EĞİTİM - 05 Mart 2018 Pazartesi 11:47

Çinli öğrenciler Türkçe öğreniyor

A
A
A
Çinli öğrenciler Türkçe öğreniyor

Çin’den Türkiye’ye Türkçe öğrenmek için gelen Çinli öğrenciler, bir yıllık yoğun bir Türkçe eğitim sürecinden geçiyor.

Çin’de bir üniversitenin yabancı diller yüksekokulunun Türkçe bölümünde okuyan 23 Çinli öğrenci, Türkçe eğitimlerini daha da ilerletmek adına eğitimlerine Türkiye’de devam ediyor. Bahçeşehir Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu’nun sağlamış olduğu imkânlarla eğitimlerini sürdüren öğrencilerin, bir yıllık eğitim sonrasında ileri seviyede Türkçe öğrenerek ülkelerine dönmeleri hedefleniyor.

Eğitimlerinin üçüncü ayını geride bırakan öğrencilerin, öğrenme konusunda çok istekli olduklarını ve bunun yanı sıra Türk kültürünü de sevdiklerini ifade eden Bahçeşehir Üniversitesi Yabancı Diller Meslek Yüksekokulu Müdürü Mehmet Atasagun, uluslararası öğrencilerin, ülkemizdeki üniversite eğitimine büyük katkı sağladığını ifade ederek, uluslararası öğrencilerin birer “kültür elçisi” olduğunu söyledi.

“Türkçeyi yabancı dil olarak öğretiyoruz” 

Bu yıl Çin’de Türkiye yılı olduğunu ifade eden Mehmet Atasagun, “ Bu yıl Çin’de Türkiye yılı. Dolayısıyla Çinli öğrencilerin ülkemize gelmiş olmaları bizler için çok önemli. Bu yıl Çin’den gelen 23 öğrencimiz var. Öğrencilerimiz Çin’den başka bir üniversitenin yabancı diller yüksekokulundan geldiler. Dört yıl Türkçe okuyacak olan öğrencilerimiz şuan üçüncü sınıfta. Kasım ayında üniversitemize gelen öğrencilerimiz, Temmuz ayına kadar burada Türkçe eğitimi alacaklar. Öğrencilerimize daha etkili bir eğitim vermek amacıyla onları haftada 24 saatlik yoğun bir Türkçe eğitime tabi tutuyoruz. Türkçeyi yabancı dil formatıyla onlara öğretiyoruz. Dolayısıyla öğrencilerimiz Türkçeyi yabancı dil olarak öğreniyor. Burada onlara Türkçe eğitim veren öğretmenlerimiz Çince bilmiyor. Hocalarımız Türkçeyi tamamen yabancı dil olarak öğretme eğitimi almış çok donanımlı öğretmenlerden oluşuyor. Derslerin bu şekilde verilmesinin iletişimsel olarak çok daha faydalı olduğunu düşünüyorum” dedi.

“Çok başarılılar, çok çalışıyorlar”

“Çinli öğrenciler çok uzun bir süre başka bir ülkede kaldıklarında, o ülkede kullanılan isimleri alıyor. Bu isimler bazen çok sevdikleri bir isim oluyor ya da kura ile isimlerini seçiyorlar” diyen Atasagun, “Bu öğrencilere okulumuzda eğitim vermekten dolayı çok gururluyuz. Çünkü çok iyi, çok başarılı öğrenciler ve çok çalışıyorlar. Dışarıda öğrendikleri yeni bir ifadeleri gelip öğretmenlerine soruyorlar. Öğrenme konusunda çok meraklılar. Sürekli gözlem halindeler. Kendi aralarında ve Türk arkadaşlarıyla sürekli Türkçe konuşuyorlar. Böylelikle bilgilerini ilerletmeye çalışıyorlar. Bunu yanı sıra uluslararası öğrencilerin ülkemizde eğitim almalarının ülkemize ve okulumuza büyük katkıları var. Öncelikli olarak öğrenciler birlikte yaşam kültürünü kavrıyor. Bir diğer faydası ise bu öğrenciler Çin’e döndüklerinde bizim birer kültür elçimiz olacaktır. Bizim buradaki en büyük hedefimiz, çok ileri seviyede Türkçe eğitimle Çin’e gitmelerini sağlamaktır. Çünkü bu öğrenciler Çin’ e döndüklerinde ve mezun olduklarında Çin devleti ve kendi özel işleri için Türkçeyi kullanıyor olacaklardır” ifadelerinde bulundu.

Türkiye’ye geldikten sonra Gülşah adını kullandığını belirten Çinli öğrenci, Türkiye’ye geldikten sonra konuşma ve dinleme konusunda büyük bir ilerleme kaydettiğini ifade ederek, “Dil öğrencileri için üçüncü sınıftayken hangi ülkenin dilini öğreniyorsak o ülkeye gitmemiz gerekiyor. Bu nedenle Türkiye’ye geldim ve üç aydır Türkçe eğitim alıyorum. Özellikle konuşma ve dinleme konusunda yeteneğim daha da ilerledi. Türkiye ye ilk geldiğimde yeni bir çevre gelmiş olmak, trafik ve yemekler konusunda biraz zorlandım. Ancak Türkiye’de olmaktan dolayı mutluyum. Özellikle burada turistik yerler çok güzel. Öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımız çok iyi. Okulumuzda aktivitelerimiz var. Çin’e döndükten sonra Türkçe tercüman ya da öğretmen olmak istiyorum. Türkiye’deki popüler yazarların eserlerini Çince ‘ye çevirmek istiyorum” dedi.

Son olarak Türkçe’nin çok ilginç bir dil olduğunu söyleyen ve Türkiye’de Furkan adını kullanan öğrenci ise iş adamı olmak istediğini ifade ederek şunları söyledi: ” Türkiye bulunduğu konum itibariyle çok önemli bir bölgede. Asya ve Avrupa arasında çok önemli bir ülke. Eğitimim bittikten sonra da Türkiye’de kalmak istiyorum. Türkçe zor bir dil ama alışıyorum.”

   

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara SGDD-ASAM’dan 5. Geleneksel 23 Nisan Çocuk Şenliği Ankara’da Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), UNICEF ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle 3 bin 500 çocuğun katılımıyla 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi. Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği, UNICEF VE Çankaya Belediyesi iş birliğiyle bugün Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda 23 Nisan Çocuk Şenliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Altındağ, Keçiören ve Mamak ilçelerindeki 13 okuldan çeşitli uyruklara mensup 3 bin 500 çocuk ve öğretmenleri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SGDD-ASAM Genel Müdürü İbrahim Vurgun Kavlak, “Cumhuriyetimizin 100. yılı içerisinde dünyada çocuklara adanan bayramı kutlamanın yegane mutluluğunu yaşıyoruz. 23 Nisan, Türkiye’nin ilk milli bayramıdır. Bugün burada bu alanda Ankara’nın çeşitli bölgelerinden gelen 3 bin 500’ü aşkın çocuk var. Bu vesile ile Ankara Valimize, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerine, okul müdürlerimize ve fedakar öğretmenlerimize, değerli SGDD-ASAM çalışanlarına ve bugünü anlamlandıran geleceğin yetişkinlerine yani çocuklara çok teşekkür ediyoruz. Bugün bizim yanımızda olanlara sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı SGDD-ASAM olarak kutladıklarını ifade eden SGDD-ASAM Genel Müdür Yardımcısı Buket Bahar Dıvrak da, "Bizim için gelenekselleşmiş bir etkinlik. Ankara’da Altındağ ve Mamak’ta bulunan 13 okulumuzdan öğrencileri buraya davet ettik. Yaklaşık 3 bin 500 çocuğumuz bizimle beraber. Bayramın coşkusunu bütün çocuklar burada beraber yaşıyorlar. Çok coşkulu ve güzel bir gün bizim için. Çocukların gönüllerince eğlendiği, çocuk olmanın zevkini ve tadını çıkardığı bu ulusal bayramı kutlamalarına vesile oluyoruz” ifadelerini kullandı. Burada olmanın kendilerine çok mutluluk verdiğini ifade eden çocuklar, çeşitli etkinliklerle gün boyu güzel bir gün geçirdiklerini söyledi. Açılış konuşmalarının ardından SGDD-ASAM Al Farah Çocuk Korosu sahne aldı. Konserin ardından alanda gün boyu canlı müzik etkinlikleri düzenlendi.
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.