GÜNDEM - 13 Şubat 2019 Çarşamba 16:42

Büyüközer: 'Sağlıklı nesiller yetiştirmenin yolu, sağlıklı beslemek'

A
A
A
Büyüközer: 'Sağlıklı nesiller yetiştirmenin yolu, sağlıklı beslemek'

GİMDES Başkanı Hüseyin Kami Büyüközer, annenin bir emanet taşıdığının farkına varması ile hatta daha da öncesinde helal beslenme konusunda sorumluluğunun başladığını söyledi.

GİMDES Başkanı Hüseyin Kami Büyüközer, anne ve bebek sağlığı konusunda açıklama yaptı. Annelerin hamileyken bir emanet taşıdıklarını belirten Büyüközer, sağlıklı nesiller yetiştirmenin yolunun sağlıklı beslemekten geçtiğini söyledi.

Toplumun maddi ve manevi sağlıklı olması gerektiğine vurgu yapan Dr. Büyüközer, "Günümüzde en büyük sorunlar arasında yer alan çok önemli bir alan var. Çok önemli çünkü insan için temel ihtiyaç olan bir şey ‘sorun’ olarak ifade edilmeye başlandı. Çeşitli sağlık meselelerimizin temel taşlarından biri olan, hocalarımızın bu zamanın imtihanlarından biri olduğunu ifade ettikleri, aynı zamanda insanın hayatını devam ettirebilmesi için duyduğu temel ihtiyaçlardan biri, beslenmedir" ifadelerini kullandı.

"Beslenmek sadece bedene etki etmez"

Beslenmenin sadece bedene etki etmediğini ayrıca ruha karaktere ve kalbe de etki ettiğini ifade eden Dr. Büyüközer, "Annenin bir emanet taşıdığının farkına varması ile 'hatta daha da öncesinde' helal beslenme konusunda sorumluluğu başlar. Ailemize ve çocuklarımıza karşı olan mesuliyetimiz, öncelikli mesuliyetlerimizdendir. Bunlardan dolayı hesaba çekileceğimiz muhakkaktır.

Ailemize ve çocuklarımıza karşı ihmallerimiz varken, bazı haslet ve amellerimiz olsa bile, onlarla beraber cehenneme sürüklenme tehlikesiyle karşı karşıyayız demektir. Neslimizi ifsat etmeyi hedeflerinin başına yerleştiren din düşmanlarının, evlatlarımızı tuzağa düşürmek için her türlü entrikaya başvurduklarına, hergün şahit olmaktayız. Onların Allah'a kulluk ortamında hayat sürdürmemeleri için her türlü kötülük ortamını cazip gösterip iştah kabarttıkları ve çocuklarımızı bütünüyle kuşatma altında tutmaya çalıştıkları herkesçe bilinen bir durumdur. Hiç kimse bunu görmemezlikten gelemez. Bugün din düşmanlarının sahip oldukları imkânlar, tarihin hiçbir döneminde sahip olamadıkları kadar çeşitlilik ve caziplik arz etmektedir" dedi.

"Beslenmek doğumdan önce başlayan bir süreçtir"

"Bebeğin beslenmesinin doğum ile başlamadığı aşikârdır" diyen Dr. Büyüközer, sözlerine şöyle devam etti. "Hatta anne karnında da başlamıyor. Anne rahminde ilk oluşum başladığında, anne ve babadan gelerek döllenme meydana getiren hücrelerin oluşumunda besin maddeleri etkilidir.

Bu durumda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bir bebeğin oluşumunda anne ve babanın öncesinde tükettiği besinlerin dahi etkisi vardır. Hamilelik oluştuktan sonrasında ise annenin tükettiği hatta vücuduna aldığı her şey doğrudan veya dolaylı yoldan fetüse ulaşacaktır. Beslenmenin, yolun en başından daha da öncesinde insan hayatına etki etmek için hazır beklediği buradan anlaşılır. Bununla ilgili Bakara Suresi 168'inci ayetinde şunları söyler: "Ey insanlar! Bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal olmak, tayyib olmak şartıyla yiyin. Fakat şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o size belli bir düşmandır".

"Sağlıklı nesiller sağlıklı beslenmek ve beslemekten geçer"

Sağlıklı nesiller yetiştirmenin yolunun, sağlıklı beslenmek ve beslemekten geçtiğini tekrar eden Dr. Büyüközer, "Maddi ve manevi sağlıklı bir insan olmaktan bahsediyoruz. Haram lokma yemenin bedene, ruha, karaktere, kalbe etkileri aşikâr. Nasıl ki annenin ruh halinden karnındaki bebek de etkileniyorsa, yediklerinden de etkilenecektir. Hamile bir anne aşırı stres yaptığında karnındaki bebeğin de rahatsız olduğu, sakin ve dingin bir günde ise bebeğin anne karnında huzurlu olduğu araştırmalar ile ispatlanmıştır.

Dahası bazı araştırmalar hamileliklerinde çeşitli şiddetli sorunlar yaşayan annelerin çocuklarında da sorunlara rastlandığı örnekleriyle sonuçlanmıştır. Bu da demektir ki anne karnında bedenen şekillenme ile birlikte ruhen şekillenme de olmaktadır" şeklinde konuştu.

"Kişi kendinden ve yediğinden emin olmalıdır"

Dr. Büyüközer sözlerini şöyle tamamladı: "Müslümanların kişi kendinden ve yediğinden emin olmalıdır. Allah’ın emaneti olan bedenini ve ruhunu sağlıklı besleyen kişi olmalıdır. Hayatının her anını imtihan bilmeli, her şeyde Allah’ın rızasını nasıl kazanırım diye düşünmelidir. Kendimizin ve bizden yetişecek nesillerin başta güzel bir ebedi hayatı, sonrasında ise sağlıklı, huzurlu bir dünya hayatı için yaptıklarımız kadar yediklerimizden de mesulüz. Bir yemeğe giren salça ekşi olduğunda, tuzu fazla ekildiğinde, soğanının sağlam olup olmadığı belli olmadığında o yemek için asla lezzetsiz olmaz diyebilir miyiz? Helalliği kesin olmayan şeyler yiyerek geçirilen bir hamilelik sonucunda dünyaya gelen bir bebek için de asla Allah’a uzak bir Müslüman olmaz diyemeyiz".  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul MomTalks 8. yılında İstanbul’da ebeveyn ve eğitimcilerle buluştu Ebeveyn-uzman buluşma platformu MomTalks, 8. yılında İstanbul’da ebeveyn ve eğitimcilerle buluştu. Tüm gün süren ve alanının sevilen isimlerini bir araya getiren etkinliğe yediden yetmişe, çocuklarla ilgilenen ve kendini geliştirmek isteyenler katıldı. Ebeveyn-uzman buluşma platformu MomTalks, 8. yılında İstanbul’da hibrit olarak gerçekleşti. Ebeveynleri, eğitimcileri bilinçlendirmeye ve güçlendirmeye odaklanan etkinlik, 4 Mayıs Cumartesi günü Grand Pera’da gerçekleşti. Ebeveynler, ebeveyn adayları ve eğitimciler bir araya geldi Eğitimci Dr. Bahar Eriş ve Aile Çocuk Yazarı Zeynep İşman ortaklığında gerçekleştirilen etkinlikte her yaş grubundan çocuğu olan ebeveynler, ebeveyn adayları ve eğitimciler için zengin içerikler sunuldu. Girişimci Yazar Gamze Cizreli ve Başarı Uzmanı Mümin Sekman, İlham Verenler oturumunda “Ateşle Oynamak” ve “Rağmenci Olmak” başlıklı konuşmalarını yaptılar. Matematikçi ve eğitim girişimcisi Burcu Haboğlu Baba “Matematiksel hayat becerileri” başlıklı sunumuyla matematik öğrenimi üzerine kritik bilgiler verdi. Geleceğe Dokunan Anneler ev sahipliğinde gerçekleşen diğer oturumda ise Prof. Dr. İsmihan Çetin Artan, toplumda çok yaygın olan ancak fark edilmeyen çocuklukta duygusal ihmal konusunu anlattı. Artan, aynı zamanda toplumsal cinsiyet rollerini erken yaşta kazandırmanın ve aile kültürünün önemine dikkat çeken Evde Eşitlik Var projesinden bahsetti. Öğleden sonra ise Klinik psikolog Damla Til, Boşanma ve Ebeveynlik, Klinik psikolog Şule Önce “Kendini Doğurmak” konularında konuştu. Günün son oturumunda Eğitimci Prof. Dr. Soner Yıldırım, "Her Çocuk Öğrenir Ama Nasıl?" başlıklı konuşmasını yaptı. Tüm oturumların sonunda soru cevap bölümleri yapıldı. “MomTalks bilgi küratörlüğü hizmetiyle ayrışıyor” MomTalks’un fikir annesi Dr. Bahar Eriş, “Bilgiye erişimin çok kolay hale geldiği bu çağda, bilgi kirliliği de ciddi bir sorun. Ebeveynlerin kafası çok karışık. Özellikle çocuk yetiştirme gibi hassas bir alanda, doğru kişilerden kaliteli bilgiye ulaşabilmek büyük önem taşıyor. MomTalks 8 yıldır alanın en değerli uzmanlarını ebeveynler ve eğitimcilerle buluşturarak kaliteli içerik küratörlüğü hizmeti sunuyor. Geleceğin aileden başladığını düşünürsek, anne baba eğitiminin bir memleket meselesi olduğunu görebiliriz. Sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunun bilincindeyiz ve etkinliğimizi her yıl daha çok sayıda aileye ve eğitimciye ulaştırmayı hedefliyoruz” dedi. “Mutlu çocuklar mutlu aile ortamında yeşerir” MomTalks’un ortağı, Aile ve Çocuk Yazarı Zeynep İşman ise aile eğitiminin her geçen zaman daha da kritik hale geldiğini söyleyerek, “Mutlu, ahlaklı, değerleri olan bireyler yetiştirmek, sağlıklı bir toplum için olmazsa olmaz. Aile bir çocuğun ilkokuludur ve pek çok değer ailede yeşerir. Bu inançla, bugüne kadar binlerce ebeveyn ve eğitimciye dokunduk. Etkinliklerimizi hibrit yaparak yurt içi ve yurt dışından aileler ile de buluştuk. MomTalks artık bir aile ve ülkemizin her yanına bu güzel platformu taşıyacağız” dedi. Gün boyu fuaye alanında markaların standları katılımcılarla buluştu. Ürün tanıtımları ve çeşitli atölyeler gerçekleştirildi.
Eskişehir Kayı Boyu’ndan bugüne gelen ‘kös oyunu’ Türk Ocağı’nda öğretildi Eskişehir’deki Türk Ocağı’nda, Kayı Boyu’ndan bugüne gelen ve geleneksel bir tahta oyunu olan ‘kös’ katılımcılara öğretildi ve tarihçesi anlatıldı. Yaklaşık 8 asırdır Anadolu’da varlığını sürdüren ve Kayı Boyu’nun Kara Keçeli Yörükleri’nden kaldığı öğrenilen kös oyununun oynanışı Türk Ocakları’nda katılımcılara öğretildi ve tarihçesi anlatıldı. Çocukluğundan beri kös oynadığını belirten Bekir Ok, bu oyunu öğreten az sayıda kişilerden biri olduğunu dile getirdi. Kütahya’dan Eskişehir’e sırf kös oyununu anlatmak için geldiğini belirten Ok, bu oyuna geçmiş nesillerin sahip çıktığı gibi günümüzdeki vatandaşların da sahip çıkması gerektiğini söyledi. “Bu oyun genellikle Ramazan aylarında oynanıyor” Kös oyununu öğretmek ve tarihçesini anlatmak için Eskişehir’deki Türk Ocağı’na gelen Bekir Ok, bu oyunun Kayı Boyu’nun Kara Keçeli Yörükleri’nden günümüze geldiğini belirterek, “Oyunun kökü, Türklere dayanıyor. Tabii bu oyun zamanla köyde, halk arasında hayvan otlatmak için mi gittiklerinde meralarda oralarda zaman geçirmek için oynanan bir oyun. Bu oyun stratejiye dayalı zihin geliştirmeye yönelik bir oyun. Çünkü oyunun içerisinde plan yapılması gerekiyor. Burada maksat karşılıklı erlerimizi yok etmek. Bir nevi küçük savaş diyebiliriz bu oyuna. Şu anda ben 51 yaşındayım. Bundan 30 sene önce daha çok oynanıyordu bu oyun. Köy odalarında Ramazan aylarında bayan, erkek, gençler arasında oynanıyordu. Ama son 10 yıldır 15 yıldır bu oyun ekseriyetle Ramazan aylarında oynandı. Ramazan gecelerinde ve gündüz oruçluyken zaman geçirmek için oynanan bir oyun haline geldi. Ramazan gecelerinde ise sahura kadar gruplar halinde oyun oynanmaya devam ediyor. Bu oyunu oynayan ortalama yaş şu anda 35 ila 80 yaş arasında” ifadelerine yer verdi. "Amacımız bu köslerle çomaklık atış şekillerine göre bu erleri yok etmek" Kös oyununun tarihçesinin yanı sıra nasıl oynandığını da katılımcılara anlatan Bekir Ok, “Kös oyununun oyun aletleri 4 tane çomaktan oluşur. Bunların en uzunu 23 santimden fazla olmayacak şekildedir ve bombelidir. Ağaçların bir tarafı düz, uç kısımları da biraz çeltiktir. Bu 4 çolakla oynanır. Bu 4 çomağı havaya atarak onların geniş şekillerine göre onların isimleri var. Kös, iki linç, üçü lünç, ak dört ve altı. Bunun geliş şekline göre bir de bizim savaş alanımız var. Orada alanın sol tarafında 20 delik, sağ tarafında yine bir 20 delik. Burada 10 tane çomak vardır. Biz bunlara er yani asker deriz. Oyunda amacımız bu köslerle, çomakların atış şekillerine göre bu erleri yok etmek” dedi.
Niğde ’Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ sloganı ile pedal çevirdiler Niğde’de ’Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ sloganıyla 11. Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu gerçekleştirildi. Yeşilay’ın öncülüğünde Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliği ile düzenlenen bisiklet turunda Niğde Valisi Cahit Çelik ve bisikletçiler, Ömer Halisdemir Meydanı’nda toplandı. Vali Çelik, Belediye Başkanı Emrah Özdemir, Yeşilay Niğde Şube Başkanı Hayri Yıldız, Gençlik ve Spor İl Müdürü İlker Ötgünlü ve bisiklet tutkunları Şehit Ömer Halisdemir Meydanı’ndan Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’ne kadar yaklaşık 10 kilometrelik mesafede bisiklet sürdü. Niğde Valisi Çelik burada yaptığı açıklamada, amaçlarının sağlıklı yaşam bilinci oluşturmak olduğunu ifade ederek, "Türkiye’nin dört bir yanındaki bisiklet severleri bir araya getirerek sağlıklı yaşam bilincini artırmayı hedefleyen Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu’nun 11’incisine kıymetli vatandaşlarımızla birlikte katılmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu yıl ’Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ sloganıyla düzenlenen bisiklet turu bugün Türkiye genelindeki 81 ilde eş zamanlı olarak şehrimizde de gerçekleştirilmektedir. Yeşilay’ın öncülüğünde Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliğiyle düzenlenen etkinlik, bağımlılıkların zararlarına dikkat çekmek ve sağlıklı yaşam bilincini artırmak amacıyla icra edilmektedir. Yeşilay’ın yıl boyunca düzenlediği bisiklet turlarıyla spor yaparak bağımlılıklarla mücadeleyi ve sağlıklı yaşamı teşvik etme çabalarına katkı sağlayacak vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Dileğimiz ve isteğimiz tüm vatandaşlarımızın her türlü bağımlılıktan uzak keyifli bir şekilde spor yaptıkları, doğayla çevreyle uyumlu bir şekilde bir hayat sürmeleridir. Bisiklet turuna katılan tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. Kazasız belasız bir bisiklet turu diliyorum" dedi. Bisiklet tutkunları ’Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ ve ’Arabadan in, bisiklete bin’ sloganları ile pedal bastı.