SAĞLIK - 04 Eylül 2014 Perşembe 09:48

Çocuğunuzun bonzai kullandığını anlayabilirsiniz

A
A
A
Çocuğunuzun bonzai kullandığını anlayabilirsiniz

Bonzai kullanımı yaygınlaşınca bazı aileler de şüphelendikleri çocuklarını teste götürüyor.

Bursa'daki Özel Hayat Hastanesi de idrar testi vasıtasıyla numune alınan kişinin uyuşturucu kullanıp kullanmadığını belirliyor.

Fiyatı çok düşük olduğu için son zamanlarda birçok genç tarafından kullanılan ve sonu ölüm ile biten Bonzai bağımlığının önüne geçmek için Bursa’daki Özel Hayat Hastanesi yeni bir adım attı.
Türkiye genelinde olduğu gibi Bursa’da da yakalanan Bonzai miktarı artarken, Özel Hayat Hastanesi, uyuşturucu maddelere karşı savaş başlattı. Hastanenin dış cephesine asılan pankart ile uyuşturucu madde bağımlılarına ve ailelerine çağrıda bulunan hastane yetkilileri, uyuşturucu ve Bonzai testlerinin laboratuvarlarında yapıldığını duyurdu. 

2005 yılındaki 17 bin uyuşturucu kullanımı sayısının 7 yılda 10 kat artarak 170 bini bulduğunu ifade eden Özel Hayat Hastanesi Biyokimya Uzmanı Dr. Kemal Aslan, özellikle ailelerde çocuklarının uyuşturucu kullanıp kullanmadığını merak edenler olduğunu söyledi. 

Uyuşturucu testinin 10 çeşit maddeyi ölçebilen bir test olduğunu belirten Aslan, “Bu testlerin yanı sıra halk arasında Bonzai denilen maddeyi ayrı olarak ölçebiliyoruz. Getirilen kişi eğer son bir hafta içinde madde kullandıysa bunu yarım saat içinde sonuçlandırıyoruz. Bonzai testi de idrarla yapılıyor ve anlaşmalı laboratuvarlarımızda sonucu kısa sürede veriyoruz. Bazı aileler çocuklarını bataklıktan bir an önce kurtarmak ve kesin teşhis ve tedavi için test yaptırıyor"dedi.

Çocuğunun uyuşturucu alıp almadığı konusunda bazı ailelerin kesin bir bilgi edinmek istediğini belirten Aslan, “Hastanemizde böyle bir testin yapılmasındaki amaç hem ailelere yardımcı olmak hem de uyuşturucu kullanımının önüne geçmektir" diye konuştu.
 

ABDULLAH ÇİBİR

BURSA  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.