ASAYİŞ - 15 Mart 2017 Çarşamba 16:00

Cemal Candaş davasında sanıklar hakim karşısında

A
A
A
Cemal Candaş davasında sanıklar hakim karşısında

Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Cemil Candaş’ın öldürülmesi davasında ifade veren cinayetin tetikçisi Şenol Ş., “Cemil Candaş’ın burnunu kırmam için 80 bin TL para teklif edildi. İri yarı biri olduğunu görünce bunu yapamayacağımı anladım. Ayağına doğru ateş ettim. Güvenlikler üstüme atlayınca silah ateş aldı” dedi.

İstanbul’da 18 Temmuz 2016’da Şişli Belediyesi İmar ve Şehircilikten Sorumlu Başkan Yardımcısı Cemil Candaş’ın belediye binasında öldürülmesine ilişkin açılan davada 6 sanığın yargılanmasına başlandı.

İstanbul 12’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Şenol Ş., Mithat Y., Hacı A., Engin G., Metin Ş. ve Bilal Y. cezaevinden getirildi. Şikayetçiler, Cemil Candaş’ın eşi Nurcan Candaş, Candaş’ın ağabeyi ve kardeşleri ile Şişli Belediyesi adına bir avukat da duruşmada hazır bulundu.

Sanıkların kimlik tespitinin tamamlanması ve iddianamenin okunmasının ardından, Candaş ailesi ve Şişli Belediye Başkanlığı avukatı, suçtan zarar gördüklerini belirterek davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, Candaş ailesinin davaya katılma talebini kabul ederken, Şişli Belediyesi’nin suçtan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle katılma talebinin reddine karar verdi.

Duruşmada ilk olarak cinayetin tetikçisi Şenol Ş.’nin ifadesi alındı. Sanık Şenol Ş., etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirterek, her şeyi samimiyetle anlatacağını söyledi. “Bu olay sonucu ölümüne neden olduğum Cemil Candaş’ın ailesine sabır diliyorum. Vicdan azabı çekiyorum” diyerek ifadesine başlayan Şenol Ş., “Olaydan 3-4 gün önce sanıklardan Engin G., çalıştığım büfeye gelerek, birinin burnunun kırılması gerektiğini, bunu yapıp yapamayacağımı sordu. Ben de yapabileceğimi söyledim. Benimle 3-4 gün sonra tekrar irtibata geçeceğini belirtti. Beni otoparka çağırdılar. Rıza Keten adlı kişi otoparkta bana belediyenin 3. katında bir müdürün burnunun kırılması gerektiğini söyledi. Orada Rıza Keten ve sanıklardan Hacı A. ile Engin G. vardı. Rıza Keten burada bana adamın fotoğrafını gösterdi. Sonra otoparktan çıktık. Rıza Keten ile belediyenin tuvaletinde buluşacaktık” dedi.

“CANDAŞ’IN 15-20 GÜN RAPOR ALACAK ŞEKİLDE YARALANMASINI İSTİYORLARDI"

Otoparktan çıkınca bir taksiye binerek belediyeye gittiğini kaydeden sanık Şenol Ş., “Belediyenin 3. katına çıktım. Rıza Keten beni merdivenlerin başında bekliyordu. Önce o tuvalete girdi. Yaklaşık 1 dakika sonra ben de ardından girdim. Burada bana adamın fotoğrafını tekrar gösterdi. Cemil Candaş’ın odasını tarif ederek, işin bugün halledilmesi gerektiğini telkin etti. İş bittikten sonra binadan nasıl çıkacağımı sordum. Bu sırada bana silah vererek, adamın burnunu kırdıktan sonra silahı çekersem kimsenin bana bir şey yapamayacağını söyledi. Bu adam işlerine mani oluyormuş, 15-20 gün uzak kalmasını sağlayacak bir rapor alması halinde işlerini halledebileceklermiş. Burnunu kıramazsam ayağına sıkıp kaçabilebileceğimi söyledi. ‘Sen bizim kardeşimizsin, işi hallet sana bakarız, avukat tutarız’ dedi” diye konuştu.

“MAKTUL İRİ YARIYDI, BURNUNU KIRAMAZDIM"

Rıza Keten’in kendisine temizlediği silahı sarı zarfla verdiğini iddia eden sanık Şenol Ş., “Sonra tuvaletten çıktım, Cemil Candaş’ın odasına yöneldim, ancak kendisi lavabodaymış. Koridorda karşılaştım. Uzun ve iri yarı biriydi. Bu durumda burnunu kıramayacağını anladım. Silahla ayağına doğru ateş ettim. Güvenlik görevlileri üstüme atladı. Bu sırada boğuşma yaşandı ve silah ateş alarak bu talihsiz olay yaşandı. Bana 80 bin TL para teklif edilmişti. Ama ne para verildi, ne bana bakıldı ne de avukat tutuldu” ifadelerini kullandı.

Candaş ailesinin avukatı söz alarak, maktul Cemil Candaş’ın 1.63 santimetre boyunda olduğunu, sanığın ‘iri yarıydı, burnunu kıramazdım’ ifadesinin samimi olmadığını söyledi.

"1 MİLYAR DOLARA YAKIN GAYRİMENKULÜN İSKANI İPTAL EDİLEN İNŞAAT ŞİRKETİ SAHİBİ NEREDE"

Cinayetin azmettiricisi olduğu iddia edilen tutuklu sanık Mithat Yılmaz, çok sayıda gayrimenkulü olduğunu belirterek, “Sanıklardan Hacı A. gayrimenkullerimin satışını yapan emlakçılarımdan biridir. Suça iştirak eden Hacı A. ise ben suçlu değilim. Olayın planlandığı iddia edilen otopark benim eşime aittir, işletmeciliği başkasına aittir. Bu otopark benim ofisimin yan tarafındadır. Bana gelen evraklar laboratuarımda değilsem oraya bırakılır. Bu nedenle otopark işletmecisi ve görevlileriyle telefon görüşmelerin vardır. Diyaloğum bundan ibarettir. Bu diyalog nasıl somut delil haline gelir? Cemil Bey 7 tane binanın iskanını iptal etmiş. Bunların 4’ü Keten İnşaat’ın. 1 milyar dolara yakın gayrimenkulün iskanları iptal edilmiş. Bu inşaatın sahibinin kardeşi burada yok ama ben buradayım. Soruşturmanın eksik kaldığı şeyler inşallah burada yapılır” dedi.

“SELAHATTİN KETEN BANA, CEMİL CANDAŞ’I DÖVDÜRMEK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ"

Cinayete yardım etmekle suçlanan Hacı A. adlı tutuklu sanık, Selahattin Keten’in gayrimenkul işleriyle ilgilendiğini dile getirerek, “Selahattin Bey, kaçak kat çıkıyordu, usulsüzlükler yapıyordu. Bu nedenle Cemil Candaş ile sorunlar yaşıyordu. Maktul Candaş, gerekli izinleri vermiyordu. Cemil Bey göreve geldiğinde 15-20 kişiyi işten çıkarmıştı. Herkes kendisine kin güdüyordu. Belediyeye sık sık gittiğim için duyuyordum bunları. Hatta bir gün Cemil Bey bana ‘burada 15-20 yıldır bir çete var. Nereye elimi atsam elimde kalıyor. Benim bunu kırmam lazım’ demişti. Bir gün Selahattin Keten bana, ‘ben bu başkan yardımcısını dövdüreceğim, bana birini bul. En azından bir yumruk attırayım’ dedi. Bunun üzerine sanıklardan Engin G.’ye ‘bir müdür dövülecek birini bulabilir misin’ dedim. Sanıklardan Şenol Ş.’yi ayarlamışlar. Selahattin Beye birini bulduğumu söyledim. ’Beni kimse görmesin, Rıza’yı (Keten) göndereceğim’ dedi. Olay günü belediyedeydim. Bir görüşmem vardı. Silah sesleri duydum. Selahattin Keten aradı beni, ’ne oluyor silah falan’ dedi. Bilmediğimi söyledim. Olay günü belediyede Şenol ile selamlaştığım yalandır. Öyle bir şey olmadı” şeklinde konuştu.

“KEŞKE TANIŞTIRMASAYDIM, BUNUN SUÇ OLDUĞUNU BİLİYORUM"

Sanık Engin G. ise, “Olaydan 3 gün önce Hacı A. otoparka geldi, aracını park etti. ‘Birini dövdüreceğim bir arkadaş bulabilir misin, bir abimin işlerine taş koyuyor’ dedi. Yakındaki büfede çalışan Şenol Ş. aklıma geldi. Kendisine söyledim, kabul etti. Hacı A.’yı aradım, birini bulduğumu söyledim. Bana haber vereceklerini söyledi. Sonra anlaştılar. Zaten 1 tane yumruk atacaktı. Keşke tanıştırmasaydım onları, bunun suç olduğunu biliyorum” diye konuştu.

Tetikçi Şenol Ş.’yi mahalleden tanıdığını ifade eden sanık Bilal Y. ise, “Olay günü cinayetten kısa süre önce Şenol’u aradığım söyleniyor. Olay günü telefonumdan belediyede baz verdiği söyleniyor. Ben Beyoğlu Belediyesine bağlıyım. 32 yaşındayım, 32 senedir Şişli Belediyesine adım atmadım” dedi.

CANDAŞ’IN EŞİ: BURADAKİ SANIKLARIN HEPSİ YALAN SÖYLÜYOR

Sanıkların ifadelerinin ardından şikayetçilere geçildi. Cemil Candaş’ın ağabeylerinden Cemal Candaş, 92 yaşındaki annelerine Cemil Candaş’ın kazada öldüğünü söylediklerini belirterek, “Annem kardeşimin trafik kazasında öldüğünü zannediyor. Şerefiyle, namusuyla işini yaptığı için öldürüldüğünü söyleyemedik. Adalet bekliyoruz” dedi. Cemil Candaş’ın eşi Nurcan Candaş ise, “Eşim Mart ayında bir olaydan sonra iyice tedirgin olmaya başlamıştı. İşe giderken çok tedirgindi. Sonuçta da bu olay gerçekleşti” dedi. Konuşurken gözyaşlarını tutamayan Nurcan Candaş, “Buradaki herkesin suçlu olduğunu düşünüyorum. Anlatılan hiçbir şeye inanmıyorum. Çok güzel hikayeler anlattılar bize. Hepsinin cezalandırılmasını istiyorum” diye konuştu.

Duruşma, aranın ardından tanık ifadeleriyle devam ediyor.

Başak Akbulut

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Yüksek numaralı ya da gözü lazer için uygun olmayan hastalara alternatif çözümler Hafif ve orta düzey refraktif kusurların düzeltilmesinde Excimer Laser (göz çizdirme) yönteminin kullanılabildiğini ancak yüksek numaralarda bu işlemin yapılamadığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, özellikle yüksek numaraların düzeltilmesinde ve yapısı lazere uygun olmayan kişilere göz içi fakik lens (GİL) uygulaması önerildiğini söyledi. Miyopi, hipermetropi ve astigmatizma gibi sıkça rastlanan görme kusurları, genellikle gözlük ve kontakt lenslerle tedavi edilse de bu sorunlara daha kalıcı çözüm arayışları da devam ediyor. Son yıllarda hızlı gelişen refraktif cerrahi ile refraktif kusurların tedavisinde alternatif çözümler üretiliyor. Refraktif cerahi işlemleri, temelde korneal cerrahi ve göz içi cerrahi olarak sınıflandırılırken, Medicana Konya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, yüksek numaralı ya da gözü lazer için uygun olmayan hastalarda fakik göz içi lens (GİL) ameliyatının uygulanabileceğini açıkladı. “Göz içi kontakt lensler, gözün yapısını bozmaz” Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Seyrek; özellikle göz çizdirme olarak bilinen lazer işlemi için göz yapısı uygun olmayan hastalarda göz içi lens ameliyatının uygulanabildiğini belirtti. Op. Dr. Seyrek, “Bu ameliyatta; FDA tarafından onaylı olan mercekler, yaklaşık 20 yıldır dünya üzerinde yaygın olarak uygulanıyor. Fakik GİL işlemi, göz içi kontakt lens olarak da tanımlanıyor. Lazerdeki gibi korneada bir düzeltme işlemi olmadan, hastanın kendi doğal merceği çıkarılmadan göz içine mercek yerleştirilmesi işlemine Fakik GİL deniliyor. Fakik GİL ile yüksek miyop (yaklaşık 25 dereceye kadar), yüksek hipermetrop ve astigmat tedavi edilebiliyor” dedi. 18 yaşından büyük olan, son yıllarda belirgin numara değişikliği olmayan, katarakt, göz tansiyonu olmayan ve muayenede göz yapısı uygun olan tüm hastalara göz içi kontakt lens uygulanabildiğini ifade eden Op. Dr. Seyrek, gözlükten kurtulmak için başvuranların öncelikle detaylı bir muayenesi yapıldıktan ve gerekli testler yapıldıktan sonra uygunluğuna karar verildiğini açıkladı. Ölçümler yapıldıktan sonra kişilere özel Fakik GİL‘in belirlendiğini söyleyen Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Bu lensin en büyük avantajı göz yapısında bir değişikliğe neden olmadan yapılabilmesidir. Yani Fakik GİL uygulamasında korneada bir incelme, kesme, kapakçık açma ya da korneadan parça çıkarılma işlemi yoktur. Ayrıca göz içi doğal merceğe temas etmeden ve çıkarılmadan göz içine yerleştirilmektedir. Bu nedenle geri dönüşümlü bir işlemdir” şeklinde konuştu. “Ömür boyu göz içinde kalabilir” Lazer teknikleri ile düzeltilemeyecek kadar yüksek numaraları olan hastalarda rahatlıkla göz içi kontakt lensler kullanılabilir. İsmi nedeni ile günlük kullanılan kontakt lensler ile karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Lütfi Seyrek, “Bu lens, ameliyathane şartlarında göz damlası ile uyuşturulduktan sonra küçük bir kesi yapılarak göz bebeğinin arkasına yerleştirilir ve operasyon bir göz için 8-10 dakika sürmektedir. İki göze aynı gün işlem yapılabileceği gibi bir ya da birkaç gün arayla da yapılabilir. İşlem sonrası hastanede yatışa gerek yoktur ve hasta günlük hayatına devam edebilir. Görme, genellikle ertesi gün düzelmektedir. Hastanın kontakt lenslerdeki gibi ek bir bakım yapması gerekmez. Kaşıma ovalama ile yerinden kaymaz. Ömür boyu göz içinde kalabilir. Yine hastanın kendi doğal merceği çıkarılmadan üzerine yerleştirildiği için akıllı mercekler ile de aynı işlem değildir” diye konuştu.