SAĞLIK - 12 Şubat 2016 Cuma 09:22

Büyüközer: 'Çocuklarımızı gazlı içeceklerden ve fast food gıdalardan uzak tutalım'

A
A
A
Büyüközer: 'Çocuklarımızı gazlı içeceklerden ve fast food gıdalardan uzak tutalım'

Hazır yiyeceklerdeki tehlikeler ile ilgili bir açıklama yapan GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Büyüközer tüketicileri uyardı.

Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Araştırmaları Derneği (GİMDES) başkanı Dr. Hüseyin Büyüközer, dışarıda satılan hazır yemekler ve gazlı içecekler konusunda tüketicileri uyardı. Çocukların, kola, gazoz ve fast food gıdalardan uzaklaştırılamadıklarını belirten Büyüközer, bu tür gıdaların yüksek ısıda pişirildiğini bundan dolayı kimyasal değişikliğe uğradıklarını ifade etti.
Yağların içeriğinde meydana gelen kimyasal değişimin çeşitli rahatsızlıklara neden olduğunu söyleyen Büyüközer, “Bu tür gıdalarda, akrilamid ve trans yağlar oluşuyor. Başta kalp ve damar rahatsızlıkları ve kanser olmak üzere birçok hastalığa ve obeziteye sebep oluyor. Yine bu gıda maddelerinde kullanılan çeşitli katkı maddeleri aynı şekilde pek çok rahatsızlıkları tetikliyor. Bu sebeple bilhassa çocuklarımızı bu tür gıdalardan, fast food lokantalarından, kolalı, gazlı içeceklerden uzak tutmalıyız” ifadelerini kullandı.

“KALP KRİZİ 12’Lİ YAŞLARA KADAR İNDİ”
Türkiye genelindeki istatistikler gözden geçirildiğinde kalp krizinin 12’li yaşlara kadar indiğini belirten Büyüközer, “Uzmanlar ‘fast-food’ olarak adlandırılan beslenme alışkanlığının gençler arasında yaygınlaştığını ve kalp krizi geçirme yaşının da giderek düştüğünü vurguluyor. Kalp krizinin 40 yaşın üzerinde yaygın görüldüğü ifade edilse de, son yıllarda 12, 15, 17 yaşlarındaki çocuklarımızın ani kalp krizi sonucunda vefat haberleri konunun ne ölçüde önemli olduğunun göstergesidir” dedi.
Ayrıca fast food tarzı beslenmenin obeziteye zemin hazırladığına dikkat çeken Büyüközer, bunun da diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıklara yakalanma riskini artırdığına dikkat çekti.
Bu gıdaların satıldığı yerlerde çocukları cezbedici aktivitelerin kaldırılması gerektiğini ve kantinlerde satılan yiyecekleri çok sık denetlenmesi gerektiğini söyleyen Büyüközer, “Bu tür yiyeceklerin hazırlanmasında renklendiriciler, aroma artırıcı maddeler, tatlandırıcılar, anti bakteriyel maddeler gibi birçok katkı maddesi yoğun olarak kullanılmaktadır. Bu maddelerin uygunsuz kullanımı ve çocuklar tarafından sık tüketimleri de kanser riskini artırmaktadır. Gerçekleri yansıtmayan aşırı abartılı reklâmların yönlendirmesi, bilinçsiz beslenme alışkanlıkları, yeni şeylere karşı hayranlık ve kamu kurumlarının halkı doğru bilgilendirmede gösterdiği acziyet, ister fakir ister zengin muhitlerde olsun, aşırı bir düşkünlüğün oluşmasına sebep olmuştur. Kola ve gazozlar artık çoğu ailenin olmazsa olmaz içeceği haline gelmiştir. Sofraya oturulunca bardaklara su yerine kola, gazoz türü içecekler dolduruluyor. Aileler bu tür alışkanlıklarından vazgeçme kararlılığını göstererek çocuklarının ve böylece de ülkenin geleceğinin çürütülmesini önlemelidirler” diye konuştu.

Çocuğu bulunan ailelerin sofrasında devamlı bulunması gereken tek içeceklerin su ve süt olması gerektiğini ifade eden Büyüközer, “Çocuğunuza verebileceğiniz en büyük zarar, onu devamlı bir kola ve gazoz içicisi, kola ve gazoz bağımlısı, fast food tüketicisi yapmanızdır. Bu kötü alışkanlıktan onu korumanızın en sağlam yolu ise evinize kola ve gazlı içecekler sokmamaktır. Renkli ve renksiz içecekler, her gün alınan, yemek masasının devamlı içeceği olmamalıdır. Bazılarının yaptığı gibi, buz gibi kolayı kafaya diktikten sonra çocuğuna ‘aman yavrum sen içme’ diyenlerden de olmamalısınız” dedi.
Çocukları kantinlerin cazibesinden uzak tutmak için beslenme çantasındaki çeşitliliğe önem verilmesini tavsiye eden Büyüközer aileleri bir kez daha uyardı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.