, “Bize Ankara’dan bir kağıt geldi belge. Türkiye’de standart bal tahlili olmadığından bundan böyle bizim balımızın standart bal tahlili olduğunu kabul edip bize bilgi verdiler. Mahkemeye çağırdılar o gün hakim bayandı ve mesleğinde yeniymiş. Karşısına hangi suç olursa olsun hiç esnek davranmıyormuş en ağır cezayı veriyormuş dediler. Nişanlısı ile yüzüğünü atmış morali bozukmuş. Biz karşısına geçtik evet efendim, olur efendim dedik. Daktilo ile yazmaları yarım saat sürdü. O kadar yazıya rağmen bizi polise teslim ederler sandık. Arkadaşlarım sevindi ve geçmiş olsun dediler. Ucuz kurtulduk dediler. Bizi etiketsiz bal sattığımız için hakim kınamış. Böyle bir esnaflığımızda acı günümüz oldu. Emekli oldum torunumun adına gelip iş yerimizi çalışmalarımı sürdürüyorum. Türkiye’nin yer vilayetine 30 yıldır buradan bal gönderiyoruz” dedi.