GÜNDEM - 25 Kasım 2017 Cumartesi 09:25

Bu medresenin kubbelerinden ‘93 Harbi'nde mermi yapıldı

A
A
A
Bu medresenin kubbelerinden ‘93 Harbi'nde mermi yapıldı

Samsun’da 1662 yılında inşa edilen ve bölgenin en eski tarihi mekanları arasında yer alan Fazıl Ahmet Paşa Medresesi, ilginç hikayesi ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerini hayran bırakıyor.

Samsun’un Vezirköprü ilçesi Yenimahalle’de yer alan ve adını aldığı Fazıl Ahmet Paşa tarafından inşa ettirilen Fazıl Ahmet Paşa Medresesi, 3 buçuk asırdır farklı alanlarda kullanılarak günümüze kadar ulaştı. Tarihi dokusuyla ziyaret edenleri hayran bırakan yüzlerce yıllık binanın kubbelerinde bir var oluş destanı yatıyor. Medresenin, kubbelerindeki kurşunlar 1877-78 yıllarında sökülerek Osmanlı-Rus harbinde (93 Harbi) mermi olarak kullanıldı.

Osmanlı'ya savaş döneminde kurşun kubbeleri nedeniyle büyük katkı sağlayan medrese, 2002 yılında ufak tefek restorasyon çalışmalarının ardından, bugün ilçenin en büyük ve en eski kütüphanesi unvanını alarak, öğrencilere hizmet ediyor. İçerisinde özellikle Arapça ve Farsça kitapların bulunduğu medresede yaklaşık 40 bin kitap yer alıyor.

"Binanın yapılışında Horasan harcı kullanılmıştır"

Taş medresenin teknik özellikleri hakkında bilgi veren Kütüphane Şefi Kani Yılmaz, "Bir kere bu binanın 29 adet kubbesi var. İlk yapıldığında kubbelerin üzeri kurşun ile kaplıymış. Ancak 1877-78 Osmanlı-Rus harbinde ülkenin ekonomisi bozuk olduğundan dolayı bu kurşunlar sökülüyor ve savaşta kullanılıyor. Kubbelerin üzeri de kiremitle kaplanıyor. Ta ki 1974 yılına kadar. Bu yılda da binamızın kubbeleri bakırla kaplanmıştır. Binamızın taş duvar kalınlığı 1 metre 10 santimdir. Bunun nedeni ise bir yalıtım yani kışın sıcak yazın ise serin olması içindir. Ayrıca bu binanın yapılışında Horasan harcı kullanılmıştır. Horasan harcının özelliği yumurta akı ve sütten yapılmış olmasıdır. Bu harçla yapılan bina yıllandıkça güzelleşiyor ve sağlamlaşıyor. Bugün beton binalar yüzyıl sonra deforme oluyor. 1943 Ladik depreminde ilçemizde bulunan binaların neredeyse tamamının yıkılmasına rağmen, bu bina dimdik ayakta durdu" diye konuştu.

Medresede 12 tane küçük hücre odaları bulunduğunu dile getiren Kütüphane Müdürü Fahrettin Çakmak, "Bu medrese 1662 yılında inşa edilen eski bir yapıdır. İçerisinde mescit dahi bulunmaktadır. Bu bina günümüze kadar tek bir tarihi dokusuyla oynanmadan ve zarar görmeden geldi. 2002 yılında sadece bir restorasyon çalışması gördü. Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından ise Kültür ve Turizm Bakanlığına devredildi. Daha sonra burası kütüphane olarak kullanılmaya başlandı. Şu anda medresemizde yaklaşık olarak 40 bin kitap mevcut. Gün içerisinde 800 öğrenci giriş çıkış yapıyor buraya" dedi. 

Şahin Binici
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.