Çilehane, manevi olgunluğu elde etmek üzere kırk gün süre ile insanlardan ayrılıp küçük bir çile odasında kalıp Allah'ı düşünmek, ona ibadet etmek, onun isimlerini anmak, susmak, az yemek, az içmek amacıyla inşa ettirildi. Buradaki amaç ise zihnin Allah düşüncesi üzerinde yoğunlaşma yeteneği elde etmesi olarak gösteriliyor. Tasavvuf uzmanları, bu uygulamanın temelinde Hz. Muhammed'in peygamberlik gelmeden önce Hira Mağarasında bir süre insanlardan uzak kalması, yine onun Ramazan ayının son on gününde itikafa çekilmesi olduğunu belirtiyor. Hacı Bayram-ı Veli Cami'nin hemen altında inşa edilen çilehane, 1 küçük mutfak ve 4 adet 2'şer metrekarelik küçük hücrelerden oluşuyor.
Çilehanenin biri caminin doğu kapısına açılan ancak şimdi ızgara ile kapatılan, diğeri ise son cemaat yerinin doğu köşesinde olmak üzere iki asıl girişi bulunuyor. Çilehanenin bulunduğu alan cami gibi dikdörtgen planlı olarak dikkati çekiyor. Taş duvarlar, beyaz badanalı ve sade olarak inşa edilirken, süsleme kullanılmaması gözden kaçmıyor.
Çilehanenin 4 çile odası düzgün olmayan bir koridor boyu sıralanıyor. 3 çile odası Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin öğrencileri Akşemseddin, Şeyh Eşrefoğlu Rumi ile tarikat üyeleri tarafından kullanılırken, en sonda bulunan odayı ise Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin bizzat kendisinin kullandığı belirtiliyor.
Hacı Bayram-ı Veli Camii İmam-Hatibi Fikret LATİF, Hacı Bayram-ı Veli'nin dünya, devlet ve ahiret işlerinde büyük hizmetleri olan mübarek bir zat oluğunu belirterek, "Burası dünya işlerine ara vererek yüce Mevla ile başbaşa kalmak için kullanılan bir mekan. O dönemler muhterem zat ve öğrencileri tarafından ibadet, ilim, istirahat, itikaf ve istihare amaçlı kullanılıyormuş" diye konuştu.
Mekanın dar olması ve havalandırmanın bulunmaması nedeniyle kalabalık ziyaretçi gruplarına izin veremediklerini anlatan LATİF, "Açık tutsak burası 24 saat boyunca tıka basa dolar ama havalandırma sorunu olduğu için bunu yapamayız" dedi.
Çilehanede namaz kılıp dua eden camii cemaati ise, "Buraya indiğimizde kendimizi başka bir alemde gibi hissediyoruz. Duygularımızı anlatacak kelime bulamıyoruz. İnsan burada huzur buluyor" şeklinde duygularını dile getirdiler.
YUSUF ZİYA ERARSLAN-UMUT ÖZ-ANKARA