POLİTİKA - 31 Mayıs 2016 Salı 16:50

Canikli: Kılıçdaroğlu’nun cümleleri diktatörlerin cümleleri

A
A
A
Canikli: Kılıçdaroğlu’nun cümleleri diktatörlerin cümleleri

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının hiçbir şekilde demokratik bir hukuk devleti mantığıyla bağdaşmadığını kaydederek, “Böyle bir mantık ve anlayış sadece totaliter ve faşist rejimlerde diktatör kişiler tarafından ifade edilebilecek cümlelerdir" dedi.

Başbakan Yardımcısı olduktan sonra ilk kez memleketine gelen Nurettin Canikli, Van’da şehit olan Polis Memuru Osman Bodur’un Giresun’un Eynesil ilçesindeki cenaze törenine katılmak için geldiği Ordu-Giresun Havaalanı’nda gazetecilere açıklamalarda bulundu. Ülkemizin topyekun bir terör saldırısı ile karşı karşıya olduğunu belirten Canikli, “Türkiye son 40 yıldır terörle mücadele ediyor ama son dönemde Türkiye’nin yüz yüze geldiği terör hadisesi çok daha büyük boyutlu, küresel ölçeklidir. Sadece içeride taşeronlarla yürütülen terör saldırısı söz konusu değil. Türkiye şu anda yeniden egemenlik mücadelesi ile karşı karşıya, bunun mücadelesini veriyoruz. Terör örgütünü destekleyenler, tahrik edenler, onları piyasaya sürenler, hepsi birlikte Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne yönelik bir saldırı peşindeler. Şu andaki terörün gerçek boyutu sadece PKK terörü gibi değil çok daha karmaşık ve büyük boyutlu, hain emelleri olan terör saldırısı ile karşı karşıyayız” diye konuştu.

Bu olayın Türkiye’nin de merkezinde ve içinde bulunduğu yeniden şekillenme projesinin bir parçası olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Canikli, “Herkes bunun farkında. Terör ve onu destekleyenlerle mücadele bütün imkanlar ve kaynaklar kullanılarak en etkin şekilde kullanılarak sürdürülüyor. Terör ve onu destekleyenler bu topraklardan ellerini çekene ve tamamen ortadan kaldırılana kadar içeride ve dışarıda terörün nefesi tüketilene kadar bu mücadele devam edecek. Bu Türkiye’nin birlik beraberlik, beka mücadelesidir. O yüzden bu mücadeleyi bu kararlılık ve anlayışla yürütüyoruz. Bu mücadele sırasında maalesef bedeller ödüyoruz. Özellikle toprağa düşen yiğitlerimiz, kahramanlarımız var. Yüreğimiz yanıyor, acısını en derin şekilde hissediyoruz. Bu milletin kahramanlarıdır. Onların sayesinde bu topraklarda özgürce yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz. Bu şehitlerimiz, gazilerimiz ve kahramanlarımızın sayesinde Allah’a şükür özgürce bu topraklarda yaşamaya devam edeceğiz. Hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz. Bu terör tamamen bitene kadar devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“KILIÇDAROĞLU’NUN SARFETTİĞİ SÖZLER, DİKTATÖR KİŞİLER TARAFINDAN İFADE EDİLEBİLECEK CÜMLELERDİR”

Bir soru üzerine başkanlık konusuna da değinen Başbakan Yardımcısı Canikli, “Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Başkanlık ancak kan dökülerek gelir’ anlamına gelen açıklamasına gelince onun kararını verecek olan millettir. Türkiye’de sistemin nasıl olacağının kararını verecek olan millettir. Başkanlık sistemi mi, parlamenter sistem mi ya da başka bir model mi yönetim sisteminin nasıl şekilleneceğine millet karar verecek. Kılıçdaroğlu’nun ya da bir başkasının bunu ne engellemesi mümkün ne de bu şekilde bir yöntemle geciktirmesi ya da korkutması mümkün” şeklinde konuştu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının hiçbir şekilde demokratik bir hukuk devleti ve uygulaması mantığıyla bağdaşmadığını kaydeden Canikli şunları söyledi:

“Böyle bir mantık ve anlayış sadece totaliter ve faşist rejimlerde diktatör kişiler tarafından ifade edilebilecek cümlelerdir. Usulüne uygun olarak anayasa değişikliği yapılır ve milletimizin de onayını alırsa buna ne Sayın Kılıçdaroğlu, ne onu destekleyenler ne de başkaları karşı çıkabilir, onu engelleyebilir. Milletimiz sözünü söyledikten sonra herkes kabul etmek zorunda kalır. Konuştuğumuz tabi bir sistem sorunudur, onunda kararını millet adına önce TBMM karar verir, daha sonra milletimizin de onayını aldıktan sonra böyle bir kararın karşısında kimse duramaz. Bu karar uygulanır ve milletimizin takdir ettiği sistem hayata geçirilir. Herkeste buna kuzu kuzu uymak zorundadır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki açıklamaları gerçekten talihsizliktir. Sonuç itibariyle ana muhalefet partisi genel başkanıdır. Ana muhalefet Partisi genel başkanından Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne katkı sağlayacak demokratik standartların ve ilkelerin daha da kökleşmesi ve yerleşmesi için katkı sağlayacak açıklamalar yapması beklenmektedir. Buna rağmen maalesef başından beri hep terör, sokak, kan, şiddet, son dönemlerde de ağırlıklı şekilde küfür Sayın Kılıçdaroğlu’ndan en çok duyduğumuz sözler bunlar. Üzüntü vericidir. Demokratik sistem ve ülkede ülkenin gücünün artırılması, kardeşliğin pekiştirilmesi, huzur ortamının sağlanması ve daha da güçlendirilmesi noktasında ana muhalefet partisinin de görevleri fonksiyonları vardır. Maalesef Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi bölmek ve adeta kamplara ayırmak ve gerilimi artırmak şeklinde kullanıyor. Vatandaşımızda buna artık itibar etmiyor. Bir ana muhalefet partisi genel başkanının vatandaş nezdinde itibarının ve saygınlığının kalmaması üzücü bir durum ama gelinen nokta bunu gösteriyor. Bunların kıymeti harbiyesi yoktur, söz ve karar milletindir. Ondan sonra kimsenin bunun engelleme kabiliyeti ve kapasitesi olamaz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla yargılanıyor Kocaeli’de kızının 11 ve 12 yaşlarındaki 2 arkadaşını taciz ettiği iddia edilen 52 yaşındaki sanığın, 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapsi istendi. İddiaya göre; Kocaeli’de yaşayan H.N.Y. (11) ile S.N.B. (12) isimli kız çocukları, 2020’nin yaz aylarında ve 2022’nin ocak ayında arkadaşlarının babası İ.K. (52) tarafından cinsel istismara maruz kaldı. Çocukların bu durumu öğretmenlerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. Suç duyurusunun ardından İ.K. gözaltına alındı. İfadesi alınan İ.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanık hakkında "Çocuğa karşı cinsel istismar" suçundan dava açıldı. Olayla ilgili açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin dinlenen S.N.B’nin ablası Z.B., "Tam zamanını hatırlamamakla birlikte pandemi sonrasında kardeşim bana sanık ve kızı ile motosiklete bindiklerini söyledi. Kardeşim, sanığın motosiklette bacaklarına ve bikini bölgesine dokunduğunu söyledi. Emin olup olmadığını sorduğumda emin olduğunu söyledi. Kardeşimin cep telefonunu denetlemek amacıyla kontrol ettim. Kardeşim arkadaşına yolladığı mesajda kendisine dokunduklarını yazmıştı. Kardeşime mesajların ne olduğunu sorduğumda şaka olduğunu söyledi ve bana tepki gösterdi. Telefonunu kontrol ettiğim başka tarihte ise intihar etmek amacıyla hap içtiğini yazmıştı. Daha sonra olayı anneme anlattım. Ben anlatmadan önce de kardeşim olayı öğretmenine anlatmış. Daha sonra olay polise intikal etti" dedi. "Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti" Tanık olarak dinlenen sanığın kızı ise "Mağdur kızlar benim arkadaşlarım olur. Evimize gelip giderlerdi. Kızlar bizim eve geldiğinde sürekli yanlarındaydım. İddia konusu olaylar yaşanmamıştır. Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti. S.N.B. çok yalan söyler ve olayları abartarak anlatır. Bu huyu sebebiyle kendisiyle çok kavga ettiğimiz olurdu" şeklinde konuştu. Sanık ise suçlamaları kabul etmediğini belirtti. 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapis talebi Cumhuriyet savcısı mahkeme heyetine sunduğu mütalaasında, sanık İ.K’nın her 2 çocuğa karşı işlemiş olduğu iddia edilen "çocuğa karşı cinsel sarkıntılık" suçundan ayrı ayrı 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Adıyaman İsias Otel davasının ikinci duruşması başladı Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’le ilgili davanın ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi’nde başladı. 6 Şubat depremlerinde 39’u KKTC’li voleybol sporcusu, öğretmen ve antrenör olmak üzere toplam 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki İsias Otel davasının ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde sabah saatlerinde başladı. 3’ü tutuklu toplam 11 sanığın yargılandığı davaya KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Ana Muhalefet Lideri Tufan Erhürman, otel enkazında hayatını kaybedenlerin aileleri ve çok sayıda kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde ellerinde kaybettikleri yakınlarının pankartlarıyla Adıyaman Adliyesine gelen aileler gözyaşlarına hakim olamadı. Burada aileler adına açıklamalarda bulunan, otel enkazında hayatını kaybeden Nazımcan Hartlap’ın annesi Hilal Düzgünce, “6 Şubat depreminin üzerinden 14 ay geçti. Bugün ortak davamız olan İsias Otel davasının ikinci duruşması yapılacak. Bizler İsias Otel’de 72 canımızı kaybettik. Rehberlerin ve şampiyon meleklerin anneleri, kardeşleri ve en yakınları buradayız. 14 aydır acımızı yaşayamıyor, faillerin yargı önünde hesap vermesi için mücadele ediyoruz. Tüm faillerin hak ettikleri şekilde ceza almaları ve aldıklarını görene kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, "Ne olursa olsun bu dava adaletle sonuçlanana kadar hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Katiller hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu davada bilimin yol göstericiliğine güveniyoruz. Hukukun üstünlüğü kadar toplum vicdanının gücüne de inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti adaletinden tek beklentimiz, İsias cinayetinin faillerinin bizden aldıkları her canın bedelini ödemesidir” şeklinde konuştu. Bu davanın peşini hiçbir şekilde bırakmayacaklarını vurgulayan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, "Bu depremde bizlerde çocuklarımızı kaybettik. Yavrularımızı kaybettik. Ve o günden bu güne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti adaleti güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir müddet önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için biz KKTC olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükumet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız, muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle ve yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla Adıyaman’a geldik. Çünkü bu çocuklar artık KKTC’nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acılarıdır. Biz çocuklarımızı unutmadık unutturmayacağız. Ve adalet sonuçlanana kadar biz bu işin devlet olarak takipçisi olacağız. Ülke olarak, devlet olarak Adıyaman’dayız. Ve iananıyorum ki en iyi neticeyi de bugün değilse bile en yakın zamanda adalet tecelli edecek, suçlular ise gerekli cezayı alacak diye düşünüyorum” diye konuştu.