ASAYİŞ - 11 Haziran 2018 Pazartesi 13:04

Bütün mahalle sabaha kadar uyumuyor! Sebebini öğrenen oraya adım atamıyor

A
A
A
Bütün mahalle sabaha kadar uyumuyor! Sebebini öğrenen oraya adım atamıyor

Van’ın Gürpınar ilçesinde bilinmeyen bir nedenle kendi kendine yandığı iddia edilen evler çevre sakinlerini tedirgin ediyor.

Gürpınar ilçesi Uzungedik Mahallesi’ne bağlı Çılgı mezrasında 4 ev ve 2 tandırda bilinmeyen bir nedenle çıkan yangın, iki aileyi perişan etti. Çılgı mezrasında 6 yıl önce 3’ü engelli 7 çocuk babası Necmettin Sönmez’e ait evde esrarengiz bir şekilde çıkan yangınlar, mahalle halkını da endişelendiriyor. Sönmez, nedeni anlaşılmayan yangınlardan kurtulmak için çareyi köye 500 metre uzaklıkta yeni bir ev yapmakta buldu. Yeni evinin de bundan 2 ay önce tutuştuğunu gören çaresiz vatandaş, ailesini alarak eski evine geri döndü. Bu sırada çocuğu olmayan kardeşi Selim Sönmez’in de evinde yangın çıkmaya başladı. Nedeni bilinmeyen esrarengiz yangınlar, Selim Sönmez’in evini kullanılamaz hale getirdi. 

Olaylardan etkilenen ve korku içinde yaşayan köylüler ise durumu İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen AFAD ekipleri, evde çıkan yangınların sebebini öğrenemedi. Esrarengiz yangınlarda 4 evden 2’si kullanılmaz hale gelirken, aile ise konunun araştırılmasını ve yetkilerin kendilerine bir an önce yardım etmesini istedi.

“Perişan olduk” 

İHA muhabirine konuşan Necmettin Sönmez, son günlerde çıkan yangınlardan dolayı ellerinde su ile nöbet tuttuklarını ve bir türlü uyuyamadıklarını belirtti. Artık huzurlarının kalmadığını ifade eden Sönmez, “Birkaç sene bekledik, yeni evimizde yanmaya başladı. Çıkan yangından dolayı İstanbul’da bir hocaya gittim. Hoca yangının duracağını söyledi. Sabaha kadar yatmıyoruz, elimizde su ile nöbet tutuyoruz. Neresi yanarsa oraya doğru koşuyoruz. Çok huzursuzuz, perişan olduk” dedi.

“Evde ne varsa yandı” 

Bedensel engelli 3 çocuğunu korkudan komşusunun evinde bırakan Sönmez, evlerinin bazı günlerde yaklaşık 20 kez yandığını belirterek, “Evimiz 6, 7, 8 ve bazı günler 20 defa tutuşuyor. Yorgan, yatak, kilim ne varsa yandı. Hiçbir şey kalmadı. Engelli çocuklarımız var. Engelli çocuklarım korktukları için komşumuzun evine bıraktık” diye konuştu.

“7’den 70’e bütün köy halkının psikolojisi bozuldu” 

Fahri Köy İmamı Abdulmenaf Özdemir ise bundan 4 yıl önce Muş’tan Van’a geldiğini söyledi. Hayatında böyle bir olayla karşılaşmadığını anlatan Özdemir, “Evin tutuştuğuna 3-4 kez şahit oldum. Benim yanımda böyle yandı. Bazı kişiler ‘belki çocuklar yakıyor’ diyorlar ama kesinlikle böyle bir şey yok. Çünkü ben kendim bile şahit oldum. Necmettin Sönmez’in 3 tane çocuğu var. Bu çocuklar da bedensel engellidir. Bu çocukların kalkıp yürümesi veya eliyle bir şey yapması mümkün değildir. AFAD geldi, gaz ölçümü yaptı ve gazla alakalı olmadığını tespit etti. Yanan ev halkı için uyku yok” şeklinde konuştu.

“Korku içinde yaşıyoruz” 

6 yıl önce Sönmez ailesinin eski evinin yandığını, köye 500 metre uzaklıkta yeni bir ev yaptıklarını ve bu yeni evin de yandığını dile getiren köy sakinlerinden Nevzat Sönmez de bütün bir köyün korku içinde yaşadığını söyledi.
Akşamdan sabaha kadar gözlerine uyku girmediğini, akrabası olan ailenin engelli çocuklarına sahip çıktıklarını aktaran Yıldırım Sönmez ise ellerinde su ile nöbet tuttuklarını söyleyerek, yetkililerden yardım talebinde bulundu.  

Yılmaz Sönmez
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.