SAĞLIK - 18 Ocak 2017 Çarşamba 12:03

Burun bozukluğu kalbi olumsuz etkiliyor

A
A
A
Burun bozukluğu kalbi olumsuz etkiliyor

Burun bozukluğunun kalbe etki ettiğini belirten Rinoplasti Uzmanı Op.Dr.Bülent Koç, uzun yıllardır burun estetiği sonrasında görülen ödem, morluk ve ağrıların, Piezo Cerrahisi ile artık mazide kaldığını söyledi.

Rinoplasti Merkezi kurucusu Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op.Dr. Bülent Koç, "Piezo cerrahisi ile burun kemeri varsa burun kemeri alınır. Genişse daraltma yapılabilir. Dar ise genişletilebilir. Uzunsa kısaltılabilir veya kısa ise uzatılabilir. Basık bir burnun basıklığını giderebilir veya çıkık bir burnu biraz daha basık hale getirebilirsiniz" dedi.

Burnun, yüzün estetik anlamda ve kimlik kazanması anlamında eşsiz bir organ olduğunu kaydeden Op.Dr. Koç, "Yalnız burunda ki şekil bozuklukları sadece estetik bir problem değil hem beden sağlığını hem de ruh sağlığımızı yakından ilgilendiren önemli bir sorundur. Burun sırtında eğrilik varsa buna eşlik eden az veya çok miktarda burun kanallarınızın birinde tıkanıklık vardır ve mutlaka ameliyat öncesi endoskopik sistemle detaylı değerlendirilmelidir. Burun ucunda düşüklük varsa bu, burun deliklerinden hava girişini kısıtlayacağı için mutlaka değerlendirilmelidir. Burun içindeki kemik eğriliği yüksek oranda burun eti büyümesini beraberinde getirir ve Piezo Cerrahisi sırasında radyofrekans yöntemiyle küçültülmelidir. Ayrıca burun problemlerinde sıklıkla eşlik eden burun etlerinde hava dolu keseciklerde görülebilmektedir.Bu durumda nefes alma problemlerini ve sinüzit rahatsızlığını artırmaktadır. Bu problemler burun estetiği yapılırken aynı seansta düzeltilmelidir" diye konuştu.

"Burundan yetersiz hava alımı kalp büyümesine neden olur"
Burundan yetersiz hava alımının zamanla kalp ile vücuda daha çok kan ve oksijen gönderme ihtiyacı oluşturacağı için zorladığını ve kalp büyümesi yaptığını dikkat çeken Op.Dr. Koç, "Bu da kalbimizin zorluklara karşı direncini azaltır. Aynı şekilde akciğerimiz bize daha fazla oksijen sağlama çabasından dolayı zamanla sertleşir ve efor kapasiteniz azalmış olur" açıklamalarında bulundu.
Ameliyat sonrası, uykuların düzene girdiğini, horlama ve ağzı açık uyuma gibi problemlerin geçtiğini ve sabahları dinlenmiş uyanıldığını, kalbin ve akciğerin daha rahat fonksiyon görmeye başladığını belirten Op.Dr. Koç, "Efor kapasiteniz artar, daha geç yorulur ve efor gerektiren sporları güvenle yapabilirsiniz. Alerjiniz varsa sizi artık daha az rahatsız etmeye başlar, ileride astım bronşit gibi rahatsızlıklara yakalanma riskiniz azalır. Daha az sinüzit problemi yaşarsınız, gribal enfeksiyonları uzamadan atlatmaya başlarsınız. Bağışıklık sisteminiz daha rahat çalışır. Sonuç olarak bütün hücreleriniz daha iyi çalışarak daha sağlıklı bir hayat sürersiniz" şeklinde konuştu.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ’den Filistin için haykıran Amerikalı öğrencilere destek İsrail’in Filistin’e karşı saldırılarına tepki gösteren ABD’li öğrenci ve akademisyenlerin gözaltına alınmasını kınayan Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) yönetimi, öğrenci ve akademisyenlere destek vermek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Manisa CBÜ yönetimi, İsrail’in Filistin’e uyguladığı insanlık dışı saldırılara ve ABD’li akademisyen ve öğrencilerin İsrail’in saldırılarına karşı gösteri düzenlerken gözaltına alınmalarına tepki göstererek, basın açıklaması yaptı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğünce Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Yerleşkesi alanında saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilavetinin okunduğu basın açıklamasına ellerinde Türk bayrağı ve Filistin bayrağı taşıyan çok sayıda öğrenci ve akademisyen destek verdi. “Bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemiyorlar” Basın açıklamasında konuşan Manisa CBÜ Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, “Maalesef ki içinde yaşadığımız 21. yüzyılda inşa edilen ortak insani değerlere, ilkelere ve normlara rağmen tüm dünyanın gözü önünde yine bir insanlık dramının yaşandığına tanıklık ediyoruz. Ekim ayında başlayan ve 7 aydır devam eden İsrail saldırılarında 15 bini çocuk, 10 bini kadın olmak üzere 35 binden fazla sivil vatandaşın katledilmesi karşısında vicdan sahibi her insan gibi kahroluyoruz ve ah ediyoruz. Dünya devletlerinin İsrail’in zulmü karşısında sessiz kalmaları, dahası katliamları destekleyen politikalar benimsemeleri birer akıl tutulmasına dönüşmüştür. Şüphesiz batının bu iki yüzlü tutumu bizler için yeni değildir. Akan kan Müslüman kanı olduğunda Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Hocalı’da, Bosna’da, Kıbrıs’ta sözde medeni Batı’nın bu iki yüzlülüğünü biz hep gördük, hep yaşadık. Ancak İsrail’in saldırılarının sergilediği vahşet ve ortaya çıkan soykırım tablosu öyle ağır olmuştur ki; Batı toplumlarında farklı din, dil, ırka sahip olsa da benzer vicdana sahip her kesimden vatandaşın tepkisini çekmiştir. Kendi yönetimlerinden umudunu kesen Batılılar, insan olmanın ve vicdan taşımanın gereğini yaparak hem İsrail’e hem kendi ülkelerine tepkilerini bireysel eylemlerle dile getirmeye başlamıştır. Yıllarca bize medeniyet nutukları atan batı ülkelerinin çıkarları için bir soykırım karşısında sessiz kalmaları yetmezmiş gibi bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemedikleri de görülmüştür. Siyonizm odaklı vahşet karşısında tepki gösteren Amerikalı öğrencilere yönelik baskı ve şiddet de bu durumun tüm dünya halkları tarafından görülmesini sağlamıştır” dedi. Filistin’e destek gösterileri düzenleyen öğrencilere karşı ABD polisinin üniversiteleri işgal ettiğini dile getiren Rektör Kibar, “ABD’de çok sayıda kampüs polisler tarafından işgal edilmeye başlamıştır. Son 3 haftadır yaşanan süreçte 2 binden fazla akademisyen ve öğrenci orantısız güç kullanılarak şiddete maruz kalmış ve ağır ceza suçluları gibi ters kelepçe ile göz altına alınmıştır. Manisa CBÜ ailesi olarak yaşanan bu süreci kabul edemiyor, tüm inancımızla reddediyor ve ABD ile İsrail yönetimlerine sesleniyoruz; sadece Gazze’deki masum sivilleri değil, aynı zamanda insanlık vicdanını, onurunu, evrensel hukuku, insan haklarını, medeniyet değerlerini ve normlarını da katlettiğinizi görün ve bu zulmü durdurun artık. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır şiarını benimseyerek tüm gücümüz ve kararlılığımızla ABD ve İsrail yönetimleri tarafından sürdürülen bu zulmün karşısında olduğumuzu çok net bir şekilde bir kez daha haykırıyoruz” diye konuştu. Manisa Valisi Enver Ünlü ise yaptığı açıklamada, “Filistin yarım asırdan fazla bir süredir vahşetin en şiddetlisini yaşandığı bir yer haline geldi. Biz bu coğrafyadan çekildikten sonra bu başladı. O tarihten beri de gözyaşı dinmedi. Siyonist İsrail ve gözü dönmüş eli kanlı cani Netanyahu, Refah kentine de saldırıların da çok yakında başlayacağını açıkladı. Dünyanın gözü önünde çok büyük bir katliam, çok büyük bir acı yaşanıyor. Bütün dünya buna sessiz. Ancak başta Amerikalı öğrenciler, Avrupa’da sivil toplum kuruluşları çok büyük bir mücadele veriyorlar. 2 bin 500 Amerikalı öğrencinin gözaltına alındığını, baskıya ve zulme uğratıldığını, çok sayıda akademisyenin görevden el çektirildiğini üzüntüyle öğrendik. İnsanoğlunun hayal gücünü zorlayan, merhamet duvarlarını tarumar eden bu vahşet karşısında maalesef dünya kamuoyu görmez, duymaz, konuşmaz olmuştur. Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere, bu insanlık dramına gerek yurtiçinde gerek yurtdışında en şiddetli tepkiyi veren yine aziz milletimiz ve devletimiz olmuştur. Dini farklılıklar sebebiyle zulme maruz kalan ve en çok da savunmasız kadınların ve çocukların hayatını kaybettiği bu vahim hadiseler, insan olma şuuruna erişmiş her vicdanı derinden yaralamıştır” dedi. Basın açıklamasına Manisa Valisi Enver Ünlü ve eşi Sema Ünlü, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, Manisa Vali Yardımcısı Erhan Günay, Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurelli, protokol üyeleri, akademisyenler, öğrenciler katıldı.